Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

haklı nedenle feshedilmiş sözleşmeye dayanan tazminat talebi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-06-2007, 19:31   #1
avasas

 
Varsayılan haklı nedenle feshedilmiş sözleşmeye dayanan tazminat talebi

arkadaşlar konuyu pratik çalışma tandansında aktaracağım. zaten konuyu anlatınca mesele anlaşılmış olacak.

(a) kişisi bir bankada eğitim alıp, karşılıklı imzalanmış iş sözleşmesi ile çalışmaya başlıyor. sözleşmeye göre, iki yıldan önce sözleşmeyi feshederse hem eğitim ücretlerini hem de iki maaşı kadar cezai şart ödemek zorunda. bir süre sonra askerlik gerekçesi ile sözleşmeyi feshedip askere gidiyor. askerlik dönüşü yine aynı banka ile yeni bir sözleşme imzalayıp çalışmaya başlıyor. yeni sözleşmeye göre iki ay deneme süresi var. ancak kendisine suret verilmiyor. iki ay dolmadan da bankadan istifa ediyor.

fesh üzerine banka ilk sözleşmeye dayanarak dava açıyor. eğitim masraflarını ve cezai şartı istiyor. (a) da ilk sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği, ikinci sözleşmede de iki ay deneme süresi olduğu ve bu sürede istifa ettiği savunmasında bulunuyor. ssk'dan ve bankadan dosyası geliyor. ama kendisinin iddia ettiği sözleşme yok. dava dosyası hukukçu bilirkişiye gidiyor. bilirkişi hukuki yorumda bulunuyor. davaya cevabın iyiniyetli olmayıp, bankanın taleplerinin haklı olduğu yorumunda bulunuyor ve eğitim masrafları ile cezai şartı hesaplamaya geçiyor.

olay bu. banka ilk sözleşmeye dayanarak talepte bulunabilir mi? askerden dönüşte yeni sözleşme yapılmış sayılmaz mı? sorularım da bunlar.

saygılarımla.
Old 07-06-2007, 17:01   #2
OLCAYK

 
İnceleme

Sayın avasas,
Olayı çok açık anlatmamışsınız, çalışılan süreler, fesih tarihleri, sözleşmenin fesih hükümleri ile ilgili içeriği, ilk fesihte kıdem alıp almadığı gibi. Ben bazı Yargıtay kararlarını yolluyorum. Olaya göre değerlendiririsiniz, umarım işinize yarar.
T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/5918

K. 2003/18146

T. 27.10.2003

• İŞ AKDİNİN FESHİ ( Meslek İçi Eğitime Gönderilen İşçinin İş Aktini İhbar Öneli Vermeden Feshetmesi - Eğitim Taahhüdünde Cezai Şartın Tek Taraflı Düzenlenmesi/Hükmedilemeyeceği )

• İHBAR TAZMİNATI DAVASI ( Davalı İşçinin Meslek İçi Eğitime Gönderildiği - İş Aktini İhbar Öneli Vermeden Feshetmesi )

• CEZAİ ŞART ( İşçinin Meslek İçi Eğitime Gönderilmesi/Eğitim Taahhüdüne Uymayıp İş Akdini Feshi - Cezai Şartın Tek Taraflı Düzenlenmesi Nedeniyle Hükmedilemeyeceği )

• MESLEK İÇİ EĞİTİME GÖNDERİLEN İŞÇİ ( İş Aktini İhbar Öneli Vermeden Feshetmesi - Eğitim Taahhüdünde Cezai Şartın Tek Taraflı Düzenlenmesi/Hükmedilemeyeceği )

• EĞİTİM TAAHHÜTNAMESİ ( Cezai Şartın Tek Taraflı Düzenlenmesi/Hükmedilemeyeceği - İşçinin Meslek İçi Eğitime Gönderilmesi/İş Aktini İhbar Öneli Vermeden Feshetmesi )

