Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İş sözleşmesiyle çalışan avukatın vekalet ücreti

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-10-2009, 10:29   #1
Av.Ademx

 
Varsayılan İş sözleşmesiyle çalışan avukatın vekalet ücreti

Hizmet sözleşmesiyle çalışan avukatın kazandığı davada taktir olunan vekalet ücreti işverenemi yoksa avukatamı aittir. İş sözleşmesinde karşı taraftan kazanılacak vekalet ücretinin kime ait olacağına dair bir hüküm yok. Bu durumda vekalet ücreti kime ait olur. Bu konuda bilgisi, özellikle Yargıtay kararı olan varsa paylaşırsa sevinirim.
Old 17-10-2009, 11:48   #2
Av.Elkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ademx
Hizmet sözleşmesiyle çalışan avukatın kazandığı davada taktir olunan vekalet ücreti işverenemi yoksa avukatamı aittir. İş sözleşmesinde karşı taraftan kazanılacak vekalet ücretinin kime ait olacağına dair bir hüküm yok. Bu durumda vekalet ücreti kime ait olur. Bu konuda bilgisi, özellikle Yargıtay kararı olan varsa paylaşırsa sevinirim.

1136 sayılı kanunun 164/son maddesinde yer alan “dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” hükmü gereği bu ücret avukata aittir.
Old 17-10-2009, 13:00   #3
Av.Ademx

 
Varsayılan

Ancak avukatın iş sözleşmesiyle çalışması nedeniyle iş sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadığı için vekalet ücretinin işverene ait olacağına dair alttaki kararı var. bu konuda avukat lehine başka bir karar varmı öğrenmek istemiştim. Karar şu şekilde;

T.C.
YARGITAY
Dokuzuncu Hukuk Dairesi
Esas No
: 2004/33336
Karar No
: 2005/23372
Tarih
: 30.06.2005

HİZMET SÖZLEŞMESİ İLE GÖREV YAPAN AVUKAT
İŞ HUKUKU KURALLARI
KARŞI TARAFA YÜKLENECEK OLAN VEKALET ÜCRETİ
ÖZET:
Hizmet sözleşmesiyle iş hukukuna tabi olarak görev yapan avukat, kendisine her ay maktu olarak ödenen ücreti dışında ek bir ücret alacağı bulunduğunu iş hukuku kuralları doğrultusunda kanıtlamak zorundadır. Buna göre, hizmet sözleşmesiyle görev yapan avukat, Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesine dayanarak karşı tarafa yüklenecek olan vekalet ücretini isteyemez; bu iddiasını yazılı veya eşdeğerde kanıtla ispatlamak zorundadır.
Davalı işveren yanında hizmet akti ile aylık ücretli olarak çalışan davacı avukat, 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 4667 Sayılı Yasa ile değişik 164. maddesi uyarınca karşı tarafa yüklenecek avukatlık ücretinin avukata ait olacağı öngörüldüğünden vekil sıfatı ile yaptığı dava ve takiplerin vekalet ücretini talep etmektedir.

Mahkemece, davalı işverenin davacıyı azletmesi haksız olduğundan vekalet ücretlerinin kabulüne karar verilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı avukatın 25.04.2002 - 27.09.2002 arasında davalı yanında aylık ücretli ve hizmet aktine dayanarak avukat olarak çalıştığı, davalının 13.05.2002 tarihinde verdiği vekaletnameye dayanarak davacı avukatın, davalı adına icra takipleri yaptığı, davacının 30.09.2002 günlü ihtar ile yaptığı takipler nedeni ile aralarındaki şifahi anlaşmaya dayanarak vekalet ücretlerini istediği, davalı işverenin bunun üzerine 01.10.2002 günlü ihtar ile davacıyı vekillikten azlettiği ve aynı gün çektiği diğer bir ihtar ile aralarındaki şifahi anlaşmaya göre dosyalardan doğacak vekalet ücretinin şirkete ait olduğunu belirttiği uyuşmazlık konusu değildir.

