Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Yargıtay Ne Yapıyor?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-02-2007, 13:34   #1
Gamze Dülger

 
Varsayılan Yargıtay Ne Yapıyor? Ne Yapmıyor?

Bu konu son yıllarda iyice içinden çıkılmayan bir hal almıştır.
Dava dosyalarının temyizi yani dosyanın kıdemli ve kendi konusunda uzman hukukçular tarafından kanun-dosya kapsamı-deliller açısından değerlendirilmesi bence davaya bakan hakim tarafından verilen karardan daha önemli bence yargılamanın en önemli aşamasıdır.
Hakim hukuku yanlış uygulayabilir..Dosyadaki delilleri-konuyu değerlendiremeyebilir..
Ancak Yargıtay dendiğinde “Sözün üstüne başka söz eklemeye gerek olmayan,doğru,kapsama uygun-gerçek,gerekçeli ve adaletli “ sözleri aklıma geliyor..
Bu öyle bir Yargıtay ki bir anlamda insanlar üstü – hakimler üstü..
Bizim gibi normal insanların( ! )aklına dahi gelmeyecek kadar evrensel ilkelere,hukuk norm ve kurallarına ve davada sunulan tüm olaylara hakim-vakıf-ehil-üstün-nitelikli görüş ve düşüncelere sahip insanların oluşturduğu topluluk…
Yani ben böyle olmalı diye ütopik bir düşünce içindeyim.
Ben (bir avukat olarak) hukukun elimdeki olaya doğru dürüst uygulanmasını ;belki tecrübesizlik belki bilgisizlik belkide tembellik ya da ne bileyim eğitimsizlik sebebiyle sağlayamıyor isem bunu sağlayacağına inandığım bir üst kurulun olması bende güven ve ümit yaratıyor…
Adalet duygum uğradığım haksızlığa üstün geliyor ve Yargıtay adaleti gerçekleştirir! diyorum.
Bu güven sayesinde doğru olduğuna ancak yanlış karar verildiğine inandığım olaylarda iş sahiplerine “Bu işin Yargıtay’ı var” diyebiliyordum.
Son zamanlarda ümidimi epey yitirerek, eskisi gibi tam bir inançla diyemiyorum…
Sözcüklerim daha soyut daha ümit vaad etmeyen ancak yinede adalet duygusunu rencide etmeme adına güven telkin etmeye ve “birazda dua edin” demeye yönelik olmaya başladı.
Daha evvel güvensizliğimin ilk tohumları atılmıştı ama dosyada bir eksiklik-yanlışlık,benim bir hatam var demek ki ben hukuk kurallarını yanlış yorumluyorum diyordum.
Ancak bu öyle büyük güvensizliklerle neredeyse acaba dosyalar Yargıtay’da okunmuyor mu? Diye dahi düşündüm.
Sonra her Yargıtay ilamında şu söze takılmaya başladım.”Tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor incelendikten sonra gereği düşünüldü…”
Acaba tetkik hakimi mi dosyayı okumamıştı?
Acaba hakim dosyadaki belgeleri mi görememişti?
Benim ıslah dilekçesi verdiğimi nasıl görmezdi?Neden faiz açısından dosyamı bozmuştu ki?
Tanıklarımın beyanları acaba Yargıtay’a giden dosyada mı değildi?Neden tanık beyanları ile sabit olmayan demişti???
Bendeki HUMK acaba eski basım mıydı?Bu kanun değiştirilmiş miydi?
Ama aynı olayla ilgili bu şekilde karar verilmemişti?Ne değişti ki?Ben değişen şeyin ne olduğunu neden bilmiyorum?...
Vs. Vs. Vs.

Saygıdeğer meslektaşlarım,
Bunlar aslında bu yaşta, bu mesleği yaparken asla ifade edilmemesi gereken hatta ifade ediyorken dahi içimi dağlayan,uykusuz bırakan sözler…
Ama gerçekten artık “Yargıtay” gibi hukukun en son noktası olarak görülen ve adaletin zirvesi olarak benimsediğim Yüce Mahkeme diyecek kadar yücelttiğim Mahkemenin verdiği çok kısım kararlara,yazmadığı gerekçelere dayanamıyorum.


