Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Çiftçi Kredisi-Dosya Masrafı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-09-2012, 14:09   #1
kelepçe

 
Varsayılan Çiftçi Kredisi-Dosya Masrafı

Arkadaşlar merhaba,
İlk olarak Çiftçilerin çekmiş oldukları 2 yıl süreli ve %0 sıfır faiz ile çekilen tarım kredileri için de dosya masraf iadesi talebinde bulunulubilir mi?
İkinci olarak da dosya masrafının iadesini talep etmek için kredi borcunun halen devam ediyor olması gibi bir zorunluluk var mı yoksa kredi borcu ödenip bitmiş ise dosya masrafı iadesini talep edemiyor muyuz?Bazı hakimlerin kredi borcu bittikten sonra masraf iadesinde bulunulamaz şeklinde verdikleri kararlar olduğunu duydum. Bu konuda tecrübesi olan arkadaşlarımz var mı acaba?Şimdiden teşekkürler.
Old 21-02-2013, 10:38   #2
av.aka

 
Varsayılan

şuanda sincan tüketici mahkemesi hakimleri kredinin ödenmesinin bitmesi durumunda red kararı veriyor. ancak mahkemenin bu kararları temyiz edilmiş durumda. yargıtay büyük ihtimal bu kararları bozacaktır. ondan sonra rahatlıkla açılabilir.
Old 21-02-2013, 10:39   #3
av.aka

 
Varsayılan

çiftçi kredilerinde sözleşmeyi incelemek lazım diye düşünüyorum.
Old 21-02-2013, 17:14   #4
AV ŞEYDA

 
Varsayılan

Masraf iadesi kredi sözleşmelerinin tamamını içeriyor çiftçi kredisini ayrı tutmuyor. Zaman olarak zamanaşımı süresi gösteriliyor. Anılan şekilde karar veren hakimlerin kararlarının bozulacağı kanaatindeyim.
Old 22-02-2013, 10:14   #5
Av. Şükrü

 
Varsayılan

dosya masraflarının iadesi genel olarak tüketicilerle özdeşlemiş bir durum gibi algılansada 6098 sayılı yeni borçlar kanunda yer alan genel işlem koşulları (20-25. maddeler) hükümleri gereği tüm kredi sözleşmelerinde dosya masrafı iadesi talep etmek mümkün olur kanısındayım.
Old 10-12-2014, 13:12   #6
Erkaya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Şükrü
dosya masraflarının iadesi genel olarak tüketicilerle özdeşlemiş bir durum gibi algılansada 6098 sayılı yeni borçlar kanunda yer alan genel işlem koşulları (20-25. maddeler) hükümleri gereği tüm kredi sözleşmelerinde dosya masrafı iadesi talep etmek mümkün olur kanısındayım.

Sayın meslektaşımızın değindiği gibi BK. m. 20 ve devamı maddeleri ile ticari kredi ve diğer tüm kredilerde dosya masrafı iadesi talep etmek mümkün. Ancak başvuru mercimiz Tüketici Mahmekesi değil. Bu konuda güncel yargıtay içtihadına aşağıda yer verdim. Umarım yurttaşlarımızın işine yarar.

Daire:13
Tarih:2014
EsasNo:2014/13315
KararNo:2014/13503
Kaynak:Av.HacıYılmazDEMİR
İlgiliMaddeler:6098 sk m.20
İlgili Kavramlar:TİCARİ KREDİ MASRAF İADESİ


Dava ve Karar: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılanması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Sonuç: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 114,50 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 29.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.


KONUNUN ÖNEMİ GEREĞİ YEREL MAHKEME İLAMINI AŞAĞIDA YAYIMLIYORUZ.


