Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

M. B. B. Davası Esnasında Mal Beyanında Bulunmak Mümkün müdür?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-01-2008, 13:04   #31
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Mesajım kişisel değil Hatun hanım. Kısa filmden kastım da, ne sizin kişisel tutumunuza dair, ne de Mahkeme kararına. Kastım; bir icra takibinde başından sonuna yaşanan aşamaların, bütünü.

Roller genellikle belli, alacaklı olan kurum da olsa, şahıs da olsa, genellikle hacze gelindiğinde borçlunun dile getirdiği üzere "haksız" olandır, bu haksızlığın ilk ve en belirleyici kriteri de, öden/e/memiş olan borcun işte şu anda haciz memurları ve alacaklı vekilinin huzurunda ödenmesinin nasıl da talep ediliyor oluşudur.

İCM ler nezdinde açılan ceza dosyalarının , haciz esnasında yapılan işlemlerden daha üzücü olduğunu söylemek kanımca mümkün değil.

İCM dosyalarında da esasen borçluya zaman tanınır, ama takibin kesinleşmesini müteakip nakliye ve hamallar eşliğinde ev/işyeri boşaltılması haliyle kıyasladığınızda, alacağı tebligatla yalnız borçlunun bileceği ve yine borçlunun borcunu ödemesi halinde yine borçlunun bilgisi dışında kimse duymaksızın kapanacak bir icra takip süreci olduğu gözetilecek olduğunda, "kişisel olarak" tercih nedenidir.

İCM süreci seçilmiyorsa, yegane alternatifi haciz, olmadı haciz/muhafaza sürecidir.

Alacaklı vekilliği yapılıyorsa, bu iki seçeneğin dışında bir tek seçenek kalmaktadır ki, o da borçlunun ödemesini "beklemek"... Alacaklıların yeterli süre bekledikten sonra evraklarını bize teslim ettiğinde beklentileri ise, şüphesiz "beklemekle yetinmemiz" değil.

İİK süreci, "ne yazık ki" tazyik sürecidir. Kendi tasarrufunda şu ya da bu nedenle ödemesini gerçekleştirmemiş olan borçluyu, ödemeye "zorlamak" tan başka bir anlamı yoktur.

Kişileri değil, yakından bildiğimiz uygulama sürecini tartışmamız gerekir ki, bu süreçte ceza dosyalarının öneminin yadsınamaz olduğunda hemfikiriz sanıyorum.

Saygılarımla...
Old 31-01-2008, 13:13   #32
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Ferda Hanım ;

Ben de uygulama bu yönde değişirse,toplumsal ve ticari yaşamdan başlayarak icrai takibata kadar daha uygar izdüşümlere dönüşür umudundayım : Eskilerin tabiri ile :
" Herkesin maksudu bir ama, rivayet muhtelif olunur. "
Old 31-01-2008, 14:33   #33
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

[quote=Av. Hatun Olguner]
Ve yine ayrıca hatırlatmak isterim ki,icra takiplerinde alacaklı olduğum dosyalarda da borçlularımı MBB tan şikayet etmem. Yani MBB tan ötürü hapse karşı olduğum için,kötüniyetinden emin olmadığım hiçbir borçlumu şikayet etmedim bugüne kadar,20 yılda iki veya üç şikayetim olmuştur. .[/quote)Benim şahsi alacaklı olduğum icra dosyası olmuş olsa, belki ben de MBB dan dolayı şikayet hakkımı kullanıp kullanmayacağım değerlendirmesini yapabilirim.Lakin bir başkasının vekaletini üstlendiğim durumda borçlunun hapsen tazyikinin onu mağdur edebileceği gibi düşüncelerle hareket kabiliyetimi sınırlayamam.
Old 31-01-2008, 14:37   #34
nephilis

 
Varsayılan

Sayın Şehper Ferda DEMİREL'in 27 ve 31 nolu iletilerinin altına imzamı atıyorum..
Yapmış olduğum bir icra takibi kapsamında borçlu aleyhine açmış olduğumuz MBB ve tahahhüdü ihlal davalarında, mahkemenin eften püften gerekçelerle beraat kararı vermesi sonucunda, bugün alacaklı müvekkil icra müdürlüğündeki senetleri harcını ödemek suretiyle geri almamı, alacağını tahsil etmek için farklı yollara başvuracağını söyledi. (insanların hukuk sistemine olan inancını nasıl kaybettiğine bir örnek)
Old 31-01-2008, 15:04   #35
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Sayın Nephilis ;

