Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İİK.106. md. ve AAUHK??????

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-11-2007, 10:35   #1
sciceks

 
Varsayılan İİK.106. md. ve AAUHK??????

herkese selam..haczedilmiş olan bir taşınırın satışını 1 yıl içinde, taşınmazın ise 2 yıl içinde talep edebiliyoruz..peki Amme Alacakları Tahsil Usulü H.K.'nda taşınmazların satışına yönelik olarak bilgilendirmeniz mümkünmü
Old 12-11-2007, 16:18   #2
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 1996/2453
K. 1996/4976
T. 21.5.1996
• KAMU ALACAKLARINDAN DOLAYI HACİZ ( Satış İsteme Süresi )
• SATIŞ İSTEME SÜRESİ ( Kamu Alacaklarından Dolayı Haciz )
• SÜRE ( Kamu Alacaklarından Dolayı Hacizde Satışın İstenmesi )
6183/m.51,79,84
ÖZET : Bir amme alacağından dolayı yapılan takipte 6183 Sayılı Kanun özel bir kanun olduğundan öncelikle bu kanun hükümleri uygulanır. Sözkonusu kanuna göre de kamu alacağından dolayı yapılan hacizde 3 ay içinde satış yapılmasının isteneceği belirtilmiş, ancak istenmemesi halinde yapılan haczin düşeceği yönünde bir hüküm konmamıştır. Dolayısıyla vergi dairesinin yapmış olduğu haczin düşmesi sözkonusu olamaz.

DAVA: Taraflar arasındaki derece kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Davacı vekili; borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde ... Bankası`nın ipotekli alacağının 1. sıraya, işçi kıdem ve ihbar tazminatlarının 2. sıraya, Beyoğlu Vergi Dairesi`nin alacağının 3. sıraya alındığını, Beyoğlu Vergi Dairesi`nin 26.7.1991 tarihli 1.609.577.697 TL.`lık haczi ile 29.7.1991 tarihli 692 ve 693 yevmiye nolu hacizlerinin düştüğünü, bu nedenle müvekkilinin 12.8.1991 tarihli haczinin önüne geçemeyeceğini, davalı Vergi Dairesi`nin 25.6.1993 ve 29.7.1993 tarihli hacizlerinin ilk hacze ancak garameten iştirak edebileceğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Merci hakimliğince; davalı Vergi Dairesinin satışa konu taşınmaz üzerindeki 26.7.1991 ve 29.7.1991 tarihli hacizlerinin süresinde satış istenmemesi nedeniyle düştüğü, davacının alacağı ile vergi dairesinin sonradan koyduğu hacizlerle ilgili alacakların iştirak ettirilerek kalan bakiyenin garameten paylaştırılması gerektiğinden sözedilerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı Vergi Dairesi vekilince temyiz edilmiştir.

Amme Alacaklarının TahsiI Usulü Hakkındaki 6183 sayılı Kanun özel nitelikte olup, açık bir gönderme olmadıkça, İcra ve İflas Kanunu`nun konuya ilişkin maddelerinin uygulanması mümkün değildir. Anılan Yasanın 84. maddesinde, haczin yapıldığı tarihin üçüncü gününden itibaren üç ay içinde haczedilen şeyin satışının yapılacağı belirtilmiş ise de, belli süre içerisinde satış ifa edilmediği veya istenmediği takdirde haczin düşeceğine dair bir hüküm yoktur. Takibi açan, haczi uygulayan ve satışı gerçekleştiren alacaklı durumdaki Vergi Dairesi olduğundan, satış için ayrıca belli sürede istek aranmasına gerek de yoktur. Bu nedenle mercii hakimliğinin süresinde satış istenmemesi nedeniyle Vergi Dairesinin haczinin hukuki değerini yitirdiğine ilişkin gerekçesi ve kabulü yerinde değildir. Vergi Dairesinin haciz tarihinden satışın yapıldığı tarihe kadar 6183 sayılı Yasanın 51. maddesi de gözetilerek bulunan alacağa kadar, sonra gelen Bilecik Vergi Dairesi alacağı yönünden de aynı hüküm ve 6183 sayılı Yasanın 79. maddesi gözetilerek pay ayrılması gerekir. Bu dağıtımdan sonra para kalırsa, sonra gelen hacizler dikkate alınarak paylaştırma yapılmalıdır. Merci hakimliğince bu yönler gözetilmeden şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptali usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 21.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 12-11-2007, 22:01   #3
süleyman zengin

 
Varsayılan

Söylenecek sözü sayın ekinheval söylemiş. Bu durum Talih Uyar'ın kitaplarında da var.Kamu alacaklarında İİK 106 ve 110 maddeleri uygulanmaz.
Old 13-11-2007, 12:21   #4
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Evet Yargıtay'ın söylediği bu. Ama gerekçeleri ne kadar tatminkar?