T.C.
SİVAS
1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO: 2013/371
KARAR NO: 2013/606

DAVA: Krediden Kaynaklanan Alacak
DAVA TARİHİ: 26/07/2013
KARAR TARİHİ: 27/12/2013


Mahkememizde görülmekte bulunan krediden kaynaklanan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

TALEP ÖZETİ: davalı bankanın Şubesinden 03/02/2011 tarihinde 40.000,00 TL bedelli, 60 ay vadeli, aylık %0.95 faiz oranı ile Ticari kredi kullandığını, davalı tarafından müvekkilinden haksız olarak komisyon, ipotek fekki, kredi erken kapatma ücreti ve dosya masrafı adı altında alınan 2.435,55 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP ÖZETİ: Davacının tüketici sıfatına haiz olmadığını, açılan davanın hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacıya yapılan kesintilerin açıkça belirtildiğinden haksız şart olarak nitelendirilemeyeceği, kullanılan kredinin ticari kredi olduğundan tüketici kanunu kapsamında olduğunu, alınan masrafların yasal olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE: Kredi dosyası içeriği, bilirkişi raporu, taraflarca ibraz edilen kayıt ve belgeler, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından;

Eldeki dava, davacının davalı ile yaptığı kredi sözleşmesinde alınmış olan dosya ve komisyon ücreti, erken kapama ücreti ve ipotek fek ücretinin dava tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faiziyle tahsilinden ibarettir.

Öncelikle taraflar arasındaki ilişkiye uygulanacak mevzuatın tespiti gerekir. 4822 sayılı yasayla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 2 nci maddesinde Bu kanunun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar hükmüne yer verilmiş, yasanın 3 üncü maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.

Somut uyuşmazlıkta; Ticari Kredi İlişkisinden doğan uyuşmazlıklara tüketici sıfatıyla bakılması doğru değildir. Dolayısıyla taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır.

Taraflar arasındaki soruna 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunun; Madde 20- Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bu koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımaz.

Aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem koşulu sayılmasını engellemez.

Genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, tek başına, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz.

Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.

Genel olarak işlem koşulu; Çağımızın sosyal ve ekonomik gelişmeleri sonucunda, başta finans ve sigorta şirketleri olmak üzere birçok kişi veya kuruluş, iki taraf arasında bireysel sözleşmenin kurulmasından önce soyut ve tek yanlı olarak kaleme alınmış sözleşme koşulları hazırlamakta, bunlarla gelecekte kurulacak belirsiz sayıda, ancak aynı şekil ve tipteki hukuki işlemleri düzenlemektedirler. Önceden hazırlanan tipik sözleşme koşulları için genel işlem koşulları terimi kullanılmakta; bu tür sözleşmelere de tip sözleşme ya da formüler sözleşme denilmektedir. Konunun uzamanı kişilerce bütün olasılıklar düşünülerek hazırlanan genel işlem koşulları, çoğu kez sadece kendilerini hazırlatarak kullanan kişinin çıkarlarını kollamakta ve korumaktadır. Buna karşılık sözleşmenin diğer tarafı, söz konusu genel işlem koşullarının varlığından ya da içeriğinden tam olarak haberdar değildir veya söz konusu genel işlem koşullarını tam olarak anlayıp, olası sonuçları ile birlikte değerlendirebilecek donanımda değildir ya da pazarlık gücüne sahip olmadığından zorunlu olarak kabul etmektedir. Gerçekten de kitlelere yönelik bu tür sözleşmelerde, sözleşmenin kurulması aşamasında görüşmeler veya pazarlıklar kesinlikle söz konusu olamamakta veya sadece son derece sınırlı bir iki noktada fiyat, vade vb. olmaktadır. Bu nedenle, bu sözleşmeleri hazırlayan girişimler karşısında sözleşmenin diğer tarafı, ya kendisine dayatılan koşullarla sözleşmeyi kuracak ya da söz konusu sözleşmenin içerdiği edimi veya hizmeti almaktan vazgeçmek zorunda kalacaktır. Diğer söyleyişle birey önüne konan sözleşmeye ya tümden evet ya da tümden hayır diyecek; evet ama diyemeyecek, bazı hükümlerin değiştirilmesini isteyemeyecektir. Örneğin bir tacir ya bankanın önüne koyduğu kredi sözleşmesini imzalayarak krediyi alacak ya da kredi almaktan vazgeçecektir. Aynı şekilde birey ya imtiyaz sahibi şirket tarafından önüne konan abonmanlık sözleşmesini imzalayacak, ya da konutuna elektrik ya da su almaktan vazgeçecektir. Birçok hizmet ya da edimden hiç yararlanmamanın söz konusu olmaması ve evet ama deme olanağının da bulunmaması karşısında, bireyin zor durumda kaldığından istemeyerek ama mecburen imzaladığı bu sözleşmelerin uygulanmasında yasanın emredici hükümleri ile korunması gerekmektedir.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna (TKHK) eklenen Sözleşmelerdeki Haksız Şartlar başlıklı altıncı madde ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik ile sınırlı ölçüde kendisine yer bulduktan sonra, şimdi Türk Borçlar Kanunu Tasarısı (TBKT) ile daha yaygın olarak uygulanma olanağına kavuşmuş olmaktadır.

