Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Derdestlİk İtİrazi MÜracaata Kalan Dosya

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-01-2011, 18:04   #1
Av.ÜNER

 
Varsayılan Derdestlİk İtİrazi MÜracaata Kalan Dosya

Takip edilmediği için müracaata kalan Aile Mahkemesinde görülmekte olan boşanma davasında , 3 aylık süre dolmadan taraflardan biri yeniden boşanma davası açarsa burada derdestilk itirazında bulunabilir miyiz. Saygılarımla
Old 26-01-2011, 18:28   #2
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.ÜNER
Takip edilmediği için müracaata kalan Aile Mahkemesinde görülmekte olan boşanma davasında , 3 aylık süre dolmadan taraflardan biri yeniden boşanma davası açarsa burada derdestilk itirazında bulunabilir miyiz. Saygılarımla

Değerli meslektaşım, davacı yan açarsa, davalı yan bu itiraz da bulunabilir. Davalı, bu davada karşı dava açmamış ise, o ayrı bir boşanma davası açabilir, diye düşünüyorum. Saygılarımla.
Old 26-01-2011, 19:56   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Değerli meslektaşım, davacı yan açarsa, davalı yan bu itiraz da bulunabilir. Davalı, bu davada karşı dava açmamış ise, o ayrı bir boşanma davası açabilir, diye düşünüyorum. Saygılarımla.
İtiraz sonucu ne olmalıdır. Cümlenin yapısından "kabul edilmelidir" şeklinde anlıyorum.
Old 26-01-2011, 20:09   #4
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
İtiraz sonucu ne olmalıdır. Cümlenin yapısından "kabul edilmelidir" şeklinde anlıyorum.

Evet Üstadım. Aslında sizin yüksek fehminizle anladığınız yöndeki yargıyı içeren bir cümle de, biraz nesnel bir cümle gibi durmuş.
Old 26-01-2011, 20:14   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Evet Üstadım. Aslında sizin yüksek fehminizle anladığınız yöndeki yargıyı içeren bir cümle de, biraz nesnel bir cümle gibi durmuş.

Ben aksine bir Yargıtay kararı anımsıyorum(katıldığımı söylemiyorum). Şimdi zamanım yok. Başka bir üye eklemezse yarın bulup eklerim. Hafızam beni yanıltıyorsa da, özür dilerim.
Old 26-01-2011, 21:39   #6
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

Ben de Ömer Bey e katılmaktayım. Eğer davacı taraf aynı nedene dayanarak açarsa davalı itiraz da bulunabilir. Ancak davalı taraf açarsa davacı itirazda bulunamaz. Çünkü bilindiği üzere derdestlik itirazında bulunabilmesi için davanın tarafları ve konusunun aynı olması gerekmektedir. Davanın taraflarının aynı olmasından kasıt ise yine bilindiği üzere davacı ve davalının da ikinci davada yine aynı sıfatlara sahip olmasıdır.
Old 26-01-2011, 22:02   #7
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Benim savunduğum görüşüme göre; dosya müracaata kalmış ve fakat henüz işlemden kaldırılıp açılmamış sayılmasına karar verilip de bu karar da kesinleşmemişse, derdestlik itirazını (derdestlik genel koşulları da varsa) dinlemek ve kabul etmek gerekir.

Alıntı:
13. Hukuk Dairesi
Esas : 2002/11915
Karar : 2002/12216
Tarih : 01.01.2002

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüneyönelikolarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak, dosya incelendi gereği düşünüldü.

Davacı, davalıya kumar borcu nedeniyle senet verdiğini, usulsüz tebligatlarla icra takiplerinin kesinleştirildiğini ileri sürerek gerçekte borcunun 1.800.000.000 Tl. olarak kabulüne, fazla istemden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Davalı derdest başka dava olduğunu, senet miktarı kadar alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece kumar borcu olması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı, davaya karşı süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/513 esas, 2000/53 karar sayılı derdest dava bulunduğunu ileri sürmüştür. Derdestlik itirazı ilk itirazlardan olup, HUMK. 187 ve devamı maddeleri uyarınca hadiseler gibi incelenip işin esasına girilmeden karar verilmelidir. Davacı tarafından daha önce 5.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava işlemden kaldırılarak açılmamış sayılmasına karar verilmiş bu hüküm 13.9.2002 tarihinde kesinleşmiştir. Bu nedenle eldeki davanın açıldığı tarihte derdest dava vardır. Mahkeme eldeki bu davanın açılmamış sayılması kararından sonra açıldığına ilişkin gerekçesi dosyadaki maddi olgulara aykırıdır. Mahkemece derdestlik itirazı kabul edilerek, bir karar verilmesi gerekirken işin esasına girerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.11.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 26-01-2011, 22:49   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sn. Güntay'ın (2) ve (7) Nolu mesajlarındaki görüşleri kuşkusuz ki doğrudur.
Old 27-01-2011, 03:30   #9
mntopcu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yazan: Av.ÜNER
Takip edilmediği için müracaata kalan Aile Mahkemesinde görülmekte olan boşanma davasında , 3 aylık süre dolmadan taraflardan biri yeniden boşanma davası açarsa burada derdestilk itirazında bulunabilir miyiz. Saygılarımla

