Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Islah Dilekçesinde Fazlaya Ilişkin Hakkin Sakli Tutulmamasi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-12-2017, 09:24   #1
nesrintat

 
Acil Islah Dilekçesinde Fazlaya Ilişkin Hakkin Sakli Tutulmamasi

Fazlaya ilişkin hakkımızı saklı tutarak açtığımız kısmi alacak davasında ıslah yaptık (fazlaya ilişkin hakkımızı saklı tutmadan) ve sonraki bilirkişi raporunda ıslah rakamından fazla bir rakam tespit edildi.Şimdi aradaki farkı ek dava ile talep etmek istiyoruz. Islah dilekçesinde fazlaya ilişkin hakkımızı saklı tutmamış olmamız bu duruma engel midir acaba?
Old 29-12-2017, 18:30   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

HMK MADDE 109 Kısmi dava
(3) Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.


Kısmi davada fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulması ile ilgili olarak HMK 109/3 maddesi ile HUMK.da bulunmayan bir düzenleme getirilmiş ve kısmi dava açılmasının talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği ifade edilmiştir.

Böylece HMK. bu hükmü ile ; kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğunun açıklanmaması halinde geri kalandan zımni olarak feragat edildiği sonucuna varan uygulamaya son verilmiş olduğu sonucuna varabiliriz.

Nitekim 5.HD.sşsğıdaki kararında ve benzeri kararlarında ,HMK.m.190/3 hükmünden giderek ıslah dilekçesinde fazlaya dair hak saklı tutulmasa dahi, davacı ek davada talep ettiği miktar yönünden açıkça feragat etmediğinden ek davada talep ettiği miktarın da dikkate alınacağını kabul etmiştir. Buna karşın 13.HD.si HUMK.dönemi kararlarındaki gibi düşünmekte ve ıslahta fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulması kaydını aramaktadır.

T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/21175
K. 2014/1183
T. 21.1.2014


DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca onanması hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 10.4.2013 gün ve 2013/1537 Esas - 2013/6879 Karar sayılı ilama karşı davacı vekilince verilen dilekçeyle karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşüldü:

KARAR : Kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine dair asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair mahkemece verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce onanmış, bu karara karşı davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre; davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istekleri H.U.M.K.nun 440. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından yerinde görülmemekle birlikte;

1- )6100 Sayılı H.M.K.nun geçici 1. maddesi nazara alınarak, karar tarihinde yürürlükte bulunan aynı Kanunun 109/3. maddesi gereğince;

2- )2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.6.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 Sayılı Kanunun 21. maddesi uyarınca;

Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 10.4.2013 gün ve 2013/1537 - 6879 Sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsiliyle ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Ancak;
1- )Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise asıl davada verilen ıslah dilekçesiyle talep sonucunun 26.532,00-TL olarak arttırıldığı ve fazla hakkın saklı tutulmadığı, bu durumda davacının ek davayla isteyebileceği fazla hakkı kalmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

6100 Sayılı H.M.K.nun geçici 1. maddesi nazara alınarak, karar tarihinde yürürlükte bulunan aynı Kanunun 109/3. maddesindeki "Dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında kısmi dava açılması talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez." hüküm uyarınca, ıslah dilekçesinde fazlaya dair hak saklı tutulmasa dahi, davacı ek davada talep ettiği miktar yönünden açıkça feragat etmediğinden, ek davada talep edilen miktarın da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru olmadığı gibi,


2- )2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.6.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 Sayılı Kanunun 21. maddesiyle "kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespit davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir. ... açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır. " hükmünün getirilmiş olduğu gözetildiğinde, harç ve vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğinden;

SONUÇ : Mahkeme kararının açıklanan sebeplerle taraf vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda BOZULMASINA, davacıdan alınan karar düzeltme ve taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/23273
K. 2016/17730
T. 5.10.2016

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ... ile davacı .... ... Turz. Koop. vekili avukat ... gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Davacı asıl davada, davalıdan maliki olduğu 1235 numaralı parseldeki hissesini 7.5.1979 tarihli noter satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, hisse devri yapılmayınca açtığı cebri tescil davasında davalı hissesi için tapu iptaline karar verildiğini, murisleri anne ve babasından intikal eden hisse için davanın reddedildiğini, davalıya iştirakli hissesi açısından edimini yerine getirmesi için 7.4.2003 tarihli ihtar çektiğini ancak edimini yerine getirmediğini ileri sürerek, temerrüt tarihi itibariyle zarar hesabı ile ortaklık payı 6823,76 metrekareye isabet eden değeri veya denkleştirici adalet kuralına göre, hesaplanan şimdilik 7.000,00 TL'nin hakediş tarihinden reeskont faizi ile tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 443,749,11 TL'ye çıkartmıştır. Birleşen davada ise, davalıya anne ve babasından intikal eden iştirakli payın 19.438,39 m2 olduğunu, ıslah yoluna başvurulması sebebiyle bakiye 820.329,39TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-) Davacı kooperatif, davalıdan noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazda bulunan 6.823,76 m2 iştirakli hissenin devrinin yapılmaması sebebiyle tazminat istemiyle fazlaya dair haklarını saklı tutarak 7.000,00TL nin tahsili talebiyle eldeki davayı açmış, 19.3.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 443,749,11 TL'ye çıkartmış, birleşen davada ise 820.329,39 TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir. Dava, fazlaya dair haklar saklı tutulmak suretiyle kısmi dava olarak açılmıştır. Kısmi dava, tümü ihlal ya da inkar olunan bir hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne dair dava ve talep hakkının ise bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Davacının, dava sebebi olarak gösterdiği hukuki ilişkiden doğan alacağının tümünü mü, yoksa yalnız bir kesimini mi istediğini dava dilekçesinde açıkca bildirmesi gereklidir. Davacı, alacağının yalnız bir kesimi için dava açtığını bildirmemişse, dava kısmi dava değil, tam dava sayılır. (Baki Kuru, cilt 1, 1990, sf.967)

Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için, gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra, ayrı bir dava açılması mümkündür. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine, kısmi davadan sonra açılan ek davada, fazlaya dair hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması da kural olarak mümkündür. (Bkz. HGK.E.2004/9-754, K.2005/36)

Kısmi davada fazlaya dair haklarını saklı tutmuş olan davacının, dilerse ek dava açmak yerine, saklı tuttuğu alacak bölümü için o (kısmi) dava içerisinde ıslah yoluyla talepte bulunabilmesi mümkündür. Bu haliyle kısmi ıslah, ek dava yoluyla elde edilebilecek haklara, mevcut dava içerisinde, daha basit, daha az masrafla ve daha kısa süre içerisinde kavuşma olanağı tanıyan ve bu yönüyle adeta ek dava açma yoluna alternatif oluşturan bir yapıdadır.

Dolayısıyla, kısmi davanın davacısı, ek dava açmak veya kısmi ıslah yoluna gitmek konusunda seçimlik hakka sahiptir. Yukarıda değinildiği üzere, kısmi ıslah yoluyla müddeabihin artırılabilmesi olanağı, bir anlamda, artırıma konu kısmın ek dava yoluyla istenilmesinin alternatifi niteliğinde bulunduğundan, başka bir ifade ile kısmi davadaki ıslah ile bu yola gidilmeyip ek dava açılması halleri, davacıya aynı hak ve olanakları tanıyan seçimlik yollar olduğundan, usul hukuku açısından sonuçlarının da aynı olması gerekir. (Bkz. T.15.10.2003, HGK.T. 05/10/2016E.2003/9-510, K.2003/555)

Tüm bu açıklamaların ışığı altında davaya konu olaya bakılacak olursa; davacı 17.10.2003 tarihinde açmış olduğu davasını 19.3.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle ıslah etmiş, bundan sonra da 21.10.2013 tarihinde, daha sonra bu dosya ile birleştirilen aynı mahkemeye ait 2013/464 E sayılı ek davasını açmıştır. Davacı, 17.10.2003 tarihli ilk dava dilekçesinde fazlaya dair haklarını saklı tutmuşsa da, 19.3.2009 tarihli ıslah dilekçesinde fazlaya dair haklarını saklı tuttuğunu bildirmemiştir. Eldeki davada davacı, ayrı bir ek dava açmak yerine ıslah dilekçesi ile asıl dava dilekçesindeki talep sonucunu artırmıştır. Hukuki nitelik itibariyle bir ek dava niteliğinde olan ıslah dilekçesi içeriğinden, istemin kısmi bir dava olduğuna dair bir anlatıma rastlanmadığı gibi, tam dava olduğunun kabulü gerekir. O halde davacı ıslah dilekçesinde fazlaya dair haklarını saklı tutmadığına göre daha sonra ilk davadaki talebine dayanarak ek davalar açamaz. Mahkemece açıklanan bu husus gözardı edilerek, ıslahtan sonra açılan ek davadaki talebin kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda (1) no'lu bentte açılanan sebeplerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bentte açıklanan sebeplerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 10.506,87 TL harcın istenmesi halinde iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Islah Ile Dava Dilekçesinin Değiştirilmesi - Fazlaya Ilişkin Haklarin Sakli Tutulmamasi - Islaha Cevap Dilekçesinde Itiraz Edilmemesi yigiturk Meslektaşların Soruları 7 19-07-2015 20:58
Boşanma Davasi Dilekçesinde Tedbir Nafakasi Bakimindan Fazlaya Ilişkin Hakkin Sakli Tutulmasi Av.Onur AKDAĞ Meslektaşların Soruları 9 22-11-2014 09:15
Fazlaya Ilişkin Hakkin Açiklamalar Kisminda Sakli Tutulmasi Av.İlknur Bayram Meslektaşların Soruları 30 14-12-2013 12:16
Fazlaya İlişkin Hakkin Sakli Tutulmasi,karar Düzeltme ,parasal Sınır av.ebru Meslektaşların Soruları 1 16-01-2013 13:50
Islah dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması sevimsiz Meslektaşların Soruları 9 05-12-2011 17:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05113292 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.