Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Savcilik SuÇ Duyurusu DİlekÇesİnİn Bİr BÖlÜmÜ Hukuk Davasinda Delİl Olabİlİr Mİ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-03-2008, 10:16   #1
hukukihayat

 
Varsayılan Savcilik SuÇ Duyurusu DİlekÇesİnİn Bİr BÖlÜmÜ Hukuk Davasinda Delİl Olabİlİr Mİ?

Merhaba mestlekdaşlarım,

İkame ettiğimiz hukuk davasında, davalı tarafça delil olarak müvekkilin daha önceden savcılığa verdiği suç duyurusu dilekçesinin sadece bir kısmı delil olarak gösterilmek isteniyor. Ne var ki aynı suç duyurusu dilekçesinin devamında davalı tarafa suç isnad ediliyor. Sonuç olarak söz konusu suç duyurusu takipsizlikle sonuçlandı.

Yardım istediğim konu şudur;

Savcılığa verilen suç duyurusu dilekçesinin işe gelen kısmını doğru, işe gelmeyen kısmını da gerçek dışı olarak kabul edip de işe gelen kısmının hukuk mahkemesinde delil olarak gösterilebilmesi mümkünmüdür? savunmanın bütünlüğü ilkesi ile bir bağlantı var mıdır?
Old 31-03-2008, 10:35   #2
Av.kerami ÖZDEMİR

 
Varsayılan

delil olarak talep edilen savcılık evrakının tamamı dava konusu olayla ilgili olduğu oranda delil sayılır/sayılması gerekir
Old 31-03-2008, 11:13   #3
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Soru açık değil. Örneğin, delil olarak gösterilen kısım ikrar mı? (Bu durumda ikrarın bölünüp bölünemeyeceği tartışılacak) Taraflar arasındaki dava ne davası? Soruyu biraz daha açarsanız daha kolay yardımcı olunabilir.
Old 01-04-2008, 22:38   #4
hukukihayat

 
Varsayılan

Davamız alacak davası, müvekkil suç duyurusunda davalı(eski nişanlısı) için ''benim karı koca hayatı yaşadığım kadın'' tabirini kullanıyor. Hal böyle olunca da nişan hediyelerinin geri verilmesi prosedürü darbe alıyor.

Sorunum şuydu;

Söz konusu suç duyurusunun devamında şimdiki davalımıza suç isnad ediliyor. Nasıl oluyor da aynı dilekçedeki istenilen vakıalar doğru istenmeyenler de olmamış olarak kabul edilebiliyor ? Bunun önüne nasıl geçebilirim, ilginize teşekkür ederim.
Old 02-04-2008, 08:10   #5
halit pamuk

 
Varsayılan

Sorunu çözmek için öncelikle hukuki nitelendirme yapmamız gerekiyor:Hazırlık Soruşturmasında Poliste ve savcılık huzurunda verilen beyanlar, dilekçelerde geçen ifadeler, Hukuk mahkemesinde "mahkeme dışı ikrar" dır.

Mahkeme dışı ikrar kesin delil değildir hatta tek başına delil bile değildir. Hakim diğer delillerle ve tanık ifadeleriyle desteklenmesi durumunda "takdiri delil" olarak kabul edebilir.

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/558
K. 2007/6328
T. 7.5.2007
• MAHKEME DIŞI İKRAR ( Kesin Bir Delil Olmadığı - İkrarın Mahkeme Dışında Yapılması Halinde İkrar Başka Delil ve Emare İle Kanıtlanması Halinde Takdiri Delil Niteliğini Kazandığı )
• TAKDİRİ DELİL ( İkrarın Mahkeme Dışında Yapılması Halinde İkrar Başka Delil ve Emare İle Kanıtlanması Halinde Takdiri Delil Niteliğini Kazandığı )
• TAMAMLAYICI YEMİN ( Hakimin Kanaatini Güçlendirmek Üzere Lehine Harici İkrarda Bulunana Tamamlayıcı Yemin Yaptırılabileceği Gözetilerek Hasıl Olacak Sonucuna Uygun Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
• İKRARIN TANIKLA İSPATI ( Mahkeme Dışı İkrarın Tanıkla Kanıtlanmasının Mümkün Olduğu )
1086/m.236/4,236/son
ÖZET : Mahkeme dışında yapılan ikrar kesin bir delil değildir. İkrarın mahkeme dışında yapılması halinde, ikrar başka delil ve emare ile kanıtlanması halinde takdiri delil niteliğini kazanır. Buna göre, mahkeme dışı ikrarın tanıkla kanıtlanması mümkündür.