Sözü daha fazla uzatmak da istemiyorum…


Sadece sormak istiyorum.



Yargıtay ne yapıyor ? Yargıtay ne yapmıyor?


Saygılarımla
Old 15-02-2007, 04:59   #2
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Yargıtay Ne Yapıyor?

Ben hemen bir yanıt vereyim:

Yargıtay tüm temyiz gerekçelerini yanıtlaması gerekirken "usul ve yasaya uygun olan kararın onanmasına" diyor genellikle. Yani kendi yasasını çiğniyor.

Başka şeyler de söyleyebilirim ama sanırım bu yeterli olur.

Saygılar
Old 15-02-2007, 14:09   #3
av.semire nergiz

 
Varsayılan Yargıtay ne yapıyor ?

Aynı işyerinde çalışan ve aynı anda sözleşmeleri feshedilen hem hukuki statüleri hem de cinsiyetleri yani kısaca herşeyleri aynı işçilerin aynı iş mahkemesinde aynı anda açtıkları ve fakat sadece ve sadece farklı iki avukatla takip ettikleri iki ayrı davada ,yerel mahkemenin davalardan birine red birine ise kabul kararlarını onaylıyor.Ve yargıtay vatandaşı şaşırtmaya devam ediyor...ve davası rededilen ve onaylanan meslektaş vatandaşa acıyıp"keşke onlar da davalarını bana değil diğer arkadaşa verseydi" deyip kendi kendini harap ediyor.
Old 15-02-2007, 15:34   #4
Av.Kamil Mercan

 
Varsayılan

barolar birliği "avukatlık yasasında değişiklik" işleri ile uğracağına bu konuda kamuoyu oluşturmaya çalışmalıdır diye düşünüyorum
Old 15-02-2007, 16:28   #5
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

Yargıtay Ne Yapıyor?

Yargıtay kendi içinde sürekli seçim yapıyor. 21 tane Hukuk ve 11 tane de Ceza Dairesine olmak üzere 32 başkan, 1 adet Yargıtay başkanı, 1 adet Hukuk Genel Kurulu Başkanı, 1 adet Ceza Genel Kurulu Başkanı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı için seçim (3 adet), Anayasa Mahkemesi üyeliği için seçim, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu için seçim, Yüksek Seçim Kurulu üyelikleri için seçim, Uyuşmazlık Mahkemesi için seçim vs. vs.

Yukarıda ifade edilen seçimlerin bazen birkaç yüz tur sürdüğü de olmaktadır. Geçen yıl okuduğum 2004 yılında emekli olmuş bir Yargıtay üyesinin anılarında belirttiğine göre, bir yere aday iseniz bu adaylığınızı en az birkaç yıl önce açıklamanız ve seçim turlarına başlamanız gerekmektedir. Başka bir ifade ile aday üye dışında geriye kalan 249 üyeyi seçmen olarak görüp tek tek ziyaret etmeniz ve kulis yapmanız gerekiyormuş.

Bu kadar seçim ve kulisten sonra sizce geriye zaman kalır mı?
Old 15-02-2007, 16:38   #6
tiyerianri

 
Varsayılan

Yargıtay Başkanı da şunu yapıyor: Her adli yıl açılışında yargı bağımsız değildir diyor.Ama bir türlü nereye bağımlı olduğunu söylemiyor.
Old 15-02-2007, 18:47   #7
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Bence çözüm yolları konusunda da bir şeyler yapılmalı..Bir şeyler söylenmeli..
Öyle kapalı bir kutu ki herşey?Kimse ne önereceğini dahi bilmiyor!
Örneğin ben istisnasız tüm kararların yayımlandığı bir Web sitesi yada bir dergi olmalı diye düşünüyorum..
Bende aynı daireye giden ve neden kabul-neden reddedildiğini öğrenebileceğim kararlar olmalı..
Yine İİK da yaplılan değişiklikle tüm 12 HD kararlarının yayımlanması gerekirken biz bu kararlardan bir kısmını programlardan çğreniyoruz.

