Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

emlakçının sözleşmesinde cezai şart

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-06-2010, 17:21   #1
düzceli81

 
Varsayılan emlakçının sözleşmesinde cezai şart

Selamlar, müvekkil emlakçılık yapmaktadır. Müşterisine daire göstermiş ve gayrımenkul görme formu imzalatmıştır. Bu formda, görülen dairenin yeri ve özellikleri belirtilmiş, ayrıca satış bedelinin %3’ü oranında komisyon ödemeyi kabul etmiş ve sözleşmenin devamında ise emlakçının bilgisi dışında mal sahibi ile irtibata geçip daireyi alması durumunda satış bedelinin %6+KDV’si oranında komisyonu 3 gün içinde ödeyeceğini beyan etmiştir. 3 gün içinde ödemediği takdirde komisyon bedelinin 3 katı cezai şart doğacağını imzası ile kabul etmiştir. Daha sonra daireyi müvekkilden habersiz satın almıştır. Komisyon ücretini ödemesi için ihtarname gönderilmesine rağmen ödeme yapmamıştır. Sormak istediğim şu: komisyon ücretinin 3 katı oranındaki cezai şart geçerli midir? Geçerli ise komisyon bedeli + 3 katı mı yoksa komisyon dahil üç katı mı uygulanır. Bu konuda elinde Yargıtay kararı olan var mı? Hepinize selamlarımı sunar cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Old 18-06-2010, 09:43   #2
üye15755

 
Varsayılan

Komisyon sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şart geçerlidir. Zira mevzuatta emlak komisyon sözleşmesine münhasır cezaî şart sınırlaması yoktur (iki katını geçemez, üç katı ile sınırlıdır v.s.)
Cezaî şart ile beraber komisyon ücretinin de istenip istenemeyeceği hususuna gelince:

Borçar kanunu 158. maddede cezaî şart üç tür olarak düzenlenmiştir:
1-) İfaya eklenen cezaî şart: Sözleşmede sözleşmeye aykırılk durumunda, ifa ile birlikte cezaî şart isteneceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda hem ifayı, hem cezaÎ şartı ve em de cezaî şart miktarını aşan zararı talep edebilir.
2-) İfa yerine geçen cezaî şart: Sözleşmede sözleşmeye aykırlık durumunda, alacaklıya seçimlik hak tanınmıştır. Alacaklı isterse ifayı ve oluşan zararı talep eder, isterse de ifa yerine geçen cezaî şart ve cezaî şart miktarını aşan zararını.
3-) Cayma cezası: Sözleşmede, sözleşmeye aykırılık olması durumunda, borçlunun bu cezaî şartı ödeyerek, ifadan ve tazminattan kurtulacağı hüküm altına alınmıştır. Bu durumda borçlu, kararlaştırılan cezaî şartı ödeyerek, ifadan ve sözleşmenin yerine getirilmemesinden kaynaklanan zararları tazminden kurtulur.

Sözleşme metnindeki cezaî şart hükmünün ifadesine bakınız. Sözleşmedeki ifadeden, bu üç tür cezaî şarttan hangisi anlaşılıyor ise talebinizi de ona göre belirleyiniz.
Old 19-06-2010, 08:12   #3
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan Konuya ilişkin Yargıtay kararı

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 25.03.2002 T., Esas: 2002/1151, Karar: 2002/3096:"Davacı, emlak komisyoncusu olduğunu, davalı ile komisyon sözleşmesi yaptıklarını ve davalıya gösterdiği taşınmazlardan bir tanesini davalının kendisinden habersiz olarak satın aldığını, sözleşmenin 1 ve 2. maddeleri gereğince ödemesi gereken %4 komisyon ücretini ödemeyen davalının hakkındaki icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir.