Yasaların ve hukukun amacı yalnızca sizin müvekkilinizin,genelde alacaklının alacağını tahsil etmesi sonucuna ulaşmak değildir. Hukuk bir bütündür ve hem alacaklının alacağına kavuşmasına,hem de borçlunun haklarını korumaya,genelde de üstün normlardan vazgeçmeyerek,para borcu için özgürlüklerin kısıtlanması gibi ilkel düzenlemelerden kurtulup bu sonucu yasaklayan çağdaş düzenlemelerle insan hak ve özgürlüklerinin uygulama alanlarını genişletmeye çalışır. Somut olayda belki borçlunuz kötüniyetli ve bu cezaları hak etmiş idi,ama hukuk tek kişilik olaylara veya tek yanlı bakış açılarına değil toplam bakış açılarına ve soyut hedeflere yönelir. Bu nedenle olaylara çok yönlü bakarak ve kısa vadeli,şekilsel görünümlere değil,yapılardaki ve uygulamalardaki (felsefi)öze bakarak değerlendirme yapmak daha doğru olur.Hukukun felsefesi olmasa,ideal ve çağdaş hukuka doğru bir yönelim,insanlık için bir gelişim ve değişimden bahsedemezdik. Varsın kaybettiğimiz para olsun,
özgürlük kazansın.Alacaklılar da hapis tehdidine güvenmekten vazgeçsin.
Old 31-01-2008, 15:28   #36
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
. Varsın kaybettiğimiz para olsun,
özgürlük kazansın.Alacaklılar da hapis tehdidine güvenmekten vazgeçsin.
Fakat kaybedilen veya kazanılan bir başkasının parası ise o alacaklıya özgürlük kazandı, siz kaybettiniz sözünü sarf etmek çok kolay olmasa gerek...
Old 31-01-2008, 16:30   #37
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Ergün Bey ;

Kaybedilen ve kazanılan tabii ki başkasının parası; kazanılan ve kaybedilen özgürlük te başkasının, avukatların değil; ama hukuk hepimizin : hukukun kaydettiği ilerlemeler ve çağdaş çizgiler hepimizin :

İİK da yapılan bu değişiklik hepimizin bildiği gibi, Avrupa Birliği'ne uyum hedefi çerçevesinde yasalarımızda yapılan değişiklikler kapsamında 2005 yılılnda yapılan ve para borcu için kimsenin özgürlüğünden yoksun kılınamayacağı esasının böylece İİK na hakim kılınmaya çalışılmasından kaynaklı bir değişiklik. Yani insanlık tarihinin binlerce yıllık,çileli ve kanlı mücadeleleri sonucu kazandığı insan hak ve özgürlüklerinin kazanılmasına,gelişme kaydetmesine ve uygarlık tarihine armağan edilmesine dair hiçbir katkısı,alınteri olmayan biz Türk"ler,insan hakları ve özgürlükler konusundaki bu cılız yansımaya dahi,Avrupa Birliğine uyum yasaları çıkarma mecburiyeti ve baskısı sonucu İİK na getirilen bu değişiklik ile alışmaya çalışıyoruz. Oysa ki,bizler hukukçu olarak,para tahsil etmekten çok,uygarlık ve özgürlük,insan hakları ile ilgili gelişmeleri,başka uluslardan iktibas ederek te olsa,ülkemizde uygulamaya ve uygulama alanını yaygınlaştırmaya daha istekli olmalıyız.
Old 31-01-2008, 17:22   #38
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Mal beyanı ile ilgili konu, insanlık tarihine,Türklerin uygarlığa,hak ve özgürlüklere katkısına kadar uzanmış görünüyor.
Old 31-01-2008, 18:07   #39
masimo

 
Varsayılan

avukat talebinde açıkça disiplin hapsi değilde hapsen tazyiki şeklinde beyanda bulunmuşsa borçlu mal beyanında bulunup davayı konusuz bırakabilir.(tazyikin hukuki amacı borçluyu eylemde bulunmaya sevketmek olup disiplin hapsi nde ise CMK daki tanımı gereği kabahatin cezalandırılması söz konusu .Disipilin hapsi talebinde suç şekilseldir)
Old 31-01-2008, 18:10   #40
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Evet; Masimo; Ama avukat,dilekçesinde disiplin hapsi istemişse,sorunun konusunda olduğu gibi;anlattığımız yollar izleniyor.