Avukatlık yasası vekil-müvekkil arasındaki ilişkiyi düzenleyen bir yasadır. Somut olayda ise taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunduğundan uyuşmazlığın İş Yasası hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Hizmet ilişkisinde ücreti dışında ek bir alacağı olduğunu iddia eden davacının bu alacağın varlığını kendisinin kanıtlaması gerekir. Taraflar arasında bu konuda yazılı bir akit olmadığına ve davacı da bu konuda başkaca bir delil sunmadığına göre sözkonusu alacağın varlığı kanıtlayamamıştır. Kaldı ki sözkonusu icra takipleri henüz derdest olup sonuçlanmadığından tahakkuk etmiş ve davalı tarafından tahsil edilmiş bir vekalet ücreti de mevcut değildir.

Bu durumda davacının isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.06.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 17-10-2009, 13:49   #4
Av.Elkan

 
Varsayılan

Bu konuda AYM'nin kararını ekliyorum. Yargıtay kararı da olması lazım ama şu an bulamadım. Bulursam eklerim ama bence yasa hükmü gayet açık.

3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 16. maddesinin birinci fıkrasının ve 19.3.1969 günlü, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 4667 sayılı Yasa ile değiştirilen 164 maddesinin son fıkrasının birinci tümcesinde yer alan "...avukata aittir" sözcükleri ile aynı Yasa'nın 168. maddesinin son fıkrasının, Anayasa'nın 2., 36. ve 38. maddelerine aykırılığı savı ile iptali istemidir.
(RED kararı verilmiştir.)
3167-1/m.16/1
1136/m.164/son-1, 168/son

--------------------------------------------------------------------------------

Esas Sayısı: 2002/126
Karar Sayısı: 2004/27
Karar Günü: 3.3.2004
Resmi Gazete Tarihi: 19 Şubat 2005
Resmi Gazete Sayısı: 25732

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN MAHKEME: Çine Asliye Ceza Mahkemesi

İTİRAZIN KONUSU: 19.3.1985 günlü, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 16. maddesinin birinci fıkrasının ve 19.3.1969 günlü, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 4667 sayılı Yasa ile değiştirilen 164 maddesinin son fıkrasının birinci tümcesinde yer alan "...avukata aittir" sözcükleri ile aynı Yasa'nın 168. maddesinin son fıkrasının, Anayasa'nın 2., 36. ve 38. maddelerine aykırılığı savı ile iptali istemidir.

I- OLAY

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan açılan davada, 3167 sayılı Yasa'nın 16. maddesinin birinci fıkrası ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164 maddesinin son fıkrasının birinci tümcesinde vekalet ücretinin vekile ait olduğunu gösteren "... avukata aittir" sözcüklerinin ve aynı yasanın vekalet ücretinin takdirinde esas alınacak tarifeyi belirleyen 168. maddesinin son fıkrasının Anayasa'ya aykırı oldukları kanısına varan Mahkeme, söz konusu hükümlerin iptali için başvurmuştur.

II- İTİRAZIN GEREKÇESİ

Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:

"Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık ... hakkında Mahkememize açılan kamu davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara kararı gereğince;

Mahkememize ait dosya kül halinde yazımız ekinde gönderilmiş olup,

1- 3167 sayılı Yasa'nın 16/1. maddesindeki hükmün 17 Ekim 2001 tarih ve 24556 Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 4709 sayılı Kanun'un 15. maddesi ile T.C. Anayasasının 38. maddesine eklenen son fıkra uyarınca düzenlenen "Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz" (hükmüne) ... açıkça aykırılık teşkil ettiği, hiç bir alt hukuk normu, üst hukuk normu olan Anayasa'ya aykırı olamayacağından,

2- Avukatlık Yasasının 2.5.2001 tarih ve 4667/77. maddesi ile değişik 164/son maddesinde yer alan "...Avukata aittir." hükmünün ... T.C. Anayasasının 2. ve bilhassa 36. maddesinde düzenlenen "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir." hükmünü kısıtlayıcı hak arama davacı olma hakkını engelleyici hüküm niteliğinde olup Anayasanın 36. maddesine aykırılık teşkil ettiği,