Davalı, davacının herhangi bir komisyonculuk hizmeti vermediğini, taşınmazı tapu senedi ile 7.500.000.000 TL.' na satın aldığını, talebin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davalının tapuda gösterilen 7.500.000.000 TLnın %4'ü oranında komisyon ücretini ödemesi gerektiği, davalının icra takibinden önce temerrüde düşürülmediği için işlemiş faiz istenemeyeceği, istenilen miktarın likit olmadığı gerekçesiyle 300.000.000 lira üzerinden itirazın iptaline, birikmiş faiz ve icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, her iki tarafça temyiz edilmiştir.
Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; taraflar arasında düzenlenen tellallık sözleşmesinde davalının gerçek satış bedeli üzerinden komisyon ücreti ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Ayrıca sözleşmede taşınmazın değerinin 30-35 milyar TL'na kadar olabileceği belirtilmiştir. Mahkemece tapuda yazılı satış bedeli üzerinden komisyon ücretine karar verilmesi anılan sözleşme hükmüne aykırıdır. Mahkemenin konusunda uzman bilirkişi vasıtasıyla dava konusu taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri belirlenmeli ve sözleşmede kararlaştırılan bedeli aşmamak üzere belirlenecek gerçek satış bedeli üzerinden komisyon ücretine hükmedilmelidir. Değinilen bu yön gözardı edilerek gerçek satış bedeli yerine tapuda gösterilen değer esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı sözleşmenin 1. maddesi uyarınca %2, 2. maddesi uyarınca davalının kendisini aradan çıkartmak suretiyle taşınmaz almasından dolayı satıcının ödemesi gereken %2 komisyon ücreti olarak toplam %4 komisyon ücreti talep etmiştir. Dava konusu olay ve sözleşme birlikte değerlendirildiğinde sözleşmenin 2. maddesinde kararlaştırılan %2 oranındaki komisyon ücreti cezai şart niteliğindedir. Davalı tacir değildir. Bu itibarla sözleşmede kararlaştırılan bu cezai şartın fahiş olup olmadığının BK.nun 161/son maddesi uyarınca araştırılıp değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek cezai şart mahiyeti niteliğindeki istek konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır."

Saygılarımla...
Old 19-06-2010, 10:07   #4
üye15755

 
Varsayılan

Meslektaşımızın sunduğu bu karar, emlak komisyon sözleşmesine münhasır değildir. Bu tüm cezaî şartlar için geçerli olduğu gibi, emlak komisyon sözleşmesi için de geçerlidir.
Bu ilke, fahiş fazi oranının, fahiş cezaî şartın uyarlanması müessseinden ileri gelmektedir.
Bu karardan şu sonuç dahi çıkarılabilir: Cezaî şartın aradaki sözleşme ilişkisi, davalının maddî durumu v.s. öne sürülerek fahiş olmadığı ispatlanabilir. Emlak komisyon sözleşmesine münhasır kanuni bir sınırlama yoktur; "bir tarafın mahvına sebebiyet verecek sözleşme şartlarının tenkisi" ilkesinin bir uzantısıdır.
Old 19-06-2010, 10:15   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
Meslektaşımızın sunduğu bu karar, emlak komisyon sözleşmesine münhasır değildir. Bu tüm cezaî şartlar için geçerli olduğu gibi, emlak komisyon sözleşmesi için de geçerlidir.
Bu ilke, fahiş fazi oranının, fahiş cezaî şartın uyarlanması müessseinden ileri gelmektedir.
Bu karardan şu sonuç dahi çıkarılabilir: Cezaî şartın aradaki sözleşme ilişkisi, davalının maddî durumu v.s. öne sürülerek fahiş olmadığı ispatlanabilir. Emlak komisyon sözleşmesine münhasır kanuni bir sınırlama yoktur; "bir tarafın mahvına sebebiyet verecek sözleşme şartlarının tenkisi" ilkesinin bir uzantısıdır.

Sayın meslektaşım BK m.161'in cezai şarta ilişkin bir düzenleme olduğu açık olmakla beraber yaptığınız açıklama için teşekkürler; fakat madem genel bir açıklama yapacağız o halde ekleyelim:

TTK m.24: "Tacir sıfatını haiz bir borçlu, Borçlar Kanununun 104 üncü maddesinin 2 nci fıkrasiyle 161 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında ve 409 uncu maddesinde yazılı hallerde, fahiş olduğu iddiasiyle bir ücret veya cezanın indirilmesini mahkemeden isteyemez."

Öyle ya tacirler de SÖZLEŞME yapmaktadırlar

Saygılarımla...
Old 20-06-2010, 16:01   #6
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Komisyon ücreti normal şartlarda %3

Alıntı:
satış bedelinin %3’ü oranında komisyon ödemeyi kabul etmiş

Emlakçıyı devre dırşı bırakırsan + %3 daha ekleyip %6 oluyor.