Ergün Bey ; İnsanların para borcu için özgürlükten yoksun kılınmaması tabii ki,insanlık ve uygarlık tarihinde kaydedilmiş aşamalardan biri. Bu aşamayı bizlerin kaydetmediği,Avrupa Birliği'ne uyum yasalarını,yine Avrupa'nın bu konularda yasal değişiklik yapmamız gerekiği yolundaki görüş ve baskıları neticesinde çıkardığımız da malum. Bir hak ve özgürlüğün elde edilmesine katkısı olmayan ve hakka kavuşmayı kendi iradesi ve hayat felsefesi sonucu kazanmayan kişiler,bu hak ve özgürlükleri kabul etmekte,yaşamlarına aktarmada ve koruyup savunmada zorlanırlar. Bu nedenle bir kısmımız,önce para ve alacak tahsil etmek konusundaki İİK nun baskılarından faydalanmayı,bu anlayışı taşıyan ve hakim kılmak isteyen yasal değişikliğe ve sonuçlarına tercih ediyoruz. Oysa avukat olmanın ötesindeki kimliğimiz ile : hukukçu kimliğimiz ile daha geniş düşünürsek,özgürükleri genişleten daha çağdaş bu hukuki düzenlemelere ve uygulamasına,sonuçlarına yakın oluruz.
Old 31-01-2008, 20:01   #41
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
. Bu nedenle bir kısmımız,önce para ve alacak tahsil etmek konusundaki İİK nun baskılarından faydalanmayı,bu anlayışı taşıyan ve hakim kılmak isteyen yasal değişikliğe ve sonuçlarına tercih ediyoruz. .
Evet ben de hayatın olağan akışına göre bir kısımlarından biriyim.
Old 31-01-2008, 20:18   #42
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Anayasa Mahkemesinin 21.11.2002T. 2001/415E.-2002/166K. sayılı kararından
B- Yasa’nın 337. Maddesinin Birinci Fıkrasının İncelenmesi
İtiraz başvurularında, icra takibinin dayanağı olan işlemlerin bir alacak borç ilişkisinden kaynaklandığı ve temelinde bir sözleşme olduğu, sözleşmenin yerine getirilememe sebebiyle Yasa’da özgürlüğü bağlayıcı ceza öngörüldüğü, bunun ise Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılık oluşturduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralda, hakkında icra takibinde bulunulan borçluya, takibin niteliğine göre yasada belirtilen sürede, kendisinin veya üçüncü kişilerin elinde bulunan mal, alacak ve haklarından borca yetecek miktarını haklı neden olmaksızın yazılı veya şifahen icra dairesine bildirmemesi halinde hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüştür.
Bu suçun konusu, cebri icra işlemlerinin yürütülmesi sırasında borçluya yasa ile getirilen bir yükümlülüktür. Nitekim bu husus, mal beyanında bulunmama suçunu konu alan 11.12.1957 günlü, 16-28 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında, “prensip itibariyle İcra ve İflas Kanunu’na vazolunan cezai hükümler borçluyu kanun emirlerine itaate mecbur etmek ve dolayısıyla alacaklının hakkını kolayca istihsal eylemek için bir nevi müeyyideden ibarettir.” şeklinde açıklanmıştır.
İtiraz konusu kuralda düzenlenen suç konusu eylem, Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasında sözü edilen, doğrudan sözleşmenin yükümlülüğünün yerine getirilememesi olmayıp, kanunla getirilen mal beyanında bulunma yükümlülüğünün yerine getirilmemesidir. Bununla korunmak istenen hukuki yarar, yasa hükmüne uymak suretiyle cebri icranın etkin bir şekilde yürütülerek kamu otoritesinin sağlanmasıdır.
Bu nedenlerle kural, Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir.
Old 31-01-2008, 21:03   #43
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
... para borcu için kimsenin özgürlüğünden yoksun kılınamayacağı esasının böylece İİK na hakim kılınmaya çalışılmasından kaynaklı bir değişiklik. Yani insanlık tarihinin binlerce yıllık,çileli ve kanlı mücadeleleri sonucu kazandığı insan hak ve özgürlüklerinin kazanılmasına,gelişme kaydetmesine ve uygarlık tarihine armağan edilmesine dair hiçbir katkısı,alınteri olmayan biz Türk"ler,insan hakları ve özgürlükler konusundaki bu cılız yansımaya dahi,Avrupa Birliğine uyum yasaları çıkarma mecburiyeti ve baskısı sonucu İİK na getirilen bu değişiklik ile alışmaya çalışıyoruz. Oysa ki,bizler hukukçu olarak,para tahsil etmekten çok,uygarlık ve özgürlük,insan hakları ile ilgili gelişmeleri,başka uluslardan iktibas ederek te olsa,ülkemizde uygulamaya ve uygulama alanını yaygınlaştırmaya daha istekli olmalıyız.