Yukarıdaki Maddenin birinci fıkrasında genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmıştır.

Maddenin ikinci fıkrasına göre, aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem koşulu sayılmasını engellemez

Maddenin üçüncü fıkrasına göre genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz.

Tüm bu açıklamalar ışığında taraflar arasındaki sözleşme tip sözleşmeler olarak kabul görüp bu sözleşmede, davacı yan aleyhine konulan ve bilirkişi raporu ile tespit edilen Muhtelif masraflar, erken kapama komisyonu ücreti, ipotek fek ücreti yazılmamış sayılmalıdır. Dolayısıyla bu yazılmamış sayılan kalemlerin davalı bankaca tahsil edilmiş olması genel işlem şartına açıkça aykırı kabul edilerek iadesi gerekeceği kanatma varılmıştır.

Davacı kendisinden haksız olarak alınan bu bedellerin dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle tahsilini istemiştir. Bankalar, Anonim Şirket statüsünde olup, kredi sağlama, kredi verme ve topladıkları kredileri değerlendirme gibi birçok işi gerçekleştirirler. Esas faaliyet alanı itibariyle sürekli parayla iştigal etmektedirler. Kural olarak temerrüt B.K. 117 vd. madde hükümlerine tabiidir. Ancak bankanın faaliyet alanı değerlendirildiğinde, haksız surette alınan bu bedellerinin hesaba girdiği andan itibaren banka tarafından nemalandırıldığı ve bundan gelir elde edildiği kuşkusuzdur. Genel hukuk prensiplerinden olan hiç kimse kendi kusuruna dayanarak menfaat elde edemez ilkesi gözetildiğinde, bankanın yasal dayanağı olmaksızın aldığı bu kalemlerin hesabına girdiği andan itibaren faizi ile birlikte iade etmesi hakkaniyet ve adalete uygun olur.

Tüm bu gerekçelerle davacının davasının kısmen kabulü gerekeceği kanaatıyla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, 2.236,50-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

2- 152,77 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,

3- Davacı tarafça yapılan bilirkişi ücreti ile posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 231,70 TL nin kabul oranına göre hesaplanan 212,76 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sair kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinden HMK nun 333.maddesi gereğince davacıya iadesine,

4- Davalı tarafça yapılan 8,00 TL tebligat ücretinin kabul oranına göre hesaplanan 0,64 TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, sair kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,

5- A.A.Ü.T gereğince 440,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

6- A.A.Ü.T nin 12/2 maddesi gereğince 199,05 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Dair temyizi kabil karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK geçici 3. madde hükmü gözetilerek 15 günlük süre içerisinde Yargıtay'a temyiz yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2013 (¤¤)