Adalet duygusunun yara almasının telafisi olmadığını bilmemize rağmen Ne Yargıtay nede burada çalışanların sorunlarıyla ilgileniyoruz...

Çözüm ve öneri gerek diye düşünüyorum

Saygılarımla
Old 16-02-2007, 01:18   #8
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

"Yargıtay ne yapıyor ve ne yapmıyor" başlıklı konu için, öncelikle sayın Dülger'e teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Sitedeki binlerce forum içinde binlerce konuya sunulan içtihatları ve mutabakata varılıp istikrar kazanmış olanlarını bir yana bırakır ve içtihat aykırılıklarını düşünürsek, sorunun yanıtını yetersiz olmakla birlikte kısmen buluyoruz.

Bir kararı temyiz ettiğimizde, bozmalar haricinde gerekçeye rastlayamıyoruz. Farklı içtihatları, yasanın tekliği karşısında, anlayamıyoruz.

Saygıda kusur etmemekte ısrarlı, yargıya inançta inanç tamlığı içinde olmak konusunda istikrarlı olmak istiyoruz. Tanıklık ettiğimiz hiç bir dosya AİHM den, kabul kararı ile dönmesin istiyoruz.

Israrımız da, inancımız da, yaptığımız işe duyduğumuz saygıdan. Ve kimse, saygıda kusur etmesin istiyoruz.

Saygılarımla...
Old 23-02-2007, 15:44   #9
Defne Elif

 
Varsayılan

Sayın Dülger'e konuyu açtığı için teşekkürler,galiba çoğumuzun derdi aynı.Neden Onama kararları gerekçesiz ve kalıplaşmış üç-beş sözcükle geçiştiriliyor?Olmadık bir sebepten karar bozulduğunda yeri geldiğinde iki sayfa gerekçe yazılabildiğine göre;zaman yokluğu ya da dosya çokluğu sebep olamaz diye düşünüyorum.Bu bağlamda karşılaştığım bir dava ve onama kararından söz etmek istiyorum.Olayda da görüleceği üzere,özellikle HUMY nın tam anlamı ile uygulanmadığı kanısındayım.Başımdan geçen bir şufa davasında;davalı,süresinde davaya yanıt vermediği gibi,ilk duruşmada da sadece davanın süresinde açılmadığı itirazında bulunmuş,başkaca itiraz ileri sürmemişti.Sonraki celselerde bu kez davalı,(bu arada davacı ile davalının anne-kız,hissesini davalı kızına satanın da baba olduğunu belirtmem gerek) baba-kız arasındaki hisse satışının aslında normal satış olmadığını muvazalı satış olduğunu ileri sürdü.(Muvazaa konusunda bir itirazım yok,bu gibi satışlarda muvazanın kabulü bana göre de doğru,benim anlamadığım usul kuralının uygulanıp uygulanmayacağı noktasında).Bunun üzerine biz de savunmanın genişletildiği ve muvafakatımızın olmadığını ileri sürdük.Tanık anlatımlarına hiç değinmeyeceğim,davamız baba-kız arasındaki satışın muvazalı olduğu gerekçesi ile reddedildi,usuli itirazlarımızın neden dikkate alınmadığı yerel mahkeme kararının gerekçesinde de yer almadı.Yüksek Mahkeme de kalıplaşmış üç-beş sözcükle kararı onadı.Acaba ben mi usul kuralını yanlış biliyorum ya da yanlış yorumluyorum? Yoksa Yüksek Mahkemenin bizden gizlediği haklı gerekçeleri mi var?Sadece paylaşmak istedim.Görüş yazmak isteyen olursa da en azından ben aydınlanmış olurum.Saygılarımla.Cavit Tuna
Old 23-02-2007, 16:53   #10
tiyerianri

 
Varsayılan

ama yüzbinlerce dosya var her onamaya gerekçe yazılırsa bozulan dosyaların gerekçelerini kim yazacak.Yok olmaz Yargıtay'ı böyle işlerle meşgul etmeyelim değil mi değerli avukat arkadaşalr!Bu da görünmeyen farazi bir usul kuralı olsun ne çıkar...
Old 28-07-2007, 17:24   #11
galip uğur