Sayın Olguner,

Para borcu için kimsenin özgürlüğünden yoksun edilmesini istemiyorsak, rüşvet, irtikap, hileli iflas vb. vb. suçların faillerini de özgürlükten yoksun bırakmamamız gerekir.

Ne dersiniz?
Old 01-02-2008, 08:24   #44
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Ferda Hanım ;

Rüşvet,irtikap,hileli iflas durumlarında özgürlükten yoksunluk, para borcundan değil,ahlak ve dürüstlük borcunun,yükümlülüklerinin ihlalinden,hukukun yüz kızartıcı suç saydığı ahlaka ve hukuka aykırılıklardan kaynaklı bu suçlara ceza hukukun öngördüğü cezai müeyyidelerden kaynaklı cezalardır.Bu suçlar TCK hükümlerine göre yüz kızartıcı ve ahlaki redaeti en yüksek olan suçlardır. Para borcu ise ticari,hukuki ilişkilerden doğan ahlaki borçtur. Bu nedenle bu borçlar için batı uygarlığı özgürlükten yoksun kılmayı reddetmekte ve özgürlükten kısıtlama cezasını bu alanda daraltmaktadır. Ancak özgürlük idesini ve savaşını veren uygarlık çabaları bizim dışımızdan,batıdan ithal geldiği ,bu mücadelenin dışında olduğumuz ve iktibas yolu ile almaya çalıştığımız için hukukçu camiamızın içinden kişiler olarak dahi sindirmekte zorlanıyoruz diyorum.

İcra İflas Hukukumuzda,Kapitalist değerlerin baş tacı olan para ve buna bağlı tahsilat kavramının önceki önceliğine karşı, Avrupa Birliğine uyum yasaları çerçevesinde kabul edilen İİK daki değişiklikler yanında,mala/mülkiyete karşı suçları,insana, kişiliğe ve cana karşı suçlardan daha önemli bularak en ağır cezalarla yaptırıma bağlayan yine aynı kapitalist düzenin yarattığı faşist İtalya rejiminin ürünü 1899 tarihli Zanardelli Yasasından aynen alıntı 765 sayılı TCK numuzu ilga eden yeni TCK nun kabulü ile hukuk düzenimiz bir yenilenmeye yönelmiştir :Para ve mülkiyeti kutsal kabul eden eski sistem yerine sosyal değerlerin,sosyal hukuk devletinin içeriğini zenginleştiren sosyal hakların ve normların,insan hak ve özgürlüklerinin üstün tutulduğu genel hukuk düzeni içindeki yenilenme kapsamındaki yeni TCK ile yapılan değişiklikler,Türk Hukuku"nda parayı ve malı insan hayatından,bedensel ve ruhsal varlığından, onurundan ,bütünlüğünden üstün tutan eski kapitalist değerlere karşı çağdaş sosyal değerlere,insanı temel değer alan yeni anlayışa hukuk düzeni ile geçişi amaçlamıştır.Tekrar ediyorum,bu değer ve anlayışlara öncelik savaşını biz vermedik ve kurumlarını,kurallarını biz yaratmadık,daha önce Cumhuriyet Rejimine geçişte batıdan iktibas ettiğimiz bu uygarlık değerlerinin uzantısı olarak yine AB ne Uyum Yasaları çıkarma mecburiyeti ile,ama inançla ve düşünsel birikimin sahipliği ile değil,AB ye geçişe zorlanma etkisi ile ve göstermelik olarak yasalarımıza yenilik getirdik. Kendi felsefemiz ve çabalarımızın,mücadelelerimizin ürünü olmadıkları için de uygulamayı yerleştirmekte zorlanıyoruz diye düşünüyorum.