Alıntı:
emlakçının bilgisi dışında mal sahibi ile irtibata geçip daireyi alması durumunda satış bedelinin %6+KDV’si oranında komisyonu 3 gün içinde ödeyeceğini beyan etmiştir.

3 gün içerisinde ödenmezse komisyon bedelinin 3 katı cezai şart sözleşme altına alınmıştır.

Alıntı:
3 gün içinde ödemediği takdirde komisyon bedelinin 3 katı cezai şart doğacağını imzası ile kabul etmiştir.

Soru: Bunlardan hangisi cezai şart?

a) % 3 (+ yüzde 6'nın içerisnde bulunan artırım farkı)
b) % 9 (yüzde 3'ün 3 katı)
c) % 18(yüzde 6'nın 3 katı)

Bence cevap (a) şıkkıdır. Cezai şart sözleşmeye aykırı davranış olması durumunda öngörülmüştür. 3 gün içerisinde ödememeye ilişkin cezai şart kabul edilmemelidir.

Cezai şartın alınabilmesi için yazılı tellal sözleşmesi olması gerekir.

Tellalın sadece evi göstermesi, bedelin tümünü almayı gerektirmez.

Soru: Elinizde bulunan belgenin en üstünde büyük harflerle,

"alıcı/kiracı bilgi formu"

alt bölümünde de

"emlak görme belgesi" başlıkları mı atılmış?

Kolay Gelsin...
Old 21-06-2010, 12:55   #7
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

818 S.K. m.18/1: "Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde, iki tarafın gerek sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmayarak, onların hakikî ve müşterek maksatlarını aramak lâzımdır."

818 S.K. m.404: "Tellalık, bir akittir ki onunla tellal, ücret mukabilinde her akdin yapılması imkânını hazırlamaya veya akdin icrasına tavassut etmeğe memur edilir.
Tellallık hakkında, umumi surette vekâlet hükümleri caridir.
Gayrimenkul tellallığı akdi yazılı şekilde yapılmadıkça muteber olmaz."

818 S.K. m.405: "Yaptığı hazırlık veya icra eylediği tavassut akdin icrasına müncer olunca, tellal ücrete müstahak olur.
Akit, taliki bir şart ile yapılmış ise ücret şartın tahakkukunda lâzım olur.
Yapacağı masrafın tellala verileceği mukavele edilmiş ise, iş bir neticeye müncer olmasa bile tellal masrafını alır."

1086 S.K. m.76: "Hâkim re'sen Türk kanunları mucibince hüküm verir. Ancak bir ecnebi hukukunun tatbiki luzım olan hallerde, buna istinat eden taraf o kanun hükmünü ispatla mükelleftir. İspat olunmazsa Türk kanunları mucibince hükmolunur."

Saygılarımla...
Old 21-06-2010, 13:07   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Komisyon ücreti normal şartlarda %3



Emlakçıyı devre dırşı bırakırsan + %3 daha ekleyip %6 oluyor.



3 gün içerisinde ödenmezse komisyon bedelinin 3 katı cezai şart sözleşme altına alınmıştır.



Soru: Bunlardan hangisi cezai şart?

a) % 3 (+ yüzde 6'nın içerisnde bulunan artırım farkı)
b) % 9 (yüzde 3'ün 3 katı)
c) % 18(yüzde 6'nın 3 katı)

Bence cevap (a) şıkkıdır. Cezai şart sözleşmeye aykırı davranış olması durumunda öngörülmüştür. 3 gün içerisinde ödememeye ilişkin cezai şart kabul edilmemelidir.

Cezai şartın alınabilmesi için yazılı tellal sözleşmesi olması gerekir.

Tellalın sadece evi göstermesi, bedelin tümünü almayı gerektirmez.

Soru: Elinizde bulunan belgenin en üstünde büyük harflerle,

"alıcı/kiracı bilgi formu"

alt bölümünde de

"emlak görme belgesi" başlıkları mı atılmış?

Kolay Gelsin...

Cezai şartın cezai şartı olmaz bence de...

Ayrıca Sayın Balku'nun belirttiği gibi tellallık hizmetinin verilmiş olması şarttır.

