Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Açılmamış sayılmasına karar verilen dosya davacısının yeniden dava açması ve nizasız ve fasılasız 20 yıllık zilyetlik kavramının bu davaya etkisi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-06-2011, 14:28   #1
Güldal

 
Varsayılan Açılmamış sayılmasına karar verilen dosya davacısının yeniden dava açması ve nizasız ve fasılasız 20 yıllık zilyetlik kavramının bu davaya etkisi

Müvekkil parselleri etrafındaki tapulama dışı yerleri 20 yılı aşkın bir süredir ekip biçmekte kendi adına tescili için dava açıyor fakat avukatı davayı takip etmiyor ve bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına karar veriliyor.
Hazine bu parsellerin hazine adına tescili için dava açıyor bu olaydan sonra.Şimdi ben yeniden müvekkil adına dava açıp sonra her iki dosyanın birleştirilmesini talep etmeyi düşünüyorum fakat daha önceden bu parseller hakkında dava açılmış olması(davanın açılmamış sayılması kararına rağmen) nizasız ve fazılasız cümlesine aykırı düşer mi bilemiyorum.
Old 01-06-2011, 14:38   #2
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Güldal
Müvekkil parselleri etrafındaki tapulama dışı yerleri 20 yılı aşkın bir süredir ekip biçmekte kendi adına tescili için dava açıyor fakat avukatı davayı takip etmiyor ve bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına karar veriliyor.
Hazine bu parsellerin hazine adına tescili için dava açıyor bu olaydan sonra.Şimdi ben yeniden müvekkil adına dava açıp sonra her iki dosyanın birleştirilmesini talep etmeyi düşünüyorum fakat daha önceden bu parseller hakkında dava açılmış olması(davanın açılmamış sayılması kararına rağmen) nizasız ve fazılasız cümlesine aykırı düşer mi bilemiyorum.

Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmekle nizadan bahsedilemeyeceği kanısındayım.
Saygılar.

Not: fazıla değil fasıla olacak.
Old 01-06-2011, 15:12   #3
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Kadastro Kaunu m.14 şartları oluşmuşsa artık açılmamış sayılan davanın bu duruma etkisi olamaz,müvekkileriniz için yeni bir dava açmalısınız,kolay gelsin!
Old 02-06-2011, 12:05   #4
av.didem

 
Varsayılan

yeni bir dava açmak yerine hazinenin açmış olduğu davaya müdahil olmayı da düşünebilirsiniz..
Old 02-06-2011, 12:12   #5
Güldal

 
Varsayılan

karşı dava açmak için süreyi kaçırdık malesef.Temkinli davranarak ayrı bir dava açıp her iki davanın birleşmesini talep etmeyi düşünüyorum.
Old 02-06-2011, 12:16   #6
Güldal

 
Varsayılan Yargıtay kararı buldum...

YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ

Tarih : 04.05.2005
Esas No : 2005/3147
Karar No : 2005/3530


1086 - HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU ( HUMK ) 409
4721 - TÜRK MEDENİ KANUNU 713
4721 - TÜRK MEDENİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMIŞ HÜKÜMLERİ 713

ÖZET : DAVA, İMAR-İHYA VE KAZANDIRICI ZİLYEDLİK İDDİALARINA DAYALI TAPU TESCİL TALEBİNE İLİŞKİNDİR. MAHKEMECE NİZASIZ FASILASIZ 20 YILLIK ZİLYEDLİK SÜRESİNİN DOLMADIĞI, DAHA ÖNCE AÇILAN DAVALAR NEDENİYLE SÜRENİN KESİNTİYE UĞRADIĞI GEREKÇESİYLE DAVA REDDEDİLMİŞTİR. MAHKEMECE NİZA OLUŞTURDUĞU KABUL EDİLEN DAVALAR, HUMK.NUN 409. MADDESİ HÜKMÜ UYARINCA AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMEK SURETİYLE SONUÇLANDIRILMIŞTIR. DAVACI ESAS NUMARALARI ANILAN DAVA DOSYALARINDA DAVALI DURUMUNDADIR. TMK.NUN 713/1. MADDESİNDE YAZILI DAVASIZLIKTAN ( NİZASIZLIK ) BAHSEDİLEBİLMESİ İÇİN DAVACI ZİLYEDE KARŞI AÇILMIŞ VE BAŞARIYA ULAŞMIŞ BİR DAVANIN OLMAMASI GEREKİR. DİĞER YÖNDEN HER İKİ DAVA DOSYASI TAKİP EDİLMEME NEDENİ İLE HUMK.NUN 409. MADDESİ HÜKMÜ UYARINCA AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMİŞTİR. TÜM BU NEDENLERDEN ÖTÜRÜ ESAS NUMARALARI YAZILI DAVA DOSYALARI GÖRÜLMEKTE OLAN DAVA YÖNÜNDEN NİZA OLUŞTURMAZ. BU NEDENLE MAHKEMENİN RED GEREKÇESİNE KATILMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR.

