Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tam yargı davası-Yol çalışması sırasında verilen zarar

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-10-2009, 00:46   #1
mustafaaladag

 
Varsayılan Tam yargı davası-Yol çalışması sırasında verilen zarar

Sayın meslektaşlarım Karayolları Genel Müdürlüğü bir ilçe yolunun yapımını ihaleyle bir şirkete veriyor. Şirket ihaleyle aldığı işi yaparken kadimden beri kullanılan bir su kanalına zarar veriyor ve bir köy yaklaşık 1500-2000 dekarlık arazisinin bir yıllık gelirinden mahrum kalıyor. Buraya kadar sorun yok. Sorunumuz şu köyün arazisinin yaklaşık %90'ı zilyetlik. Zilyetliğe dayalı açacağımız Tam yargı davasında mülkiyetin ispatına yönelik sorunlarla karşılaşıp kaşılaşamayacağımızı merak ediyorum. Biz ilçedeki sulh hukuk mahkemesi kanalıyla taşınmaz başında tespit yaptırdık. Tespitte taşınmazın sınırları yerel bilirkişi tarafından noktası noktasına fen bilirkişisine gösterildi. fen bilirkişisi de buna ilişkin taşınmazın sınırlarını ve yüzölçümünü gösteren haritasını GPS aleti vasıtasıyla oluşturarak koordinatlarını ayrıntılı olarak belirterek dosyaya sundu. Ziraat bilirkişisi de taşınmazın suyunun kesilmesi nedeniyle oluşan zararı bilimsel verilerle ayrıntılı olarak tespit etti.
Şimdi yargılama sırasında taşınmazın zilyetliğine ilişkin bir tartışma yaşarmıyız. Buna benzer sorun yaşayan meslektaşlarımdan yardım bekliyorum. Benzer yerel mahkeme karar ve danıştay ilamlarını paylaşırsanız sevinirim.
Old 03-10-2009, 10:21   #2
rcakmak

 
Varsayılan Karar

T.C. Danistay
8.Dairesi

Esas: 1993/1260
Karar: 1994/776
Karar Tarihi: 09.03.1994

ÖZET: Motorlu araçların trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışları sonunda meydana gelen zararlar nedeniyle gerçek ve özel tüzel kişilerle kamu tüzel kişilerinin ayırım yapılmadan, aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmalarının öngörüldüğü, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idarenin kamu hukuku kurallarına göre değil, <işleten> sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabileceği nedeniyle uyuşmazlığın görüm ve çözümün Adli Yargı mercilerinin görev alanına girdiği kanaatine varılmıştır.

(2918 S. K. m. 85, 90, 106)

İstemin Özeti: DSİ Genel Müdürlüğüne ait damperli kamyonun 26.12.1989 günü ....... Belediyesine ait arazide ve ....... .... Belediye Başkanlığı adına hafriyat çalışmaları yaparken denetim amacıyla orada bulunan davacılara miras bırakan Belediye Başkanına çarparak ölümüne sebebiyet vermesi nedeniyle uğranılan toplam 171.000.0000.- TL. maddi zararın hizmet kusuru ilkesi uyarınca tazmini ile duyulan elem ve üzüntü karşılığında 55.000.000.- lira manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle açılan davayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 330 sayılı K.H.K. ile değişik 106. maddesinde, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, İl Özel İdarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Yasanın işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümlerinin uygulanacağının kurala bağlandığı, anılan Kanunun 85. ve 90. maddelerinde de motorlu araçların trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışları sonunda meydana gelen zararlar nedeniyle gerçek ve özel tüzel kişilerle kamu tüzel kişilerinin ayırım yapılmadan, aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmalarının öngörüldüğü, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idarenin kamu hukuku kurallarına göre değil, <işleten> sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabileceği nedeniyle uyuşmazlığın görüm ve çözümün Adli Yargı mercilerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddeden ....... İdare Mahkemesinin 14.10.1992 günlü ve 891 sayılı kararının davacılar tarafından, 2918 sayılı Yasanın 2/1. ve 3. maddesinde karayolu ve trafik kazasının tanımlandığı, kazanın trafik kazası olmadığı ve davalarının idari yargının görevi alanında olduğu, davalı DSİ Genel Müdürlüğü tarafından, olayın 2918 sayılı Yasa kapsamı dışında ve kamu idarelerinin görev alanları içerisinde yürütülen kamu hizmetlerinin yapılması sırasında motorlu araçların meydana getirdikleri zararlardan dolayı hizmet kusuru olup olmadığının tartışılacağı ve karar verileceği merciinin İdari Yargı olduğu öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca karşılıklı olarak temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti: Yanıt verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: M.K.

Danıştay Savcısı H.E.Ç.'nin Düşüncesi: 26.12.1989 günü ....... belediyesine ait arazideki hafriyat işini denetleyen belediye başkanı hafriyata katılan bir taşıtın çarpması sonucu görevi başında ölmüştür.

