Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bankaya ve faile karşı açılan maddi tazminat davasında görevli mahkeme hangisidir?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-11-2012, 15:44   #1
ddr

 
Varsayılan Bankaya ve faile karşı açılan maddi tazminat davasında görevli mahkeme hangisidir?

Merhabalar
Öncelikle belirtmem gerekir ki ilgili konu hakkında tüm araştırmalarım sonucunda herhangi bir yargıtay kararı bulamadığım için sizlere danışmak istedim.
Müvekkilin mevduat hesabından 3. kişilerce para çekilmesi durumunda faile ve bankaya karşı maddi tazminat davası açtım.
Davayı Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olmamdaki neden daha çok hakimlerle yaptığım görüşmelerin sonucudur.
Bu duruma yasal bir dayanak arıyorum ve bulamıyorum. Banka dolayısıyla görev itirazında bulundu ancak onun da tek dayanağı tacir olması ve bir taraf için ticari olan işin diğeri için de olacağı bu nedenle Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğidir.

Bildiğiniz bir Yargıtay Kararı varsa yardımcı olursanız sevinirim.
Old 02-11-2012, 16:15   #2
FiNaZZi

 
Varsayılan

Çok yakın bir arkadaşımın sizinle benzer durumda olan bir davada Asliye Ticaret Mahkemesi'ne dava açtı ve şu an devam ediyor...
Old 02-11-2012, 16:22   #3
yılmazkan

 
Varsayılan

Yargıtay kararı bulamadım. TTK 4 ve 4/1-f'ye göre olayınızın ticari dava olduğu düşünülmekte ise de aynı kanunun devamındaki cümlede : Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.(**) hükmü düzenlenmiştir.
Sizin müvekkiliniz parasını saklanması için (vedia aksi) bankaya yatırmıştır. İlgili cümleye göre bu durum ticari dava sayılmaz. Genel hükümlere göre görevi tayin etmek gerekecektir. HMK 2'ye göre asliye mahkemesi görevli olmalıdır. Doğru yerde davanızı açtığınız fikrindeyim.
Old 02-11-2012, 16:31   #4
ddr

 
Varsayılan

Öncelikle cevaplarınız için teşekkür ederim. Ben de açmadan önce çok çelişki yaşadım. Hakimler de bu tür dosyaları Asliye Ticarette görevliyken de baktıklarını Asliye Hukukta da baktıklarını söylediler. Umarım görevsizlik olmaz. Yine de korkuyorum.
Old 02-11-2012, 16:40   #5
durgunlu

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/9110

K. 2011/2297

T. 7.3.2011

• USULSÜZ OLARAK ÇEKİLDİĞİ İDDİA EDİLEN MEVDUATIN TAHSİLİ ( Temerrüt Faizi Miktarı Sözleşmede Kararlaştırılmış İse Buna Göre Hesap Yapılması ve Davacı Talebinde Geçen Orana İlişkin İstemin Aşılmamasına Dikkat Edilerek Asıl Alacak ve İşlemiş Temerrüt Faizi Toplamının Bulunması Gerektiği )

• MANEVİ TAZMİNAT ( Dava Tarihi İtibariyle Asıl Alacak ve İşlemiş Temerrüt Faizi Toplamının Bulunması ve Asıl Alacağa Dava Tarihinden İtibaren Tahsil Tarihine Kadar Aynı Olasılıklara Göre Belirlenecek Temerrüt Faizi Oranı Uygulanmak Suretiyle Alacağın Tahsili Gerektiği )

• TEMERRÜT FAİZİ ( Miktarı Sözleşmede Kararlaştırılmış İse Buna Göre Hesap Yapılması ve Davacı Talebinde Geçen Orana İlişkin İstemin Aşılmamasına Dikkat Edilerek Asıl Alacak ve İşlemiş Temerrüt Faizi Toplamının Bulunması Gerektiği )