Ama bu sistemin yerleşmesine en büyük katkı ve çaba borcu biz hukukçulara düşmekte yine.

Kapitalist değerlerin toplumumuzun temel değerlerini çökerterek egemen olduğu 1980 döneminden sonra gelişen, paraya aşırı düşkünlük ve buna bağlı ahlaki bozulma,manevi değerlerimizin çöküşü öncesindeki dönemde,1980 öncesi toplumsal ve ticari yaşamımızda medeni,hukuki ve ticari ilişkilerdeki huzur ve güven, yasaların baskısına ve senet,çek gibi ticari belgelere,icra ceza suçlarına öngörülen cezalara değil,kişilerin dürüstlüğüne,bireysel ve toplumsal ahlakın sağlamlığına ve ahde vefa gibi değer yargılarının kalitesine,gücüne ve toplumsal yaşama hakimiyetine bağlı idi. Yasa gücü ile insanlar ahlaklı davranışa yönlendirilemez.

Ahlaki ve sosyal çöküntü halindeki toplumumuzda suç adeta sektörleşmiş,üretim alanlarının yerini almış,sektörel büyüklüğe ve sürekliliğe kavuşan suç dünyası adeta kurumlaşmış,cezaevleri dolup taşmış,ancak ceza sistemini ve cezaları da sektörel faaliyetlerinin doğal sonucu olarak hesap eden suç örgütleri eliyle kullanılan yoksul kesim cezaevlerine işleri gereği girip hapis yatmayı olağan görür olmuştur. Bu cezalar suçların işlenmesine engel olmamaktadır. İcra suçları için de aynı sonucu öngörebiliriz : Borcunu ödememek amacıyla borçlanan kişiler zaten rahatça borçlanıp malbeyanında da bulunarak ödememe yolunu seçmektedirler. İyiniyetli ve ödeme gücü olmayan kişilerin ise yasal sürede malbeyanında bulunmamaktan ötürü cezaevine girmesi hukuki açıdan değeri olan bir çözüm değildir. Dolandırıcılık amacında olanlar zaten TCK na göre yargılanabilecek ve cezalandırılabilecektir.
Old 01-02-2008, 13:17   #45
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
Ferda Hanım ;

Rüşvet,irtikap,hileli iflas durumlarında özgürlükten yoksunluk, para borcundan değil, ahlak ve dürüstlük borcunun,yükümlülüklerinin ihlalinden,hukukun suç saydığı ahlaka ve hukuka aykırılıklardan kaynaklı bu suçların cezai müeyyideye bağlanmasından kaynaklı cezalardır..

Sayın Olguner,

Yukarıda altını koyulaştırdığım cümlelerinizi ayırdığımda, adeta MBB ve Ödeme şartının ihlaline dair ceza dosyalarını tarif ettiğinizi, varlık nedenini açıklamış olduğunuzu ve alıntıda geçen size ait tanım olan "hukuka aykırılıktan" da, İcra ve İflas Kanununa aykırılığı anlamamız gerektiğini, sair yorumlarınızın kişisel (hatta kısmen siyasi) olduğuna inandığımı belirtmeliyim.

Başka yorum eklemeyeceğim.

Saygılarımla...
Old 01-02-2008, 13:36   #46
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

İcra takibine konu borç ile rüşvet,irtikap,zimmet,hileli iflasa konu ekonomik suçların temelini aynı değerde ahlaka ve hukuka aykırılık olarak kabul etmenize şaşırıyorum.

Ayrıca yaptığım değerlendirme ve açıklamalar hukuka ve hukuk düzenindeki yapılara, değişimlere genel ve çok yönlü perspektiflerden objektif bakıştır. Kişisel veya siyasi bakış değildir. Amaç ta uygar dünya ve çağdaş hukuk sistemlerinin insan hak ve özgürlükleri alanında ulaştığı düzeye yaklaşmaya çalışan ülkemiz hukukunun algılanması ve uygulanmasında biz hukukçuların ortak bakış oluşturmasına yönelik farklı bakış açılarını birbirini tamamlamak üzere önermek.Geçmişteki hukukun temelinde varolan siyasi tercihlerin bugünkü çağdaş insan hak ve özgürlükleri ile yer değiştirmesi süreci hepimizin ortak hukuki değerleridir,siyasi farkılıkları değildir.
Old 05-02-2008, 09:28   #47
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine eklenen ek 4 nolu protokole göre :

" Hiç kimse yalnız sözleşmeden doğan borcundan dolayı özgürlüğünden yoksun kılınamaz"

İİK da değişiklik yapan 5358 sayılı yasal değişiklerin amacı,yasalarımızın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokollerine uyumunu sağlamaktı.Daha doğrusu bu konudaki zotunluluk idi.