3- Avukatlık Kanunu'nun 2.5.2001 tarih ve 4667/81. maddesi ile değişik 168/son fıkrasında yer alan "Avukatlık ücretinin takdirinde hukuki yardım tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır" hükmünün Anayasanın ceza davalarında suç ve cezanın suçun işlendiği tarihe göre hukuk davalarında da her davanın açılacağı tarihteki koşula göre değerlendirilebileceği hükmüne aykırı olduğu, CMUK'nun 406/1. maddesinde de ve 407. ve devamı maddelerinde ve Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında da vekalet ücretinin yargılama giderinden olduğu, yargılamanın geç sonuçlanmasının bu sebeple sanığın suç tarihine göre belirlenmesi gereken ceza ve yargılama giderinin hüküm tarihine göre belirlenmesinin Anayasanın 38. maddesine ... aykırı olduğundan,

Anayasaya aykırılık iddiaları yönünden Mahkememiz dosyasının incelenerek aykırılık iddiasının halli ve çözümü konusunda verilecek kararın Mahkememize gönderilmesi arz olunur."

III- YASA METİNLERİ

A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları

1- 19.3.1985 günlü, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 16. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"İbraz süreci içinde veya üzerinde yazılı keşide tarihinden önce, 4 üncü maddeye göre ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Mahkeme ayrıca işlenen suçun mahiyetine göre bir yıl ile beş yıl arasında belirleyeceği bir müddet için failin bankalarda çek hesabı açmasının ve çek keşide etmesinin yasaklanmasına karar verir. Yasaklama kararı bütün bankalara duyurulmak üzere T.C. Merkez Bankasına bildirilir."

2- 19.3.1969 günlü, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 4667 sayılı Yasa ile değiştirilen 164 maddesinin itiraz konusu bölümü de içeren son fıkrası ve aynı Yasa'nın 4667 sayılı Yasa ile değiştirilen 168. maddesinin son fıkrası şöyledir:

"MADDE 164/Son-Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez."

"MADDE 168/Son-Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır."

B- Dayanılan Anayasa Kuralları

Başvuru kararında itiraz konusu kuralların Anayasa'nın 2., 36. ve 38. maddelerine aykırılığı ileri sürülmüştür.

IV- İLK İNCELEME

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Nurettin TURAN, Aysel PEKİNER, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Enis TUNGA ve Mehmet ERTEN'in katılımlarıyla 11.9.2002 günü yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, Ali HÜNER'in "1136 sayılı Yasa'nın 164. ve 168. maddelerine ilişkin kuralların davada uygulanamayacağı" yolundaki karşıoyu ve oyçokluğuyla karar verilmiştir.

V- ESASIN İNCELENMESİ

Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ve diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

A- Yasa'nın 16. maddesinin birinci fıkrasının İncelenmesi

Yasa'nın 16. maddesi, 26.02.2003 günlü, 4814 sayılı Yasanın 14. maddesi ile değiştirilmiştir. Yeni düzenlemede "Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksen milyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir." denilmektedir.

Başvuru tarihinde yürürlükte olan 16. maddenin birinci fıkrasının birinci tümcesine göre yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler için öngörülen "bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası", yeni yasa ile ancak söz konusu suçun tekerrürü halinde verilecek bir yaptırım olarak düzenlenmiştir. Sanık lehine olan bu değişiklik davada uygulanacağından 19.03.1985 günlü, 3167 sayılı Yasa'nın 16. maddesinin birinci fıkrasının ilk tümcesinde yer alan "... bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar" hükmüne ilişkin itiraz başvurusunun konusu kalmamıştır. Bu nedenle, konusu kalmayan istem hakkında karar verilmesine yer yoktur.

B- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 4667 sayılı Yasa ile Değiştirilen 164. Maddesinin Son Fıkrasının Birinci Tümcesinde Yer Alan "... avukata aittir" Sözcüklerinin Anayasa'nın 2. ve 36. Maddeleri Yönünden İncelenmesi

Başvuru kararında, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinin son fıkrasının birinci tümcesinde yer alan "... avukata aittir" sözcüklerinin hak arama özgürlüğünü kısıtladığı, bu nedenle Anayasa'nın 2. ve 36. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Anayasa'nın hak arama özgürlüğüne ilişkin 36. maddesinde, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davalı ve davacı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip bulunduğu belirtilmiştir.

İtiraz konusu kural ile dava sonunda tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı öngörülmüştür. Böylece taraflar arasında ücretin kararlaştırılmadığı durumlarda, avukatın sunduğu hizmetin karşılıksız kalmamasını sağlama ve vekil ile müvekkil arasında çıkacak ücret uyuşmazlıklarına engel olma amacı güdülmüştür.

Vekalet ücretinin davayı takip eden avukata ait olduğu yasal güvence altına alınmış olsa da, bu durum avukatlık ücretinin vekil ile müvekkil arasındaki bir iç sorun olma niteliğini ve avukatlık ücretinin kişisel hak olma özelliğini değiştirmemektedir. Nitekim Avukatlık Kanunu'nun 163. maddesinde avukatlık sözleşmesinin serbestçe düzenleneceği belirtilerek, avukatlık ücretinin de, asgari ücret tarifesi altında olmamak üzere (m.164/4 cümle 1) taraflarca kararlaştırılabileceği öngörülmüştür.

Öte yandan, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 59. maddesinin birinci fıkrası ile Avukatlık Kanunu'nun 35. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, dava ehliyeti olan herkes, savını kanıtlamak için davayı kendisi açıp takip edebilir. Dava ehliyeti olan davalı da, avukat aracılığı olmadan kendisini savunabilir. Davacı veya davalının davayı vekil aracılığıyla takip etmeleri ise kendi iradelerine bağlıdır.

Avukatların hukuksal bilgi ve tecrübelerinden yararlanma, hak arama ve savunmada başvurulacak meşru yol ve vasıtaların başında gelir. Vekalet ücreti, savunma hakkının en önemli parçası olan hukuki danışmanlık görevinin, konunun uzmanı hukukçular tarafından yapılmasının doğal bir sonucudur. Avukatların mesleklerini serbestçe ve herhangi bir kaygı olmadan yapabilmeleri için yaptıkları hizmetin karşılığı olan makul bir ücret almaları gerekir. Avukatla yapılacak sözleşmede ücret kararlaştırılırken, dava sonunda karşı tarafa yüklenecek avukatlık ücretinin gözetilmesi engellenmediğinden, itiraz konusu kuralla hak arama özgürlüğünün kullanılmasının zorlaştırıldığından da söz edilemez.

İtiraz konusu kural, anılan nedenlerle, Anayasa'nın 2. ve 36. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

C- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168. maddesinin son fıkrasının Anayasa'nın 38. Maddesi Yönünden İncelenmesi

Başvuru kararında, anılan hükmün, ceza davalarında cezanın suçun işlendiği, hukuk davalarında da dava konusu olayın her davanın açıldığı tarihteki koşula göre değerlendirilebileceği kuralına paralel olarak suç tarihine göre belirlenmesi gereken yargılama giderinin hüküm tarihine göre belirlenmesinin Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

İtiraz konusu kuralın incelenmesinden, avukatların yaptıkları hukuksal yardımın karşılığı olarak almaya hak kazandıkları vekalet ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı anlaşılmaktadır.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun değişiklikten önceki 168. maddesinde avukatlık ücretinin takdirinde hukuksal yardımın başladığı veya davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan tarifeler esas alınmış ise de itiraz konusu kuralla ekonominin gerekleri gözetilerek avukatların emeklerinin gerçek karşılıklarını almaları amaçlanmıştır.

