ipotek bedelinin artırılması

Beledeyece 1997 yılında imar uygulaması yapılarak, müvekkilin 1500 m2 arsasının bulunduğu yerde 370 m2 lik kısmı DOP olarak kesintileri yapılmış,800 m2 lik kısmı müvekkile bırakılmıştır.Geri kalan kısım ise B'ye( resmi kurum) verilmiş ve müvekkil lehine bu yer üzerinde 1.000,00 TL bedelli 1998 yılında ipotek tesis edilmiştir. Müvekkil bu imar uygulmasını Belediyeye yapmış oldukları yazılı müracaat sonucu, 2006 yılında öğrenmiştir.İpotek bedelinin artırımı için B'ye 2006 yılında yazılı olarak ihtar gönderilmiş, ancak B buna cevap vermemiştir.
Bu durumda imar uygulamasına karşı iptal davası açmak için gereken süreler kaçırıldığından, B'ye karşı ipotek bedelinin artırılması davası açılabilir mi?
Bu davalarda zamanaşımı süresi mevcut mudur? Bu konude ne tür bir yol izleyebilirim?
Cevap gönderen meslektaşlarıma şimdiden teşekkürler.

Sayın İzgi,

benim de dahil olduğum bir davada, ipotek bedelinin uyarlanmasını mahkeme kabul etti. Siz bu durumda bedelin uyarlanmasını ve bunun ödenmesini talep etmelisiniz. Ancak bu uyarlamanın yapılabilmesi için ipoteğin teminat ipoteği (diğer bir deyişle üst sınır ipoteği) olması gerekir. Kesin alacak ipoteği ise uyarlama da talep edemezsiniz; bu durumda sulh hukuk mahkemeleri davayı sadece bu nedene dayanarak reddediyorlar.

Saygılar.

İlhan Yiğit

Sevgili izgi,
Açacağın dava imar uygulamasına dayalı bedel artırım davasıdır.Zamanaşımı süresi tebliğ, yoksa öğrenme veya ihtilafsız bedelin ödendiği tarihten itibaren 10 yıldır. Taşınmazın değeri ise öğrenme tarihi itibariyle değerlendirilir. Bu yüzden ihtilafsız bedel resmi kurumdan(B) alınmamış ise çektiğin ihtarı dosyaya ibraz etmen 2006 yılı itibariyle değerleme anlamına gelir ki,% 40a yakın bir zarar oluşur. Umarım işin görülmüştür.

İpotek bedelinin arttırılmasına borçlu muvafakat etse bile yine dava yoluyla mı gerçekleştirilebilir? daha kısa ve uygun bir yolu yok mudur?

1-İmar uygulaması sonucu takdir edilen bedellere karşı zamanaşımına tabi olmadan bedel artırım davası açılabilir fakat hak düşürücü süreleri dikkate almak lazım.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu konuda noter marifetiyle usulune uygun tebligat yapılmadan veya ferağ işlemi gerçekleştirmeden 30 günlük hak düşürücü sürenin başlamayacığına hükmetmiştir. (Benim ferağ işleminden anladığım idare lehine tapuda devir işlemi)
Yerleşik uygulama da bu yöndedir.

2-Sizin yaptığınız ihtarla imar uygulamasına tam anlamıyla muttali olduğunuz anlamını çıkarırsak bu durumda ihtarınız tebligat yerine geçer ve 30 günlük hak düşürücü süre başlamış olur.
Fakat ihtarınız bu anlamda kabul görmezse davanız hak düşürücü süreye tabi olmadan açılabilir.

3-İhtarınızın bu manaya gelmesi için kamulaştırma kanununda geçen ve noter marifetiyle yapılan tebligatta bulunması gereken unsurları içermesi gerekir kanaatindeyim.

4-Eğer tüm unsurları içermiyorsa siz bu ihtara rağmen kısmi bir bedelle şuyulandırma bedelinin artırılması davasını açabilirsiniz.

Umarım yardımcı olabilmişimdir.

Benden de foruma soru. Aslında sizin olayınıza benzer

Açtığım bir şuyulandırma bedelinin artırımı davasında müvekkilere ait taşınmaz imar uygulamasına tabi tutuluyor.Bir kısım hissesi bedele dönüştürülüyor, bir kısım hissesine tapu veriliyor bir kısım hissesi de dop olarak kesiliyor.

İmar uygulamasından yaklaşık 1 veya 2 sene sonra müvekkiller aldıkları yeni tapuyu satıyorlar.(Uygulama tarihi 1986 satış tarihi 1988 ve 1987)

Davalı idare ise imar uygulamasından sonra satış işlemi gerçekleştiği için davanın zamanaşımına uğradığı ve aktif husumet ehliyetinin kalmadığı savunmasında bulundu.

Değerli meslektaşlarım sizce verilen yeni tapu ve akabinde gerçekleştirlen satış işlemi hak düşrücü süre veya zamanaşımını başlatır mı?