3095/m.2/4

6762/m.4/1-6

ÖZET : Dava, usulsüz olarak çekildiği iddia edilen mevduatın tahsili ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının bir yıl vadeli hesabında sözleşme ilişkisinin sona erdiği tarihin belirlenerek bu tarihe kadar sözleşme faizi, şayet oran kararlaştırılmamış ise, bankanın o tür vadeli hesaplara uygulandığı akdi faiz oranı üzerinden ve bileşik faiz yöntemi ile hesaplama yaptırılarak, bu şekilde temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak miktarının belirlenmesi; bu tarihten itibaren dava tarihine kadar, 3095 Sayılı yasanın 2/4. maddesi hükmü uyarınca, temerrüt faizi miktarının sözleşmede kararlaştırılmamış olduğu hallerde akdi faiz oranının ticari işler temerrüt faizinden az olamayacağı düzenlemesine dikkat edilerek, buna göre; şayet temerrüt faizi miktarı sözleşmede kararlaştırılmış ise, buna göre hesap yapılması; davacı talebinde geçen orana ilişkin istemin aşılmamasına dikkat edilerek, artan ve eksilen oranların nazara alınması, dava tarihi itibariyle bu şekilde asıl alacak ve işlemiş temerrüt faizi toplamının bulunması, asıl alacağa dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar, aynı olasılıklara göre belirlenecek temerrüt faizi oranı uygulanmak suretiyle alacağın tahsiline karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 12.3.2009 tarih ve 2003/341-2009/145 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi tarafların vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Numan Acar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilini davalı banka nezdinde 19.2.2003 tarihinde bir yıl vadeli hesap açarak 6.760,00 TL yatırdığını, vade sonu bankaya müracaatında paranın çekildiğinin söylendiğini, araştırma sonucu parayı müvekkilinin sonradan boşandığı eşi ile birlikte bir bayanın bankaya giderek sahte nüfus cüzdanıyla parayı 31.3.2003 tarihinde çektiklerinin anlaşılmasıyla C. Savcılığına bu sahtecilik işlemi için şikayette bulunduğunu ve müvekkilinin eşine karşı boşanma davası açıldığını ileri sürerek, 6.700,00 TL maddi zararın ve bu işlem sebebiyle boşanarak müvekkilinin uğradığı manevi elem ve kayıplar için 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı bankadan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, hesabın kapatılmasına ilişkin dekont üzerindeki imzanın davacı eli ürünü olmadığı, paranın üçüncü kişilerce çekildiği anlaşıldığından maddi zararın tazmini gerektiği ancak manevi tazminat istemi yönünden davalı bankanın kasti bir eylemi bulunmadığından tazminat istenemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 6.760,00 TL'nin bankalarca mevduata uygulanan en yüksek mevduat oranı faizi ile birlikte işleyecek yasal faizi ile birlikte" tahsiline, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.

Kararı, tarafların vekilleri temyiz etmiştir.

1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-) Dava, usulsüz olarak çekildiği iddia edilen mevduatın tahsili ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklanmakta olup, davanın T.T.K.nun 4/1-6 ncı madde, fıkra ve bendi uyarınca, mutlak ticari dava niteliği taşıması; öte yandan, tacir olan davacı banka için ticari olan bir işin, tacir olmayan davalı için de ticari sayılması da aynı kanunun 21 inci maddesi hükmü gereği olması karşısında, ticari işler bakımından 3095 Sayılı yasada öngörülen oranda temerrüt faizine, talepte geçen oran aşılmamak kaydı ile değişen oranlarda davacı talep hakkını haizdir. Mahkemece davanın kabul edilen miktarına uygulanacak faizi belirlemek için ise "bankalarca mevduata uygulanan en yüksek mevduat oranı faizi ile birlikte işleyecek yasal faizi ile birlikte" ibareleri kullanılmıştır. Davada uygulanması gereken faizin bu şekilde belirlemeyeceği açıktır.

Bu itibarla, mahkemece, davacının bir yıl vadeli hesabında sözleşme ilişkisinin sona erdiği tarihin belirlenerek bu tarihe kadar sözleşme faizi, şayet oran kararlaştırılmamış ise, bankanın o tür vadeli hesaplara uygulandığı akdi faiz oranı üzerinden ve bileşik faiz yöntemi ile hesaplama yaptırılarak, bu şekilde temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak miktarının belirlenmesi; bu tarihten itibaren dava tarihine kadar, 3095 Sayılı yasanın 2/4. maddesi hükmü uyarınca, temerrüt faizi miktarının sözleşmede kararlaştırılmamış olduğu hallerde akdi faiz oranının ticari işler temerrüt faizinden az olamayacağı düzenlemesine dikkat edilerek, buna göre; şayet temerrüt faizi miktarı sözleşmede kararlaştırılmış ise, buna göre hesap yapılması; davacı talebinde geçen orana ilişkin istemin aşılmamasına dikkat edilerek, artan ve eksilen oranların nazara alınması, dava tarihi itibariyle bu şekilde asıl alacak ve işlemiş temerrüt faizi toplamının bulunması, asıl alacağa dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar, aynı olasılıklara göre belirlenecek temerrüt faizi oranı uygulanmak suretiyle alacağın tahsiline karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak ve denetlenemeyecek tarzda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentlerde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 7.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-11-2012, 16:42   #6
durgunlu

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/14942

K. 2011/3874

T. 24.3.2011

• MENFİ TESPİT İSTEMİ ( Uyuşmazlığın Davacıya Ait Mevduat Hesabından İnternet Yolu İle Para Çekilmesinden Kaynaklandığından Davanın Mutlak Ticari Dava Niteliğinde Bulunmasına Göre Davaya Bakma Görevi Ticaret Mahkemesi'ne Ait Olduğu )

