Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kiracı kefilinin sorumluluğu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-04-2008, 10:44   #1
lawyerrr

 
Varsayılan Kiracı kefilinin sorumluluğu

Merhabalar,
Müvekkil evini 1 yıllığına kiraya veriyor, kira kontratını bir de kefil imzalıyor. ( Ancak kontratta müşterek ve müteselsilen kefil ibaresi yok) .5 Ay sonra kiracı evi tahliye ediyor. Bu durumda vadesi gelmemiş kira alacakları sebebiyle kefile icra takibi yapılabilir mi? Kiracının adresi bilinmiyor ancak kefile ulaşma imkanı var. Bazı Yargıtay Kararlarında kefile yönelebilmek için kiracıya yapılan takibin semeresiz kalması gerektiği yer alıyor. Bazılarında ise kira sözleşmesinin süresi boyunca kefilin tüm kira bedellerinden sorumlu olacağı. Kefile takip yapılıp yapılamayacağı konusunda fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
İyi çalışmalar
Old 24-04-2008, 11:13   #2
av_ramazan

 
Varsayılan

sayın lawyer,sözleşmede müşterek ve müteselsil kaydı yoksa adi kefaletten bahsedebiliriz..adi kefalette ise kiracıya yapılan takip ya da açılan alacak davası sonuçsuz kalmadıkça kefile başvurulamayacağı açıktır..
Old 24-04-2008, 11:36   #3
lawyerrr

 
Varsayılan

Sayın av ramazan cevabınız için teşekkür ederim. Ancak az önce okuduğum Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.03.2006 tarihli 2006/6-78 E. 2006/88 K. sayılı kararında "B.K. 484. Maddesi hükmü gereğince yazılı şekilde düzenlenmiş,süresi ve ödenecek kira paralarının açıkça gösterilmiş bir kira sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalayan kişi,sözleşmede gösteriilen kira süresi boyunca kiracının ödemekle yükümlü olduğu kira paralarından,kefil sıfatıyla kiralayana karşı sorumludur." denilmektedir. Yargıtayın bu kararına göre kefile yönelmemiz mümkün görünüyor.
Old 24-04-2008, 15:19   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/5082
K. 2005/6635
T. 27.6.2005

• KİRA ALACAĞI İÇİN BAŞLATILAN TAKİP ( İtirazın Kaldırılması - Borçlu İflas Etmedikçe Veya Hakkındaki Takip Sonuçsuz Kalmadıkça Adi Kefile Müracaat Edilemeyeceği )

• ADİ KEFALET ( Borçlu İflas Etmedikçe Veya Hakkındaki Takip Sonuçsuz Kalmadıkça Müracaat Edilemeyeceği - Kira Alacağının Tahsili İçin Başlatılan İcra Takibi )
• KEFİL ALEYHİNE İCRA TAKİBİ ( Borçlu İflas Etmedikçe Veya Hakkındaki Takip Sonuçsuz Kalmadıkça Adi Kefile Müracaat Edilemeyeceği )
818/m. 486

ÖZET : Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması talebine ilişkindir. Davaya dayanak kira sözleşmesindeki kefalet adi kefalet niteliğindedir. Kiralayanın adi kefile müracaat edebilmesi için borçlunun iflas etmesi veya hakkındaki icra takibinin sonuçsuz kalması ya da borçlu hakkında Türkiye'de tahkikat icrasının imkansız hale gelmesi gerekir. Açıklanan koşullar oluşmadığı halde kefil aleyhinde icra takibi yapılıp bilahare dava açıldığından kefil hakkındaki davanın reddi gerekir.

DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan karar borçlular tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak işin niteliğine göre duruşmaya tabi olmadığından dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Uyuşmazlık, kira parasının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve icra inkar tazminatının tahsiline ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulü ile itirazın 45.832.000.000.- TL asıl alacak ve 15.332.800.000.-TL işlemiş faizi yönünden kaldırılmasına ve asıl alacak üzerinden hesaplanan 18.332.800.000.-TL icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş, karar borçlular vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre temyiz eden borçlular vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Borçlular vekilinin kefile ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

Takibe ve davaya dayanak yapılan ve karara esas alınan 10.05.2001 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu sözleşme ile alacaklı kiralananı borçlu şirkete kiralamış, sözleşmeyi borçlu A. kefil sıfatı ile imzalamıştır. Alacaklı Kartal 3. İcra Müdürlüğü'nün 2004/1415 sayılı dosyası ile 10.05.2002-22.03.2004 arası kira parası ve işlemiş faizinin tahsili için borçlular hakkında icra takibi yapmış, borçlular süresinde verdikleri itiraz dilekçeleriyle borçlarının bulunmadığını belirterek itirazda bulunmuşlardır.