Soru netleştirilirse tartışmanın daha verimli olacağını düşünüyorum...

İlk davayı açan kim ve davanın konusu/sebebi ne?
İkinci davayı açmak isteyen kim ve açılacak davanın konusu/sebebi ne?
Old 27-01-2011, 09:24   #10
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas : 2005/310
Karar : 2006/788
Tarih : 31.01.2006


YARGITAY KARARI

Taraflar arasında görülen davada Sakarya Asliye 1.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 19.07.2004 tarih ve 2004/254-2004/359 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 31.01.2006 gününde taraf avukatları tebligata rağmen gelmediğinden tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalı şirket nezdinde kasko rizikolarını kapsar biçimde sigortalı olduğu dönemde hasarlanmasına karşın davalı tarafından hasar bedelinin ödenmesine yanaşılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla (1.000.000.000) TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, aynı olaya ilişkin, tarafları aynı olan Ferizli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/85 E. Sayılı dava dosyasının derdest iken, yeniden dava açılması nedeniyle derdestlik ilk itirazında bulunmuş, hasarın belirtilen yer ve şekilde olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, Ferizli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/85 E, 21 K sayılı dava dosyasında yapılan incelemede, davanın taraflarının ve konusunun aynı olduğu, yapılan yargılama sonucunda 12.03.2002 tarihinde HUMK.nun 409/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, anılan karar kesinleşmeden bu davanın açıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin derdestlik itirazı yerinde görülerek, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Ferizli Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.03.2002 tarihli ve 2001/85 Esas, 2002/21 Karar sayılı kararında HUMK.nun 409/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve bu kararın taraflara tebliğ olunmadığı ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.

Bu durumda mahkemenin, birinci davanın açılmamış sayılması kararı kesinleşinceye kadar süresinde yapılan derdestlik ilk itirazı hakkında bir karar vermemesi gerekir. Birinci davanın açılmamış sayılması kararı kesinleşince, ikinci davaya bakan mahkeme derdestlik ilk itirazının reddine karar verir. Buna karşılık Yargıtay birinci davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararı bozarsa (ve mahkeme bu bozma kararına uyarsa), bununla birinci davanın derdest olacağı anlaşıldığından, ikinci davaya bakan mahkemenin derdestlik ilk itirazının kabulüne ve ikinci davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi gerekir. İlk açılan davanın derdest olmadığı kesinleşme sonucunda anlaşılırsa bu takdirde sonradan açılan 25.04.2002 tarihli dava harcı verilerek ikame olunduğuna göre davaya devam edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönler üzerinde durmadan verdiği karar doğru görülmediğinden davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekillinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31.01.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 27-01-2011, 16:19   #11
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Benim savunduğum görüşüme göre; dosya müracaata kalmış ve fakat henüz işlemden kaldırılıp açılmamış sayılmasına karar verilip de bu karar da kesinleşmemişse, derdestlik itirazını dinlemek ve kabul etmek gerekir.

Benim anımsadığım karar aşağıdaki karar. Eksik anımsamışım ama hiç olmazsa, koyulaştırdığım bölüme yanıt oldu.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 1999/18402
K. 2000/916
T. 3.2.2000
• DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASI ( Derdestlik )
• DERDESTLİK ( Davanın açılmamış sayılması kararı )
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Derdestlik )
1086/m.194
ÖZET : Davanın açılmamış sayılma kararı temyizi kabil bir karar ise de, derdestlik yönünden kararın kesinleşmesini aramaya gerek yoktur. Derdestlik dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren üç ay ile sınırlı olmalıdır. Bu süre hak düşürücü süredir.

