Hırsızın ölümüne neden olan ev sahibine 10 yıl

İkiz çocuklarından birini çalmak isteyen Mustafa Çakmak'ı bıçaklamıştı.
ADANA'da, ikiz çocuklarından birini çalmak isteyen 46 yaşındaki Mustafa Çakmak'ı bıçaklayan, kaçmak için 2'nci kattan atlamasıyla da ölümüne neden olduğu iddia edilen 30 yaşındaki Mehmet Atakul, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı, eşi 38 yaşındaki Yasemin Atakul'un ise beraatına karar verildi.

5 Ağustos 2009’da meydana gelen olayda, iddiaya göre Mustafa Çakmak, saat 03.00 sıralarında Hanedan Mahallesi’nde Atakul Ailesi'nin kiracı olarak oturduğu eve girdi. Yasemin ve Mehmet Atakul çiftinin, havanın sıcak oluşu nedeniyle, 2 yaşındaki kızları Gülten ve olay tarihinde 1.5 aylık olan ikizleri Mustafa ve Ramazan Atakul ile birlikte balkonda yattığı evde, ikizlerden Ramazan ağladı. Bebeğe mama hazırlayıp, odaya geçtiği sırada diğer ikiz bebeği alan Mustafa Çakmak ile karşılaşan Yasemin Atakul, çığlık atarak eşinden yardım istedi. Gürültüye uyanan Mehmet Atakul, eşinin verdiği bıçakla, yatak odasına saklanan Çakmak'ı bıçakladı. Yaralanan Çakmak, kaçmak için 2'nci kattaki evin balkonundan atlayınca yaşamını yitirdi. Gözaltına alınan Atakul çifti, çıkarıldıkları mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı, çift hakkında ‘kasten adam öldürme’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Adana 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Atakul çifti, bugün karar duruşmasına çıktı. Mehmet Atakul, yaşadığı dehşet anlarını şöyle anlattı:

“Eşime bıçak getirmesini ve polisi aramasını söyledim. Bıçağı elime alarak hırsıza dışarı çıkmasını söyledim. Bunu fark eden hırsız birden dolaptan çıkarak pencereye doğru kaçtı, dizini vurduğu camı kırdı ve pencereyi açtı. Aşağıya atlamakta tereddüt edince elimdeki bıçağı salladım sanırım kalçasına isabet etti. Sonra aşağı atladı bir daha da kalkamadı. Yaralandığını görünce ambulansı çağırdım.”

Yasemin Atakul ise bebeğinin ağlamasıyla kardeşini kurtardığını dile getirdi. Hırsızın kucağında bebeğini gördüğünde şoke olduğunu anlatan Yasemin Atakul, “Gece bebek huysuzlanınca karınlarını doyurmak için kalktım. Benimle karşılaştığında hırsız bana sürekli sus diyordu. Çok korktum. Çocuğumu sıkıca tutmuştu. Kocama seslenince Mustafa’yı bir anda kanepeye fırlattı. Kocam içeri geldi, benden bıçak ve polise haber vermemi istedi. Adamla göz göze geldiğim anı hala unutamıyorum. Eşimin evde olmadığı bir zamanda olsaydı ne yapardım bilmiyorum. Allah yüzümüze baktı. Bebeği alıp satacak mıydı yoksa, organ mafyasına mı verecekti anlayamadık. Ama Mustafam ağlamasaydı belki de bebeklerim şimdi olmayacaktı” diye konuştu.

Kaynak : www.milliyet.com.tr

Keşke böyle bir olay yaşanmasaydı ama; Maktul, yatak odasında öldürülmüş olsaydı, muhtemelen beraatle sonuçlanırdı diye düşünüyorum.

İlginç bir karar.

Böyle saçmalık mı olur!

Çocuğumuza çalmak isteyen birine hiçbir müdahalede yapamayacaksak ne yapmalıyız...!

Sayın Atahun şu 'yatak odasında öldürülse bisey olmazdı' anlayışı sokaktaki anlayıştır mahkemelerdeki anlayış değildir. o zaman hırsızı yatak odasına çağırıp öldürünce ceza olmayacakmı? Her olay kendi içinde kendi şartlarına göre değerlendirilir. buradaki olayda ise dikkat edilirse sanık ifadelerine adama kapıyı açıp git yerine ikinci kattan aşağıya atla diyor adam atlamayınca bıçaklıyor her ne kadar insanları rahatsız etse de ortada ölmeyebilecekken öldürülen bir insan var. mahkeme tahrik altında olduğunu kabul etmiş bana göre ise; kastın aşılması düşünülmesi gerekirdi.

TÜRKİYE'DE ADALET VAR DİYENLERE HEDİYE OLSUN BU KARAR.....
Davaları temyiz dahil en az 3-5 yl süren, 6 ay sonraya duruşma günü verilen, 3 ay sonraya haciz günü verilen, bir sanığın ifadesini ihzaren celbe rağmen 2 yılda alamayan, itirazın iptali davalarının 2 yıl, temyizle birlikte 4 yıl sürdüğü, işçi alacaklarına dair bir davayı kanun hükmü gereği 4 ayda (temyiz dahil) bitirmesi gerekirken 2 yılda bitiremeyen bir ülkede adalet aramak.... Kendimizi kandırmayalım... sadece tiyatro oynuyoruz.....

sağlıklı bir fikir edinebilmek için ceza dosyasınının tamamını görmek lazım diye düşünüyorum,
saygılarımla

Evet, dosyayı ve delilleri incelemeden konuşmak doğru değil belki ama meşru müdafaada bulunan kişinin o anki ruh hâli dikkate alınmalıdır.
Gecenin 03:00'ünde kendi evinde kundaktaki bebeği çalınmak üzere olan kişinin fail ile karşılaşması neticesinde meydana gelen olay, bence meşru müdafaa sınırları içinde kalmaktadır.
Bakalım Temyiz incelemesinin neticesi ne olacak...

Haberi daha önce medyada görmüştüm ve ilk tepkim adamın evinden çocuğunu bile kaçırıyolar daha neler göreceğiz demiştim.Şimdi bu haberi okuyunca böyle adalet mi olur diyorum..
Dosya içeriğini görmeden yorum yapmak sağlıklı değildir evet ama somut olayın da meşru müdafaa,en kötü ihtimalle meşru müdafaada sınırın heyecan ,korku sebebiyle aşılması kapsamına girdiği aşikar gözükmektedir.

Sayın erkanaga'ya katılıyorum.Gecenin saat 3'ünde siz uykudayken evinize girmiş kişiye normal bir insanın makul davranışı kimseden beklenmemeli.Mahkemelerimiz TCK.27/2'yi uygulamalı.Ne yazık ki bu maddeyi uygulamakta çok hasis davranılıyor.