Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

bir yıllık dava açma süresinin son günü nasıl hesaplanır

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-06-2010, 18:42   #1
Av.S.C

 
Varsayılan bir yıllık dava açma süresinin son günü nasıl hesaplanır

Tüm meslektaşlarıma selamlar,
Belki çok basit bir soru ama tereddüt yaşadıgımdan burada soru olarak sormak lüzumu dogdu.Bir yıllık zamanaşımı olan bir dava söz konusu 3 mart 2009 da kesinleşen bir kararla başlamış.Bu bir yıllık dava açma süresinin son günü 3 mart 2010 olarakmı hesaplanır?
Old 14-06-2010, 18:53   #2
Levent Cirit

 
Varsayılan

1 yıllık zamanaşımının söz konusu olduğu olayı açarsanız daha net cevap verebiliriz kanaatindeyim.
Zira söz konusu olan ilamın icrası ise 10 yıllık zamanaşımına tabidir.
Old 14-06-2010, 19:33   #3
Av.S.C

 
Varsayılan

Öncelikle çok teşekkürler ilğinize.Olay şu boşanma kararı kesinleşme tarihi 03.mart2009 benim açtıgım dava edinilmiş malların tasfiyesi (daha dogrusu müşterek banka hesabında bulunan ve karşı tarafın tamamını çektiği paranın 1/2 sinin tahsili talepli dava).Burada sürelerin hesabında bir yıla tabi oldugu düşünüldüğünde son gün 3 mart 2010 günümüdür?
Old 15-06-2010, 01:18   #4
Levent Cirit

 
Varsayılan

Maalesef 3 Mart 2010 tarihi dava açmak için son gün.



T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/982
Karar: 2009/2991
Karar Tarihi: 09.06.2009

ÖZET: Davacı evlilik birliği içinde edinilen iki adet ev nedeniyle değer artış payı alacağının davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir. Boşanan eşlerin uzun yıllar önce evlilikleri sırasında edinmiş oldukları mal varlıklarının, alacak ve borçlarının miktar ve değerleri ile katkı paylarının belirlenmesi ve kanıtlanmasındaki güçlük de dikkate alındığında, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden sonra doğan ve ancak boşanma kararının kesinleşmesi halinde açılabilecek olan mal rejiminden kaynaklanan davalarda, Borçlar Kanunu'nun başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava için 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması doğru olmaz.

(4721 S. K. m. 178, 225/2, 227) (818 S. K. m. 125)

Dava: Doğan ile Tülay aralarındaki değer artış payı alacağı davasının reddine dair Antalya Üçüncü Aile Mahkemesinden verilen 29.07.2008 gün ve 370/819 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı Doğan vekili, evlilik birliği içinde edinilen iki adet ev nedeniyle değer artış payı alacağının davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.

Davalı Tülay vekili, süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur.

Mahkemece, TMK'nın 178. maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar 15.06.1995 tarihinde evlenmiş, 29.05.2006 tarihinde kesinleşen hükümle boşanmışlar, görülmekte olan dava bir yıllık süre geçtikten sonra 20.03.2008 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun <Aile Hukuku> adlı ikinci kitabının <Evlilik Hukuku> başlıklı birinci kısım ikinci bölümünde bulunan 178. maddesinde; <Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar> hükmü yer almaktadır. Maddenin gerekçesinde, <... eşlerin yıllar sonra maddi ya da manevi tazminat ya da ilk kez istenilen yoksulluk nafakası dolayısıyla karşı karşıya gelmeleri önlenmek istenmiştir...> denilmiştir. TMK'nın aynı kısım aynı bölümünde, boşanma, tazminat, nafaka ile birlikte mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme de yer almaktadır. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar, boşanma davasının eki niteliğinde değil ise de, evlilik birliği sona ermeden açılamaz; diğer bir anlatımla, boşanmaya bağlı olup, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra bu hakların ileri sürülmesi mümkün olabilir, aksi halde tasfiye yapılamaz (TMK m. 225/2, 227).