Öte yandan, vekalet ücreti maddi ceza hukukuna değil, usul hukukuna ilişkin bir düzenleme olup, usul hukukuna göre yargılama giderlerinde yapılacak bir artış değişiklikten önce açılmış olan davalara da uygulanacağından, benzer bir düzenlemenin vekalet ücreti için de öngörülmüş olması, Anayasa'nın 38. maddesi kapsamında değerlendirilemez. İptal isteminin reddi gerekir.

VI- SONUÇ

A- 19.3.1985 günlü, 3167 sayılı "Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun"un 16. maddesi, 26.2.2003 günlü, 4814 sayılı Yasa'nın 14. maddesi ile değiştirildiğinden, 3167 sayılı Yasa'nın 16. maddesinin birinci fıkrasına ilişkin KONUSU KALMAYAN İSTEM HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

B- 19.3.1969 günlü, 1136 sayılı "Avukatlık Kanunu"nun 4667 sayılı Yasa ile değiştirilen, 164. maddesinin son fıkrasının birinci tümcesinde yer alan "... avukata aittir" sözcüklerinin ve 168. maddesinin son fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,

3.3.2004 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Başkan Başkanvekili Üye
Mustafa BUMİN Haşim KILIÇ Sacit ADALI
Üye Üye Üye
Ali HÜNER Fulya KANTARCIOĞLU Aysel PEKİNER
Üye Üye Üye
Ertuğrul ERSOY Tülay TUĞCU Ahmet AKYALÇIN
Üye Üye
Mehmet ERTEN Fazıl SAĞLAM
anax
Old 17-10-2009, 14:15   #5
Adli Tip

 
Varsayılan

Hizmet akdine bağlı olaran yapılan avukatlığın (bağlı avukatlık), Avukatlık Yasasındaki anlamda avukatlık olmadığını, bunun faklı bir iş olduğunu, avukatlığa özgü bir çok ilkenin, bağlı çalışan avukatlar için geçerli olamadığını üzülerek belirttik çok defa. Örneğin:http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=9787

Bunun düzeltilmesi gerektiği dile getirildiğinde, bu durumu düzeltmek yerine mevcut durumu yasalaştıran bir öneri geliştirildi, (haklı olarak) eleştirildi: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=10509 Alternatif çözüm de üretilemedi...

Sorunun temelinde bunlar yatmakla birlikte, hali hazırda, sorunuzun cevabında ön koşul, benim de bildiğim kadarıyla, karşı vekalet ücretinin tahsil edilmiş olması.
Alıntı:
Yazan Dokuzuncu Hukuk Dairesi
Kaldı ki sözkonusu icra takipleri henüz derdest olup sonuçlanmadığından tahakkuk etmiş ve davalı tarafından tahsil edilmiş bir vekalet ücreti de mevcut değildir.

Vekalet ücreti tahsil edilmişse, bu paranın tamamı (ücretli avukat adına işveren tarafından yatırılacak vergiler düşüldükten sonra) avukata aittir.
Asıl tartışma, işverene bağlı birden çok avukat olduğunda paylaşımın nasıl yapılacağı konusunda yaşanmaktadır. Buna ilişkin hem Yargıtay'ın hem de Danıştay'ın kararları var.

Ayrıca işinize yarayabilecek şöyle bir düzenleme var:

Alıntı:

İcra dairesinin yazısı üzerine Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının cevabi yazısı:
T.C.

