Hayvanlara İşkence Edenler Tck'ya Göre Yargılansın

Antalya'da hayvanseverler dünya hayvan hakları günü nedeniyle biraraya geldiler.Hayvanlara eziyet edenlerin kabahatlar kanunu'na göre değil TCK'ya göre yargılanmasını istediler...

Dünya Hayvan Hakları Günü’nde, sokaktan evlerine aldıkları hayvanlarıyla toplanan Antalya’daki Konyaaltı Dostları Derneği üyeleri, hayvana eziyet edenlerin "Kabahatlar Kanunu"na göre değil, Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre yargılanmasını istedi.

Dünya Hayvan Hakları Günü nedeniyle biraraya gelen Antalyalı hayvanseverler, bundan 4 ay önce Varsak Beldesi’nde belediye ekiplerinin öldürdüğü sokak hayvanlarının toplu mezarının ortaya çıkmasını tekrar gündeme getirdi. Toplu mezardan çıkartılan köpeklerin fotoğraflarının üzerine "Sizleri Koruyamadık, Özür Dileriz" yazılı dövizleri gösteren onlarca hayvansever, içeriği ve yaptırım gücü yetersiz olan, hayvanlara yeterli koruma sağlayamayan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun daha etkili bir hale getirilmesini istediklerini belirtti.

Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10041940.asp?gid=233&sz=71522

Hayvanlara eziyet fiilinin Ceza Kanununda suç olarak tanımlanması bence de gereklidir. Bir canlı olan hayvanların değeri, Ceza Kanununda koruma altına alınan mülkiyet kadar değerlidir sanırım. Ancak söz konusu fiilin suç kapsamında değerlendirilmesi soyut olarak yeterli olmayacaktır. Bu suçu takip edip adli merciler önüne getirebilecek etkili kurumlar oluşturulmalıdır.

Türkiye'de yıllardan beri hayvanlara yapılan her türlü kötü muamele kabahat olarak kabul ediliyor, kapalı alanda sigara içene nasıl ceza kesiliyorsa hayvanları yakan, öldüren, aç susuz bırakan,zehirleyen onlara tecavüz edenlere de aynı ceza kesiliyor! Hayvanlara eziyet daha ne kadar kabahatler kanunu kapsamında kalacak? Böyle bir uygulama Türk hukuk sist. için ayıptır... Dostlrımız için birşeyler yapılmalı bu yasa kabahatler kanunu kapsamından ve idari suç olmaktan çıkarılmalıdır.

Bir hukuk devletinde bireyleri ve onların haklarını korumanın en etkin yolu tabi ki de hukuktur.Aynı koruma doktrinde yaşama hakkıyla sınırlı hak ehliyetine sahip oldukları yönün de baskın görüşlerin olduğu hayvanlar hakkında da etkin bir şekilde sağlanmalıdır.Bunun tek yolu da hukuktan geçer.Hayvanları Koruma Kanunun değiştirilmesi ve etkinleştirilmesi yönünde İstanbul Barosu Hayvan Hakları komisyonunun çalışmaları sürmektedir.Ancak diğer il barolarında da hayvan hakları komisyonun kurulması ve böylelikle hayvanlara hukuksal korumanın zemininin kolaylıkla hazırlanması sağlanabilir.Bunun dışında kabahatlar kanunu'ndaki yaptırımlarda göz yummalar sebebiyle uygulama alanı bulamamaktır.DOHAYKO(doğayı ve hayvanları koruma derneği)ve HAYTAP(hayvan hakları federasyonu) en azından varolan kanunların uygulanması yönünde halkı ve belediyeleri takip ve bilinçlendirme görevini üstlenmişlerdir.En başta insanlık gereği olan hayvan hakları konusunda biz hukukçuların daha duyarlı olması gerekir.İnsanların yaşama hakkı ve hayvanların yaşama hakkı arasında fark yoktur.Unutulmamalıdır ki yaşam hakları yarıştırılamaz....