Hile-senet iptali-kötüniyet

Merhabalar,
Hile ile boş olarak alındığı iddia edilen senedi, lehdar hanesine ismini yazmak suretiyle takibe koyan şahsın kötüniyetinin ispatlanması gerekir mi? Hile iddiası mutlak bir defi değil midir.? (Senette lehdar görünen kişi ile borçlu arasında hukuki bir ilişki olmadığı kanıtlanmaktadır.)
Senedin hile ile alındığı iddası durumunda, hamilin kötüniyetinin aranmayacağına ilişkin Yargıtay kararına acil ihtiyacım var. Tüm aramalarıma rağmen bulamadım. Acaba ben mi yanlış düşünüyorum.
Yorumlarınız ve cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.
Saygılar

Sayın Aydın,
Hile iddiası, senedin iptali davasında( menfi tespit davası) bir vakıa ileri sürmektir.Dolayısıyla tanık delili de kullanılabilir. İyiniyet-kötüniyet kavramlarının davanızda ne gibi bir fonksiyon ifa edeceğini anlayamadım.Açıklayabilir misiniz.Saygılarımla.

Öncelikle teşekkürler,
aslına bakarsanız bende anlamadım. en iyisi olayı baştan anlatmak. Müvekkil x şahsa açık senet veriyor, X şahsı da bu senedi lehdar hanesine y şahsını yazarak y şahsına veriyor ve takip yapılıyor.
Ben tabiki senette lehdar y şahsı göründüğünden ona karşı dava açtım ancak senedi hile ile alan x şahsı. y şahsı ile arada hiç bir hukuki ilişki yok. Ben hileye ilişkin tanıklarımı dinlettim ancak davada y şahsının kötüniyetine ilişkin başkaca delilim olup olmadığı soruldu, bende süre istedim.
Sizce ne yapmam gerekir.?

Kötüniyetin hukuki literatürde belli bir tanımı yok.İyiniyetin tanımından hareketle kötüniyeti tanımlayabiliyoruz. Saygılarımla.