Haciz Şerhinin İşlenmemesi - Borçlu gayrımenkulünün satılması

Öncelikle herkese iyi çalışmalar diliyorum.

Kesinleşen icra dosyamız üzerinden Tapu Müdürlüğü'ne haciz müzekkeresi gönderdik.Tapu Müdürlüğü haciz müzekkeresini almasına rağmen ertesi gün borçluya ait gayrımenkulde 3.kişiye satış işlemini gerçekleştirmiştir.
Medeni Kanun 1007.madde uyarınca yargı yolu asliye hukuk mahkemesi midir?Yoksa hizmet kusuru nedeni ile İdari yargıda tam yargı davası mı açılmalı mıdır?
Davanın talep kısmında öncelikle haciz şerhinin 3.şahsın da üzerine işlenmesi bunun kabul edilmemesi halinde zararın tazmini mi istenmelidir?
Son olarak zarar miktarı satışın yapıldığı tarihte icra dosyasındaki alacak miktarı mıdır?
Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.

Sayın esrakayabınar,

Aşağıdaki Yargıtay kararının sorularınıza cevap verdiğini düşünüyorum.

Yargıtay 4 HD, 13.3.2008 T., 2008/2484 E., 2008/3200 K.: "Dava, davalının tapu sicilinin tutulmasında gerekli özeni göstermemesi üzerine davacının taşınmazının mülkiyetini kaybetmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava, yargı yolu bakımından reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, kendisine ait 892 ada, 110 parsel sayılı taşınmazını satmak üzere dava dışı Dünyamalı isimli şahsa noterden vekaletname verdiğini, 10.08.2000 tarihinde ise adı geçen şahsı vekillikten azlettiği halde azilnamenin Tapu Sicil Müdürlüğü'nde tutulan Azil Defterine işlenmesine rağmen adı geçen şahsın bu vekaletnameye dayalı olarak 3. kişiyi yetkilendirdiğini, 3. kişinin de davacıya ait taşınmazı 21.12.2000 tarihinde Havka'ya, 31.01.2001 tarihinde de Halit'e mülkiyetinin devredildiğini, taşınmazına 20.05.2007 tarihinde alıcı çıkması üzerine 3. şahıslara satıldığını öğrendiğini belirterek tapu sicil memurlarının hatası olduğunu ve bu zarardan devletin kusursuz sorumluluk esası gereği sorumlu bulunduğundan taşınmazın bedelini tazminat olarak istemiştir. Mahkemece, idarenin verdiği zararlardan dolayı açılan davaların idari yargı yerinde görülmesi gerekeceğinden davanın yargı yolu bakımından reddine karar vermiştir. Davacının yukarıda açıklanan iddiaları gözönüne alındığında tapu kaydının yanlış tutulmasından doğan bu davanın Medeni Yasa'nın 1007. maddesi kapsamında değerlendirilip irdelenmesi, taraf delillerinin toplanması, varılacak sonuca göre karar vermek gerekir. Mahkemece açıklanan nedenle davaya adli yargıda bakılması gerekirken davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle ( BOZULMASINA ) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 13.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi."

Saygılarımla...

Her ne kadar idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargının görev alanına girse de hukukumuzdaki her kural gibi bu kuralın da istisnaları vardır ve tapu sicilinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da bu istisnalar arasındadır.Yani bu uyuşmazlıklar adli yargıda çözümlenir.

Tapu memuru icra müdürlüğüne ait zimmet defterine (veya posta yoluyla) müzekkerenin geldiği tarih ve saati yazıp imzasını da atarak resmi evrakı teslim aldıktan sonra Tapu Sicil Tüzüğü md. 22/1-c ve 22/2'ye uygun bir şekilde (yani tarih ve saatini de) bu evrakı yevmiye defterine kaydetmek zorundadır.22/5'de de belirtildiği gibi "Tapu sicili üzerinde kayıtlı hakların birbirlerine üstünlüğü, bu deftere yazım tarih ve sıra numarasına göre belirlenir."Aynı tüzüğün 59. maddesine göre bu şerh tapu kütüğünün o gayrimenkule ait sayfasında şerhler hanesine konusu,süresi,tarihi ve yevmiye numarası ile kaydedilir.

TCK md. 257 uyarınca tapu memuru hakkında suç duyurusu+tazminat(zarar şartı gerçekleşmişse)+tapu iptali ve tescilin düzeltilmesi davası(kötü niyet ispatı) gereklidir diye düşünüyorum.Aşağıdaki linke de bakmanızı öneririm.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=29142

Saygılar