 
Varsayılan Bence Yargitay Ne Yapamiyor

Çok önemli bir konuya değindiniz. Bu nedenle teşekkür ederim.
Yargıtay'ın iş yükünün çok fazla olduğu konusunda kuşku yok. Ancak çıkan yanlış kararların sadece bu iş yüküne bağlı olduğunu düşünmek safdillik olur kanısındayım. Yargıtay Başkanı Sayın Osman Aslan, Önceki yıl konuşmasında "adli hata"ların olabileceğini vurgulamıştır. Kendisine katılıyorum. Hata her alanda yapılabilir. Ancak hatanın düzeltilme yollarını da açık bulundurmalıyız. Hepimiz biliyoruz ki Yargıtay "Karar Düzeltme" isteklerine sıcak bakmamaktadır. Bu tutumdan vaz geçilmelidir.
Ben şahsen tetkik hakimi olsun, kurul üyesi hakim olsun, hiçbir yargıcın bilerek ve isteyerek kişisel iradeleriyle yanlış karar vermek isteyeceklerini düşünmüyorum. Ancak bir gerçek var ki insanlar Yargıtay'a yerel mahkemenin verdiği kararı beğenmedikleri için giderler. Burada büyük görev tetkik hakimlerine düşüyor. Öncelikle yerel mahkeme kararının beğenilebilirliği incelenmelidir. Daha sonra da hazırladıkları layihayı izlemeleri gerekir. Karar taraflara tebliğ aşaması dahil hiçbir aşamada "bozma"dan "onama"ya; "onama"dan "bozma"ya dönüşmemelidir. (bende bu konuda somut bir örnek vardır: bir tarihte bir daireden 2 no.lu karar çıkmış, daha sonraki bir tarihte de 1 no.lu karar çıkmıştır. İsteyenlere tarih ve noları bildirilir.)
Konuya bu yönden bakılıp gerekli önlemler alındığı takdirde sızlanmalar azalacak, sadece sayısı oldukça azalmış basit adli hatalar kalacak, bunlar da "karar düzeltme" yoluyla düzeltilerek, pırıl pırıl bir yargı sistemi oluşacaktır inancını taşıyorum.
Bu vesileyle konuyu gündeme taşıyan sayın arkadaşıma tekrar teşekkür ederim.
Old 01-08-2007, 22:10   #12
ali ümit aksu