DAVA : O. A. ile Hazine ve Hacıhalil Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının reddine dair Besni Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 02.12.2004 gün ve 425/445 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazların adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili, tescil konusu taşınmazların zilyedik yoluyla kazanılamayacak Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Davalı köy temsilcisi, yargılama oturumlarına katılmamıştır. Mahkemece, Besni Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/251 ve 1981/312 esas numaralı dava dosyaları ile numaraları açıklanan değişik iş numaralı dosyaların görülmekte olan dava yönünden niza oluşturduğu bu nedenle kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, tapusuz taşınmazların TMK.nun 713/1. maddesi hükmü uyarınca tescili isteğine ilişkindir. Kadastro Müdürlüğünün karşılık yazısında, niteliği belirlenmemekle birlikte tescil konusu taşınmazların 1979 yılında tespit dışı bırakıldığı bildirilmiştir. Yerel bilirkişi ve tanıklar öncesi itibariyle hali nitelikte olan dava konusu yer üzerindeki ağaçların davacı tarafından aşılanmak suretiyle fıstıklık haline getirildiğini ve dava tarihinden geriye doğru 30-40 yıldan bu yana tasarrufta bulunduğunu, ziraatçı bilirkişi imar-ihyası uzun yıllar önce tamamlanmış fıstıklık olduğunu bildirmiş, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.

Yargılamanın devamı sırasında A. A. isimli kişinin vekili 25.09.2003 günlü dilekçesiyle dava konusu yer hakkında Besni Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/312 esas numarasında kayıtlı derdest davanın bulunduğunu, ayrıca taşınmazların tapuda kayıtlı yerler olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece adı geçen kişinin dilekçesindeki bilgiler gözönünde tutularak esas numarası anılan dava dosyası getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulmuştur. Mahkemece niza oluşturduğu kabul edilen ( temyiz incelemesi için birlikte gönderilen Besni Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/415-2004/440 esas ve karar numaralı dosya arasında bulunan ) dava dosyasında davacı A. A. vekilinin O. A. ve arkadaşları aleyhine açmış olduğu elatmanın önlenilmesi ve tescil davasının 13.07.2001 gün 312/291 esas ve karar numaralı hükümle HUMK.nun 409. maddesi hükmü uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ayrıca, bu dosya arasında bulunan Besni Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/251 esas numaralı dava dosyası da aynı şekilde açılmamış sayılmasına karar verilmek suretiyle sonuçlandırılmıştır. Davacı esas numaraları anılan dava dosyalarında davalı durumundadır. TMK.nun 713/1. maddesinde yazılı davasızlıktan ( nizasızlık ) bahsedilebilmesi için davacı zilyete karşı açılmış ve başarıya ulaşmış bir davanın olmaması gerekir. Diğer yönden her iki dava dosyası takip edilmeme nedeni ile HUMK.nun 409. maddesi hükmü uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Tüm bu nedenlerden ötürü esas numaraları yazılı dava dosyaları görülmekte olan dava yönünden niza oluşturmaz. Bu nedenle mahkemenin red gerekçesine katılmak mümkün değildir. Bundan ayrı tescil konusu taşınmazların tapulu olduğu ileri sürülmüş ise de, esas numaralan yazılı dava dosyası arasında bulunan Mart 1288 tarih 138, 139, 140 ve 141 numaralı tapu kayıtları köy ve mevki itibariyle dava konusu taşınmazları kapsamadıkları gibi kayıtlar sabit ve bağlantısız sınırlar içermesi nedeniyle de bu yerlere ait olduğu belirlenmemiştir. Bu yerlerin tapuda kayıtlı olduğu yolundaki itiraz da açıklanan nedenle yerinde değildir. Hal böyle olunca, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin eksiksiz toplanıp birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.

Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Taşınmazların bulunduğu yere ait kadastroca düzenlenen paftanın getirtilmesi, paftadaki yeri ve niteliğinin belirlenmesi, gerekirse bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmak suretiyle tespit dışı bırakılma tarihindeki niteliğinin açıklığa kavuşturulması, taşınmazların fıstıklık haline getirildiği ileri sürüldüğüne ve orman kadastrosu yapılmadığı bildirildiğine göre bu yere ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planlan ile bölgeye ait havadan çekilmiş resimler ile topografik haritaların getirtilip dosya arasına konulması ondan sonra yerel, teknik ve ormancı bilirkişiler aracılığıyla tescil konusu taşınmazların başında keşif yapılması, taşınmazların öncesi itibariyle niteliğinin kesin olarak belirlenmesi, orman sayılan yerlerden olup olmadığının ormancı bilirkişi aracılığıyla yöntemine uygun bir biçimde araştırılması, orman sayılmayan bir yer ise hava fotoğrafları ve topografik haritalara göre hangi tarihten itibaren kullanılmaya başlandığı ve tasarruf edildiğinin araştırılması, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin eksiksiz olarak toplanıp birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.

SONUÇ : Davacının temyiz itirazları bu bakımdan yerinden olduğundan kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 11,20 YTL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 04.05.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-06-2011, 12:19   #7
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan


Alıntı:

Tarih : 04.05.2005
Esas No : 2005/3147
Karar No : 2005/3530


1086 - HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU ( HUMK ) 409
4721 - TÜRK MEDENİ KANUNU 713
4721 - TÜRK MEDENİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMIŞ HÜKÜMLERİ 713

ÖZET : DAVA, İMAR-İHYA VE KAZANDIRICI ZİLYEDLİK İDDİALARINA DAYALI TAPU TESCİL TALEBİNE İLİŞKİNDİR. MAHKEMECE NİZASIZ FASILASIZ 20 YILLIK ZİLYEDLİK SÜRESİNİN DOLMADIĞI, DAHA ÖNCE AÇILAN DAVALAR NEDENİYLE SÜRENİN KESİNTİYE UĞRADIĞI GEREKÇESİYLE DAVA REDDEDİLMİŞTİR. MAHKEMECE NİZA OLUŞTURDUĞU KABUL EDİLEN DAVALAR, HUMK.NUN 409. MADDESİ HÜKMÜ UYARINCA AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMEK SURETİYLE SONUÇLANDIRILMIŞTIR. DAVACI ESAS NUMARALARI ANILAN DAVA DOSYALARINDA DAVALI DURUMUNDADIR. TMK.NUN 713/1. MADDESİNDE YAZILI DAVASIZLIKTAN ( NİZASIZLIK ) BAHSEDİLEBİLMESİ İÇİN DAVACI ZİLYEDE KARŞI AÇILMIŞ VE BAŞARIYA ULAŞMIŞ BİR DAVANIN OLMAMASI GEREKİR. DİĞER YÖNDEN HER İKİ DAVA DOSYASI TAKİP EDİLMEME NEDENİ İLE HUMK.NUN 409. MADDESİ HÜKMÜ UYARINCA AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMİŞTİR. TÜM BU NEDENLERDEN ÖTÜRÜ ESAS NUMARALARI YAZILI DAVA DOSYALARI GÖRÜLMEKTE OLAN DAVA YÖNÜNDEN NİZA OLUŞTURMAZ. BU NEDENLE MAHKEMENİN RED GEREKÇESİNE KATILMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR.



Bu karar görüşümü teyid etmekle beni de sevindirdi ne yalan söyleyim meslektaşım. Kolay gelsin.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Açılmamış sayılan dava ve niza kavramı Av. İdris YAPICIOĞLU Meslektaşların Soruları 1 18-06-2007 21:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06933093 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.