(KAYNAK: Av. Hacı Yılmaz DEMİR)Dava ve Karar: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılanması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. Sonuç: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 114,50 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 29.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi. KONUNUN ÖNEMİ GEREĞİ YEREL MAHKEME İLAMINI AŞAĞIDA YAYIMLIYORUZ. T.C. SİVAS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2013/371 KARAR NO: 2013/606 DAVA: Krediden Kaynaklanan Alacak DAVA TARİHİ: 26/07/2013 KARAR TARİHİ: 27/12/2013 Mahkememizde görülmekte bulunan krediden kaynaklanan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, TALEP ÖZETİ: davalı bankanın Şubesinden 03/02/2011 tarihinde 40.000,00 TL bedelli, 60 ay vadeli, aylık %0.95 faiz oranı ile Ticari kredi kullandığını, davalı tarafından müvekkilinden haksız olarak komisyon, ipotek fekki, kredi erken kapatma ücreti ve dosya masrafı adı altında alınan 2.435,55 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP ÖZETİ: Davacının tüketici sıfatına haiz olmadığını, açılan davanın hukuki mesnettten yoksu olduğunu, davacıya yapılan kesintilerin açıkça belirtildiğinden haksız şart olarak nitelendirilemeyeceği, kullanılan kredinin ticari kredi olduğundan tüketici kanunu kapsamında olduğunu, alınan masrafların yasal olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Kredi dosyası içeriği, bilirkişi raporu, taraflarca ibraz edilen kayıt ve belgeler, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından; Eldeki dava, davacının davalı ile yaptığı kredi sözleşmesinde alınmış olan dosya ve komisyon ücreti, erken kapama ücreti ve ipotek fek ücretinin dava tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faiziyle tahsilinden ibarettir. Öncelikle taraflar arasındaki ilişkiye uygulanacak mevzuatın tespiti gerekir. 4822 sayılı yasayla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 2 nci maddesinde Bu kanunun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar hükmüne yer verilmiş, yasanın 3 üncü maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta; Ticari Kredi İlişkisinden doğan uyuşmazlıklara tüketici sıfatıyla bakılması doğru değildir. Dolayısıyla taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki soruna 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunun; Madde 20- Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bu koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımaz. Aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem koşulu sayılmasını engellemez. Genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, tek başına, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz. Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır. Genel olarak işlem koşulu; Çağımızın sosyal ve ekonomik gelişmeleri sonucunda, başta finans ve sigorta şirketleri olmak üzere birçok kişi veya kuruluş, iki taraf arasında bireysel sözleşmenin kurulmasından önce soyut ve tek yanlı olarak kaleme alınmış sözleşme koşulları hazırlamakta, bunlarla gelecekte kurulacak belirsiz sayıda, ancak aynı şekil ve tipteki hukuki işlemleri düzenlemektedirler. Önceden hazırlanan tipik sözleşme koşulları için genel işlem koşulları terimi kullanılmakta; bu tür sözleşmelere de tip sözleşme ya da formüler sözleşme denilmektedir. Konunun uzamanı kişilerce bütün olasılıklar düşünülerek hazırlanan genel işlem koşulları, çoğu kez sadece kendilerini hazırlatarak kullanan kişinin çıkarlarını kollamakta ve korumaktadır. Buna karşılık sözleşmenin diğer tarafı, söz konusu genel işlem koşullarının varlığından ya da içeriğinden tam olarak haberdar değildir veya söz konusu genel işlem koşullarını tam olarak anlayıp, olası sonuçları ile birlikte değerlendirebilecek donanımda değildir ya da pazarlık gücüne sahip olmadığından zorunlu olarak kabul etmektedir. Gerçekten de kitlelere yönelik bu tür sözleşmelerde, sözleşmenin kurulması aşamasında görüşmeler veya pazarlıklar kesinlikle söz konusu olamamakta veya sadece son derece sınırlı bir iki noktada fiyat, vade vb. olmaktadır. Bu nedenle, bu sözleşmeleri hazırlayan girişimler