Borçlunun senet tahrifatı iddiasını kabul etmeyen Kefilin beyanı

İyi çalışmalar diliyorum,
İcra takibinde konu edilmiş bir senette borçlu;
İcra hukuk Mahkemesinde açtığı takibin iptali davasında senette yazılı vade tarihi,meblağ ve diğer düzenlemelere itiraz etmemiş,borca da itiraz etmemiş fakat düzenleme tarihinde tahrifat yapıldığı yönünde itirazda bulunmuştur.
Düzenleme tarihi 01.06.2014 yazılması gereken senet taraflar arasında imzalanırken sehven hata yapılarak yıl kısmına 01.06.2015 yazılmış ve yıl kısmının son rakamı olan 5 sayısı 4 olarak parafsız düzeltilmiştir.Vade tarihi de 01.03.2015 tarihidir.
Davacı borçlu, senetin vade tarihinin düzenleme tarihinden önce olamayacağı iddiası ile takibin iptalini talep etmektedir.
Borçlu bu yönde kefilinde itiraz etmesini talep etmiş fakat kefil senette tahrifat olmadığını,sehven yazılıp yıl kısmının düzeltildiğini ve düzeltildikten sonra taraflar arasında imzalanan senetin bu şekilde düzenlendiğini mahkemeye (kefil mahekmede taraf değil) yazılı olarak beyanda bulunmuş ve taraflar arasında (senetin icra takibine sunulduğu şekliyle) imzalanan senetin kendisinde bulunan bir fotokopisini mahkemeye sunmuştur.Ayrıca borca konu ticari ilişki yönünden de yazılı beyanda bulunmuş,Borcu kabul ederek,vicdanen borçlunun yapmış olduğu itirazı kabul etmediğini beyan etmiştir.

1-Kefilin yazılı beyanı senetteki sehven hata yapılarak düzeltilen tarih kısmına etkisi nedir,
2-Adli tıp raporu senette tahrifat yapıldığı yönünde rapor sunarsa kefilin beyanının bir önemi olmayacak mı?
3-Bu yönde Yargıtayın vermiş olduğu emsal karar varmı?

Şimdiden cevaplarınız için çok teşekkür ederim.

üstadım saygılar
Senet borçlusunun beyanı doğrultusunda tahrifat incelemesine gidilir.
Eğer inceleme sonucu tanzim ve vade tarihleri çelişirse bu senet kambiyo senedi olamayacağından kambiyo takibi talep üzerine veya re sen iptal edilir. İİK 170 /a -2 gereği .
Bu iptal sadece dava açan borçlu için geçerli.

Kefil borçlu borcu kabul ettiğinden İİK 170/ a- 3 gereği takip onun hakkında devam eder.Zira senetteki kefilin adı kefil değil avalisttir.

Bilindiği üzere aval veren asıl borçludan bağımsız bir kambiyo taahhüdüne girmiş demektir.
Senet borçlusu açısından takip iptal olsa da avalistin borcu devam eder. Kaldı ki avalist zaten borcu kabul etmiş.

Y19.HD E. 2013/987 KEŞİDECİ İMZASININ BORÇLUYA AİT OLMAMASI - Bonoda Keşideci İmzasının Davalı Borçluya Ait Olmamasının Davacı Avalistin Sorumluluğunu Ortadan Kaldırmayacağı - Menfi Tespit Davası.........

Yalnız alacaklı takibin iptalinden sonra bir yandan bu dosyadan kefile karşı takibe devam eder bir yandan da bu senetle ilgili olarak takipte ve tahsilde tekerrür olmamak şartı ile tekrar ilamsız bir takip yaparak borçlunun itirazı ( imza itirazı hariç) sonrası İTİRAZIN KALDIRILMASINI isteyebilir.

Sorunuza gelince
Bence kefilin yazılı beyanının bu davada bir etkisi olmayacaktır.
Beyanı sadece kendisini bağlayacaktır.
Zira bildiğiniz üzere icra hukuk mahkemesi çok çok istisna davalar dışında ( istihkak vs) TANIK dinleyemez.
Kefilin yazılı beyanı burada bir nevi tanık beyanı gibi değerlendirilir kanaatindeyim. Yani taraf olamadığından mahkemece dikkate alınmaz.
Bu konuda birebir yargıtay kararı bulunabileceğini de pek sanmıyorum. İlginç bir durum yani..

Cevabının için teşekkürler üstadım,
Peki İTM takibi iptal ederse;
Genel Mahkemelerde açılmış icra dosyası üzerinden mi alacak davası açalım yoksa bahsettiğiniz gibi ilamsız icra takibinde mi bulunalım? Hangisi daha mantıklı ve mümkün?

Üstadım iyi çalışmalar..
Senette alacaklı tarafındayız yanlış anlamadıysam.
Önce bunu netleştirelim, bi yanlış anlaşılma olmasın.
Öyle farzederek, yukarıda belirttiğim gibi kefil hakkında İİK 170a-3 gereği ilk takip devam eder.
Bence ilk olarak, borcun borcu kabul eden bu kişiden tahsil olanaklarına bakın.

Eğer bu mümkün değilse normal bir alacak davası açmak yerine yukarıda belirttiğim tak. ve tah. tek. olmamak kaydı ile ilamsız icra takibi yolunu seçmeniz bence daha avantajlı ve kısa olacak. Zira normal bir alacak davasında dilekçeler safhası tamamlanıp ön inceleme duruşmasına gelene kadar ilamsız takip ile borçlunun itirazlarına göre İİK daki itirazın kesin veya geçici olarak kaldırılması yollarını kullanarak daha hazlı yol alınabilir kanaatindeyim.
Bildiğini üzere bu senet artık bono vasfında olmasa da borç ikrarı içeren bir belgedir.
Borçlunun yapılacak olan ilamsız takibe imza itirazında da bulunacağını sanmıyorum. Bunu düşünse ilk davasında yapardı.Yapmamış.
Yapılacak olan ilamsız takibe borçlunun sadece borca itiraz edeceğini düşünerek, imzasına itiraz edilmemiş ve para borcu ikrarını içeren bu tür bir belge alacaklıya İİK 68 deki itirazın kesin olarak kaldırılması imkanı veren belgelerdendir.

T.C.Yargıtay12. Hukuk DairesiEsas No:2015/23453 Karar No:2016/1167

Özet:Somut olayda; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere takip dayanağı bonoda tanzim yeri unsuru bulunmadığından anılan belge kambiyo senedi vasfı taşımamaktadır.
O halde mahkemece, takibe dayanak senet, İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen, borç ikrarı içeren belge olup tabi olduğu 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan önce takip başlatıldığından itirazın kaldırılması isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir...

İcra hukukta bu kararı ilk celsede alırsınız bence...
Taktir yine de sizindir. saygılar ...