Alıntı:

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/21687

K. 2009/3243

T. 3.3.2009

• TELLALLIK HİZMETİ ( Tellalın Ücrete Hak Kazanabilmesi İçin Yaptığı Hazırlık Sonucu Davalı İle Taşınmaz Maliki Arasındaki Satış Sözleşmesinin Gerçekleşmiş Olması veya Taşınmaz Maliki İle Davalıyı Bir Araya Getirerek Sözleşmenin Kurulmasına Aracılık Etmesi Gerektiği )

• ÜCRETE HAK KAZANMA ( Tellallık Hizmeti - Yaptığı Hazırlık Sonucu Davalı İle Taşınmaz Maliki Arasındaki Satış Sözleşmesinin Gerçekleşmiş Olması veya Taşınmaz Maliki İle Davalıyı Bir Araya Getirerek Sözleşmenin Kurulmasına Aracılık Etmesi Gerektiği )

• CEZA-İ ŞART ( Tellallık Sözleşmesinin Bir Yaptırımı Niteliğinde Olup Onun Yazgısına Tabi Olduğu - Sözleşme Yazılı Şekilde Düzenlendiği İçin Geçerli Olduğu ve Tarafları Bağladığı )

• CEZA KOŞULU MİKTARININ BELİRLENMESİ ( Mahkemenin BK'nun 161/Son Maddesi Hükmünü de Tartışması ve Araştırması Gerektiğinde Bu Miktardan İndirim Yapılıp Yapılmayacağı da Değerlendirilmesi Gerektiği )

818/m.161, 405

2004/m.67


ÖZET : Uyuşmazlık, tellallık hizmetinin verilip verilmediği noktasındadır. Sözleşmenin kurulmuş olması, ücrete hak kazanılabilmesi için tek başına yeterli değildir. BK'nun 405/1. maddesi gereğince tellalın ücrete hak kazanabilmesi için yaptığı hazırlık sonucu davalı ile taşınmaz maliki arasındaki satış sözleşmesinin gerçekleşmiş olması veya taşınmaz maliki ile davalıyı bir araya getirerek sözleşmenin kurulmasına aracılık etmesi ve salt bu aracılık için sözleşmede ücret öngörülmesi gerekir.
Kararlaştırılan ceza-i şart, tellallık sözleşmesinin bir yaptırımı niteliğinde olup onun yazgısına tabidir. Bu sözleşmede yazılı şekilde düzenlendiği için geçerlidir ve tarafları bağlar. Diğer bir ifade ile sözleşmedeki ceza-i şartı içeren bu hüküm satıcı ile alıcı arasındaki taşınmaz malın mülkiyetinin geçirilmesi amacıyla kararlaştırılmamıştır. O nedenle satış akdinin bir yaptırımı olarak değil, açıklandığı şekilde tellallık sözleşmesinin bir yaptırımı olarak taraflarca kararlaştırıldığının kabulü gerekir. Bu durumda davacı ceza-i şarta tekabül eden giderimi isteyebilir. Ne var ki ceza koşulu miktarının belirlenmesinde mahkemenin BK'nun 161/son maddesi hükmünü de tartışması ve araştırması, gerektiğinde bu miktardan indirim yapılıp yapılmayacağı da değerlendirmesi gerekir. Bu giderim saptanırken BK'nun 161/son maddesi de dikkate alınmalıdır.
DAVA : Dava dilekçesinde 3400. YTL alacağın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin emlak komisyoncusu olduğunu, akde aracılık ettiği halde komisyon ücretini tahsil edemediğini, bu ücretin tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, davacının komisyonculuk görevini yerine getirmediği için ücrete hak kazanamayacağını ifade etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı taşınmaz komisyoncusudur. Taraflar arasında geçerli bir tellallık sözleşmesinin bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, tellallık hizmetinin verilip verilmediği noktasındadır. Sözleşmenin kurulmuş olması, ücrete hak kazanılabilmesi için tek başına yeterli değildir. BK'nun 405/1. maddesi gereğince tellalın ücrete hak kazanabilmesi için yaptığı hazırlık sonucu davalı ile taşınmaz maliki arasındaki satış sözleşmesinin gerçekleşmiş olması veya taşınmaz maliki ile davalıyı bir araya getirerek sözleşmenin kurulmasına aracılık etmesi ve salt bu aracılık için sözleşmede ücret öngörülmesi gerekir.
Yargılama sırasında dinlenilen davalı tanığı ( taşınmazı satışa çıkaran kişi ) açık ve samimi beyanında; davacının, dairenin satışı konusunda davalı ile kendisini bir araya getirdiğini, dairenin satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, ancak sonradan satıştan vazgeçildiğini ifade etmiştir.
Bu durumda davacının davalı ile satıcıyı bir araya getirdiği ve anlaştırdığı sabit olduğu gözetilerek davacı tellala ücretin ödeneceğinin kabulü gerekir. Her ne kadar davalı ile satıcı satıştan vazgeçmişler ise de sözleşmenin 3. maddesi ile belirlenen kararlaştırma cezai şart niteliğindedir ve hukuken geçerlidir. Burada kararlaştırılan ceza-i şart, tellallık sözleşmesinin bir yaptırımı niteliğinde olup onun yazgısına tabidir. Bu sözleşmede yazılı şekilde düzenlendiği için geçerlidir ve tarafları bağlar. Diğer bir ifade ile sözleşmedeki ceza-i şartı içeren bu hüküm satıcı ile alıcı arasındaki taşınmaz malın mülkiyetinin geçirilmesi amacıyla kararlaştırılmamıştır. O nedenle satış akdinin bir yaptırımı olarak değil, açıklandığı şekilde tellallık sözleşmesinin bir yaptırımı olarak taraflarca kararlaştırıldığının kabulü gerekir. Bu durumda davacı ceza-i şarta tekabül eden giderimi isteyebilir. Ne var ki ceza koşulu miktarının belirlenmesinde mahkemenin BK'nun 161/son maddesi hükmünü de tartışması ve araştırması, gerektiğinde bu miktardan indirim yapılıp yapılmayacağı da değerlendirmesi gerekir. Bu giderim saptanırken BK'nun 161/son maddesi de dikkate alınmalıdır.
Mahkemece yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 21-06-2010, 13:30   #9
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Dikici,

