Kapağı Açılmayan 127 Dosya İçin Savcıya Soruşturma

13 Haziran 2007
Ali DAĞLAR/İSTANBUL
Yargıtay dört yılda 127 soruşturma dosyasını tamamlamayarak görevini ihmal etmekten yargılanmasına karar verilen 29 yıllık meslek kıdemine sahip Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ömer Korkmaz’ın, çalışma şartlarına dair öne sürdüğü delillerin tartışılıp değerlendirilmesini istedi. Adalet Bakanlığı müfettişleri, 8. Ağır Ceza Cumhuriyet Savcısı Ömer Korkmaz’ın, 127 soruşturma dosyasına üç yıl hiçbir işlem yapmadığı gerekçesiyle soruşturma başlatmıştı.

ADALET Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, 127 soruşturma dosyası hakkında üç yıl hiçbir işlem yapmayan Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ömer Korkmaz’ın adli görevi ihmalden yargılanması için son soruşturma açılmasını istedi. Eyüp 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Korkmaz hakkında son soruşturma açılması istemini oybirliğiyle reddetti. BM’nin hákim ve savcılar için belirlediği kriterlere, yasalara ve Anayasa’ya atıfta bulunan mahkeme kararında şu gerekçeler yer aldı:

"Batı ülkelerindekinin aksine İstanbul’da bir iki istisna dışında hiçbir adliyede kütüphane bulunmadığı gibi, hákim savcıların dinlenmesine tesis edilmiş odaya rastlamak da Türkiye’de hiçbir adliyede mümkün değildir. Bin tane hazırlık evrakına bakan bir savcı, her dosyada iki kişiyi dinlese bu sayı iki bin olur. Savcılar, şüpheli sayısı kadar müşteki, tanık ve bilirkişi dinlemek zorunda kalmaktadır. Savcıların bu iş için ayrı bir sorgu odası da yoktur. Bir savcı odada ifade alırken diğeri dosya incelemek, karar yazmak ya da ifade almak zorundadır. Dört katibe bir savcı düşmekte, bu da savcıların evrakı hakkıyla inceleme ve karara bağlamasını engellemekte ve geciktirmektedir. Gerçek adaletin temini için savcıların soruşturmayı etkin yürütebilmesi gerekir. ... Yoğun iş yükü, yetersiz kadro, soruşturmanın etkin yürütülmesini engellediği gibi yığılmaya sebebiyet vereceği korkusuyla Cumhuriyet Savcıları’nın etkin soruşturmadan uzak durdukları da bir gerçektir."

İKİ YIL HAPİS İSTEMİ

Savcı Korkmaz’ın aynı süreçte kalp rahatsızlığı geçirdiği ve kalp piliyle yaşamını sürdürmek durumunda kaldığına da dikkat çekilen kararda, bu durum için ’takdire şayan’ ifadesi kullanıldı. Karar, süresi içinde temyiz edilmeyince kesinleşti. Adalet Bakanlığı, kararın yazılı emir yoluyla bozulması için Yargıtay’a başvurdu. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin son soruşturma aşamasında davayı görecek mahkemeye ait bulunduğu gerekçesi ile kararı bozdu. Eyüp 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma ilamına, yasa gereği uydu ve dosyayı yargılamanın yapılacağı Yargıtay 4. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Görevi ihmalden altı aydan iki yıla kadar hapsi istenen Korkmaz’ın ilk duruşması 14 Haziran’da. Korkmaz’ın ihmal ettiği söylenen 127 dosyanın içeriği hakkında ise bilgi alınamadı.

‘Savcıların fedakarlığı kaos yaratacak’ uyarısı

Yargıçlar ve Savcılar Birliği Başkanı Eminağaoğlu, “Sistemi sırtlanan yargı mensuplarının fedakarlığı duyarsızlığa neden oldu” dedi ve Türkiye’yi yeni bir kaos ortamının beklediği uyarısı yaptı.

YASEMİN ARPA
NTV-MSNBC
Güncelleme: 14:57 TSİ 13 Haziran 2007 Çarşamba

İSTANBUL - Yargıtay’ın, üç yıl boyunca 127 soruşturma dosyasını tamamlamadığı gerekçesiyle Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ömer Korkmaz’ın görevi ihmalden yargılanmasına karar vermesi, Savcı Korkmaz’ın çalışma şartlarına dair ileri sürdüğü delillerin değerlendirilmesini istemesi tartışma yarattı. Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ve Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, NTVMSNBC’ye “Yeni kaoslar ve sorunlar Türkiye’yi bekliyor. Bölge Adliye Mahkemeleri bunun bir ayağı olacak” dedi. Savcı Korkmaz hakkında, Adalet Bakanlığı müfettişleri de soruşturma açmıştı.

YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, Bakırköy Savcısı ile ilgili olayın istisna olmadığını belirterek şunları söyledi: “Bakırköy’deki durum, bütün savcılar için geçerli. Bütün savcı arkadaşlarımız, her yerde bakması gereken dosyaların en 3-5 katı işle çalışıyor. Sorunun çözümü için yargıç ve savcı sayısının arttırılması gerekiyor. Bu konuda maalesef olumlu adımlar atılamıyor. Adalet Bakanlığı kendi yetkilerinden vazgeçmiyor, kendi belirleyici olmak istiyor.”
Eminağaoğlu’na yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

ZAMANAŞIMI VE HUKUK DIŞI ÇÖZÜM
Savcılar dosyalarda işlem yapmadıkları zaman ne oluyor?
Tabii, soruşturmayı ille 10 gün-1 ay içerisinde bitirmeniz gerekmiyor, ama soruşturma uzuyorsa araştırdığınız bir şeyden kaynaklanmalı bu uzama. Aksi halde zamanaşımı gündeme geliyor, hak arama özgürlüğünü etkin kullanamayan kişilerin yargı dışı yollarla sorunlarını çözme gibi durumlar gündeme geliyor. Yargıya-hukuka olan inanç zedeleniyor. Bu gibi sorunları yaşayan meslektaşlarımız konuyu Bakanlığa aktarıyorlar, ama bir yerden bir savcıyı alıp başka bir yere getirdiğiniz zaman bu kez de diğer yerde sorunlar çıkıyor.

Savcılar iş yükü nedeniyle hem mağdur, hem de suçlu duruma mı düşücekler? Kötü niyetle de dosyalara bakılmadığı düşünülebiliyor çünkü...
Mutlaka. Biz sistemi eleştirirken kendimize de eleştirel açıdan bakmamız lazım. Önümüzdeki dosyayı 3 yıl işlemsiz bekletmenin bir gerekçesi olmaması gerekiyor. Bu görev suçu yönünden soruşturma konusu oluyor. Bu tarz ceza alan, disiplin cezası alan, diğer yaptırımlarla karşılaşan meslektaşlarımız var. Fedekarlık savcılardan bekleniyor. Mesai saatini aşarak bu işi yapması isteniyor. Yıllardır bu böyle gitti. Fedakarlığı hep yargı gösterdi.

YARGI KENDİ MENSUPLARINI KORUMUYOR
Bu nedenle soruşturmaya uğrayan veya ceza alan savcıların oranı nedir?
Sayı olarak çok fazla olduğunu söyleyemem ama yargı kendi mensuplarını koruyor değil. Eldeki soruşturma dosyaları hukuksal bir gerekçesi olmadan uzatılıyorsa bunu uzatan meslektaşlarımız hem disiplin hem adli yaptırımlarla karşı karşıya kalıyorlar. Ne olursa olsun biz yine her zaman fedakarlığı kendimiz yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Bunun izahı yok.

Fedakarlığın ölçüleri nedir?
Kendi ailesinden çaldığı zamanı adliyede bu gibi dosyalar beklemesin diye işi başında geçiren yargı görevlileri, Türkiye’nin istisnasız her adliyesinde var. Sistemi bu boyutlarıyla sırtlanan yargıç ve savcılar adeta bir duyarsızlığın yaratılmasına da neden oldular. Nasıl olsa bu böyle gidiyor diye kökten çözümlere gidilmedi. Şimdi çok daha büyük sorunlar bizi bekliyor. Bölge Adliye Mahkemeleri kuruldu, faaliyete geçmesi için belli şeyler bekleniyor. Ama yeterli yargıç ve savcı yok. Nereden alacaksınız; Yargıtay’dan, yerel mahkemelerden alacaksınız. Bu kez oradaki eksikliği daha da arttıracaksınız. Bölge Adliye Mahkemeleri dosyalarını orada yığdığınız zaman ayrı bir kaos yaratılacak. Tepeden inme sorun çözülecek sanıyorlar. Tam tersi çok yeni kaoslar ve sorunlar Türkiye’yi bekliyor. Şu anda Bölge Adliye Mahkemeleri bunun bir ayağı olacak. Çünkü çok sorunlu bir yasa çıkarıldı.

Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi'nin ilk kararını merak edenler için:

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7285