Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ortaklığın giderilmesi davasının usul yönünden reddi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-08-2009, 13:44   #1
c.sinecan

 
Varsayılan ortaklığın giderilmesi davasının usul yönünden reddi

merhaba,
açtığımız ortaklığın giderilmesi davasında taraflardan birinin adresine ulaşamadığımız için,o şahsa tebligat çıkaramadık.Üstelik hakim tarafından emniyet ve tapuya tekit de gönderildi.Bu şahsa ulaşmamız için hakimden birkaç kez süre istedik.Tekit yazısına herhangi bir cevap gelmediği için kendi çabalarımızla bu şahsı bulamadık ve hakim davayı usulden reddetti.Sormak istediğim ortaklığın giderilmesi davasının usulden reddedilmesi maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder mi?Yardımcı olursanız çok sevinirim.
Old 06-08-2009, 14:00   #2
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Merhabalar;

Bir karar (çok uzun olduğu için yalnızca ilgili kısmını alıyorum):

Alıntı:
T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/159
Karar: 2007/1641
Karar Tarihi: 19.03.2007

...

Kesin hükme ilişkin gerekçeye gelince; davacılardan Ahmet'in tek başına aynı yer hakkında daha önce Eskişehir İkinci Asliye Hukuk Mah¬kemesine açmış olduğu dava usul yönünden reddedilmiştir. Usule ilişkin bu hüküm, HUMK' nın 237. maddesi hükmü uyarınca uyuşmazlığın çözümünde kesin hüküm olarak kabul edilemez.

...

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Saygılarımla...
Old 06-08-2009, 14:00   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan c.sinecan
merhaba,
Açtığımız ortaklığın giderilmesi davasında taraflardan birinin adresine ulaşamadığımız için,o şahsa tebligat çıkaramadık.Üstelik hakim tarafından emn
iyet ve tapuya da tekit gönderildi.Tekit yazısına cevap gelmediği için kendi çabalarımızla(hakimden birkaç kez süre de istedik) bu şahsa ulaşamadık ve davamız usul yönünden reddedildi.Sormak istediğim ortaklığın giderilmesi davasının usul yönünden reddi maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder mi?Yardımcı olursanız çok sevinirim.

Teşkil etmez.
Old 06-08-2009, 14:02   #4
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Esasa girilmediği için yeni açılacak davaya engel teşkil etmez kanaatindeyim.


YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2004/7563

Karar Numarası: 2005/2237

Karar Tarihi: 22.03.2005



KESİN HÜKÜM NİTELİĞİ

HÜKMÜN İŞİN ESASINA İLİŞKİN OLMASI

KESİN HÜKMÜN KOŞULLARI



1086 s. HUMK/237

3402 s. KadastroK/34



ÖZETİ: Bir hükmün kesin hüküm sayılması için diğer koşullar yanında işin esasına ilişkin olması gerekir. Somut olayda; dava usülden reddedilmiştir. Bu nedenle Kadastro Mahkemesinin tarihi ve sayısı yazılı hükmü görülmekte olan bu dava yönünden kesin hüküm oluşturmayacağından iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.



DAVA: Halil İbrahim Traş ile Zeliha Paralı ve müşterekleri, davaya dahil edilen İbrahim Topal ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Eşme Asliye Hukuk HÖkimliğinden verilen 14.10.2003 gün ve 280/326 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.03.2005 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat Kudret Öztürk geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı vekili, satın alma ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle Mehmet oğlu Süleyman Topal adına yazılı bulunan 242 ada 11 parselin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

Bir kısım davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davalı Ünal Topal hakkındaki davanın husumet nedeniyle, diğer davalılar ve davaya dahil edilenler hakkındaki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

242 ada 11 parsel 6.3.1990 tarihinde senetsizden Mehmet oğlu Süleyman Topal adına tespit edilmesi üzerine, davacı Halil İbrahim Traş’ın süresinde Hacı Süleyman Topal mirasçıları aleyhine Eşme Kadastro Mahkemesine açtığı tespite itiraz davasının yargılaması sırasında husumetin yanlış yöneltildiği belirlenmiş, tespit maliki Mehmet oğlu Süleyman Topal’ın mirasçılarına dava yöneltilmek suretiyle yürütülmüştür.

Mahkemece sonuçta husumetin yanlış yöneltildiği gerekçesiyle yukarıda tarihi ve sayısı yazılı hükümle Hacı Süleyman Topal mirasçıları aleyhine açılan davanın husumet yokluğu sebepiyle reddine, dava konusu parselin tespit gibi tesciline karar verilmiştir.

