Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tutanak kayıtlarına karşı tanıkla ispat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-04-2010, 15:44   #1
martinez

 
Varsayılan Tutanak kayıtlarına karşı tanıkla ispat

Merhaba,

Yeni ele almış olduğumuz davada, müvekkilin(işverenin görüşüne göre haklı sebepten) iş akdinin feshedilmesine karar verilmiş bu husus yazılı olarak değil ancak işçinin işe geldiği gün yüzüne karşı bildirilmiş, müvekkil tebliğden kaçınınca da bu husus tutanak kayıtlarına geçirilmiştir. Öncelikle tutanak kayıtlarının aksinin ispatı için tanık beyanları iş mahkemelerinde ne derece önemlidir? Müvekkilin evinin bilinmesine rağmen bu fesih ihbarnamesi gönderilmemiş iş yerinde haklı sebebe dayandırılarak ta olsa- ki bu husus yani haklı sebebe dayanarak derhal fesih işverenin iddiasıdır- yazılı olarak bildirim mecburiyeti yok mudur? Yargıtay kararları ve yorumlarınızı rica ediyorum.
Old 14-04-2010, 08:02   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın martinez;

Fesih bildiriminin yazılı olması gerekmediğine ilişkin kararlar mevcut. İncelemenizi öneririm. Saygılarımla..

--------------------------------------------------------------------------


YARGITAY 9. HD. 1997/13230 E. 1997/17815 K.
  • BAZI DAVRANIŞLARIN fesih bildirimi OLARAK KABUL EDİLMESİ ( İşverenin İşe Zamanında Gelmeyen İşçiye Konuşulacak Birşey Olmadığını Söylemesi )
  • İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ( İşverenin İşe Zamanında Gelmeyen İşçiye Konuşulacak Birşey Olmadığını Söylemesinin fesih bildirimi Olarak Kabul Edilmesi )
  • fesih bildirimi ( Tarafların Davranışlarının da fesih bildirimi Olarak Kabul Edilebileceği )
  • İŞVERENİN İŞÇİYE KONUŞULACAK BİRŞEY OLMADIĞINI SÖYLEMESİ ( fesih bildirimi Olarak Kabul Edilmesi )
ÖZET :
fesih bildirimi her zaman açık bir şekilde yapılmayabilir. Olayların akışındantaraflardan birinin davranışı ile sözleşmeye son verildiği anlaşılabiliyorsabu davranışın da fesih olarak değerlendirilmesi gerekir.

DAVA :
Davacı, ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulupdüşünüldü:

KARAR :
İddia, savunma, dinlenen taraf tanıklarının anlatımları gözönünde tutulduğunda davacı işçininyıllık iznini kullanırken ortaya çıkan bir mazereti sebebiyle bir gün işyerine gelemeyeceğini davalı işverene bildirdiği,işvereninde bu mazereti kabul ettiği, davacının bu durumda gitmesi gereken günün akşam saatlerinde yani geç vakitişyerinegeldiği, işverenle konuşmak istediği işverenin konuşulacak ne var şeklinde cevap verdiği, bunun üzerine de davacının anahtarları bırakarak işyerinden ayrıldığı anlaşılmaktadır. Davacının bu davranışını "sözleşmeyi kendisinin feshettiği" şekilde yorumlamak olayların gelişme seyrine ve hayatın doğal akışına uygun düşmemektedir. Gerçekten davalı "konuşulacak ne var" şeklinde bir tepkiyle davacıya verdiği cevaptan kendisinin artık işyerine alınamayacağı şeklindeki iradesini açıklamış olmaktadır. fesih bildirimi her zaman açık bir şekilde yapılmayabilir. Olaylarınakışından bir tarafın davranışı ile sözleşmeye son verildiği anlaşılabiliyorsa bu davranışın da fesih şeklinde değerlendirilmesi gerekir. Her ne kadar bir davalı tanığı işyerinde tedavi olurken davacının işyerine akşam üzeri geldiğini ve anahtarları bırakıp gittiğini söylemiş ise de davacının samimi şekilde iş müfettişine verdiği ifade vetümdosya içeriğinden feshin davacının değil davalının davranışı ile gerçekleştiğinin kabulü somut olaya daha uygun düşmüştür.

SONUÇ :
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 20.10.1997 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY YAZISI
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere, yasaya uygun gerektirici sebeplere ve özellikle davalı tanıklarından H.Z.'nin beyanına göre hizmet akdinin davacı tarafından haklı bir sebebe dayanmadan iş ve işyerini terk etmek suretiyle feshedildiği anlaşılmakla, çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. Mahkeme kararının onanması görüşündeyim.

--------------------------------------------------------------------------

YARGITAY 9.HD. 2005/24318 E. 2006/5304 K.

KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI ( İşverence İş Akdinin Haklı Nedenle Feshinde Yazılı fesih bildirimi Koşulu Olmadığı )
YAZILI fesih bildirimi ( İşverence İş Akdinin Haklı Nedenle Feshinde Koşul Olmadığı - Kıdem ve İhbar Tazminatı )
İŞ AKDİNİN HAKLI NEDENLE FESHİ ( Yazılı fesih bildirimi Koşulu Olmadığı - Kıdem ve İhbar Tazminatı )

ÖZET :
Kıdem, ihbar tazminatı talebinde bulunan davacı işçinin iş akdi, bir ay içinde üç iş günü devamsızlık yaptığı gerekçesiyle işveren tarafından feshedilmiştir. Davalının dayandığı fesih sebebine göre devamsızlık devam ettiğinden 6 iş gününün geçmesi söz konusu değildir. Yazılı fesih bildirimi ancak geçerli nedene dayanan fesihlerde zorunlu olup haklı nedene dayalı fesihlerde yazılı fesih bildirimi yapılması koşulu yoktur. Somut olayda iş akdi haklı nedenle ve süresinde feshedildiğinden kıdem tazminatı talebinin reddi gerekir.

DAVA :
Davacı, ihbar tazminatı, izin ücreti ile fazla mesai ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR :
1- Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının davalı işyerinde bir makine ile birlikte ayakçı olarak çalıştığı, davacının iş akdinin 23.10.2003 tarihinde feshedildiğini iddia ettiği, davalı işverenin 6.7.8.10. ve 15.10.2003 tarihlerinde işyerine gelmediğine ilişkin devamsızlık tutanakları ibraz ettiği, ayrıca 23. ve 24.10.2003 tarihlerinde de gelmediğine dair tutanaklar ibraz ederek son bir ay içinde üç iş günü devamsızlık yaptığından akdi 4857 sayılı İş Yasası'nın 25/II-g maddesine göre feshettiği anlaşılmaktadır.
2- Mahkemece; ilk beş tutanaktan itibaren altı iş günü geçtiğinden son tutanaklarla ilgili yazılı fesih bildirimi koşuluna uyulmadığından davacının kıdem, ihbar tazminatı isteklerinin kabulün karar verilmiştir.
Davalının dayandığı fesih sebebine göre devamsızlık temadi ettiğinden altı iş gününün geçmesi söz konusu değildir. Yazılı fesih bildirimi ancak geçerli nedene dayanan fesihlerde zorunlu olup, haklı nedene dayanan fesihlerde yazılı fesih bildirimi yapılması koşulu bulunmamaktadır. Davacı ilk beş tutanakta eleman bulamadığı için gelmediğini belirtmektedir. İşyerinde mevcut elemanlarla eşleştirme yapıldığı anlaşıldığı gibi, ilgili yerlerden kolayca eleman bulunulabildiği zabıt mümzii davalı tanıklarının anlatımlarından anlaşılmaktadır. Kaldı ki davacının eleman bulamadım diye işyerine gelmeme yetkisi de bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının iş sözleşmesi haklı nedenle ve süresinde feshedildiğinden davacının kıdem ihbar tazminatı isteğinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

SONUÇ :
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 14-04-2010, 14:48   #3
martinez

 
Varsayılan

Degerli Hocam,

Öncelikle göndermiş olduğunuz kararlar için teşekkür ediyorum.Ancak bazı hususlara kafam takıldı. Öncelikle ilk karar 1997 yılına ait ve o sıralarda 1475 sayılı İş kanunun ilgili 7 veya 5. maddesi-sanırım-'ne göre yazılı bildirim yapılır denilmişse de Yargıtay'ın uygulamasında yazılı veya sözlü olarak bu bildirimin yapılabileceği özellikle belirsiz süreli veya belirli süreli iş sözleşmesi ayrımına göre mümkündür Bunda bir sorun yok yani; ilk karar hem işimize gelmiyor hemde sanırım artık bizi bağlamıyor.Çünkü artık 2003 yılında 4857 sayılı yasanın 19. maddesi aynen:"Sözleşmenin feshinde usul

MADDE 19. - İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır.

Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır. " diyor. Benim düşünceme göre yazılı olması gerekir fesih beyanının 25/2 hariç.

Şimdi sorun şu: karşı taraf işe iade davasında 1 aylık süre olduğunu davayı bu süre geçtikten sonra açtığımızı dolayısıyla reddedilmesi gerektiğini bildirmiş. Bizde diyoruz ki:" efendım işe iade davası süresi 1 aydır tamam. Ancak siz iş akdini haklı sebebe dayanarak ihbar süresi olmadan sözlü olarak derhal feshetmişsiniz fakat bizce bu haklı sebep degildir." onlar müvekkilin iş arkadasını tehdit ettiğini dolayısıyla 25/2 den yararlanılacağını belirtmişler ancak iş arkadası kendisinin tehdit edilmediğini gerekirse mahkemede bunu söyleyeceğini belirtiyor. Şimdi bizim işe iade davası başvuru süremizin, haklı sebep olmadığı için bize yazılı olarak akdin feshi bildirimi yapılan tarihte başlaması gerekmez mİ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hukuki olguda tanıkla ispat ozguruyumaz Meslektaşların Soruları 6 24-02-2016 18:01
Ölüm, tanıkla ispat carnerion Meslektaşların Soruları 5 21-12-2009 19:28
tanıkla ispat sınırı oz_zy35 Meslektaşların Soruları 3 11-12-2007 15:37
2007 yılı için tanıkla ispat sınırında bir değişiklik var mı? (Acil) av-gülen Meslektaşların Soruları 9 11-04-2007 14:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07683992 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.