Dava dosyasının incelenmesinden; kazanın karayolunda ve sırf trafik kurallarına aykırı davranıştan meydana gelmediği, belediyenin hafriyat alanında gerekli önlemler alınmadığı için hizmetin kusurlu yürütülmesinin de katkısıyla meydana geldiği anlaşılmaktadır.

Kaldı ki kamu hizmetinin denetimi sırasında denetleyenin ölümü veya uğradığı aşın derecede yüksek zararlar da idarenin objektif esaslarla tazmin yükümü de vardır.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağılıdır.

....... İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve Yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren başka bir neden de bulunmadığından, teniyiz istemlerinin reddi ile anılan kararın onanmasına 09.03.1994 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AZLIK OYU

Dava, 26.12.1989 gününde ....... İli ....... İlçesinde Belediyeye ait arazide bulunan taş ve kayaların hafriyatı işini yapan Devlet Su İşlerine ait ....... plaka sayılı damperli kamyonun davacıların murisine çarpması sonucu ölümüne sebebiyet vermesi dolayısıyla uğranılan maddi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünce İlçesi ....... Grup köy yolu yapımı amacıyla ....... Çayı üzerindeki köprünün tahkimatı için gerekli taşları nakletmek üzere DSİ'nce temin edilen ....... plaka sayılı damperli kamyonun 25.12.1989 gününden itibaren DSİ ........ Bölge Müdürlüğü ve ....... Belediyesi emrine tahsis edildiği, belediye enirine tahsis edilen söz konusu aracın belediyenin mülkü olan arazide çevre düzenlemesi amacıyla taş ve kayaların hafriyatı sırasında belediye başkanına çarpması sonucu ölümle sonuçlanan eylemin oluşturduğu anlaşılmaktadır.

İdare, kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında kişilere ve özel mülkiyete verdiği zararları tazmin ile sorumlu olup, tazminat davasına konu olabilecek zararların idari eylem ve işlemlerden doğması halinde bu zararlar idare yargıda açılacak tam yargı davası ile istenebilir.

Uyuşmazlık Mahkemesinin yerleşmiş içtihatlarına göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 330 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 106 ve aynı Kanunun 85. ve 90. maddeleri uyarınca idareye ait motorlu araçların karayollarında trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışı sonunda meydana gelen zararların kamu hukuku kurallarına göre değil <işleten> sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre idarenin sorumlu tutulabileceği kabul edilmiş ise de, bu içtihat ve uygulamalar ancak 2918 sayılı Kanun kapsamına giren hukuki durumlarda geçerlidir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun kapsamı ve uygulamaları dışında kamu idarelerinin görev alanları içinde yürütülen kamu hizmetlerinin ifası sırasında motorlu araçların meydana getirdikleri zararlardan dolayı hizmet kusuru bulunup bulunmadığının tartışılacağı yer idari yargı olup; kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında idarenin eyleminden dolayı uğranılan zararı idare hukuku esasları çerçevesince tazmin edilip edilmeyeceğinin takdiri de idari yargı yerine aittir.

Olayda, çevre düzenlenmesi amacıyla belediye ait arazide bulunan taş ve kayaların hafriyatı işi idari bir eylemdir. Bu itibarla idari eylemden doğan ve 2918 sayılı Kanun kapsamı dışında oluşan zararın tazmini isteği ile açılan bu dava tam yargı davası niteliğindedir.

Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın esastan incelenip karara bağlanması gerekirken, görev ret şeklinde verilen idare mahkemesi kararının bozulması gerekeceği oyuyla çoğunluk kararına karşıyım. (¤¤)
Old 03-10-2009, 11:59   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mustafaaladag
Sorunumuz şu köyün arazisinin yaklaşık %90'ı zilyetlik.
''Zilyetlik'' ne demek? Devlet arazisinin haksız işgali mi?
Old 28-05-2010, 20:19   #4
savunman85

 
Varsayılan

evet zilyetlik sorunuyla karşılaşırsınız. zira benzer bi durum benim başıma geldi yol yapımında kullanılan dinamitten zarar doğmasını müteakip müvekkilim zilyetliğinde olan taşınmazın ( aynı zamanda maliki ) tapuda devrini almıştı dava açtık ve idare mahkemesi ara karar ile zarardan sonra tapuda devir alındığından dolayı daha öncesinde zilyetliğin devam edip etmediğine dair karar verdi ve belge sunmamızı istedi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
muhafaza esnasında verilen zarar Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 12 18-02-2017 22:19
Mala Verilen Zarar hukukcu1985 Meslektaşların Soruları 3 09-02-2009 13:32
Tam yargı davalarında BK 105'e göre munzam zarar istenebilir mi Referendaire Meslektaşların Soruları 14 20-01-2009 17:37
telekom kablolarına verilen zarar Av.Önder Kılınç Meslektaşların Soruları 5 24-06-2007 20:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03869605 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.