1475/m.13

818/m.158

ÖZET : Mahkeme davacının talebine mesleki eğitim karşılığı bir alacak olduğunu kabul ederek 2500 Dolara tekabül eden miktara hükmetmiştir.Davalının imzaladığı eğitim taahhütnamesinden de içeriğinde de anlaşılacağı üzere 2500 USD ödeyeceği bir cezai şart olarak kararlaştırılmıştır. Cezai şart ise tek taraflı olup tamamen işçiye yükletilmiştir. Bu nedenle taahhütnameye dayanılarak davalı aleyhine cezai şarta hüküm edilmez. Mahkemenin aksine düşünce ile yazılı şekilde de karar vermesi hatalıdır.
KARŞI OY : Borçlar Kanununun 158 ve devamında ki maddelere göre cezai şart; borçlunun borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde önceden kararlaştırılmış bir edada bulunmayı alacaklıya karşı taahhüt etmesidir.
Yasanın da tarifinden anlaşılacağı şekilde, cezai şartın ayrıcı unsurlarının başında asıl borcun mevcut olması gelmektedir. Belge incelendiğinde tek ve asıl bir borç yer almaktadır. Bu asıl borcun yanında ayrı bir yaptırım belgede yer almamaktadır. Ortada tek bir borçlanma durumu mevcut olup, taraflar yaptıkları anlaşma ile işçinin özel eğitime tabi tutulması karşılığı olarak bir taahhütname düzenlemişlerdir. Belge cezai şart olarak kabul edilse bile Dairemizce de kabul edildiği şekilde; özel haller söz konusu olduğu zaman cezai şartın tek taraflı olmasının sonuca etkisi olamaz. İşveren masraflar yaparak işçiye eğitime tabi tutarak onu yetiştirmiş ise belli bir süre işçiyi işyerinde çalıştırmaya mecbur tutması haklı görülmelidir. Bu nedenlerle Daire bozmasına katılamıyorum.
DAVA : Davacı, ihbar tazminatı ile tazminat alacağının ödetilmesine karşı davacı ise; fazla çalışma ve izin ücreti, hafta tatili gündeliği ikramiye ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, her iki davayı da kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı davalı işçiyi 2.8.1999-8.8.1999 tarihleri arasında altı gün meslek içi eğitime gönderdiğini, davalının iş aktini ihbar öneli vermeden feshettiğini, davalının imzasını taşıyan eğitim taahhütnamesinde kabul edilen 2500 USD nın tahsilini talep etmiştir. Mahkeme davacının talebine mesleki eğitim karşılığı bir alacak olduğunu kabul ederek 2500 Dolara tekabül eden miktara hükmetmiştir.Davalının imzaladığı eğitim taahhütnamesinden de içeriğinde de anlaşılacağı üzere 2500 USD ödeyeceği bir cezai şart olarak kararlaştırılmıştır. Cezai şart ise tek taraflı olup tamamen işçiye yükletilmiştir. Bu nedenle taahhütnameye dayanılarak davalı aleyhine cezai şarta hüküm edilmez. Mahkemenin aksine düşünce ile yazılı şekilde de karar vermesi hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.10.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY: Davacı işveren, ihbar süresine uymadan işi bıraktığı ve imzaladığı eğitim taahhütnamesine aykırı davrandığı iddialarıyla ihbar tazminatı yanında 1.250.480.000 TL eğitim taahhütnamesine aykırılık tazminatı adı altında davalıdan alacak talebinde bulunmuştur.
Eğitim taahhütnamesi adını taşıyan belgede davalı "NTCore Tech. Eğitimine gönderilmekteyim. Eğitimimin bitiş tarihi olan 8.8.1999' dan itibaren en az 12 ay daha çalışmaya devam edeceğim. Bu süre zarfında kendi isteğimle işten ayrıldığım takdirde geçerli olan TC Merkez Bankası döviz satış kuru, üzerinden 2500 Dolar tazminatı Biltem AŞ'ye hiçbir hüküm ve ihtara gerek kalmaksızın ödeneceği gayr-i kabil-i ruçu olarak kabul, beyan ve taahhüt ederim..." demektedir.
Mahkeme bu belgenin iş akdi ile birlikte verilmiş olmayıp, işverenin sağladığı meslek eğitim olanağına karşılık olduğunu ve cezai şart olarak nitelendirilemiyeceğini belirterek davacı isteklerini kabul etmiştir.
Dairece belgenin cezai şart niteliğinde olduğu kabul edilerek mahkeme kararı bozulmuştur.
Borçlar Kanununun 158 ve devamında ki maddelere göre cezai şart; borçlunun borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde önceden kararlaştırılmış bir edada bulunmayı alacaklıya karşı taahhüt etmesidir.
Yasanında tarifinden anlaşılacağı şekilde, cezai şartın ayırıcı unsurlarının başında asıl borcun mevcut olması gelmektedir. Belge incelendiğinde tek ve asıl bir borç yer almaktadır. Bu asıl borcun yanında ayrı bir yaptırım belgede yer almamaktadır. Ortada tek bir borçlanma durumu mevcut olup, taraflar yaptıkları anlaşma ile işçinin özel eğitime tabi tutulması karşılığı olarak bir taahhütname düzenlemişlerdir. Belge cezai şart olarak kabul edilse bile Dairemizce de kabul edildiği şekilde; özel haller söz konusu olduğu zaman cezai şartın tek taraflı olmasının sonuca etkisi olamaz. İşveren masraflar yaparak işçiye eğitime tabi tutarak onu yetiştirmiş ise belli bir süre işçiyi işyerinde çalıştırmaya mecbur tutması haklı görülmelidir. Bu nedenlerle Daire bozmasına katılamıyorum.
Üye
U.Öztürk
------------------------------------------------------------------------------------------------------
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1974/9-763