karşısında sözleşmenin diğer tarafı, ya kendisine dayatılan koşullarla sözleşmeyi kuracak ya da söz konusu sözleşmenin içerdiği edimi veya hizmeti almaktan vazgeçmek zorunda kalacaktır. Diğer söyleyişle birey önüne konan sözleşmeye ya tümden evet ya da tümden hayır diyecek; evet ama diyemeyecek, bazı hükümlerin değiştirilmesini isteyemeyecektir. Örneğin bir tacir ya bankanın önüne koyduğu kredi sözleşmesini imzalayarak krediyi alacak ya da kredi almaktan vazgeçecektir. Aynı şekilde birey ya imtiyaz sahibi şirket tarafından önüne konan abonmanlık sözleşmesini imzalayacak, ya da konutuna elektrik ya da su almaktan vazgeçecektir. Birçok hizmet ya da edimden hiç yararlanmamanın söz konusu olmaması ve evet ama deme olanağının da bulunmaması karşısında, bireyin zor durumda kaldığından istemeyerek ama mecburen imzaladığı bu sözleşmelerin uygulanmasında yasanın emredici hükümleri ile korunması gerekmektedir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna (TKHK) eklenen Sözleşmelerdeki Haksız Şartlar başlıklı altıncı madde ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik ile sınırlı ölçüde kendisine yer bulduktan sonra, şimdi Türk Borçlar Kanunu Tasarısı (TBKT) ile daha yaygın olarak uygulanma olanağına kavuşmuş olmaktadır. Yukarıdaki Maddenin birinci fıkrasında genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmıştır. Maddenin ikinci fıkrasına göre, aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem koşulu sayılmasını engellemez Maddenin üçüncü fıkrasına göre genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz. Tüm bu açıklamalar ışığında taraflar arasındaki sözleşme tip sözleşmeler olarak kabul görüp bu sözleşmede, davacı yan aleyhine konulan ve bilirkişi raporu ile tespit edilen Muhtelif masraflar, erken kapama komisyonu ücreti, ipotek fek ücreti yazılmamış sayılmalıdır. Dolayısıyla bu yazılmamış sayılan kalemlerin davalı bankaca tahsil edilmiş olması genel işlem şartına açıkça aykırı kabul edilerek iadesi gerekeceği kanatma varılmıştır. Davacı kendisinden haksız olarak alınan bu bedellerin dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle tahsilini istemiştir. Bankalar, Anonim Şirket statüsünde olup, kredi sağlama, kredi verme ve topladıkları kredileri değerlendirme gibi birçok işi gerçekleştirirler. Esas faaliyet alanı itibariyle sürekli parayla iştigal etmektedirler. Kural olarak temerrüt B.K. 117 vd. madde hükümlerine tabiidir. Ancak bankanın faaliyet alanı değerlendirildiğinde, haksız surette alınan bu bedellerinin hesaba girdiği andan itibaren banka tarafından nemalandırıldığı ve bundan gelir elde edildiği kuşkusuzdur. Genel hukuk prensiplerinden olan hiç kimse kendi kusuruna dayanarak menfaat elde edemez ilkesi gözetildiğinde, bankanın yasal dayanağı olmaksızın aldığı bu kalemlerin hesabına girdiği andan itibaren faizi ile birlikte iade etmesi hakkaniyet ve adalete uygun olur. Tüm bu gerekçelerle davacının davasının kısmen kabulü gerekeceği kanaatıyla aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, 2.236,50-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2- 152,77 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına, 3- Davacı tarafça yapılan bilirkişi ücreti ile posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 231,70 TL nin kabul oranına göre hesaplanan 212,76 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sair kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinden HMK nun 333.maddesi gereğince davacıya iadesine, 4- Davalı tarafça yapılan 8,00 TL tebligat ücretinin kabul oranına göre hesaplanan 0,64 TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, sair kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, 5- A.A.Ü.T gereğince 440,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6- A.A.Ü.T nin 12/2 maddesi gereğince 199,05 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dair temyizi kabil karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK geçici 3. madde hükmü gözetilerek 15 günlük süre içerisinde Yargıtay'a temyiz yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2013 (¤¤) (KAYNAK: Av. Hacı Yılmaz DEMİR)

