Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Aids BoŞanma

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-09-2009, 14:36   #1
savunman85

 
Varsayılan Aids BoŞanma

saygıdeğer üyeler benim sorum şu müvekkil 2 yıl önce evleniyor evlendikten sonra eşinin aıds hastası olduğunu öğreniyor. öğrenmesinden itibaren 7-8 ay geçmiş boşanma davasını açacağız ancak medeni kanunda yer alan hangi boşanma sebebine dayanmamız gerekiyor ve öğrenmeden itibaren herhangi bir süre uygulanıyor mu? bu hususta yargıtay kararı ulaştırırsanız sevinirim.
Old 01-09-2009, 15:10   #2
av.araf

 
Varsayılan

Yargıtaydan bir boşanma kararı bulamadım ama işinize yarayacağını üdüşündüğüm bir ceza dairesi kararı buldum
T.C. YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ

E. 2002/3171 K. 2002/3584 T. 15.10.2002

• HASTALIĞINI SÖYLEMEDEN EVLENMEK ( Aidse Yakalandığını Bilen - TCY.nın 456/3. Maddesine Uyup Uymadığının Tartışılması Gereği )

• AİDS HASTALIĞINI BULAŞTIRMAK ( Evlendiği Mağdureye Bildiği Halde Söylemeyerek - TCY.nın 456/3. Maddesine Uyup Uymadığının Tartışılması Gereği )

765/m.456/3


ÖZET : Evlendiği mağdureye bildiği halde, aids hastalığını söylemeyip cinsel ilişkileri sonucu onun da bu hastalığa yakalanmasına neden olan sanığın eyleminin, hastalığın iyileşmesinin kesin ya da olası ve sürekli olup olmadığı hususlarında rapor alınarak sonucuna göre, TCY.nın 456/3. maddesine uyup uymadığının tartışılması gerekir.
DAVA : Karısı Sevgi'yi yaralamaktan sanık Ümit'in yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin ( Antalya Birinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 11.9.2000 gün ve 416/255 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık ile müdahil taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası C. Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Ümit'in, suçunun sübutu kabul takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebebi dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın temyiz dilekçesinde, sübutun bulunmadığına 647 sayılı Yasanın 6. maddesinin uygulanması gerektiğine, müdahil vekilinin de vasfa yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine;
Ancak,
Mağdur Sevgi'ye uygulanan testler sonucu ( Hiv 1-2 ) AİDS hastalığına yakalandığının anlaşılması karşısında, bu hastalığın kesin veya muhtemel olarak iyileşmesinin mümkün olup olmadığı, hastalığın süreklilik gösterip göstermediği hususlarında Adli Tıp ihtisas Kurullarından rapor alınması ve sonuca göre Hiv-Aids hastalığına askerliği sürecinde yakalandığını bilen ve bu durumu açıklamayarak mağdur Sevgi ile evlenip cinsel ilişkileri sonucu onun hastalığa yakalanmasına bilinçle neden olmuş bulunan sanığın eyleminin; TCK.nun 456/3 maddesine uyup uymadığının tartışılması gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
SONUÇ : Yasaya aykırı olup müdahil vekilinin temyizi nedeniyle hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ( BOZULMASINA ), 15.10.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.

kazancı
Old 01-09-2009, 15:15   #3
av.araf

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/5711 K. 2006/12979 T. 3.10.2006

• EVLİLİĞİN İPTALİ ( Davalının Cildinde Oluşan Sedef Hastalığının Bulaşıcı Olmayıp Tedavi Edilebilir Nitelikte Olduğu - Altsoyunun Sağlığı İçin Ağır Bir Tehlike Oluşturmadığı Anlaşıldığından Davanın Reddi Gereği )

• EŞİN CİLDİNDEKİ SEDEF HASTALIĞININ ALTSOYUN SAĞLIĞI İÇİN TEHLİKE OLUŞTURMAMASI ( Evliliğin İptali Talebiyle Açılan Davanın Reddi Gereği )

• YANILMA NEDENİYLE EVLİLİĞİN İPTALİ ( Kendisinin veya Altsoyunun Sağlığı İçin Ağır Tehlike Oluşturan Bir hastalık Kendisinden Gizlenen Eş Evlenmenin İptalini Dava Edebileceği )