Sözleşmeye göre borçlu A'nın kira borcuna kefil olması Borçlar Kanunu' nun 486. maddesinde düzenlenen adi kefalet niteliğinde olup anılan madde hükmü gereğince alacaklı kiralayanın kefile yönelebilmesi için borçlunun iflas etmesi veya hakkında icra takip olunup da alacaklının kusuru olmaksızın takibin semeresiz kalması ya da borçlu hakkında Türkiye' de tahkikat icrasının imkansız hale gelmesi gerekir. Davada bu koşulların hiçbiri gerçekleşmemiştir. Alacaklı önce kiracıdan kira alacaklarını istemeden veya hakkındaki takip sonuçsuz kalmadan borçlu kiracı ile birlikte kefil hakkında da icra takibi yapıp dava açtığından kefil hakkındaki istemin reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarda ( 1 ) no'lu bentte yazılı nedenlerle borçlu şirket hakkındaki kararın ONANMASINA, yukarda ( 2 ) no'lu bentte yazılı nedenlerle kefil borçlu hakkındaki kararın BOZULMASINA, onanan kısım için temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 27.06.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 24-04-2008, 15:29   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lawyerrr
Sayın av ramazan cevabınız için teşekkür ederim. Ancak az önce okuduğum Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.03.2006 tarihli 2006/6-78 E. 2006/88 K. sayılı kararında "B.K. 484. Maddesi hükmü gereğince yazılı şekilde düzenlenmiş,süresi ve ödenecek kira paralarının açıkça gösterilmiş bir kira sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalayan kişi,sözleşmede gösteriilen kira süresi boyunca kiracının ödemekle yükümlü olduğu kira paralarından,kefil sıfatıyla kiralayana karşı sorumludur." denilmektedir. Yargıtayın bu kararına göre kefile yönelmemiz mümkün görünüyor.

Sayın lawyerrr,

Alıntısını yaptığınız HGK kararının tamamını aktarıyorum. Karara göre kefil aleyhine açılan dava red olmuş.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2006/6-78
K. 2006/88
T. 22.3.2006
• ÖDENMEYEN KİRA PARALARININ TAHSİLİ ( Kefaletin Kiralayan İle Kiracı Arasındaki Tüm Sorunlar Çözülünceye Kadar Devam Edeceği Belirtildiği - Kira Paraları Kira Süresinin Bittiği Tarihten Sonraki Döneme Ait Olduğundan Bundan Davalı Kefilin Sorumlu Tutulamayacağı )
• KEFİLİN SORUMLULUĞU ( Kefaletin Kiralayan İle Kiracı Arasındaki Tüm Sorunlar Çözülünceye Kadar Devam Edeceği Belirtildiği - Kira Paraları Kira Süresinin Bittiği Tarihten Sonraki Döneme Ait Olduğundan Bundan Davalı Kefilin Sorumlu Tutulamayacağı )
• KİRA SÖZLEŞMESİ ( Kefilin Sorumlu Olacağı Süre ve Sorumlu Tutulacağı Azami Miktar Gösterilmediği - Kira Paraları Kira Süresinin Bittiği Tarihten Sonraki Döneme Ait Olduğundan Bundan Davalı Kefilin Sorumlu Tutulamayacağı )
• İTİRAZIN İPTALİ ( Kefilin Sorumlu Olacağı Süre ve Sorumlu Tutulacağı Azami Miktar Gösterilmediği - Kira Paraları Kira Süresinin Bittiği Tarihten Sonraki Döneme Ait Olduğundan Bundan Davalı Kefilin Sorumlu Tutulamayacağı )
818/m.484
6570/m.11
12.4.1944 Tarih ve 14/13 Sayılı YİBK

ÖZET : Dava, ödenmeyen kira paralarının tahsili ve kiralananın tahliyesi istemiyle kiracı ve müteselsil kefili hakkında başlatılan icra takibinde, borca itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.

Davaya konu kira sözleşmesinin 7. maddesinde, kefaletin, kira ilişkisi sona erinceye ve kiralayan ile kiracı arasındaki tüm sorunlar çözülünceye kadar devam edeceği belirtilmiş ise de; kefilin gerek sorumlu olacağı süre ve gerekse sorumlu tutulacağı azami miktar gösterilmemiştir.

Görülmekte olan davada; itirazın kaldırılması isteminin konusunu oluşturan icra takibinde, 15.9.1999 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesine dayanılmıştır. Ancak, tahsili istenilen kira paraları, kira süresinin bittiği 15.9.2001 tarihinden sonraki döneme ( 2004 yılına ) aittir. Bu durumda, takibe konu kira paralarından davalı kefilin sorumlu tutulmasına olanak bulunmamaktadır.

DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 12. İcra Mahkemesince davanın ( kefil yönünden ) reddine dair verilen 10.3.2005 gün ve 2005/34-137 sayılı kararın incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 21.6.2005 gün ve 2005/4534-6460 sayılı ilamı ile;

( ...1- Toplanan delillere, dosya içeriğine ve kararda yazılı gerekçelere göre davalı-borçluların tüm davacı-alacaklının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacı-alacaklının kefil hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 15.9.1999 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde kefilin sorumluluğu açıkça düzenlenmiş, müşterek ve müteselsil kefil olduğu belirtilmiş ve ayrıca sözleşmenin özel şartlar bölümünün 7. maddesinde kefilin sorumluluğunun sözleşme boyunca devam edeceği kararlaştırılmıştır. Mahkemece kefilin sorumluluğunu düzenleyen sözleşme hükümleri gözardı edilerek kefil hakkında istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, ödenmeyen kira paralarının tahsili ve kiralananın tahliyesi istemiyle kiracı ve müteselsil kefili hakkında başlatılan icra takibinde, borca itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.

Davacı Yaşar Ulusoy vekili, davacıya ait taşınmazda 15.9.1999 başlangıç tarihli sözleşmeyle kiracı olan davalı şirketin Eylül-Ekim 2004 aylarına ait kira paralarını ödememesi üzerine, kiracı ve kefili durumundaki diğer davalı hakkında icra takibi yapıldığını; borçluların, aylık kira bedelinin 500.000.000 TL. olduğu iddiasıyla borca itiraz ettiklerini, oysa, takibe konu dönemin kira parasının taraflarca 1.150.000.000 TL. ye yükseltilmiş olduğunu, takipte de bu miktarın istenildiğini, o nedenle borca itirazın haksız olduğunu; öte yandan, itiraz dilekçesinde davalı kefil Necati Türkyaşar'ın, takibin ilişkin bulunduğu dönemdeki kira paraları yönünden sorumluluğu bulunmadığının da ileri sürüldüğünü, oysa, bu davalının alelade bir kefil değil, müşterek borçlu, müteselsil sorumlu ve kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığını, sözleşmenin 7. maddesindeki hüküm karşısında sorumluluğunun devam ettiğini ileri sürerek, borçluların itirazlarının kaldırılmasına, 5.500.000.000 TL. üzerinden takibin devamına, asgari %40 oranında icra inkar tazminatına ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.

Davalılar Figaro Mimarlık İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti. ve Necati Türkyaşar vekili, 15.9.2004 tarihinde başlayan yeni dönemde taraflarca mutabık kalınmış veya mahkemece belirlenmiş bir kira parası bulunmadığını, bu konuda imzası inkar edilmemiş bir belgenin de mevcut olmadığını, o nedenle borca itiraz edildiğini; öte yandan, Yargıtay kararlarına göre, kefilin sorumluluğunun kira dönemiyle sınırlı bulunduğunu, uzayan dönemlere ilişkin sorumluluğunun söz konusu olamayacağını, kefil durumundaki davalı Necati Türkyaşar hakkındaki davanın bu nedenle de redde mahkum olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme; davalı kiracı hakkındaki davanın kabulüne, itirazının kaldırılmasına, icra inkar tazminatına, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine; kira sözleşmesinde müteselsil kefil durumunda olan davalı Necati Türkyaşar'ın sadece kira dönemiyle sınırlı bir sorumluluğunun bulunduğu, yenilenen kira dönemi yönünden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle bu davalı hakkındaki davanın reddine karar vermiş; taraflar vekillerince temyiz edilen karar Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.

Davalı kiracı şirket ile davacı kiralayan arasındaki 15.9.1999 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesiyle, davacıya ait dükkan vasıflı taşınmazın dekorasyon mağazası olarak kullanılmak üzere kiralandığı, diğer davalı Necati Türkyaşar'ın sözleşmeyi "Müteselsil sorumlu ve kefil" sıfatıyla imzaladığı çekişmesizdir.