Bizlere öğretilen yorum kuralları ile Yargıtay'ın bu kararda uyguladığı (bana kalırsa zorladığı) yorum kuralları çok farklı.

Alacaklı idare ile alacaklı vatandaşlar arasında, idare lehine aşırı bir avantaj sağlayan böyle bir düşünceye yorum yolu ile ulaşmak mümkün değildir.

Eğer yasa koyucu, idare lehine böylesi bir "süper" avantaj yaratmak isteseydi, yasaya ekleyeceği bir cümle ile "İİK'na ait 106 vs. süreler bu Kanun kapsamında uygulanmaz" derdi.

Yok böyle bir şey denmemişse ve Yasa'da bu konuda açık hüküm bulunmaması sebebiyle işte bu noktada yorum kuralları devreye girer ve kıyas yolu ile (benzer konuda İİK'nun düzenleme getirmiş olması sebebiyle buradaki düzenleme örnek alınarak) sürelerin sınırsız olmadığı sonucuna varılır.

Benim, YORUM'dan anladığım budur.

Ancak, amaç bir kez "aman devletin alacağı zâyi olmasın, devlet hak kaybına uğramasın" olunca durum ve tabii ki YORUM değişebiliyor.

Malum, kurt bir kez kuzuyu yemeye karar vermiş ise bahane bulması kolay olur.

Ben, Yargıtay'ın gerekçelerinden kesinlikle tatmin olmadım. Saygılarımla...
Old 16-07-2010, 14:52   #5
radon66

 
Varsayılan

ayrıca
Amme Alacaklarının TahsiI Usulü Hakkındaki 6183 sayılı Kanun özel nitelikte olup, açık bir gönderme olmadıkça, İcra ve İflas Kanunu`nun konuya ilişkin maddelerinin uygulanması mümkün değildir
açık bir göderme olmadıkça demiyor ki kanun da bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde diyor aksi halde bir düzenleme en başta anayasaya aykırı olur. bu nedenle devletin haczinin düşmemesi çok garip.
Old 17-07-2010, 17:33   #6
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

AATUHK 84 madesinde düzenlenen usul ve esaslar dahilinde satışın istenmemsi durumunda haciz düşer, kimi arkadaşlarımız haczin 3 ay içinde istenmemsi 84 ve devamı maddelerde menkul malların satış esas ve usullerini düzenleyen hükümlerin tam olarak uyulmanmaması durumunda da kamu alacaklarının zamanaşımı süresi içerisinde haczin düşmeyeceğini ileri sürmektedirler, oysa 84 -87 maddelerde düzenlenen hükümlere riayet edilmemesi ve satış istenmemesi ile haciz düşecektir.
kamu alacaklarının seri bir şekilde tahsili ile genel bütçeye intikalini sağlanması bakımından alacaklı kamu idarelerinin genel hukuk yetki kurallarından daha çok yetki ile donatılmış olması ve gerekse 84 maddede belirtilen 3 aylık sürenin kısa bir süre olması buz tezi doğrulamaktadır, ki bu 3 aylık süre içerisinde satışın istenmemesi durumunda idari soruşturma da söz konusu olabileceği gibi görev ihmali suçu da işlenmiş olacakktır. bu kriterleri birlikte değerlendirdiğimizde ise her ne kadar özel hukuk düzenlemesi olup haczin düşeceğine ilişkin bir düzenlemeye yer veilmemişise de, genel kuralların kıyas yolu ile uygulanması vergi hukukunda söz konusu olamayacağı gibi, haczin düşmeyeceği anlamını da içermemektedir. Haczin düşüp düşmeyeceğine ilişkin birden çok ve bir birinin aksi kararlar veren yargıtay kararları vardır, hatta YCGK kararı vardır. Sonuç itibari ile şahsi görüşüm, 6183 sayılı kanun hükümlerine kıyas hükümleri (tıpkı ceza hukukunda olduğu üzere ) uygulanamayacağı ve ancak 84 ve devamı maddelerde öngörülen düzenlemelere uyulmaması halinde haciz düşecektir.

selam ve saygılar iyi çalışmalar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04090905 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.