 
Varsayılan

Tüm görüşlere katılıyorum.Adaleti bir görev değil,kişisel güç gibi gören bazı hakim, savcılar karşısında mücadele etmeliyiz.Elbette sözümüz iyi olanlara değil.Eskiden yargıtaya danıştaya güvenimiz tamdı ve müvekkillere hatalı kararların üst mahkemelerde düzeleceği konusunda kesin konuşabiliyorduk.Ama bugün davacısından başka (hatta zaman geldi tarafları da aynı)her yönü bürbirinin aynı aynı gün verilmiş aynı gerekçelerle temyiz edilmiş iki dosyadan biri bozuk,diğeri onanarak geliyor.Bakıyoruz,değişik tetkik hakimleri incelemiş.İsteyen olursa bu kararların esas-karar no.larını veya fotokopilerini gönderebilirim.Bu ne demektir?Takdir hakkı,keyif hakkı demek midir?Bir asliye hukuk hakimimiz 'takdir hakkı keyif hakkı oluyor'demişti.Kısa süre önce sitemizdeki ayakkabı bağı veya G.D. kararları ayakta mı dinlenecek konularına yazdığım cevapda,kararı kesin olduğu için bir hakimin basit yara diye vasıflandırılmış bir davada,hiç bir ağırlaştırıcı yön olmadığı halde,bir sıyrğa cezanın alt sınırı olan 5 günlük yerine 120 günlük adli para cezası vermişti.Üst mahkemeler başka şeyle uğraşmasın.Daire hakimleri tetkik raporlarıyla yetinmesin.Temyiz,kararlarının gerekçeli olacağı hakkındaki yasa hükmüne uysun.'Dosyadaki kağıtlara göre ve hakimin takdirinde hata olmaması nedeniyle' demek gerekçe olur mu?Takdirde niçin hata yokmuş açıklansın.Hangi kağıtlara itibar edilmiş ve nedeni açıklansın.Çeşitli konularda yargıtay sitesinde emsal karar bulunamıyor.Bunlar giderilsin.Olup bitenleri gördükçe 'Yargı çökmüştür'diyenleri haklı buluyoruz.Geçende belirttiğim düşünürün dediği gibi 'Hakim,adaletin üstünde değil,adaletin uygulaycısı olan bir memurdur'Bizler de adalet toplumunun bir parçasıyız.Adalet teşkilatını savunmak isteriz.Ama adaletin kendini saydıracak işler yapması gerekir.'Hakim ,cüzdanla vicdan arasında kaldı' sözü bence adalet toplumunu küçük düşürür.İşlerin gevşetilmesi hakkını vermez.Herşeyin bir çözüm usulü vardır.Yargıya asalet yakışır.Baktın çözüm olmuyorsa ayrılırsın.Asker maaşları az ise ordu görevini bırakıp yatmaya mı gidecek?Bu gibi haller yüzünden mesleğimden soğudum.Ama biz de işin peşini koyuverirsek her şey temelli bozulur.Hakim,değerini kendi yaratır.Adalete uymayan ki
şiye sırf adalet mensubu diye boyun eğersek adalet biter. Tüm adalet mensupları özenli olmalı,işe yaramayanları ayıklamalı,hesap sormalı.Cezasını bulan,sorumlu tutulanlar daha iyi olmaya veya bu diyardan gitmeye mecbur kalır.Böyle giderse ilk başvuru yerimiz AİHM mi olacak?
Old 01-08-2007, 22:34   #13
ali ümit aksu

 
Varsayılan

Sayın Galip Uğur'un sözünü ettiği karar düzeltme konusuna değinmek istiyorum:
1-HUMK daki tashih sebeplerinden birisi 'Kararın usul ve easa aykırı olması'dır.Bu ne demektir?Niçin buna rağmen çoğu zaman 'sayılan sebeplerden hiç birine girmediğinden'gerekçesi öne sürülüyor?Bunu gerekçesi nedir?
2- Talep kabul edilmeyince oldukça yüksek olan para cezası verilmesi hak aramayı önleyecek,anayasa ve insan haklarına aykırı bir tutum değil midir;Parası olmayan karar düzeltme isteyemeyecek midir?
Old 01-08-2007, 22:41   #14
ali ümit aksu

 
Varsayılan

Hürriyet gazetesinin 1.8.2007 günlü sayısındaki Oktay Ekşi'nin yazısını okumanızı dilerim.Asıl bunu yazacaktım
Old 05-08-2007, 22:10   #15
ufuk Karaoğlu

 
Varsayılan

Yargıtayın iş yükünün çok olduğu bir gerçek. Takip ettiğim davalarda, yargıtay aşamasına gelmeden iyi bir sonuç elde etmek için elimden gelen çabayı gösteriyorum. Temyiz yoluna müracaat etmem gereken davalarda ise dosyanın eksiksiz bir biçimde okunduğundan şüphe duyuyorum.Bu sebeple duruşma isteyebileceğim temyiz incelemelerinde mutlaka duruşma talep ediyorum ve dilekçelerimi büyük puntolarla ve öz olarak yazıyorum.Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Antalyadaki Hukukçular Ne Yapıyor, Günleri Nasıl Geçiyor? masal Konumuz : Hukukçular 10 13-01-2007 00:27
yargıtay kararları sedaoner Hukuk Soruları Arşivi 0 17-03-2006 23:30
Aile İçi Şiddet ve Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 2 13-04-2004 10:34
Anayasa Mahkemesi Sanki İlk Defa Yapıyor Armağan Konyalı Hukuk Sohbetleri 0 27-01-2003 23:59
Yargıtay Web Sitesı Av. Bülent Sabri Akpunar Hukuk Haberleri 1 07-01-2003 18:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04870296 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.