K. 1976/1284

T. 28.4.1976

• KIDEM TAZMİNATI ( Kıdem Tazminatını Alan İşçinin Tekrar Yeni İşe Girip Akdinin Yeniden Feshinde Eski Sürelerin Kıdem Tazminatı Hesabında Nazara Alınmaması )

• HİZMET AKDİNİN FESHİ ( Kıdem Tazminatını Alan İşçinin Tekrar Yeni İşe Girip Akdinin Yeniden Feshinde Eski Sürelerin Kıdem Tazminatı Hesabında Nazara Alınmaması )

• MUVAZZAF ASKERLİK ( İşçinin Bu Nedenle Sözleşmesini Feshedip Kıdem Tazminatını Alması )

• KIDEM TAZMİNATINI ALAN İŞÇİ ( Muvazzaf Askerlik Nedeniyle Sözleşmenin Feshedilmesi )

• ASKERLİK DÖNÜŞÜ ESKİ İŞE GİREN İŞÇİ ( İkinci Defa Sözleşmenin Feshi Durumunda Kıdem Tazminatının İkinci Sözleşme Tarihinden Başlaması )

1475/m.14

ÖZET : Askere giderken iş aktine son verilip kıdem tazminatını alan işçinin askerden döndükten sonra aynı yerde çalışmaya başlaması yeni bir hizmet aktidir. İkinci defa hizmet aktinin feshi halinde eski süreler kıdem tazminatının hesabında nazara alınmaz.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eyüp İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 3.7.1973 gün ve 138-390 sayılı kararın incelenmesi davalı avukatı tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 7.5.1974 gün ve 25646-8603 sayılı ilâmı : ( Davacı 3.10.1950 gününde kıdem tazminatını alarak askere gitmek üzere işyerinden ayrılmıştır. Bu da göstermektedir ki, o tarihte iş akdi fesih edilmiş ve hukuki ilişki son bulmuştur. Bu bakımdan davacının çalıştığı sürenin tamamını kabul edip kıdem tazminatını bu süreye göre hesap edip ödemenin mahsubuna imkân yoktur.
Davacının askerden döndükten sonra işyerinde tekrar çalışmaya başlaması yeni bir hizmet aktidir ve ikinci defa fesih halinde de kıdem tazminatının hesabında sadece bu sürenin kabulü gerekir ) nedeniyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI :
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki kâğıtlara dayandığı gerektirici nedenlere davacının askere giderken kıdem tazminatını almak suretiyle iş sözleşmesini bozduğunun anlaşılmasına göre mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerle ( BOZULMASINA ) bozmada oybirliği gerekçesinde oyçokluğu ile karar verildi.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/1469

K. 2001/5086

T. 28.3.2001

• KIDEM TAZMİNATI ( Muvazzaf Askerlik Nedeniyle İş Akdinin İşçi Tarafından Feshi Durumunda Tazminata Hak Kazanması )

• ASKERLİK NEDENİYLE KIDEM TAZMİNATI TALEBİ ( Muvazzaf Askerlik Nedeniyle İş Akdinin İşçi Tarafından Feshi Durumunda Tazminata Hak Kazanması )