Kira sözleşmesinin Özel Şartlar bölümündeki 5. maddesi aynen "Kira müddeti iki yıl olup, birinci yılın sonunda kira bedeli Yargıtay'ın belirlediği oranda artırılacaktır. İkinci yılın sonunda taraflar arasında anlaşma sağlanması halinde kiralama işlemi devam edecektir. Aksi takdirde kiracı en geç 30 gün içinde dükkanı tahliye etmeyi şimdiden kabul eder"; 7. maddesi ise aynen "Kira kontratında imzası bulunan müteselsil müşterek borçlu ve kefilin kefaleti; kiracının dükkanda oturduğu sürece ve mecurun tahliye edilip kiraya veren ile kiracı arasında hiçbir hukuki ve maddi sorun kalmayıncaya kadar devam eder. Kefil olanlar bu durumu kabul etmişlerdir" hükmünü içermektedir.

Davacı kiralayan vekilince her iki davalı hakkında 22.12.2004 günlü takip talebiyle başlatılan ve Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2004/15327 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibinde, 4.600.000.000 TL. ( Eylül, Ekim, Kasım, Aralık 2004 aylarına ait ) ödenmemiş kira paraları ile 9.200.000.000 TL. ( sözleşmenin 12. maddesi gereğince muaccel hale gelen ) müteakip aylar kira paraları olmak üzere toplam 13.800.000.000 TL.'nin yasal faiziyle birlikte tahsili ve kiralananın tahliyesi istenilmiştir. Davalılar ( borçlular ) vekili, süresi içerisindeki itiraz dilekçesinde, hem istenilen kira parasına itiraz etmiş, hem de, kefil durumundaki Necati Türkyaşar'ın sorumluluğunun kira dönemiyle sınırlı olduğunu, zımnen uzayan dönemlere ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüştür.

Bozma ve direnme kararlarının içerik ve kapsamları itibariyle Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; sözleşmeyi "Müteselsil sorumlu ve kefil" sıfatıyla imzalamış olan davalı Necati Türkyaşar'ın takibe konu borçtan sorumlu tutulup, tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.

Borçlar Kanunu'nun 484. maddesine göre, kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, yazılı şekilde düzenlenmesi ve kefilin sorumlu olacağı miktarın açıkça gösterilmesi zorunludur.

12.4.1944 tarih ve 14/13 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da; sözleşmede kefilin ödeyeceği muayyen bir miktarın gösterilmiş olup, olmadığının ve sözleşme içeriğinden böyle muayyen bir miktarın anlaşılmasına olanak bulunup, bulunmadığının hakim tarafından resen gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Borçlar Kanunu'nun 484. maddesi ve anılan İçtihadı Birleştirme Kararı birlikte değerlendirildiğinde, kira sözleşmelerindeki kefaletler bakımından şu saptamalar yapılabilmektedir:

Yazılı şekilde düzenlenmiş, süresi ve ödenecek kira paralarının miktarı açıkça gösterilmiş bir kira sözleşmesini kiracının kefili sıfatıyla imzalayan kişi; sözleşmede gösterilen kira süresi boyunca, kiracının ödemekle yükümlü bulunduğu kira paralarından, kefil sıfatıyla kiralayana karşı sorumludur. Zira, böylesi bir durumda, kefilin sorumluluğu süre ve miktar itibariyle belirlidir; kefil, sorumluluğunun kapsamını ve sınırlarını bilmektedir.

Kira süresinin, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun'un 11. maddesi gereğince uzadığı hallerde, uzayan kira süresi bakımından kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için; öncelikle bu hususun ( kefilin sorumluluğunun uzayan dönem için de devam edeceğinin ) sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olması gerekir. Bunun yanında, kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağının açıkça gösterilmiş olması da şarttır. Eş söyleyişle, ne kadar uzayacağı belirsiz bir kira süresine ilişkin olan ve kefili sınırsız bir sorumluluk altına sokan sözleşme hükümleri geçerli değildir. Hakim, bu yönleri resen dikkate almakla yükümlüdür.

Somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde:

Yukarıda belirtildiği üzere, davaya konu kira sözleşmesinin 7. maddesinde, kefaletin, kira ilişkisi sona erinceye ve kiralayan ile kiracı arasındaki tüm sorunlar çözülünceye kadar devam edeceği belirtilmiş ise de; kefilin gerek sorumlu olacağı süre ve gerekse sorumlu tutulacağı azami miktar gösterilmemiştir.

Görülmekte olan davada; itirazın kaldırılması isteminin konusunu oluşturan icra takibinde, 15.9.1999 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesine dayanılmıştır. Ancak, tahsili istenilen kira paraları, kira süresinin bittiği 15.9.2001 tarihinden sonraki döneme ( 2004 yılına ) aittir.

Bu durumda, takibe konu kira paralarından davalı kefilin sorumlu tutulmasına olanak bulunmamaktadır.

Yerel Mahkemenin aynı gerekçeye dayalı olarak verdiği, davalı kefil hakkındaki davanın reddi yönündeki direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 22.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Old 24-04-2008, 15:30   #6
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/5733
Karar: 2005/7114
Karar Tarihi: 05.07.2005
ÖZET: Adi kefilin borçtan sorumlu tutulabilmesi ancak kefalet sözleşmesinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkında takibat icra olunup da alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması halinde mümkündür. Bu koşullar gerçekleşmediğine göre kefil hakkında açılan davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

(818 S. K. m. 44, 98, 486)
Mahalli mahkemesinden verilmi
ş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar dairemizin 11.04.2005 gün ve 1412-3447 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Bu kararın tashihen tetkiki davalılar tarafından süresi içinde istenilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, kiracı davalının 01.03.2003 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesini tek taraflı feshedemeyeceğini, kira sözleşmesinin devam ettiğini ileri sürerek sözleşmeye göre iki taksitte ödenmesi gereken 01.03.2004-01.09.2004 tarihleri arası altı aylık kira parası 6.400.000.000.-TL için kiracı ve kefil aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazların iptalini istemiştir. Davalılar vekili, kira sözleşmesinin 04.09.2004 tarihli ihtarname ile feshedilip taşınmazın 10.01.2004 tarihinde tahliye edildiğini, anahtarların Cihanbeyli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/2 esas sayılı dosyasına teslim edildiğini davalılardan kefil Mevlüt Ç.'nin kefaletinin adi kefalet olduğundan kira parasından sorumlu tutulamayacağını, davacı ile ayrıca yapılan kira sözleşmesinde kiracının kiranın günü dolmadan işyerini boşaltması halinde davacının kiracıya geri kalan kira parasını iade edileceği kararlaştırıldığı halde bu kısmın davacı tarafından karalandığını, davacının 10.01.2004 - 01.03.2004 tarihi arasındaki süreye ilişkin kira bedelini iade etmesi gerektiğini savunmuştur.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme nedenleri yerinde değildir.
2- Dosyadaki bilgi ve belgelerden, toplanan delillerden davalı kiracının süresinden önce tek taraflı irade açıklamasıyla ve haklı bir nedene dayanmasızın 04.09.2003 tarihli ihtarname ile akdi feshederek tahliye ettiği davacı taşınmazın anahtarlarını tevdii mahalli Cihanbeyli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/2 esas sayılı dosyasına teslim ettiği anlaşılmaktadır. Kural olarak kiracı haksız fesih halinde kiralayanın uğradığı tüm zararı ödemekle yükümlüdür. Ancak Borçlar Kanununun 98.maddesi göndermesi ile aynı kanunun 44.maddesi uyarınca kiralayanında zararın artmasına neden olmaması gerekir. Davalı kiracı tahliye ederek anahtarları tevdii mahalli olarak mahkemeye teslim ettiğini savunduğuna göre mahkemece öncelikle bu kararın davacıya tebliğ tarihinin araştırılarak yasal tahliye tarihinin saptanması, bu tarihten sonra kira sözleşmesindeki bedel ve koşullarla ne kadar sürede yeniden kiraya verilebileceği makul sürenin uzman bilirkişiler aracılığı ile belirlenmesi, kiracının bu süreye tekabül eden kira borcundan sorumlu tutulması gerekirken, bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verildiği bu seferki incelemeden anlaşılmıştır.
Öte yandan davalılardan Mevlüt Ç.'nin sözleşmedeki kefilliği kira sözleşmesi süresince devam etmekte ise de; kefilliği adi kefalet olup Borçlar Kanunun 486.maddesi hükmü uyarınca adi kefilin borçtan sorumlu tutulabilmesi ancak kefalet sözleşmesinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkında takibat icra olunup da alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması halinde mümkündür. Bu koşullar gerçekleşmediğine göre kefil hakkında açılan davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu da bu defaki incelemeden anlaşıldığından davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda 2.bentte açıklanan nedenle davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 11.04.2005 tarih 2005/1412 esas-3447 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkemenin 26.11.2004 tarih 2004/774 esas - 1113 karar sayılı kararının BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.07.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kiracı Sorunu mskocabay Hukuk Soruları Arşivi 2 02-01-2005 13:30
Kiracı Tahliyesi sefiksertel Hukuk Soruları Arşivi 2 10-04-2002 21:12
kiracı halil demircioğluKonuk Hukuk Soruları Arşivi 1 12-02-2002 00:23
kiracı faruk özdemir Hukuk Soruları Arşivi 1 11-02-2002 03:23
kiracı hakları ebru baştürk Hukuk Soruları Arşivi 1 11-02-2002 02:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07489300 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.