İİK m 337 bu nedenle değiştirilerek şekli suç olmaktan çıkarılmış,(daha önce süresinde mal beyanında bulunmayan borçlunun mbb süresi geçtikten sonra borca yeter malının haczedilmesi halinde dahi-borç tamamen ödenmedikçe- cezadan kurtulması mümkün olmuyordu)31.5.2005 tarihli yasal değişiklik ile,mbb süresi geçtikten sonra,hatta ceza verilip kesinleştikten sonra dahi borçlunun borca yeter malının haczedilmesi halinde ceza verilemeyeceği,verilmiş cezanın ise ortadan kaldırılacağı açıkça kanun maddesine eklenmiştir.

AİHS nin " sözleşmeden doğan borçtan ötürü özgürlüğün kısıtlanamayacığına dair" ek protokol hükmü dayanak yapılarak İcra İflas Suçları ile karşılıksız çek suçlarının bu nedenle anayasa gereği,kanunla kabul edilen uluslarası sözleşmelerin iç hukuk olmasından bahisle bu suçların artık anayasamıza aykırılık teşkil ettikleri idiiası ile açılan davaları Anayasa Mahkemesi,bu suçlara ilişkin cezaların kişiler arası sözleşmeye değil,yasa gü$cüne ve emrine dayalı olduğu gerekçesi ile red kararı vermiştir. Av.Can Doğanel"in eklediği karar bu anlamda anayasa mahkemesinin verdiği sayısı pek çok karardan biri ve MBB suçuna ilişkin yasal düzenlemenin bu bağlamda anayasaya aykırılık teşkil etmediğini tesbit ediyor.

Ancak bu tartışmanın konusu,MBB davası sırasında ve sonrasında malbeyanında bulunmanın mümkün olup olmadığı,yasal değişikliğin bunu amaçlayıp amaçlamadığı. Bu konuda,daha evvel Can Doğanel"in yardımı ile Adalet Org.tan aktardığım 16 HD Kararı,yasanın amacının borçluyu malbeyanında bulunmaya zorlamak olduğunu ve bu yükümlüğü yerine getirinceye kadar disiplin hapsi ile cezalandırılabileceğini ifade eden kararları ile,borca yeter malı haczedilen borçlu hakkında verilen cezanın ortadan kaldırılacağına dair açık yasa hükmünün borçlu lehine İİK m 337 den kaynaklı yenilik ve yumuşama olduğunu konuşuyoruz. Hatta,borçlunun talebi ile de haciz yapılabildiğinden,böylece borçlunun kendi malını kendi talebi ile haczettirerek aldığı cezanın ortadan kaldırılmasını isteme imkanının olduğunu ve bu yönde bir kararı geçen hafta,bahsi geçen yöntemle aldığımı yukarıdaki mesajlarda aktarmıştım. Can Bey"in aktardığı karar filmin asıl teması ile değil yasanın anayasa uygun olup olmadığı konusu ile ilgili. Bizim filmin işlediği konu daha özel.
Old 25-09-2008, 13:52   #48
yalcinhukukbürosu

 
Varsayılan

1-) İ.İ.K. 76. madde hiç mal beyanında bulunmamayı cezalandırmıştır. Bir kimse 10 günlük süre içerisinde mal beyanında bulunmaz ise, mal beyanında bulnana kadar hapisle tazyik edilir. Bu süre üç ayı geçemez. Bir kimse 10 günlük süre içerisinde mal beyanında bulunmazsa, fakat bu süre geçmesine rağmen hakkında dava açıldığında duruşmada veya ceza verildikten sonra infaz esnasında mal beyanında bulunursa İ.İ.K. 76. madde mucibince verilmiş/verilecek ceza tüm sonuçları ile ortadan kalkar.