• KÖTÜNİYET TAZMİNATI ( Muvazzaf Askerlik Nedeniyle İş Akdini Fesheden İşçiyi İşverenin Yeniden İşe Alma Mecburiyetinin Olmaması )

• İŞVERENİN TEKRAR İŞE ALMA MECBURİYETİ ( Muvazzaf Askerlik Nedeniyle İş Akdini Fesheden İşçiyi İşverenin Yeniden İşe Alma Mecburiyetinin Olmaması )

1475/m.14

ÖZET : Davacı, davalı işyerinde çalışmakta iken muvazzaf askerlik nedeniyle işyerinden kıdem tazminatı almadan ayrılmıştır. Askerlik hizmetinin sonunda aynı işyerine başvurmuş ancak davalı işveren davacıyı işe almamıştır. Muvazzaf askerlik nedeniyle iş akdinin işçi tarafından feshedilmesi kıdem tazminatına hak kazandırır. Çalışma süresi ve ayrıldığı tarih dikkate alınarak kıdem tazminatına karar verilmesi doğru, ancak işverenin davacıyı tekrar işe alma mecburiyeti bulunmadığından kötü niyet tazminatına karar verilmesi hatalıdır.
DAVA : Davacı ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı işçi davalıya ait işyerinde 18.5.1989 tarihine kadar çalışmış olup bu tarihte muvazzaf askerlik için işyerinden kıdem tazminatı almaksızın ayrılmıştır. Askerlik hizmetinin hitamında 1999 yılı kasım ayında işyerine tekrar girmek için başvurmuş ancak davalı işveren bu isteği kabul etmemiştir. Bu gelişme üzerine davacı kıdem ihbar ve kötüniyet tazminatı istemiş olup mahkemece kıdem ve kötüniyet tazminatına karar verilmiştir.
1475 sayılı İş Kanununun 14/3. maddesine göre muvazzaf askerlik hizmeti nedeniyle hizmet aktdinin işçi tarafından feshedilmesi kendisine kıdem tazminatını hak kazandırır. Olayda bu anılan hizmet için davacı işyerinden aynldığına göre aradaki sözleşme o tarihte son bulmuştur. Bunun sonucu olarak askerlik nedeniyle ayrıldığı tarihe kadar süre dikkate alınarak ve o tarihteki ücrete göre kıdem tazminatı hesaplanması ile yetinilmelidir.
Davalı işveren davacıyı askerlikten sonra tekrar işe almadığı için yeniden ilişki kurulmaınıştır. Davacıyı işe alma zorunluluğu mevcut değildir. Böyle olunca işe almamak kötüniyetli bir davranış olarak kabul edilemiyeceğinden ve sözleşme ilişkiside bulunmadığından kötüniyet tazminatının hüküm altına alınması hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.3.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Old 07-06-2007, 17:23   #3
avasas

 
Varsayılan

sayın olcayk;

öncelikle teşekkürler. olayımızda ihbar/kıdem tazminatı, cezai şartın geçerliliği tartışması yok. dolayısı ile onlara girmedim. (a)'nın savunması "ben askere giderken iş sözleşmemi haklı nedenle feshettim. dönüşte yeni bir iş ilişkisi başladı. dolayısı ile banka benim işten ayrılmam üzerine askere giderken feshettiğim iş sözleşmesine dayanarak benden tazminat ve cezai şart talebinde bulunamaz" şeklinde özetlenebilir. işte bu bağlamda, vermiş olduğunuz hukuk genel kurulu kararının olayımıza uyduğunu düşünmekteyim. karar açık ve net: "Davacının askerden döndükten sonra işyerinde tekrar çalışmaya başlaması yeni bir hizmet aktidir"

tekrar teşekkürler.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
haklı nedenle fesih ersen Meslektaşların Soruları 1 07-06-2007 08:51
işçinin haklı nedenle sözleşmeyi feshi madvocate Meslektaşların Soruları 2 02-04-2007 19:01
işçinin haklı nedenle feshi avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 4 28-02-2007 17:36
haklı nedenle fesih sayılır mı? ismisultan Hukuk Soruları Arşivi 2 16-02-2007 14:40
İşi haklı nedenle feshetme ve tazminat uye9493 Meslektaşların Soruları 9 08-11-2006 18:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07344389 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.