Mahkemece, davaya konu alacağa ilişkin taraflara tanık dahil, her türlü delilleri sorulmalı, hakimin bu konudaki kanaatini güçlendirmek üzere, lehine harici ikrarda bulunana tamamlayıcı yemin yaptırılabileceği de gözetilerek hasıl olacak sonucuna uygun bir karar verilmelidir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı Mine adına kayıtlı 24 nolu parseldeki taşınmazı satın almak üzere anlaştıklarını ve satış bedeli olarak 10.000 DM ödeme yaptığını, ancak tapu ferağının verilmediğini, davalıların 8.000 DM ödeme yapıldığını kabul ettiklerinden 8.000 DM'nin döviz faizi ile ödetilmesini istemiştir.

Davalı, davacıya taşınmazın 1.900 YTL'ye satılması konusunda anlaşma yaptıklarını ve davacının 800 YTL dışında ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, 8.000 DM'nin döviz faizi ile davalı Baki'den tahsiline, davalı Mine hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, satış bedeline karşılık olarak davalılara 8.000 DM karşılığı ödeme yaptığını ileri sürmüş, davalı Baki ise, kendisine 800 YTL ödeme yapıldığını, DM olarak ödeme yapılmadığını, davalı Mine de kendisine hiçbir ödeme yapılmadığını savunmuştur. Mahkemece, 800 YTL'nin davalı Baki'den tahsiline ilişkin verilen kararın faiz konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi nedeni ile bozulması üzerine, mahkemece davalı Baki'nin Jandarma'daki ifadesi gözetilerek, 8.000 DM'nin davalı Baki'den tahsiline karar verilmiştir. Davalı Baki'nin Jandarma'daki 05.07.2002 tarihli ifadesinde, "Zülfikar'a tarlamı 2.100 YTL'ye sattım. 8.000 DM peşinat aldım. Geriye 13.000 DM borç kaldı ve ödemedi" şeklinde beyanda bulunarak harici ikrarda bulunduğu ve 08.11.2002 tarihli Cumhuriyet Savcılığı huzurundaki ifadesinde ise, tarla sattığını ve karşılığında peşin olarak 800 YTL aldığını açıkladığı anlaşılmaktadır.

Mahkeme dışı ikrar, kesin bir delil değildir. Hakim, mahkeme dışı ikrarı doğrulayacak delil ve emare varsa, buna dayanarak karar verebilir ( HUMK m. 236/IV ). Eş söyleyişle, ikrarın mahkeme dışında yapılması halinde, ikrar başka delil ve emare ile kanıtlanması halinde takdiri delil niteliğini kazanır. Bu itibarla, mahkeme dışı ikrarın tanıkla kanıtlanması mümkündür. Hal böyle olunca mahkemece, davaya konu alacağa ilişkin taraflara tanık dahil, her türlü delilleri sorulmalı, hakimin bu konudaki kanaatini güçlendirmek üzere, lehine harici ikrarda bulunana tamamlayıcı yemin yaptırılabileceği de ( HUMK m. 236/son ) gözetilerek hasıl olacak sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın temyiz eden davalı yararına ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İtİrazin İptalİ Davasinda Hukuk Ayibi!!! Av. Başak SANCAR Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 4 24-02-2009 01:10
Yargitay Tarafindan Temyİz DİlekÇesİnİn Reddİne Karar Verİlmesİ Durumunda İzlenecek Y gsy Meslektaşların Soruları 2 13-02-2008 13:28
Yasal Olmayan Delİl AV.SANEM Meslektaşların Soruları 4 23-09-2007 13:58
Kadıköy'deki Sulh Hukuk Mahkemeleri İş bölümü altiokebru Meslektaşların Soruları 2 24-07-2007 11:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05241799 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.