Itirazin Iptali Mi? Sebepsiz Zenginleşme Davasi Mi?

Merhaba Sayın meslektaşlarım. Öncelikli olarak zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.
Olayım şöyle:
Müvekkilim bir şahısla telefon parçası almak için sözlü anlaşıyor. Müvekkilim anlaşmaya göre 10 gün içinde parça parça 70.000 TL yi bu şahsın oğlunun hesabına havale yapıyor ve havale açıklamasına "... tipi kapak ödemesi" yazıyor. Ancak ödemeye rağmen karşı taraf hiçbir şekilde ürün göndermiyor. Biz sözlü olarak anlaşılan babaya ve hesabına havale yaptığımız oğula karşı icra takibi başlattık ama hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz ettiler. Yetki konusundaki itirazlarında da haklılar.

1-) İtirazın iptali davası açsak hangi şehirde açacağımız konusunda kararsız kaldık çünkü Yargıtay'ın icra mahkemelerinin icra dairesinin yetkisizliğini inceleme şekli konusunda içtihat birliği yok. Bu hususun net olmadığı Talih UYAR kitaplarında da yazıyor.
2-) Bir yol olarak yetkili yerde yeniden icra takibi mi başlatsak diye düşünüyoruz. Orada itiraz ettiklerinde direkt şüphe olmadan itirazın iptali açarız.
3-) İcra takibi ile uğraşmayıp doğrudan sebepsiz zenginleşme davası mı açmak daha mı mantıklıdır?

NOT: Baba telefon parçası üretimi yapan bir şirketin sahibi olarak ticaret sicilde kayıtlıdır. Oğul un da SSK sı babanın sahibi olduğu şirkette aktif olarak görünmektedir.

Saygılarımla iyi çalışmalar dilerim.

Sevgili meslektaşım yetkili icra dairesinde yeniden takip açtığınız zaman itiraz ederlerse evet itirazın iptali davası açabilirsiniz ama itirazın iptali davası basit yargılama usülüne tabi ve alacak hakkınızı ıspatlama konusunda sebepsiz zenginleşme davası daha isabetli bir adım olacaktır.

Öncelikle ortada bir sözleşme var ise (şifahi veya yazılı) sözleşmeye dayanmanız gerekir. Sebepsiz zenginleşme ve sözleşme borcun doğumu yönünden farklı hukuki kurumlar; ispat ise farklı bir olgudur.

Yetki bakımından ; Açacağınız itirazın iptali davasında akdi ilişkiyi ispatlayabilir iseniz(ki davanın esası bakımından da en önemli husustur), mahkeme yetkili hale gelecektir. Zira para alacağında davacının ikametgahı mahkemesi de yetkilidir. Bu durumda icra takibini başlattığınız (alacaklı bakımından da yetkili yerde) davanızı açmanızı tavsiye ederim.

Alıntı: Vukubulan iktisabın ( çoğalmanın ) sebepsiz iktisap kuralları dışında, özel bir hukuk kuralına dayanılarak iadesi mümkün olmamalıdır. Zira böyle bir imkan varsa artık sebepsiz iktisap kuralları değil, sözü edilen özel kurallar uygulanır. İadenin; istihkak davası, haksız inşaat sebebiyle tazminat davası, sözleşmenin ifası davası, sözleşmeden dönme sebebiyle iade davası, vekaletsiz iş görmeye dayanan iade davası gibi yollarla gerçekleştirilmesi mümkünse, artık sebepsiz iktisap kurallarına başvurulamaz ( Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 7. Baskı, İstanbul 1993, s. 734-738 ). (HUKUK GENEL KURULU E. 2013/13-1018 K. 2014/508 T. 9.4.2014)

Alıntı: Yazan Av. Bülent Sabri Akpunar Öncelikle ortada bir sözleşme var ise (şifahi veya yazılı) sözleşmeye dayanmanız gerekir. Sebepsiz zenginleşme ve sözleşme borcun doğumu yönünden farklı hukuki kurumlar; ispat ise farklı bir olgudur. Yetki bakımından ; Açacağınız itirazın iptali davasında akdi ilişkiyi ispatlayabilir iseniz(ki davanın esası bakımından da en önemli husustur), mahkeme yetkili hale gelecektir. Zira para alacağında davacının ikametgahı mahkemesi de yetkilidir. Bu durumda icra takibini başlattığınız (alacaklı bakımından da yetkili yerde) davanızı açmanızı tavsiye ederim.

Beni sebepsiz zenginleşmeye götüren; sözleşmenin baba ile yapılıp paranın oğulun hesabına gönderilmesi olmuştu. Bir de itiraz dilekçesinde alacaklı ile aramızda hiçbir ticari ilişki söz konusu değildir şeklinde beyanları var.
Oğul ile hiç sözleşme yokken ve kendisi de bunu beyan ederken hesabına tarafımızca yatırılan parayı sebepsiz zenginleşme ile almak daha kolay olabilir mi sizce?

Hem babaya hem de oğula karşı icra takibi yapmışsınız. Oğul sözleşmenin tarafı olmaza bile alacaklının yanında SSK'lı işçisidir. Bu anlamda alacaklı adına temsilen ödeme almış sayılacaktır.Havale açıklaması sizin yararınızadır.

Davayı sözleşmenin ademi ifası sebebiyle ödenen bedelin her iki borçludan da iadesi, bu şekilde takdir edilmezse terdiden, ödemenin hataen üçüncü kişiye yapıldığı gerekçesiyle haksız zenginleşme kuralları gereğince tahsilini dava edebilirsiniz.