adalet.org
Old 08-01-2015, 12:04   #7
Altınkol

 
Varsayılan

Ticari kredilerden alınan masrafın iadesi hakkında Yargıtay kararı




Hukuk Dairesi Esas: 2014 / 4867 Karar: 2014 / 11766 Karar Tarihi: 18.06.2014



T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2014 / 4867
Karar: 2014 / 11766
Karar Tarihi: 18.06.2014

ALACAK DAVASI - GENEL KREDİ VE TEMİNAT SÖZLEŞMESİ - TİCARİ KREDİ TAHSİS VE DEĞERLENDİRME KOMİSYONU ADI ALTINDA DAVACININ HESABINDAN TAHSİL EDİLEN KOMİSYON - KOMİSYONUN YERİNDE OLMADIĞI GEREKÇESİYLE DAVANIN KABULÜ - HÜKMÜN ONANDIĞI










ÖZET: Esasen taraflar arasındaki sözleşmenin komisyon ile ilgili maddelerinin açık, net ve hukuki dayanağının olması gerektiği, iş bu davada ise 'ticari kredi tahsis ve değerlendirme komisyonu' adı altında davacının hesabından tahsil edilen komisyonun yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetlidir.





(4721 S. K. m. 2) (6098 S. K. m. 21, 25, 26)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 03/12/2013 tarih ve 2013/877 - 2013/1411 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Münüse Vildan Cırıklı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davacı şirketin, davalı banka ile genel
kredi ve teminat sözleşmesi imzaladığını, davalı bankanın müvekkilinin cari hesabından "ticarikredi tahsis ve değerlendirme komisyonu" adı altında toplam 4.205,25 TL kesinti yaptığını, davalı bankaya 07.01.2011 tarihinde yazılı olarak başvurulduğunu, 7 gün içinde kesilen bedelin hesabına iadesini istediğini, ancak sonuç alınamadığını ileri sürerek, 4.205,00 TL alacağın temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan 1.000.000,00 TL bedelli genel
kredi ve teminat sözleşmesi kapsamında kredi açıldığını, ayrıca ticari müşteri sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 83. maddesine göre bankaya yetki verildiğini, 27.04.2009 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesinin de 7. maddesinde düzenleme olduğunu, T.C. Merkez Bankası'nca çıkartılan ve 09.12.2006 tarihinde resmi gazetede yayınlanan tebliğde de bankalara yetki verildiğini, davalının basiretli tacir olarak hareket etme yükümlülüğü olduğunu, bankada açılan 1.000.000,00 TL bedelli ticarikredi için alınan ticarikredi tahsis ve değerlendirme komisyonu bedeli 4.205,25 TL'nin sözleşme konusu miktarın büyüklüğü de göz önünde bulundurulduğunda orantılı ve dengeli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı uyarınca; Türkiye Bankalar Birliği hesap işletim ücretine ilişkin yasal düzenlemelerin incelendiği, 6762 sayılı Kanuna göre bankaların tacir olması nedeniyle yaptığı iş veya verdiği hizmet karşılığı münasip bir ücret alma hakkının olduğu; ancak '
ticarikredi tahsis ve değerlendirme komisyonu' adı altında Merkez Bankası'na gönderilen masraf ve komisyon listesi bulunmadığı, Merkez Bankası'nın 2006/1 sayılı Tebliği'nin 6. maddesinde 'ticarikredi tahsis ve değerlendirme komisyonu' ve oranlarına ilişkin ilgili şubede ilanının bulunduğunun iddia edilmediği, taraflar arasındaki genel kredi ve teminat sözleşmesinin komisyon ile ilgili 7. maddesinde ve kredili ticari hesap kredisi kullandırılması ile ilgili 30. madde de ve ticari müşteri sözleşmesinin komisyonlarla ilgili 83. maddesinde 'ticarikredi tahsis ve değerlendirme komisyonu' adı altında bir komisyondan bahsedildiği, ancak Borçlar Kanunu 21 - 25 - 26. maddeleri gereğince sözleşme taraflarının kararlaştırılacak miktarları ve oranlarının asgari ve azami hadlerinin açıkça belirlenmesi gerektiği; ancak iş bu davaya konu sözleşmede de bu hususların açıkça belirlenmediği, matbu olarak tanzim edildiği, bu durumun kredi kullanan aleyhine ve MK. 2 maddesine uygun olmadığı, uygulamadan Türkiye İş Bankası ve T.C Ziraat Bankası'nın dava konusu komisyon ile ilgili ücret almadıkları, Akbank, Yapı Kredi Bankası ve Finans Bank'ın 50.00 - 300,00 TL arasında ücret aldıkları, komisyonun kullanılan kredi limitine göre değiştiği, esasen taraflar arasındaki sözleşmenin komisyon ile ilgili maddelerinin açık, net ve hukuki dayanağının olması gerektiği, iş bu davada ise 'ticarikredi tahsis ve değerlendirme komisyonu' adı altında davacının hesabından tahsil edilen komisyonun yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 63,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18.06.2014