4721/m.149/2,150/2


ÖZET : Eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenen, kendisinin veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenen eş, evlenmenin iptalini dava edebilir.
Davacı evliliğin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalının cildinde oluşan sedef hastalığının bulaşıcı olmayıp tedavi edilebilir nitelikte olduğu, altsoyunun sağlığı için ağır bir tehlike oluşturmadığı anlaşıldığından, Türk Medeni Kanununun 149/2 ve 150/2. maddelerine uymayan davanın reddine karar verilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir ( HUMK m. 76 ).
Türk Medeni Kanunu'nun 149/2. maddesi "eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse" ve Türk Medeni Kanunu'nun 150/2. maddesi ise "davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse" hükümlerini taşımaktadır.
Toplanan delillerden davalının cilt ( sedef ) hastalığının bulaşıcı nitelikte olmadığı ve tedavi edilebilir olduğu, altsoyun sağlığı için ağır bir tehlike de oluşturmadığı ve yukarıda bahsedilen her iki madde hükmüne uymadığı anlaşılmaktadır. Davacının davasının reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.10.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

kazancı
Old 02-09-2009, 12:06   #4
Songül Yıldız Aksarı

 
Varsayılan

Madde 0150:

Aşağıdaki durumlarda eşlerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir:


Eşinin namus ve onuru hakkında doğrudan doğruya onun tarafından veya onun bilgisi altında bir başkası tarafından aldatılarak evlenmeye razı olmuşsa,

Davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse.

Madde 0152:

İptal davası açma hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak altı ay ve her halde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.

Eğer 6 ay geçmişse artık evlenmenin iptalini isteyemezsiniz ancak genel boşanma nedeni olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanabilirsiniz.
Old 02-09-2009, 12:37   #5
av.kadirpolat

 
Varsayılan Genel boşanma sebebi en ideal yol

Sayın meslektaşım, bence çok dolanbaçlı yollara girmeden 166/1 maddeye göre boşanma süreci başlat. Evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebine dayalı boşanma davası, eşin evlilikten fayd görememesi ve artık çekilmez hal alması dayanak olduğundan, bu haliyle en doğru yol ve kısa yol bu diye düşünüyorum.

Hastalığın evlilik öncesi olup olmadığı konusu da davanın niteliğini değiştireceğinden, özel boşanma sebebi arama.

Burada, hastalığın ölümcül olması, eşe yalan söylenmesi, müşterek nesile zarar verecek olması, hayati tehlike gibi sebepler ve cinsel ilişkinin olmaması da temel sebepler arasında sıralanarak, boşanma gerçekleşecektir.

Umarım yardımcı olabilmişimdir. Saygılarımla.......,
Old 03-09-2009, 00:18   #6
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Alıntı:
Burada, hastalığın ölümcül olması, eşe yalan söylenmesi, müşterek nesile zarar verecek olması, hayati tehlike gibi sebepler ve cinsel ilişkinin olmaması da temel sebepler arasında sıralanarak, boşanma gerçekleşecektir.

1-Öncelikle tanımların hatadan uzak olmasında yarar bulunmaktadır.AİDS bir tablodur.Hastalık adı değildir.Doğrusu HİV taşıyıcısı veya HİV'le yaşayan denmesidir.

AİDS tedavi edilmeyen olgularda oluşan bir tablodur ve tedavi ile tablodan geri dönüş mümkündür.

2-HİV taşıyıcıları; tıbbi verilerinin gerektirmesi durumunda tedavi aldıklarında herkes kadar kaliteli bir hayat sürdürebilmektedir.

3-HİV taşıyıcıları uygun koşullarda HİV negatif çocuk sahibi olabilmektedir.

4-HIV taşıyıcıları uygun önlemleri alarak cinsel hayatlarını sürdürebilirler.