MALİYE BAKANLIĞI
Gelir Dairesi Başkanlığı
Gelir Yönetimi Daire Başkanlığı

SAYI :B.07.1.GİB.0.03.43/4365-197 09.04.2008
.....
.....
Ayrıca avukatın davayı kazanan tarafın ücretlisi olması halinde, ticari veya serbest meslek kazancı kapsamında borçludan tahsil edilen vekalet ücreti, Gelir Vergisi Kanunun 61. 94 ve 103 maddeleri kapsamında ücret olarak avukata ödenecektir.
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=28058

Old 19-10-2009, 09:34   #6
Av.Ademx

 
Varsayılan

Sayın Elkan Bey ve Adli Tıp yanıtlarınız için teşekkür ederim Ama AYM kararında ve Maliye Bakanlığının yazısında hizmet sözleşmesiyle görev yapan avukatın kazandığı davalardaki vekalet ücretinin kime ait olacağına dair bir hüküm yok. Ama benim bulabildiğim tek yargıtay kararı var ve o da maalesef işveren lehine olan yukarıdaki karar.
Old 19-10-2009, 10:45   #7
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ademx
Maliye Bakanlığının yazısında hizmet sözleşmesiyle görev yapan avukatın kazandığı davalardaki vekalet ücretinin kime ait olacağına dair bir hüküm yok.

Alıntı:
Yazan Maliye Bakanlığı

Ayrıca avukatın davayı kazanan tarafın ücretlisi olması halinde, ticari veya serbest meslek kazancı kapsamında borçludan tahsil edilen vekalet ücreti, Gelir Vergisi Kanunun 61. 94 ve 103 maddeleri kapsamında ücret olarak avukata ödenecektir.


Old 19-10-2009, 10:55   #8
altınhukuk06

 
Varsayılan

İşverenle avukat arasındaki hizmet akdinde, kazanılan davadaki vekalet ücretinin kime ait olacağı konusunda bir hüküm varsa o hükme uyulması gerekir. İşveren adına takip edilen ve kazanılan davadaki vekalet ücretinin davayı takip eden avukata ait olacağına ilişkin bir hüküm yoksa bu alacağın işverene ait olması doğaldır. Nasıl ki, kaybedilen karşı taraf vekalet ücretini işveren ödüyorsa ...) O nedenle, hizmet akdine dayalı olarak çalışan meslektaşlarımızın sözleşmeyi dikkatle okumalarını tavsiye ediyorum. Saygılar
Old 19-10-2009, 11:33   #9
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan altınhukuk06
İşverenle avukat arasındaki hizmet akdinde, kazanılan davadaki vekalet ücretinin kime ait olacağı konusunda bir hüküm varsa o hükme uyulması gerekir. İşveren adına takip edilen ve kazanılan davadaki vekalet ücretinin davayı takip eden avukata ait olacağına ilişkin bir hüküm yoksa bu alacağın işverene ait olması doğaldır. Nasıl ki, kaybedilen karşı taraf vekalet ücretini işveren ödüyorsa ...) O nedenle, hizmet akdine dayalı olarak çalışan meslektaşlarımızın sözleşmeyi dikkatle okumalarını tavsiye ediyorum. Saygılar

Sayın altınhukuk06;

Nasıl ki, dava aleyhe sonuçlandığında, dava müvekkilinin aleyhine sonuçlanan avukat, karşı vekalet ücretini cebinden ödemeyorsa; aynı şekilde davayı kaybeden işveren de karşı vekalet ücretini kendisi ödeyecektir. Bu açıdan verdiğiniz örnek kanımca çok isabetli olmamış.

Bence tartışılması gereken husus şu:

İşveren bir avukat ya da avukatlık ortaklığı değilse, işverenin gelir kalemleri arasında vekalet ücretinin yer alması, Avukatlık Kanunu ve vergi hukuku açısından nasıl açıklanacaktır?

Saygılarımla,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatın Haklı ((haksız??)) Azli Ve Ücreti Vekalet Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 10 06-07-2012 14:32
Avukatın gönderiği ihtarname ve vekalet ücreti Hasan Bahadır Büyükavcı Meslektaşların Soruları 27 11-05-2012 13:33
kamu kurumunda çalışan avukatların yıllık vekalet ücreti sınırı Av.Gamze Korkmaz Meslektaşların Soruları 4 28-12-2009 22:51
vefat eden avukatın karşı vekalet ücreti ile ilgili avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 1 17-09-2008 17:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,13933897 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.