Old 18-06-2015, 17:22   #8
Av.Avcı

 
Varsayılan

Peki yeni borçlar kanunu yürürlüğe girmeden önce çekilen krediler için durum nedir?

2011 yılından önce çekilmiş ticari kredilerde de dosya masrafı iadesi mümkün mü yine geçmiş dönük 10 yıl talep edilebilir mi?
Old 18-06-2015, 19:59   #9
Altınkol

 
Varsayılan Tarım Kredisi ile ilgi yargıtay kararı ekte sunulmuştur

. Hukuk Dairesi Esas: 2014 / 11188 Karar: 2014 / 18214 Karar Tarihi: 24.11.2014

T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2014 / 11188
Karar: 2014 / 18214
Karar Tarihi: 24.11.2014

ALACAK DAVASI - TARIMSAL KREDİ KULLANIMINDAN YAPILAN KESİNTİLER - DİĞER BANKALARIN AYNI TÜR KREDİLERE UYGULADIKLARI MASRAF ORANLARI ARAŞTIRILIP YAPILAN KESİNTİYLE KARŞILAŞTIRILMASI - EKSİK İNCELEME - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Sözleşmede masraf alınacağına dair hüküm bulunmasına rağmen, bu kesintinin ne miktarda yapılacağı belirli bulunmamaktadır. Bu itibarla mahkemece, diğer bankaların o tarihte aynı tür kredilere uyguladıkları masraf oranları araştırılıp, somut olaydaki kesintiyle karşılaştırılması ve davalının uyguladığı kesintinin emsallerine göre fazla bulunması halinde bunun dürüstlük ilkesine aykırı olup olmadığının tartışılması gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

(4721 S. K. m. 2) (6102 S. K. m. 18)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Reyhanlı Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/04/2014 tarih ve 2014/11-2014/376 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava
dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşüldü düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın Reyhanlı Şubesi'nden tarımsal
kredi kullandığını, kredi kullanırken banka tarafından müvekkilinden haksız bir şekilde 2.158,99 TL kesinti yapıldığını, yapılan kesintinin 4077 sayılı Kanun'a aykırı olduğunu, tüketici konumunda bulunan müvekkilinin mağdur edildiğini ileri sürerek anılan bedellerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davacının tarımsal
kredi kullanmış olması nedeniyle tüketici konumunda bulunmadığını, hal böyle olunca 4077 sayılı Kanun'un somut olaya uygulanamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm
dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketici Hukuku'na ilişkin hükümlere göre değil ticari hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği, Türk Ticaret Kanunu'nun 18/2 nci maddesi gereğince, faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gereken davacının sözleşmede yer alan hükümlerin haksız şart olduğuna dair iddiasının dinlenilmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava
dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve taraflar arasındaki kredi sözleşmesinde kredi kullandırma masrafı alınacağına dair hüküm bulunmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Ancak, sözleşmede masraf alınacağına dair hüküm bulunmasına rağmen, bu kesintinin ne miktarda yapılacağı belirli bulunmamaktadır. Bu itibarla mahkemece, diğer bankaların o tarihte aynı tür
kredilere uyguladıkları masraf oranları araştırılıp, somut olaydaki kesintiyle karşılaştırılması ve davalının uyguladığı kesintinin emsallerine göre fazla bulunması halinde bunun TMK'nın 2 nci maddesine aykırı olup olmadığının tartışılması gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24.11.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)


