17-02-2002, 02:07 | #1 |
|
İnsanca Yaşama Hakkı,hürriyet
merhaba ben sizinle bugün yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum.Evime gelen bir misafirim sitedeki park yerlerinden iki arabanın sığacağı bir yere tek başına parketmiş ve bir site sakini de bunun üstüne kendi arabasını misafirimin arabasının önüne parketmiş.Misafirim çıkarken bunu gördük ve güvenlikçilerden yardım istedik(site güvenliği)sonuçta o kişiyi buldular ve kendisi hiddetle geldi...ben ev sahibi olarak ve sorumlu bir vatandaş olarak kendisine bu arabayı her ne kadar uygunsuz parkedilmiş olan arabamızın önüne arabasını bu şekilde parketmeye hakkı olmadığını bir hastalık veya acil bir durumda arabamızı çıkaramayacağımızı bunun sorumsuzca yapılmış bir davranış olduğunu kendisine söylememe rağmen kendisi;"arabama vurun,çarpın,polis çağırın gibi benim ifade ettiğim konulardan çok uzak şeyler söyledi ve hatta daha da ileri giderek kendisinin kim olduğumu bilmesi gerektiği şeklinde hoş karşılanmayacak davranışlarda buylundu.Bir tekme savurdu bunun akabinde ben hiç bir şey yapmadım stenin güvenliği geldi vs..misafirlerim ve güvenlikçi arkadaşlar benim eve gitmemi istediler ve bende sorun çıkmaması için mantıklı her insanın yapması gereken şeyi yaparak sinirlerime hakim oldum.ben eve gittiğimde aşağıdan beni kastederek "seni nasıl olsa bulacağım ...."gibi tehditler savurdu.Ben haklarımı savunmak için neler yapmalıyım susmalımıyım?Bulunmayı mı beklemeliyim? bu işin tatlı bir şekilde hallolması ve bu tehdidi yapanın hukuken uyarılması ya da başkalarına aynı muameleyi yapmaması için neler yapmalıyım?
bu konuda görüş ve önerileriniz bana yol gösterecek ve belki de insanların kendini kanun uygulayıcısı gibi görüp başka insanların haklarını engellemesini önlemiş olacaksınız teşekkürler... 17-11-2000 02:14:55 |
17-02-2002, 02:08 | #2 |
|
YNT:insanca yaşama hakkı,hürriyet
Sn. Murat Bey,
Hırıstiyan olmak gerekmeden uygulanacak şu kural, herkese saadet yolunu açacaktır: 'Düşmanın senden 100 adım fazla yürümeni istiyorsa, sen 500 adım fazla yürü'' (Eski bir Hırıstiyan anlayışı) Endüstri devriminde yeni anlayışlar gelişmiştir ama ben bilmiyorum. Hukuk yolunu da deneyebilirsiniz. Ancak, araba park etmenin zor olduğu bir yerde, arabasının yerine park edilen bir kişinin söyledikleri 'tehevvüren' yani kızgınlıkla söylenmiş,asıl niyeti göstermeyen, anlık boş sözler olarak değerlendirilmeli. Mesken sözcüğü arapçadan gelmedir. Kökünden SAKİN; SUKUN gibi başka sözcükler de türediğini düşünürsek, evimizde herşeyden önce kavgasız, gürültüsüz yaşamak zorunda olduğumuz ortaya çıkar. Öncelikle sulh yolunu denemenizi, olmazsa sulh ceza mahkemesine başvurmak üzere bir avukata başvurmanızı öneririm. Saygılarımla. 18-11-2000 10:59:56 |
17-02-2002, 02:10 | #3 |
|
YNT:insanca yaşama hakkı,hürriyet
Sayın Özbulgur,
Günlük hayatımızda sürekli yaşadığımız bu basit nitelikteki olayların (küfür, hakaret, tehdit, itiş kakış) ben Türk Hukukundaki yargılamalarını "dünyanın en pahalı, en gecikmiş ve en zahmetli elde edilen özrü" olarak nitelendiriyorum. Bu da ne demek derseniz açıklayayım: Bu bahsettiğimiz eylemlerin hepsi Türk Ceza Kanuna göre suçtur. Hatta bu suçu işleyenlere kanundaki ilgili maddelerde karşılığında ceza olarak ne yazdığını okursanız eminim ki ilk etapta verilebilecek en büyük cezayı vermiş olursunuz, zira bugün birine -affınıza sığınarak- "ulan" demek 3 aya kadar hapis "sen hırsızsın" demek 3 seneye kadar hapis cezasını gerektirir. Fakat bu noktada önümüze çok ama çok önemli bir "ANCAK...." çıkıyor ve bu "ANCAK"ın çıktığını da sanırım tahmin ettiniz çünkü herhalde birine "ulan" dediği için 3 ay hapis yatan kimse ne duymuş ne de görmüşsünüzdür. Şimdi bu nasıl oluyor gerçekten enteresan ama lafı uzatmayacağım Ceza İnfaz Kanunu adını verdiğimiz bir yasa, Türk Ceza Kanununun bazı maddeleri, Yargıtay'ımızın benim katılmadığım yerleşmiş içtihatları, yargıdaki işyükü gibi çok çeşitli unsurlar bir araya geliyor ve kanunda bu kadar ağır cezalar öngörüldüğü halde, ilginç şekilde bu cezalar hiçbir zaman uygulanmaya geçmiyor. Şimdi bu durumda bunlar suç değil mi? Evet hala suçlar. Dolayısıyla halen bu eylemlerle ilgili yargı yoluna başvurabilirsiniz. Ama başınıza neler geleceğini anlatayım, başvurup vurmayacağınıza siz karar