• GÖREV ( Menfi Tespit İstemi - Mevduat Hesabından İnternet Yolu İle Para Çekilmesinden Kaynaklanan Davanın Mutlak Ticari Dava Niteliğinde Bulunmasına Göre Ticaret Mahkemesinin Görevli Olduğu )

• TİCARİ DAVA ( Menfi Tespit İstemi - Uyuşmazlığın Davacıya Ait Mevduat Hesabından İnternet Yolu İle Para Çekilmesinden Kaynaklandığından Davanın Mutlak Ticari Dava Niteliğinde Bulunmasına Göre Davaya Bakma Görevi Ticaret Mahkemesi'ne Ait Olduğu )

• MEVDUAT HESABINDAN İNTERNET YOLU İLE PARA ÇEKİLMESİ ( Kaynaklanan Davanın Mutlak Ticari Dava Niteliğinde Bulunmasına Göre Ticaret Mahkemesinin Görevli Olduğu - Menfi Tespit/Alacak İstemi )

6762/m.4

ÖZET : Dava, menfi tespit-alacak istemidir. Davacıya ait davalı banka nezdinde bulunan hesabından ( 20 ) dakika içinde ( 19 ) adet işlemle davacının bilgisi dışında kontör yüklemesi yapıldığının anlaşıldığı, davalı bankanın mudisi olan davacının hesabına üçüncü kişiler tarafından yapılabilecek müdahaleleri önlemek için gerekli güvenlik önlemlerini almadığı, bu sebeple kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Uyuşmazlığın, davacıya ait mevduat hesabından internet yolu ile para çekilmesinden kaynaklandığından T.T.K.nun 4. maddesi uyarınca davanın mutlak ticari dava niteliğinde bulunmasına göre, davaya bakma görevi Ticaret Mahkemesi'ne aittir. Hal böyle olunca görev hususu düşünülmeden, davanın Tüketici Mahkemesi'nde görülüp karar bağlanmasında isabet görülmemiştir.
Old 02-11-2012, 16:43   #7
durgunlu

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/15158

K. 2011/7472

T. 20.6.2011

• İNTERNET BANKACILIĞI ( Davacının Bilgisi ve İzni Dışında İnternet Yolu İle Yapılan İşlemler Sonucu Çekilmesi Suretiyle Uğranılan Zararın Tazmini - Dava Mutlak Ticari Davalardan Olduğundan Davanın Mahiyetine Göre Tüketici Mahkemesinde Görülemeyeceği )

• BANKA HESABINDAKİ PARANIN İZİNSİZ ÇEKİLMESİ ( İnternet Yolu İle Yapılan İşlemler Sonucu - Dava Mutlak Ticari Davalardan Olduğundan Davanın Mahiyetine Göre Tüketici Mahkemesinde Görülemeyeceği )

• GÖREV ( Davacının Bilgisi ve İzni Dışında İnternet Yolu İle Yapılan İşlemler Sonucu Çekilmesi Suretiyle Uğranılan Zararın Tazmini - Dava Mutlak Ticari Davalardan Olduğundan Davanın Mahiyetine Göre Tüketici Mahkemesinde Görülemeyeceği )

6762/m.4

ÖZET : Dava, davalı banka nezdinde açılmış olan hesapta bulunan paranın davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu çekilmesi suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, davalı banka aleyhine açılan dava niteliği itibariyle T.T.K.nun 4. maddesine göre mutlak ticari davalardandır.
Old 02-11-2012, 16:52   #8
ddr

 
Varsayılan

Bu aleyhime kararları ben de buldum ancak hakimler de bizim durumda Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olmalı dediler. Şans ki davayı açmadan önce danıştığım mahkemelerden birine düştü dava. Gerçi gözümün içine baka baka görevsizlik de verebilir
Old 02-11-2012, 17:19   #9
ddr

 
Varsayılan

Bir de internet bankacılığı vs. faili meçhul durumlarda mı ticari dava saymalıyız ki? Yani bizim olayda direk kasadan para çekiyor 3. kişi.
3. kişi de davalı. Bilmiyorum neden bu kararlar karşısında da asliye hukuk olduğunu düşünüyor herkes (hakimler/tanıdık avukatlar). Bankacılık işlemi değil direk haksız fiil sayıldığından mı ? Bir çıkış arıyorum.
Old 02-11-2012, 17:35   #10
durgunlu

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım; çok genel olarak anlatımda bulunmaktasınız. Tavsiyem 6102 sayılı TTK 4/f ve 4.madde son cümleye göre hareket etmeniz. Olayınızın özelliğine göre iş bölümü hususu değişiklik arz edebilir.
Old 02-11-2012, 17:36   #11
ddr