Eklemiş olduğunuz kararla Sayın düzceli81'in sorusu arasındaki bağlantıyı kuramadım (ki tellal gayrimenkulü gösterip aracılık hizmetini vermiş bulunmaktadır; daire de akabinde satılmıştır); bkz:

Alıntı:
Yazan düzceli81
...Daha sonra daireyi müvekkilden habersiz satın almıştır...

Saygılarımla...
Old 21-06-2010, 16:33   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Sayın Dikici,

Eklemiş olduğunuz kararla Sayın düzceli81'in sorusu arasındaki bağlantıyı kuramadım (ki tellal gayrimenkulü gösterip aracılık hizmetini vermiş bulunmaktadır; daire de akabinde satılmıştır); bkz:



Saygılarımla...

Sayın Hades,

Bağlantıyı ben şu şekilde kurayım o zaman:

Cezai şart, bilindiği üzere asıl sözleşmenin akıbetine tabidir. Tellallık sözleşmesinin ücrete hak bahşedebilmesi için, sözleşmenin kurulması tek başına yetmez. Hizmetin yerine getirildiğini tellal ispatlamak zorundadır. İspat yükünün tellalda olduğunu belirtmek ve Sayın Balku'nun görüşünü desteklemek amacıyla kararı ekledim. Bundan başka bir kastım yoktur.
Old 10-05-2011, 23:38   #11
Av. YT

 
Varsayılan

Meslektaşlarım Selamlar,

Bir emlakçının sözleşmedeki cezai şarta istinaden alacak davası açması durumunda görevli mahkeme asliye hukuk mu yoksa asliye ticaret midir ? Zira iş ticari dahi olsa ticari dava olmayabilir.

Bu konu da kafam karışmış durumunda, bilgisi olan varsa çok sevinirim.
Old 11-05-2011, 09:29   #12
düzceli81