verin: 1- Şikayetinizi büyük itibarla şahsi dava yolu ile değerlendirmek durumunda kalacaksınız, bu nedenle davacı olarak her davaya gitmek zorunda kalacaksınız, aksi taktirde davanız düşecek. Yargılanan kişi ise ilk celse gelip ifade verdikten sonra bir daha adliyeye uğramayacak bile. 2- İstanbul için konuşursak bu davanız 1-1.5 yıl arası sürecek (Karşı tarafın savunmasına göre uzayabilir). Birinci maddedeki durumu bu madde ile tekrar değerlendirirsek ya avukat tutmak zorunda kalacaksınız (davanız ne kadar basit olursa olsun, 1.5 yıl sürecek bir dava için avukat sizce ne kadar ücret ister?) ya da işinizi gücünüzü bırakıp 1.5 yıl davaları siz bizzat takip edeceksiniz. (Karşı tarafın tebligat adresini bulamazsanız 5 yılı da göze alın) 3- Karşı taraf muhtemelen bu davaya çok sinirlenecek size karşı dava açacak. O dava ile de ayrıca uğraşacaksınız. 4- Yargıç Ceza Kanunundaki hükümler gereği her celse sizi barıştırmaya çalışacak. 5- Sonunda hiçbirşey olmayacak. Davanızı ispat etseniz bile sanığa birkaç ay hapis cezası verilecek, önce paraya çevrilecek sonra ertelenecek. Ya da avukat tutmazsanız bir şeyleri atlayacaksınız, süreleri kaçıracaksınız vb. sanık siz haklıyken usuli nedenlerle beraat edecek. 6- Hangisi olursa olsun, siz aylarca uğraştıktan sonra bu sonucun çıkmasına çok kızacaksınız, bu defa manevi tazminat davası açacaksınız. 7- Bu dava da 1-2 yıl sürecek sanık (bugünkü parayla) 50 milyon manevi tazminata mahkum olacak. 8- Ancak sanık mahkum olduğu parayı ödemeyecek. Siz daha da kızacaksınız icra ile uğraşmaya başlayacaksınız. 9- İcra giderleri size bir 10 katı daha paraya ve 6-8 ay zamana mal olacak ve sonunda 50 milyon paranızı (o para pul olacak tabii enflasyon karşısında) alacaksınız. 10- 4-5 yıl sonunda vardığınız bu nokta sizi tarifsiz mutlu edecek. ya da 11- Bu 10 basamağın herhangi bir noktasında (muhtemelen sonlara doğru) sanık araya birini sokup sizden özür dileyecek ve siz de lanet olsun deyip, o noktaya kadar olan tüm zaman ve para kaybınızı bir kenara bırakıp, özrü kabul edeceksiniz. İşte bu açıdan bu davalar "dünyanın en pahalı, en gecikmiş ve en zahmetli elde edilen özrü" oluyorlar.. Saygılarımla, Ps. Bu arada kişinin yaptığını hiçbir şekilde tasvip etmemekle beraber, evinize gelen misafirin yaptığını da eleştirel bir gözle ayrıca bir değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum! 18-11-2000 12:22:24 |
17-02-2002, 02:11 | #4 |
|
YNT:insanca yaşama hakkı,hürriyet
Sn. Murat Bey,
Öncelikle belirtmek isterim ki bu türden olaylar hemen hepimizin başına sıklıkla geliyor. Herkes o kadar gergin ve zaman problemi yaşıyor ki toplumda hoşgörü sıfırlandı. Diğer meslekdaşlarım size başvurabileceğiniz hukuki yolları ayrıntılı olarak yazmış. Ancak bu tip davalarda haklılığınızı tanık ile ispatlamak zorundasınız. Ve, iş tanık bulma aşamasına geldiğinde bunun ne derece zor olduğunu siz de göreceksiniz. Bu olaya sebebiyet veren misafiriniz dahi, hele ki daha önceden hasbelkader tanıklık müessesesi ile tanışmışsa size bin dereden su getirecek, "uğraşma, değmez" gibi laflar sarfedecektir. Tanık bulsanız dahi alacağanız sonuç sizi asla tatmin etmeyecektir. Bu arada misafirinizin davranışı da bence son derece düşüncesizdir. Gün içinde defalarca park sorunu yaşayan bir kişi olarak evime gittiğimde de, park yerimin gasp edildiğini görmek benim de hoşuma gitmez açıkçası. Benim başıma böyle bir olay gelse idi; arabama bulunduğum dairenin no.sunu iliştirmek ve çağırıldığımda da misafirinize "insanca yaşama hakkı ve hürriyet" dersi vermek olurdu. Herhalde bundan sonra gelen misafirlerinize öncelikle nereye ve nasıl parkettiğini sorarsınız. Geçmiş olsun. 21-11-2000 14:42:39 |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yaşama Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 55 | 02-11-2010 21:59 |
Uzun yaşama sorunu | ISIL YILMAZ | Site Lokali | 15 | 31-08-2009 22:09 |
yaşama hakkım elimden alınıyor | Konuk derin | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 2 | 10-06-2007 12:28 |
Yaşama Hakkı ve Kürtaj ... | jurist27 | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 6 | 08-05-2007 19:09 |
Ötenazi Ve İsteyerek Yaşama Hakkına Son Verme | üye605 | Hukuk Sohbetleri | 4 | 04-06-2002 22:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |