Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kira Sözleşmesinde Kefilin Sorumluluğu ve İstifası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-09-2010, 10:56   #1
hukukcu1660

 
Varsayılan Kira Sözleşmesinde Kefilin Sorumluluğu ve İstifası

Herkese iyi günler. Stajyer avukatım ve ilk davama gireceğim.Davam Menfi Tespit Davası. Müvekkilimiz Kira sözleşmesinde 06.1998- 12.1998 yıllarına ilişkin müteselsil kefil olarak noter huzurunda kira kontratosunu imzalamıştır.Ancak kira durumu daha sonra da devam etmiş ve müvekkilime 2006 yılının 8,8 ve 10. aylarına ilişkin icra takibi yapılmış ve müvekkilime maaş haczi müzekkeresi gelmiş. Muhatara tebligat yapılmış ve kendisi itiraz süresini kaçırmış ve evindeki eşyalar haczedilmiş. Davada Borçlar Kanunu 484. Madde gerği kefilin takip yapılan döneme ilişkin sorumlu olmadığını, her nekadar kira süresi devam ettiği sürece kefilliğin devam edeceği kira kontratosunda belirtilse de kefilin sorumlu olacağı azami miktar ve süre belirtilmediği için bu şartın geçersiz olacağı belirtilmiştir. Davada müvekkile ilişkin icra takibinin iptalini, müvekkilin borçlu omadığının tespitini, haksız ve kötüniyetli davalıdan %40 tazminat talep ettik. Ancak müvekkil noter huzurunda 2000 yılında kefillikten istifa etmiştir. Benim sorum şudur:

1) kira süresi sonrası zaten geçersiz olan kefillikten 2000 yılında istifa etmiş olmanın bir önemi var mı ?
2) Daha önce bu tür davalara girmiş avukatlardan ricam ; bu tarz davalar çok uzun sürüyor mu? ve hakimin benden talep edebileceği ekstra neler olabilir? (kira kontratosu, istifaname, maaş haciz müzekkeresi dosyaya eklenmiştir. )
Tecrübelerini paylaşacak olan tüm üyelere şimdiden teşekkürler...
Old 30-09-2010, 11:55   #2
kerem polat

 
Varsayılan

mrb kardeşim,bildiğim kadarıyla kira alacakları 5 yılda zamanaşımına uğramaktadır.Asilin dahi sorumlluluğu yokken kefile müracaat yerinde olmayacaktır.Birde bu açıdan bak istersen.
Old 30-09-2010, 12:26   #3
hukukcu1660

 
Varsayılan

Alıntı:
mrb kardeşim,bildiğim kadarıyla kira alacakları 5 yılda zamanaşımına uğramaktadır.Asilin dahi sorumlluluğu yokken kefile müracaat yerinde olmayacaktır.Birde bu açıdan bak istersen.

Borçlar kanunu 126 .madde gereği kira alacakları 5 yıllık zamanaşıına tabi. Bu açıdan da düşünmüştüm. Ancak daha sonra bu kira sözleşmesi belirsiz süreli hale geldiği için ve icra takibi yapılan 2006 yıllarına ait kira bedelleri asil için zamanaşımına uğramamış oluyor.Onlar sözleşmedeki 'Kiracının kiracılığı devam ettiği sürece müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı devam edecek.'cümlesine dayanarak kefile de takip yapıyorlar.Burada vurgulanması gereken husus kefilin sorumluluğunun sadece belirlenen ilk kira süresiyle sınırlı olduğudur.Bu nedenle zamanaşımına değinmedim. Cevabınız için teşekkürler.
Old 02-10-2010, 22:43   #4
BALDIRAN

 
Varsayılan

Merhaba.kiralayan ile kiracı arasındaki sözleşme, kiracı tarafından feshedilmediği için, aynı şartlarla bir yıl daha uzamış sayıldığında, kefilin kefaleti de uzamış sayılır mı. bence hukuk mantığı açısından sayılmaz. Böyele olursa, iki kişi arasındaki bir sözleşmenin, bu iki kişinin yada onlardan birinin iradesi/hareketsiz kalması sebebiyle 3. kişinin ilanihayet sorumlu olmaya devam edeceği sonucuna varılır ki pek adaletli bir sonuç değil. bence burada B.K.nun493. md.deki, kefaletin süreli olduğu ve bu süreyi takip eden 1 ay içinde kefil hakkında icra takibi yapılmadığından kefaletin son bulduğu savunması yapılabilir. Kolay gelsin
Old 03-10-2010, 12:51   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hukukcu1660
Herkese iyi günler. Stajyer avukatım ve ilk davama gireceğim.Davam Menfi Tespit Davası. Müvekkilimiz Kira sözleşmesinde 06.1998- 12.1998 yıllarına ilişkin müteselsil kefil olarak noter huzurunda kira kontratosunu imzalamıştır.Ancak kira durumu daha sonra da devam etmiş ve müvekkilime 2006 yılının 8,8 ve 10. aylarına ilişkin icra takibi yapılmış ve müvekkilime maaş haczi müzekkeresi gelmiş. Muhatara tebligat yapılmış ve kendisi itiraz süresini kaçırmış ve evindeki eşyalar haczedilmiş. Davada Borçlar Kanunu 484. Madde gerği kefilin takip yapılan döneme ilişkin sorumlu olmadığını, her nekadar kira süresi devam ettiği sürece kefilliğin devam edeceği kira kontratosunda belirtilse de kefilin sorumlu olacağı azami miktar ve süre belirtilmediği için bu şartın geçersiz olacağı belirtilmiştir. Davada müvekkile ilişkin icra takibinin iptalini, müvekkilin borçlu omadığının tespitini, haksız ve kötüniyetli davalıdan %40 tazminat talep ettik. Ancak müvekkil noter huzurunda 2000 yılında kefillikten istifa etmiştir. Benim sorum şudur:

1) kira süresi sonrası zaten geçersiz olan kefillikten 2000 yılında istifa etmiş olmanın bir önemi var mı ?
2) Daha önce bu tür davalara girmiş avukatlardan ricam ; bu tarz davalar çok uzun sürüyor mu? ve hakimin benden talep edebileceği ekstra neler olabilir? (kira kontratosu, istifaname, maaş haciz müzekkeresi dosyaya eklenmiştir. )
Tecrübelerini paylaşacak olan tüm üyelere şimdiden teşekkürler...

1- Müvekkilinizden talep edilen kira aylıkları, 2000 yılından önceye ait olsaydı istifanın hukuki boyutu tartışılabilirdi. Ancak 2006 yılına ait bir kısım kira aylıkları talep edildiğine göre, istifanamenin en azından görülen davada hiçbir hukuki değeri yoktur. Çünkü, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, müvekkilinizin kefaleti bitmiştir. Aşağıya bir link aktaracağım. Özellikle 5 no.lu mesajdaki HGK kararı olayınıza çok benzemektedir.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=27105

2- Davanın ne kadar süreceğini tahmin etmek, sayısal lotodan size para çıkıp çıkmayacağını bilmek kadar zordur. O mahkemenin iş yükü, tarafların davayı uzatmak için ne kadar istekli olduğu, icra takip dosyasının dava dosyası içine girip girmeyeceği, girse bile herhangi bir nedenle (yanlışlıkla veya olası bir ceza dosyası için istenmesi ile)dosyadan çıkması ile, davaya bakan sayın yargıcın performansı ile, her yılın ocak ayında 20 gün duruşma günü verilmemesi ile, her yıl 35 gün adli tatil olması nedeniyle, davaya bakacak yargıcın adli tatilden önceye duruşma günü koyması halinde ve buna rağmen izne çıkması ile, davaya bakacak yargıcın herhangi bir duruşma günü hasta olup mazeretli olması ile, davaya bakacak yargıcın dava devam ederken emekli olması ve yerine uzun süre yargıç atanmaması halinde yerine bakacak yedek hakimlerin karar vermemekte direnmesi ile, dava devam ederken taraflardan birisinin ölmesi ve mirasçıların davaya dahil edilmelerindeki zorlukla ilgili tahminlerimin kaç tanesi tutacak bilemeyeceğim. Ama, her şey yolunda giderse davanız en fazla 2-3 celse sürecek türdendir.

Hakim tarafından istenecek belge ve bilgilerden bahsetmişsiniz zaten. İkna olması bakımından Yargıtay kararı da sunmanızı öneririm.
Old 04-10-2010, 08:56   #6
hukukcu1660

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BALDIRAN
Merhaba.kiralayan ile kiracı arasındaki sözleşme, kiracı tarafından feshedilmediği için, aynı şartlarla bir yıl daha uzamış sayıldığında, kefilin kefaleti de uzamış sayılır mı. bence hukuk mantığı açısından sayılmaz. Böyele olursa, iki kişi arasındaki bir sözleşmenin, bu iki kişinin yada onlardan birinin iradesi/hareketsiz kalması sebebiyle 3. kişinin ilanihayet sorumlu olmaya devam edeceği sonucuna varılır ki pek adaletli bir sonuç değil. bence burada B.K.nun493. md.deki, kefaletin süreli olduğu ve bu süreyi takip eden 1 ay içinde kefil hakkında icra takibi yapılmadığından kefaletin son bulduğu savunması yapılabilir. Kolay gelsin