 
Varsayılan gerekçeli karar

Arkadaşlar vermiş olduğunuz cevaplar ve ilginiz için teşekkür ederim. Dava Asliye Hukuk mahkemesinde görüldü ve karara çıktı. Kararın gerekçeli kısmını sunuyorum. Belki faydası olur. Karar yeni verildiği için henüz temyiz edilmedi.
KARARIN GEREKÇESİ : ...Davacının tutunduğu 08/03/2010 tarihli sözleşme geçerli bir komisyon sözleşmesidir. Davalı her ne kadar sözleşmenin kendisine “performans değerlendirmesi ve prim alabilmeleri için” imzalatıldığını iddia etmişse de, kendi kabulüne göre satış ilanındaki emlak komisyoncusunu araması, karşısına gelenin bu komisyoncunun elemanı olduğunu bilmesi, bunların satış gerçekleştiğinde bir yüzde üzerinden ücret aldığını her kesin bildiği, imzaladığı belgede de bunların açıkça yazıldığı karşısında bu savunmasına itibar edilmesi, aksinin tanıkla ispatlanması mümkün değildir. Yine, komisyoncunun bu daireyi satmaya yetkili olmadığını da ileri sürmek mümkün değildir. Zira, müşterinin bu yetkiyi komisyon sözleşmesini imzalamadan, evleri onun vasıtasıyla görmeden sorması, araştırması gerekir. Kaldı ki, sözleşmeden sonra da, daireyi kendisi Ya da yakını alırken, satıcı ile bir araya getirmesi ve satımı sağlaması için komisyoncuya ihtar çekip, süre vermeli; komisyoncu satışı sağlayamazsa onun yetkisi olmadığından bahisle sözleşmeden dönme hakkını kullanmalıydı. Bu sebeplerle, davalının sözleşme ile bağlı olduğu kanaatine varılmış; takipte haklı olunan bedelinin tespitine geçilmiştir. Sözleşme gereğince ödenecek olan komisyoncu bedeli, sözleşmede yazılı bedelin 3 + KDV’ dir. Sözleşmede 4 numaralı dairenin gösterilen değeri 110.000,00 TL olup, bu durumda davacının kazandığı komisyon alacağı 3.894,00 TL’ dir. Sözleşmede iki cezai şart düzenlenmiş olup, ilkinde taşınmazı bu komisyoncu dışında aldığı takdirde, komisyoncu ücretinin 2 katının ödemesi gerektiğine ilişkindir. Bunun bedeli bir 3.894,00 TL daha ödemektir.. Komisyon sözleşmesi geçerli olduğuna göre bunu isteme hakkı mevcuttur. Ancak, BK 409 maddesi ve olayın özelliği gereğince, fahiş cezai şart kabul edilerek, takdiren ½ oranında indirim yapılarak bu kalem cezai şart için 1.947,00 TL’ na hükmedilmiş, asıl alacağın 3.894,00 + 1.947,00 = 5.841,00 TL olacağı kabul edilmiştir. Davacının talep ettiği ikinci cezai şart ise sözleşmedeki bu ödemelerin ikaz ve ihtara gerek kalmadan zamanında yapılmaması halinde ücretin 3 katı cezai şart ödenmesine ilişkin olup, geciken süre için zaten işlemiş faiz de vereceği, bu kalemin olayın özelliğine göre TMK 2/1 maddesine aykırı olduğu, taraflar arasında yüklenilen edimler arasındaki dengeyi aşırı bir şekilde bozacağı nazara alınarak u kaleme hükmedilmemiş; asıl alacak üzerinden basit bir hesaplama ile 87,71 TL işlemiş faiz bulunarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
Davacı icra inkar tazminatı talep etmiş olup, komisyoncu ücreti likittir. Takibe konan kalemler, sözleşmede kabul edilen şartlara göre hesaplanmış olup, likittir. Ret edilen kısımlar, yukarda açıklandığı üzere, sözleşmedeki cezai şarta hakimin müdahalesinden doğmaktadır. Bunun için, takibin devamına karar verilen asıl alacak yönünden inkar tazminatına hükmedilmiş; ret edilen kısım yönünden ise, davalı lehine kötüniyetli takip tazminatına hükmedilmemiştir. Zira, takibe konan alacaklar, sözleşmeden doğan alacaklar olup, ret edilen kısımları, cezai şartın fahiş oluşu ve edimler arasındaki nispetsizliğe dayalı olarak hakimin sözleşmeye müdahalesinden doğmaktadır. Bu sebeple davalı lehine tazminata hükmedilmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kira sözleşmesinde erken tahliyede cezai şart ismet savaş Meslektaşların Soruları 16 06-09-2010 09:18
Belirli süreli iş sözleşmesinde cezai şart ve tazminat Numerus Clausus Meslektaşların Soruları 6 03-05-2010 21:56
istisna sözleşmesinde sözleşmenin feshi ve cezai şart KOÇ Meslektaşların Soruları 0 04-09-2009 01:48
cezai şart gencerx07 Meslektaşların Soruları 5 17-02-2007 00:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06093097 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.