Muvazaa Nedeniyle İptal

Davacı tarafın nitelendirmesine göre Muvazaa nedeniyle işlemin tespiti ve iptali davasında davalı durumdayız.
İçerikten bahsedecek olursak;
- 2009 tarihli bir senet dolayısıyla A şahsı B şahsına icra takibi başlatıyor , 2011 yılında B şahsının taşınmazları ihale yolu ile satılıyor ve B şahsının akraba eş dost vs gibi şahıslar tarafından ihaleye teklif vererek satın alınıyor.
-Aynı zaman diliminde (2011 yılı ihale tarihinden önce) B şahsına yönelik bir menfi tespit davası açılıyor (sahte çek dolayısıyla) ve B şahsı 2014 karar tarihli bu davada haksız bulunuyor ve dolayısıyla tazminat, vekalet ücreti aleyhine hükmediliyor.
-2014 yılı bitmeden B şahsına yönelik tazminat ve vekalet ücreti için icra takibi başlatılıyor fakat üzerine herhangi birşey olmadığından sonuçsuz kalıyor . Akabinde B şahsına 2011 yılında ihale ile satılan taşınmazlar dolayısıyla iptal davası açılıyor.
-Biz ne kadar tasarrufun iptali davasının şartlarını oluşmadığını öne sürsekte davacı taraf bunun tasarrufun iptali değil muvazaa nedeniyle iptal davası olduğunu öne sürmüştür.
Sorunlar ;
1)Karşı taraf davayı(2011 yılında açılmış menfi tespit) kaybedeceğini anlayan B şahsının kasıtlı olarak taşınmazlarını sattırdığını söylüyor böyle bir savunma tarzı mevcut mudur?
2)İhale tarihi olan 2011 tazminat ve vekalet ücreti doğumu tarihi 2014 davaya etkisi nedir?
3)Muvazaa var ise bile karşı taraf icra takibinden sonra hatta ihale tarihinden de sonra doğan bir alacağı için muvazaa iddiasına dayanabilir mi?
Bu sorun nasıl çözümlenir . Şimdiden Teşekkürler

Tasarrufun iptali davası geriye dönük 5 yıllık bir süreç için açılabilir. Savunmanın dayanaklarından biri, işlemin borcun doğumundan önce olmasıdır.Borcun doğumundan önceki işlemler kural olarak iptale tabi değil.Ancak akraba bağı ispat edildiğinde muvazaa bağlantısı ortaya çıkıyor.İhale yolu ile olması da lehinize değerlendirilecek bir husus.2011 yılında dava aşamasında böyle bir ihale sürecine girilmesi de muvazaa iddiasını kuvvetlendiriyor. Burada önemli olanın mal kaçırma kastı olmadığını ispat etmeniz ve 2009 tarihli senedin gerçek alacağa dayandığını tespit ettirmeniz olduğunu düşünüyorum.Tabi ki takdir mahkemenin

İyiakşamlar mustafa bey.

Borcun doğumundan önceki işlemin genel hükümlere göre muvazaa sebebiyle iptali davasını sormuşsunuz. Sonuç ne oldu?

Borcun doğumundan önceki işlemin genel hükümlere göre muvazaa sebebiyle iptali istenip istenemeyeceğine ilişkin karar bulamadım. Yardımcı olursanız sevinirim

Alıntı: Yazan serdarserdar İyiakşamlar mustafa bey. Borcun doğumundan önceki işlemin genel hükümlere göre muvazaa sebebiyle iptali davasını sormuşsunuz. Sonuç ne oldu? Borcun doğumundan önceki işlemin genel hükümlere göre muvazaa sebebiyle iptali istenip istenemeyeceğine ilişkin karar bulamadım. Yardımcı olursanız sevinirim

YARGITAY 17.Hukuk Dairesi 2016/9211 E ve 2019/1774 K. Sayılı ilamında; "takibe konu bonoların düzenleme tarihlerinin 06/02/2010 tarihi olduğu, dava konusu taşınmazların devirlerinin 1987 yılından başlayıp 2005 yılına kadar yapıldığı, yani borcun doğumundan çok önce satışların yapılmış olduğu, takibe konulan bonolarda malen yazılı olduğu, davacının da bonoya dayalı alacağının dayanağı ve belgesini açıklayamadığı, davacının bonoya dayalı alacağının ödenmemesi için borçlunun muvazaalı olarak taşınmazları devrettiğini ispatlayamadığı gibi taşınmazların satışının borcun doğumundan çok önce olması nedenleri ile ispat olunamayan davanın reddine karar verilmiş;.... dava konusu gayrımenkullerin dava konusu alacaktan çok önce devredildiğini anlaşılmasına, göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA" denilmektedir.

YARGITAY 17.Hukuk Dairesi 2015/834 E ve 2017/1106 K. Sayılı ilamında; " Mahkemece dava konusu taşınmazın 14.03.2005 tarihinde davalı ...’a satıldığı, icra takibine konu bononun 15.06.2007 tarihinde düzenlendiği, borçlu ile davalı ... arasında bir tasarruf olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.... Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davanın nam-ı müstear niteliğinde olduğu, dava konusu taşınmazın borçlu tarafından davalı eşi Işık adına alındığı iddiasına dayandığı ancak bu davaların görülebilmesi için bu işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerektiği, somut olayda taşınmaz 14.03.2005 tarihinde davalı ... adına alınmış, borç kaynağı bono ise bu tarihten sonra 15.06.2007 tarihinde düzenlendiğinden dava ön koşulu yokluğundan reddi gerekir ise de karar sonuç itibari ile doğru bulunduğundan davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA "

YARGITAY 17.Hukuk Dairesi 2016/6338 E ve 2017/6063 K. Sayılı ilamında; " bu dosyada borcun ....09.2012 tarihli itibariyle doğmuş olduğu, iptali istenen tasarrufun ise borcun doğum tarihinden önce yapılmış olması nedeniyle bu alacak yönünden muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğine .... tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA" karar verilmiştir.