Evet Sayın BALDIRAN; ben de sizin önerdiğiniz gibi BK md493 süreli kefalet hususunu savunmada ileri sürebileceğimi düşünüyorum. Teşekkür ederim.
Old 04-10-2010, 09:02   #7
hukukcu1660

 
Varsayılan

Sayın ERGİN; istifanameye ilişkin bilgileriniz için teşekkürler.Sizler sayesinde düşüncelerim daha da netleşiyor ve emin olabiliyorum. Basettiğiniz 5 nolu HGK Kararını;Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin konuya ilişkin kararıyla beraber dava dilekçesine eklemiştim. Linkteki diğer kararlarınızı da aldım.Umarım dediğiniz gibi 2-3 celsede son bulur ve davayı kazanırım.Yardımlarınız için teşekkürler.
Old 03-12-2010, 12:11   #8
hukukcu1660

 
Varsayılan

Bahsetmiş olduğum Menfi Tespit Davam bugün 2. celsede karara çıktı. Kısmen kabul kısmen red kararı verildi. 2 ay boyunca 445'şer TL maaşından kesilmiş müvekkilin. Bu nedenle zarara uğradığı için %40 haksız ve kötüniyet tazminatı da talep etmiştik.Davalı taraf Vakıflar Bölge Müdürlüğü. Hakim kararı verdikten sonra kurumlara haksız kötüniyet tazminatını hükmetmiyoruz. Çünkü onlar da emir kulu olarak çalışıyorlar dedi gülerek. Çok şaşırdım. Çünkü böyle karar vermiş olmasıyla karşı tarafa da vekalet ücreti doğdu. Yani tam da istediğim gibi bir sonuç olmadı.Benim sorum gerçekten uygulamada bu tazminatlar kurumlar için hükmedilmiyor mu? Temyiz etsek lehimize bir sonuç alabilir miyiz? Benzer davaları olan meslektaşlar bilgilendirirlerse sevinirim. İyi Çalışmalar.
Old 03-12-2010, 12:44   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hukukcu1660
Bahsetmiş olduğum Menfi Tespit Davam bugün 2. celsede karara çıktı. Kısmen kabul kısmen red kararı verildi. 2 ay boyunca 445'şer TL maaşından kesilmiş müvekkilin. Bu nedenle zarara uğradığı için %40 haksız ve kötüniyet tazminatı da talep etmiştik.Davalı taraf Vakıflar Bölge Müdürlüğü. Hakim kararı verdikten sonra kurumlara haksız kötüniyet tazminatını hükmetmiyoruz. Çünkü onlar da emir kulu olarak çalışıyorlar dedi gülerek. Çok şaşırdım. Çünkü böyle karar vermiş olmasıyla karşı tarafa da vekalet ücreti doğdu. Yani tam da istediğim gibi bir sonuç olmadı.Benim sorum gerçekten uygulamada bu tazminatlar kurumlar için hükmedilmiyor mu? Temyiz etsek lehimize bir sonuç alabilir miyiz? Benzer davaları olan meslektaşlar bilgilendirirlerse sevinirim. İyi Çalışmalar.

Böyle bir uygulama yok tabii ki...Hakim, kişisel görüşünü açıklamış. İcra takibinin kötüniyetle yapıldığı kanıtlanırsa, tazminata da karar verilmelidir. Bence temyiz edin.
Old 03-12-2010, 13:17   #10
hukukcu1660

 
Varsayılan

Teşekkür ederim sayın Ergin. Aslında şaşırmamın ve bu hususu sormamın nedeni şudur. Aslında davamız 1.celsede bitecekti. Davalı taraf replik dilekçesine ilişkin beyanda bulunmak için süre istediğinden 2. celseye kaldı. Hakim 1. celsede davalı tarafa
'Süre istemeseydiniz karara çıkartacaktım dosyayı' dedi.Demekki %40 tazminata hükmetmemeye o zamandan karar vermişti. Bu durum genel bir kanı oluşmuş galiba hakimde diye düşünüyorum şimdi. Temyiz edeceğim. Bilgileriniz için tekrar teşekkürler.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
belirsiz süreli kira sözleşmesine dönen kira akdinde kefilin durumu Av. Emine ŞEKER Meslektaşların Soruları 5 09-12-2009 16:34
kira sözleşmesinde kira bedelinin ne zaman ödeneceğinin kararlaştırılmamış olması avukat152 Meslektaşların Soruları 3 04-09-2009 12:00
kira sözleşmesinde kefilin sorumluluğu, anofta Meslektaşların Soruları 4 20-07-2008 14:23
Kefilin sorumluluğu nur26 Meslektaşların Soruları 3 06-05-2008 14:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06304407 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.