Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kız evlattan malvarlığını kaçırma

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-02-2009, 17:39   #1
nazell

 
Acil kız evlattan malvarlığını kaçırma

baba 20 yıl önce 4 kız evladını mirastan mahrum bırakmak kastıyla kadastro çalışması sırasında kendine ait taşınmazları o zaman 14 yaşında olan tek erkek evladı üzerine kaydettirmiştir. baba şu anda vefat etmiştir. bu konuda kız evlatlar muris muvaazzasına dayalı tapu iptal davası açmak istemektedirler. bu hususta bilgisi olan ve elinde karar bulunan arkadaşlar varsa cevap yazarsanız sevinirim
Old 11-02-2009, 19:56   #2
Demir Demir

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/6777
K. 2007/7862
T. 11.7.2007
• MURİS MUVAZAASI ( Tapu İptali ve Tescil - Hak Dengesine Uygun ve Tüm Mirasçıları Kapsar Şekilde Bir Paylaştırma Varsa Mal Kaçırma Kastından Söz Edilemeyeceği )
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Muris Muvazaası - Hak Dengesine Uygun ve Tüm Mirasçıları Kapsar Şekilde Bir Paylaştırma Varsa Mal Kaçırma Kastından Söz Edilemeyeceği )
• MAL KAÇIRMA KASTI ( Hak Dengesini Gözeten ve Tüm Mirasçıları Kapsayan Bir Paylaştırma Yapılmadığı Anlaşıldığından Mal Kaçırma Kastıyla Hareket Edildiği - Muris Muvazaası )
818/m. 18, 213
ÖZET : Dava, muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir. Muris sağlığında hak dengesine uygun ve tüm mirasçıları kapsar şekilde paylaştırma yapmışsa bu halde mal kaçırma kastından söz edilemez. Bu nedenle, muristen mirasçılara intikal eden taşınır ve taşınmaz mallar, haklar araştırılmalı; malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişilerden rapor alınmalı ve paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Dosya kapsamından açıklanan ilkelere uygun, hak dengesini gözeten ve tüm mirasçıları kapsayan bir paylaştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında mal kaçırma kastıyla hareket edildiğinin kabulü gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada;

Davacılar, miras bırakanları Hayriye'nin maliki olduğu 38 parsel sayılı taşınmazının 156 m2'lik kısmını ifraz ettirerek 39 parsel numarası ile davalı oğluna devrettiğini, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek 39 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlana tesciline ya da tenkise karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı, yapılan satış işleminin gerçek olup üzerine kendisi tarafından 4 katlı bina yaptırdığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, miras bırakanın mal kaçırma amaçlı değil paylaştırma kastı ile hareket ettiği, mahfuz hissenin ihlal edilmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi S.Y.'nin raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Duruşma isteği değerden reddedildi. Gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ya da tenkis isteklerine ilişkindir.

Mahkemece, denkleştirme olgusu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı'nda açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanun'un 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşularından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle, miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı'nın uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.

O halde, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı, böylece yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma kasdının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.

Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın miras bırakan tarafından 09.03.1979 tarihinde davalıya kayden temlik edildiği, resmi akitteki değeri ile o tarihteki gerçek satış değeri arasında aşırı oransızlık bulunduğu, davalının alım gücü bulunmadığı, davacılar murisin kız evlatları olup davalı oğlunu kız evlatlarına tercih ettiği, özelikle miras bırakanın sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırmanın yapıldığı kayden saptanamadığı, bu durumda denkleştirme olgusunun varlığından söz edilemeyeceği, tüm deliler birlikte değerlendirildiğinde miras bırakanın dava konusu taşınmazı kızları olan davacılardan mal kaçırmak amacıyla davalıya muvazaalı ve bedelsiz olarak temlik ettiği anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir.

SONUÇ : Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.07.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tasfiyeden evvel mal kaçırma hermes53 Meslektaşların Soruları 2 27-08-2008 23:21
haciz esnasında mal kaçırma bahar kesici Meslektaşların Soruları 3 10-08-2008 16:47
Eşten mal kaçırma n_plak Meslektaşların Soruları 5 28-03-2008 10:43
İcradan Mal Kaçırma ezgi48 Meslektaşların Soruları 6 18-02-2008 10:52
Kadından Mal Kaçırma Erdal Hukuk Soruları Arşivi 1 12-02-2002 01:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03394294 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.