Davacı vekili, dava konusu taşınmazı vekil edeninin 6.1.1976 günlü senetle Ahmet Topal isimli kişiden satın ve devraldığını, tespit tarihine kadar eklemeli 50 seneyi aşkın bir zamandan beri zilyet olduğunu ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, Eşme Kadastro Mahkemesinin 28.11.1997 gün 47/342 esas ve karar sayılı hükmü kesin hüküm kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Davacılar görülmekte olan bir dava ile kayıt malikinin mirasçıları aleyhine açtıkları davayla kaydın iptal ve tescilini istemişlerdir. Bir hükmün HUMK.nun 237 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 34. maddesi hükmü uyarınca kesin hüküm sayılması için diğer koşullar yanında işin esasına ilişkin olması gerekir. Somut olayda; dava usülden reddedilmiştir. Bu nedenle Kadastro Mahkemesinin tarihi ve sayısı yazılı hükmü görülmekte olan bu dava yönünden kesin hüküm oluşturmaz. İddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 400 YTL Avukatlık ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında Avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine ve 10, 10 YTL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.03.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 06-08-2009, 14:02   #5
c.sinecan

 
Varsayılan

Suat Bey elinizde bu konuyla ilgili yargıtay kararı var mı acaba?
Old 06-08-2009, 14:05   #6
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Gerçi siz Suat Bey'den istemişsiniz ama

Bir tane daha;

Alıntı:
T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/20659
Karar: 2007/21564
Karar Tarihi: 27.12.2007

...

Öte yandan; hukuk yargılamasında kararlar, ara ve nihai olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ara kararları, yargılamaya son vermediği gibi, onu yürütmeye, ilerletmeye yarayan kararlardır. Yargılamaya son veren ve hakimin davadan elini çekmesi sonucunu doğuran kararlara, nihai kararlar denmektedir ve esasa ilişkin (hükümler), usule ilişkin, davanın konusuz kalması durumunda verilen olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Mahkemenin verdiği her karar, hüküm niteliğinde değildir. Hüküm, davayı esastan çözümleyen, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren nihai karardır. Başka bir anlatımla, hükümler, davanın esası hakkında verilen nihai kararlardır. Hüküm ile taraflar arasındaki uyuşmazlık esastan sona erer ve hüküm kesinleşince, anılan uyuşmazlık (dava konusu) hakkında, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanılarak, <kesin hüküm> nedeniyle yeni dava açılamaz.

Usule ilişkin nihai kararlar ile, yargılama sona ermekte ve davaya bakmakta olan hakim, o davadan elini çekmekte ise de, bu kararlar ile dava konusu (istem sonucu) hakkında karar verilmediğinden taraflar arasındaki uyuşmazlık çözümlenmemekte, usule ilişkin sorunlar karara bağlanmaktadır. Örneğin; görev veya yetki yönünden dava dilekçesinin reddine (HUMK/27), davalının rızası ile davanın takibinden vazgeçilmesi nedeniyle davanın son bulduğuna (HUMK/185), davanın açılmamış sayılmasına (HUMK/409), davanın nakline, göndermeye, dava koşullarından birinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine ilişkin kararlar bu türdendir. Kanıtlama yüküne ilişkin kesin süreye aykırılık nedeniyle verilen davanın reddi kararı ise, iddianın kanıtlanamadığı anlamını taşımaktadır ve bu yönüyle esasa ilişkin karar olup, kesin hükmün tüm hukuki sonuçlarını doğurur.

Somut olayda, kabule göre; tanınan kesin süreye karşın, ara karar gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen karar esasa ilişkin olduğu halde, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, <davanın usul yönünden reddine> ilişkin hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya geri verilmesine, 27.12.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 06-08-2009, 14:05   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan c.sinecan
Suat Bey elinizde bu konuyla ilgili yargıtay kararı var mı acaba?

Aynı soru için 2 forum açmışsınız. Şimdi taşıdım ve mesaj sıralamasındaki anlamsızlık bu yüzden oluştu.
Old 06-08-2009, 14:06   #8
c.sinecan

 
Varsayılan

Yanıtınız için teşekkür ederim Hasan Bey.Fakat yargıtay bazı kararlarında da usul yönünden reddin maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğini söylemiş.
Old 06-08-2009, 14:11   #9
c.sinecan

 
Varsayılan

Yardımcı olduğunuz için hepinize çok teşekkür ederim.saygılar...
Old 06-08-2009, 14:26   #10
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan c.sinecan
Fakat yargıtay bazı kararlarında da usul yönünden reddin maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğini söylemiş.

Misal???
Old 06-08-2009, 15:01   #11
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın c.sinecan,

Alıntı:
Yazan c.sinecan
Fakat yargıtay bazı kararlarında da usul yönünden reddin maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğini söylemiş.

Usule ilişkin nihai karar," ilişkili olduğu usul sorunu hakkında "kesin hüküm" teşkil eder. Davanın esası hakkında "maddi anlamda" kesin hüküm oluşturmaz.

Saygılarımla...
Old 31-10-2011, 10:31   #12
nizar

 
Varsayılan

İzaleyi şuyu davasının, gider avansının yatırılmaması nedeniyle USULDEN REDDEDİLMESİNE karar verilmesi halinde davalı vekili lehine ÜCRETİ VEKALETE HÜKMEDİLİR Mİ?
Old 31-10-2011, 18:35   #13
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nizar
İzaleyi şuyu davasının, gider avansının yatırılmaması nedeniyle USULDEN REDDEDİLMESİNE karar verilmesi halinde davalı vekili lehine ÜCRETİ VEKALETE HÜKMEDİLİR Mİ?

Edilmelidir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ortaklığın Giderilmesi iözkurt Meslektaşların Soruları 2 05-11-2008 18:29
ortaklığın giderilmesi mkaraca Meslektaşların Soruları 2 12-11-2007 13:36
davanın husumet yönünden reddi vekalet ücreti KAANKAL Meslektaşların Soruları 1 31-03-2007 15:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06611490 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.