DAVA VE KARAR: Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti ile hafta ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Davacı işçi hizmet akdinin haksız ve bildirimsiz feshi nedeni ile ihbar ve kıdem tazminatları ile 1475 sayılı yasadan kaynaklanan işçilik haklarının davalı işverenden tahsilini talep etmiştir.

Davalı işveren davacı işçinin daha önce bu istemlerini içeren davanın takip edilmemesi nedeni ile açılmamış sayılmasına karar verildiğini, ancak bu kararın kesinleşmediğini belirterek derdestlik itirazında bulunmuştur.

Mahkemece derdestlik itirazı kabul edilerek daha önce açılan davanın açılmamış sayılma kararının kesinleştirilmemesi nedeni ile derdest sayılacağı belirtilmiş ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Dairemizin de benimsediği Hukuk Genel Kurulu'nun 1996/19-461 Esas, 607 karar sayılı kararında da belirtildiği gibi; davanın açılmamış sayılma kararı temyizi kabil bir karar ise de, derdestlik yönünden kararın kesinleşmesini aramaya gerek yoktur. Derdestlik dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren üç aylık süre ile sınırlı olmalıdır. Bu süre hak düşürücü süredir.Ancak davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların doğumu ile dava kendiliğinden ortadan kalkar ve derdest olmaktan çıkar.

Bu durumda davanın esastan incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın derdestlik nedeni ile açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten ( BOZULMASINA ) oybirliğiyle karar verildi.


Old 28-01-2011, 14:37   #12
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan İlgili dairenin ayrı konularda dava ikamesinde derdestlik değerlendirmesi

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 02.11.2007 T., Esas:2007/1399 , Karar:2007/14831: "Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Derdest davadan sözedilebilmesi için her iki davanın tarafları, konusu ve dayanılan maddi vakıaların aynı olması zorunludur. Şişli 1. Aile Mahkemesinin Esas 2004/347- Karar 2004/699 Karar sayılı 12.05.2004 tarihli kararında Türk Medeni Kanununun 166/3 maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de karar temyiz edildiğinden dava henüz sonuçlanmamıştır. Her iki davanın tarafları aynı olmakla beraber konuları ve dayanılan maddi vakıaları farklıdır. Bu sebeple derdest davadan bahsedilemez. Davalının derdestlik itirazının reddedilmesi ve işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

Hükmün yazılı gerekçelerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi."

Saygılar...
Old 28-01-2011, 16:37   #13
ATARAS

 
Varsayılan

Aynen kesin hükümde olduğu gibi, taraflar, konular ve dayanılan maddi vakıalar aynı olmalı... Örneğin, terke dayalı bir dava müracaata kalmışsa ve hatta yargılamaya devam ediliyor olsa bile, bu dava geçimsizliğe dayalı dava için derdestlik itirazı sebebi olmaz...diye düşünüyorum. iyi çalışmalar
Old 19-10-2012, 11:28   #14
av_armagan

 
Varsayılan

Davaciyla davalinin yer degistirmis olmasinin bir onemi yok kanimca. Taraflardan kasit taraflarin konumlari degildir. Yani taraflar diger davada davaci ve davali olarak yer degistirse bile diger sartlar tam ise derdesttir. Tabi acilmamis sayilma durumunda bence de yargitayin bir karari gibi kesinlesene kadar beklemek gerekir.
Old 15-01-2013, 17:01   #15
sebepsiz zenginleşme

 
Varsayılan

6100 sayılı yeni usul kanunumuza göre derdestlik dava şartı haline getirildi Hukuk mahkemesinin önündeki davanın esasına girilebilmesi için aynı davanın,daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması gerekir Av Ömer Beyle -Av İbrahim Bey Av.Suat Beyin sunduğu kararlara göre sizce neticede farklılık varsa dosyanın kesinleşmesi için taraflara tebligat çıkarılmalı temyiz süresinin geçirilmesini beklemeli miyiz
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Müracaata Kalan Dosyada Tedbirbin Kalkması Kesinleşme Süresi gtaskapan Meslektaşların Soruları 20 18-11-2014 15:38
İlk defa Müracaata kalan dava - başka bir mahkemede açılan aynı dava alperyldrm Meslektaşların Soruları 7 18-12-2010 21:11
Müracaata kalan dosyaya temyiz davasının etkisi nedir? ofaruko Meslektaşların Soruları 6 28-09-2010 10:39
müracaata kalan icra dosyası av.cahitertan Meslektaşların Soruları 4 13-12-2009 19:44
Derdestlİk İtİrazi tolga doğan Meslektaşların Soruları 1 14-11-2008 10:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06501794 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.