Sayın Meslaktaşım bir müvekkil İİk 76. maddeye göre 3 ay disiplin hapsi cezası alıyor. ve kararda diyor ki " ....mal beyanında buluncaya kadar 3 ay disiplin hapsi ile cezalandırılmasına..." şimdi iki sorum var.
1- Mal beyanını İcra Dosyasına mı yapacağız 2- Söz konusu İcra Ceza Mahkemesi Kararını kaldırmak için nasıl bir yol izleyeceğiz
Old 25-09-2008, 17:07   #49
Av_okan

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarım
kanunda mal beyanında bulunmamayı ceza ile yaptırımlandırmanın amacı kişiyi beyanda bulunmaya itmektir.korunan hukuki menfaat alacaklının alacağına kavuşabilmesi için yeterli malın beyan edilmesidir. yani amaç beyanda bulunmaktır, süresi içinde beyanda bulunmak değil ki uygulamada da görüldüğü üzere kişi beyanda bulununca konusuz kalan dava düşürülmektedir.saygı ile
Old 26-09-2008, 11:54   #50
selhan

 
Varsayılan m.b.b. davasında ceza

Sn.Ergin,dediğiniz olay,ödeme emrinin altında yazan maddeye bağlı bulunmaktadır.Eğer mal beyanında bulunmayan kişinin İİK. 74.md.ye göre cezalandırılacağı söyleniyorsa bu durumda süre 10 gündür ve bu süre içerisinde mal beyanında bulunmayan kişinin daha sonra mal beyanında bulunması ceza almasına engel teşkil etmez.Ancak mal beyanında bulunmadığı taktirde İİK.md.76 gereğince hapsen tazyik oluncağı belirtilmekte ise bu durumda istediği zaman mal beyanında bulunarak ceza almasını engelleyebilir.Mal beyanında bulunmama suçu nedeniyle artık uygulamada İİK.md 74'e göre ceza verilmediğinden genelde avukatlar borçlunun İİK.md.76'ya göre hapsen tazyikini talep etmekteler.Bu nedenlerle ödeme emrinin alt tarafını iyi okumanızı öneririm.İyi çalışmalar.
Old 26-09-2008, 12:31   #51
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan selhan
Sn.Ergin,dediğiniz olay,ödeme emrinin altında yazan maddeye bağlı bulunmaktadır.Eğer mal beyanında bulunmayan kişinin İİK. 74.md.ye göre cezalandırılacağı söyleniyorsa bu durumda süre 10 gündür ve bu süre içerisinde mal beyanında bulunmayan kişinin daha sonra mal beyanında bulunması ceza almasına engel teşkil etmez.Ancak mal beyanında bulunmadığı taktirde İİK.md.76 gereğince hapsen tazyik oluncağı belirtilmekte ise bu durumda istediği zaman mal beyanında bulunarak ceza almasını engelleyebilir.Mal beyanında bulunmama suçu nedeniyle artık uygulamada İİK.md 74'e göre ceza verilmediğinden genelde avukatlar borçlunun İİK.md.76'ya göre hapsen tazyikini talep etmekteler.Bu nedenlerle ödeme emrinin alt tarafını iyi okumanızı öneririm.İyi çalışmalar.

Alıntı:
Bu nedenlerle ödeme emrinin alt tarafını iyi okumanızı öneririm

Sayın selhan keşke önermeden önce, soruyu iyi okuyup anladıktan sonra mesaj yazsaydınız.
Ben;


Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
M.B.B. davasının icra ceza mahkemesindeki duruşması esnasında mal beyanında bulunmak

mümkün müdür, diye sormuştum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
boşanma davası esnasında tazminat talebi! egelihukukcu Meslektaşların Soruları 7 20-11-2009 15:41
gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak Av.Çağlar Şener Meslektaşların Soruları 10 28-02-2008 13:48
Ihtirazi Kayıtla Kira Ödeyip kiracı olarak Kira Tespit Davası Açmak Mümkün müdür? üye14072 Meslektaşların Soruları 1 14-02-2007 12:40
Vasıyetnamenin Tenfızı mümkün müdür? ad-hoc Meslektaşların Soruları 1 22-01-2007 17:19
Tenfiz de cayma mümkün müdür? Brusk Meslektaşların Soruları 2 14-03-2006 17:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06194305 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.