TMK'nın <Aile Hukuku> ile ilgili ikinci kitabındaki düzenlemeler, TMK'nın 178. maddesi metni ve bu maddenin gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucunun boşanan eşlerin karşılıklı olarak birbirlerine karşı maddi ve manevi her türlü dava haklarını 1 yıllık süre içerisinde kullanmalarını amaçladığı, bu süreyi sadece maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası ile sınırlı tutmadığı, boşanmanın sonucuna bağlı bulunan ve ancak boşanma kararının kesinleşmesi ile gündeme getirilebilecek olan mal rejimine ilişkin davaların da TMK'nın 178. maddesi hükmü kapsamında düşünülmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Aksini düşünmek kanun koyucunun amacı ve toplumsal gerçeklerle bağdaşmaz. Zira, eşlerin belki başkalarıyla yaptıkları ikinci ve daha sonraki evliliklerini takiben yıllar önce boşandıkları eşin mal rejiminden kaynaklanan istekleri ve dava tehdidi altında yaşamalarının hem kendileri, hem toplum düzeni bakımından olağan ve katlanılması gereken bir durum olduğunu söylemek doğru ve mümkün değildir. Eşlerin birbirlerine karşı manevi bağları boşanma ile tamamen kopmuş olup, eğer bir haksızlığa uğradıkları, karşı taraftan maddi ve manevi alacak ve istekleri bulunduğu düşüncesinde iseler, boşanma kararının kesinleşmesinin hemen akabinde dava açarak birbirlerinden alacaklarını istemelerine bir engel bulunmadığı gibi, dava açmak için uzun yıllar beklemelerini gerektirecek makul ve mantıklı bir neden olabileceği de söylenemez. Kaldı ki, eşler evlilik içinde edinilen ya da katkı yapılan varlıklarını, alacak ve borçlarından doğan dava haklarını boşanma gündeme geldiğinde duraksamadan bilebilecek durumdadırlar.

Bundan ayrı, boşanan eşlerin uzun yıllar önce evlilikleri sırasında edinmiş oldukları mal varlıklarının, alacak ve borçlarının miktar ve değerleri ile katkı paylarının belirlenmesi ve kanıtlanmasındaki güçlük de dikkate alındığında, TMK'nın 178. maddesinde belirtilen evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden sonra doğan ve ancak boşanma kararının kesinleşmesi halinde açılabilecek olan mal rejiminden kaynaklanan davalarda, Borçlar Kanunu'nun başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava için 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören 125. maddesinin uygulanması doğru olmaz. Kaldı ki, yukarıda açıklandığı gibi 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 178. maddesi ile bu konuda getirilen yeni ve ayrı bir hükümle zamanaşımı süresi 1 yıl olarak belirlenmiştir.

Mahkemece TMK'nın 178. maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması açıklanan nedenlerle usul ve kanuna uygundur.

Sonuç: Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 09.06.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 15-06-2010, 06:21   #5
Av.S.C

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım bende 3 mart2010 da açtık davayı,davalı zamanaşımı definde bulundu.Bu yüzden endişelendim acaba son gün 02mart2010 olabilirmi diye.Sonuçta bir yıl hesabı yapılırken yılın aynı günü son gün neticesi çıkıyor sanırım.Çok teşekkürler.
Old 15-06-2010, 08:18   #6
Levent Cirit

 
Varsayılan

3 Mart 2009 tarihinde karar kesinleştiğinden 1 yıllık sürenin 1.günü 4 mart 2009'dur. Dolayısıyla son günü de 3 Mart 2010'dur.Bir endişeniz olmasın.
Old 15-06-2010, 08:23   #7
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
B.K. 76
Müddet ay ile veya sene, yarı sene ve senenin dörtte biri gibi birden ziyade ayları ihtiva eden bir zaman ile tâyin edildiği surette borç, akdin münakit olduğu gün ayın kaçıncı günü ise son ayın buna tekabül eden günü muaccel olur. Son ayda tekabül eden gün mevcut değil ise borç son ayın son günü ifa olunur.
Açtığınız dava süresindedir. Bir yıllık süre, sonraki yılın aynı günü işlem yapılmaksızın geçirilirse dolar.
Old 15-06-2010, 10:13   #8
raskalnikow

 
Varsayılan

03/03/2010 eğer 3 mart tatil gününe denk geliyorsa ilk iş günü mesai saati bitiminde süre dolmuş demektir. 3 mart Çarşamba gününe denk geliyor . İyi çalışmalar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
cevap süresinin uzatılması kararının karşı dava açma süresini uzatıp uzatmadığı yer-sub Meslektaşların Soruları 4 11-09-2011 18:15
2 suçtan yargılama yapıldığında dava zamanaşımı nasıl hesaplanır? ADONMEZ Meslektaşların Soruları 1 15-10-2009 23:23
adli tatil sonrası uzayan dava açma süresinin son günü 12 Eylül AVUKAT Z.D. Hukuk Haberleri 2 05-09-2009 04:46
Hakediş nasıl hesaplanır? Av. Cem Arıcıgil Meslektaşların Soruları 3 05-05-2009 17:56
3 yıllık bekleme süresinin ardından açılan davaya karşı dava açılabilir mi? ayzek11 Meslektaşların Soruları 3 04-04-2008 10:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08539796 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.