Daha geniş bilgi için:
http://www.pozitifyasam.org/
Old 03-09-2009, 09:29   #7
alper taner

 
Varsayılan

"Boşanma sebebi" çatısı altında sormuşsunuz.. İptal davası veya ceza boyutundan ayrı olarak: Boşanma davası açacak eşte herhangi bir rahatsızlık yoksa ve karşı taraf aids'e evlendikten belli süre sonra yakalanmışsa, zina + dolayısıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebepleri makul görünüyor. Zira Yargıtay, eşlerden birinin cinsel yolla bulaşan hastalığa yakalanmasını zina fiilinin varlığına karine kabul ediyor. Saygılarımla..
Old 03-09-2009, 09:43   #8
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Alıntı:
karşı taraf aids'e evlendikten belli süre sonra yakalanmışsa, zina + dolayısıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebepleri makul görünüyor. Zira Yargıtay, eşlerden birinin cinsel yolla bulaşan hastalığa yakalanmasını zina fiilinin varlığına karine kabul ediyorKişiye

HIV kan nakli ile bulaşmış ise ?
Old 03-09-2009, 10:40   #9
alper taner

 
Varsayılan

"Boşanmak istemeyen karşı tarafın, diğer anlatımla karinenin aksini iddia eden karşı tarafın, bulaşma sebebinin kan nakli olduğunu ispat etme yükümlülüğü gündeme gelir" diye düşünüyorum sayın üstadım...
Old 03-09-2009, 12:31   #10
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

HIV üç yolla bulaşır;

Kan yoluyla,(Damar içi madde kullanımı,tan ve ürünlerin tarsfizyonu,ortak enjektör kullanımı vb)

Korunmasız cinsel ilişkiyle

Anneden çocuğa doğum veya emzime yolu ile

Kişiye hangi yolla bulaştığı konusunda tüm ihtimaller akla gelmeli ve hangi yolla alınırsa alınsın kişinin virüsü eşine bulaştırmamak için gerekli önlemleri alıp almadığı tartışılmalıdır.

Kişi HIv taşıdığını biliyor ve gerekli önlemleri almadığı için eşine/partnerine HİV bulaşıyorsa kusurdan bahsetmek olanaklı olacaktır.

Diğer bir konu da HIV bulaşı ile tanı için kullanılan Eliza yöntemi ile yapılan taramada HIV'in tespit edimeyebilecegidır.

Yani kişi bu gün HİV'i aldığında üç ay gibi bir süre yapılan testlerde test pozıtıf çıkmayacaktır. Kan bağışında bulunan kişi henüz HIV taşıdığını bilmiyor olabilir ve bağışta bulunabilir.

Bu pencere dönemi denilen zamanda kişi kan nakli yaptırdığında kan yolu ile İV alan kişide de doğal olarak HIV testi de negatiftir.


Yani ispatı oldukça karmaşık bir konu.
Old 03-09-2009, 13:53   #11
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan savunman85
saygıdeğer üyeler benim sorum şu müvekkil 2 yıl önce evleniyor evlendikten sonra eşinin aıds hastası olduğunu öğreniyor. öğrenmesinden itibaren 7-8 ay geçmiş boşanma davasını açacağız ancak medeni kanunda yer alan hangi boşanma sebebine dayanmamız gerekiyor ve öğrenmeden itibaren herhangi bir süre uygulanıyor mu? bu hususta yargıtay kararı ulaştırırsanız sevinirim.

Sayın Kayar'ın 6 no.lu mesajına katılıyorum. Ancak şu hususun değerlendirlmesi için, soru sahibinin açıklama yapması gerekmektedir.

Alıntı:
öğrenmesinden itibaren 7-8 ay geçmiş boşanma davasını açacağız

Öğrendikten sonra evlilik birliğine ara verilmiş mi? Değilse, yine karı-koca hayatı yaşanmışsa ve Aids/Hiv hususunda bir sorun yaşanmamışsa; yine sadece bu sebeple dava açılamayacağını düşünmekteyim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Müvekkiliniz HIV/AIDS (+) İse Ne Yaparsınız? Av.Habibe YILMAZ KAYAR Konumuz : Hukukçular 38 23-03-2008 17:00
Hiv/aids Ve Kadın Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 01-12-2007 18:41
Hiv/Aids ve Çocuklar Av.Habibe YILMAZ KAYAR Çocuk Hakları Çalışma Grubu 0 30-11-2007 23:04
Müvekkiliniz HIV/AIDS (+) İse Ne Yaparsınız? Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hasta Hakları Çalışma Grubu 0 26-07-2006 23:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06118488 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.