Old 18-06-2015, 20:10   #10
Altınkol

 
Varsayılan Ticari Kredilede Kredi Tahsis Ücreti dışındaki masrafların iadesine karar vermiştir

Hukuk Dairesi Esas: 2014 / 5758 Karar: 2014 / 11529 Karar Tarihi: 16.06.2014

T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2014 / 5758
Karar: 2014 / 11529
Karar Tarihi: 16.06.2014

TAZMİNAT DAVASI - BANKACILIK İŞLEMLERİNDE YAPILAN HAKSIZ ÖDEMELER - BANKANIN KREDİ VERİRKEN GEREKLİ DEĞERLENDİRMELERİ YAPMASI İÇİN MASRAF ALABİLECEĞİ - DEĞERLENDİRME MASRAFI DIŞINDAKİ MASRAF TAHSİLATLARININ YERİNDE OLMADIĞININ KABULÜ GEREĞİ







ÖZET: Bankanın kredi verirken gerekli değerlendirmeleri yapması gerektiği ve bunun için alacağı masrafların mevzuata uygun olduğu, bunun dışında raporda belirtilen değişik isimler altındaki masraf tahsilatlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığının kabulü gerekir.

(1086 S. K. m. 436) (6100 S. K. m. 370)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/02/2014 tarih ve 03/02/2014 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Fatma Karaman Odabaşı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı banka nezdinde yapmış olduğu bankacılık işlemlerinden operasyon masrafı, tahsis masrafı, teslim masrafı, mesaj gönderme komisyonu, komisyon ücreti, devre sonu operasyon ve bankacılık hizmet masrafı, operasyon komisyon masrafı gibi isimler altında haksız ödemeler tahsil edildiğini belirterek şimdilik 10.000 TL'nin
ticari temerrüt faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, alınan masraflar ve yapılan kesintilerin davacı şirketçe imzalanan bankacılık hizmet sözleşmesi kapsamında uygun olduğunu, davacının bilgilendirildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre, bilirkişi raporunda gösterildiği şekilde davalı bankaca yapılan bir kısım tahsilatların hukuki dayanağının bulunmadığı, bankanın
kredi verirken gerekli değerlendirmeleri yapması gerektiği ve bunun için alacağı masrafların mevzuata uygun olduğu, bunun dışında raporda belirtilen değişik isimler altındaki masraf tahsilatlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 10.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 512,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 16.06.2014 tarihinde


Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlar Çiftçi olabilirler mi Av.ACA Konumuz : Hukukçular 4 01-03-2018 21:00
Tüketici kredisi - Kefil - Muacceliyet İhbarı - Tahsilde Tekerrür Olmamak Kaydı ile icra Takibi - Dosya Kapak hesabı tiryakim Meslektaşların Soruları 2 22-05-2012 12:54
Çiftçi Emekliliği, Tarım Sigortası Av.Ender Sezer Meslektaşların Soruları 0 15-11-2009 21:29
Çiftçi malları koruma başkanlığı! av.egemen Meslektaşların Soruları 0 03-12-2007 21:09
çiftçi sigortası bsdbsdbsd97 Meslektaşların Soruları 1 09-01-2007 21:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10189891 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.