Tasarrufun İptali Davalarında davalı ikrarı, 4. kişinin durumu ve haczin fekki

Sayın meslektaşlarım iyi çalışmalar.
Bahsedeceğim konuyla ilgili birebir paylaşım göremediğim için yeni konu açıyorum. Olayda tasarrufun iptali gereken şartlar (süre-acizlik vs.) dava için oluşmuş durumdadır ancak;

müvekkil birine 650.000,00 TL borç vermiş olup karşılığında senet almıştır. daha sonra borçlu müvekkile ödeme yapmayınca müvekkil senedi icraya koymuş ve borçluya ait üstünde akaryakıt tesisi bulunan taşınmaza haciz koymuştur. Daha sonra borçlu müvekkile gelerek bankadan kredi çekeceğini,taşınmazı ipotek edeceğini anlatarak vaki haczin kaldırılmasını talep etmiş ve müvekkil de haczi kaldırmıştır.

Borçlu müvekkili kandırarak taşınmazı ipotek etmemiş yanında sgk lı çalışanına 2.000,00 TL gibi bir rakama tapu satış yapmıştır. Bu olaydan tam 10 gün sonra çalışan taşınmazı büyük bir firmaya 800.000,00 TL ye satmıştır.

Müvekkilin borçlusuna başka bir alacaklısı tasarrufun iptali davası açmış ve davaya cevapta davalı sgk lı çalışan yapılan işlemin anlaşmalı olduğunu avukatının dilekçesinde ikrar etmiştir.Patronunun kendisini işten çıkaracağını söylemesi üzerine baskılara dayanamayıp 2.000 TL ye taşınmazı satın aldığını, 10 gün sonra ülke geneli çalışan firmaya 800.000 TL ye satılması şartıyla bu işlemlerin yapıldığını bu konuların satıştan önce patronu kendisi ve diğer firma yetkililerince toplantıda karar verildiğini ikrar etmiştir. Hatta satış sonrası paranın kendisine ödenmesi istemeyen işçiye yetkililer biz sana ödeyeceğiz sen de patronuna ödersin demişlerdir. Satışla ilgili işçinin banka hesabına 490.000 TL ödeme yapılmış ve bu paraya işçi dokunmadan patronuna göndermiştir.

SORUM ŞU;
Benim açacağım davada aynı işçi ikrarda bulunacak pozisyonda olup müvekkilin kredi için haczi kaldırdığını borçlunun müvekkile bu hususu teklif ederken kendisinin de bu konuyu bildiğini beyan edecek durumdadır.

Bu hususta 4. kişi(ülke geneli büyük firmanın) borçlu ile anlaşarak bu satışları yapması mahkeme içi ikrarla sabit olması dışında taşınmazı satın aldığı işçi ile ticari bir ilişkilerinin olmaması iyiniyet ilkesini ortadan kaldırabilir mi?

Müvekkilin haczi kaldırarak tasarruf yetkisini borçluya vermesi sonucu tasarrufun iptali davasında aleyhe değerlendirilebilir mi?

Yukarıdaki sorulara yorum, bilgi ve içtihatlarla cevaplarınızı beklemekteyim. Şimdiden teşekkürler.