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/14920
K. 2011/7160
T. 13.6.2011
• BANKALARIN MUDİLERE KARŞI SORUMLULUĞU (Bankların Kendilerine Yatırılan Paraları Mudilerine İstendiğinde veya Belli Bir Vadede Ayni veya Misli Olarak İadeyle Yükümlü Oldukları - Usulsüz Tevdide Paranın Nefi ve Hasarı Mutlak Şekilde Saklayana Geçtiği)
• USULSÜZ İŞLEMLE BANKA HESABINDAN PARA ÇEKİLMESİ (Doğrudan Doğruya Bankanın Zararı Niteliğinde Olduğu - Dolandırıcılık Eylemi Müşteriye Değil Bankaya Karşı İşlenmiş Olmakla Mevduat Sahibinin Bankaya Karşı Alacağının Aynen Devam Ettiği)
• MURİSE ATİ PARANIN HESABINDAN KARDEŞİ TARAFINDAN ÇEKİLMESİ (Haksız Fiil Eyleminin Bankaya Karşı İşlendiğinin Kabulü Gereği - Mirasçılık Nedeniyle Mevduat Hesabı Üzerinde İlişkisi Devam Eden Mevduat Sahibinin Bankaya Karşı Alacağının Aynen Devam Ettiği)
5411/m. 61
818/m. 306, 307, 472/1
ÖZET : Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. Usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, dolandırıcılık eylemi müşteriye değil bankaya karşı gerçekleştirilmekte ve mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Rize 2. Asliye Hukuk davada Mahkemesi'nce verilen 09/06/2009 tarih ve 2008/412-2009/209 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Alper Bostancı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi olan İbrahim Kurt öldükten sonra davalı banka nezdinde bulunan hesaptaki paralarının vekaletname olmaksızın çekildiğini, davalı bankanın bu olay nedeniyle kusurlu olduğunu ileri sürerek, 7.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı definde bulunmuş ve ayrıca esastan da davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların murisi İ. K.'un mirasçılarından A. K.'un 1997 yılı Şubat ayında davaya konu hesaptan para çektiği, haksız fiil tarihi ile dava tarihi arasında zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı banka nezdinde açılmış olan hesapta bulunan paranın davacıların bilgisi ve izni dışında sahtecilik yoluyla çekilmesi suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür (4491 Sayılı Yasa ile değişik 4389 Sayılı Bankalar Kanunu 10/4 ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 61. maddesi). Bu tanımlamaya göre, mevduat sözleşmesi ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. Yine BK.'nun 306 ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile birlikte iadeye mecburdur. Aynı Yasa'nın 472/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nefi ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, dolandırıcılık eylemi müşteriye değil bankaya karşı gerçekleştirilmekte ve mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafik kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir. Birer güven kurumları olan bankalar, aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorundadırlar. Bu nedenle de hafif kusurlarından dahi sorumludurlar.
Somut olayda, davacıların murisine ait olduğu belirtilen paranın yine davacıların kardeşi olan dava dışı Ali Kurt tarafından davaya konu hesaptan çekildiği iddia edildiğine göre yukarıda yapılan genel açıklamalardan da anlaşılacağı üzere söz konusu haksız fiil eylemi davalı bankaya karşı gerçekleştirilmiş olup davacıların murisinden intikal eden hesap üzerindeki mirasçılık hakları dolayısı ile sözleşme ilişkisi devam etmekte olduğundan, zamanaşımı definin buna göre değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-11-2012, 17:58   #12
ddr

 
Varsayılan

Sayın durgunlu
Olay aynen yukarıdaki yargıtay kararında belirtildiği şekildedir.
Müvekkilin kardeşi nufüs cuzdanını kaybettiğini söyleyerek bankadan 3 farklı il ve tarihte para çekmiştir.
Yukarıdaki kararda Rize Asliye Hukuk Mahkemesi olmasına rağmen görevsizlik kararı verilmemişse de Rize'de asliye ticaret mahkemesi olup olmadığını bilemiyorum.
Old 05-11-2012, 09:45   #13
durgunlu

 
Varsayılan

Rize Adliyesi'ni arayıp, 2008 yılında Ticaret Mahkemesi var mıydı diye sorabilirsiniz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Trafik kazası nedeniyle sigorta şirketine açılan tazminat davasında görevli mahkeme Av. Fatma B Meslektaşların Soruları 14 03-06-2016 16:12
Trafik kazası nedeniyle sigorta şirketine açılan tazminat davasında görevli mahkeme Av. Fatma B Meslektaşların Soruları 12 31-12-2014 15:35
sigorta hukuku rücu davasında görevli mahkeme hangisidir a.lawyer Meslektaşların Soruları 5 05-05-2014 14:56
karşı aracın sigorta şirketine açılan rücu davasında görevli mahkeme neresidir a.lawyer Meslektaşların Soruları 3 10-04-2010 11:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06514692 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.