Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Taraflarin Sulh Olmalari Halİndekİ Vekalet Ücretİ

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-03-2007, 22:37   #1
advokat34

 
Varsayılan Taraflarin Sulh Olmalari Halİndekİ Vekalet Ücretİ

İyi akşamlar meslektaşlarım. Vekalet ücreti ile ilgili bir sorum olacaktı. Mihir senedine dayalı eşya alacağı davasında, 2.duruşmadan sonra (eşya ve ziynet eşyaya ait bilirkişi raporları dosyaya geldikten sonra) taraf asiller sulh olmuşlar ve bu durumdan ne davacı ne de davalı vekilinin haberi olmuyor. İki taraf vekillerinin yokluğunda yazılı anlaşma yapmışlar, herhangi bir alacak durumu kalmamış. Vekalet ücretini ödemeye yanaşmayan davalı müvekkile karşı ne yapmak gerekir? Ortada yazılı bir vekalet ücreti sözleşmesi yok. Bir sonraki duruşmaya davalı müvekkil, karşı tarfla yaptığı yazılı sulh anlaşmasını mahkemeye sunarak davayı konusuz bırakacaktır. Ortada herhangi bir azil durumu da yoktur. Davada eşya+ziynet=25.000YTL. değer çıkmıştır. Müvekkil hakkında takip yoluna gidilirse nisbi mi yoksa maktu vekalet ücreti mi talep edilmelidir?
Old 06-03-2007, 00:05   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:

Avukatlık Kanunu
Ücret dolayısiyle müteselsil sorumluluk:
Madde 165 - İş sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.
Alıntı:
T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 1987/4701
Karar: 1987/5426
Karar Tarihi: 09.11.1987




(1086 S. K. m. 375) (1136 s. k. M. 165) (818 S. K. m. 142)


DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü :
KARAR : Davacı, (M.T.) vekili olarak davalı (K.) İnşaat T.A.Ş.aleyhine, Kadıköy Asliye 1. Hukuk Mahkemesinde 1985/510 esas sayılı davayı açtığını, ancak bu davada müvekkili davacı ile davalının haricen sulh olarak davayı sonuçlandırdıklarını, açılan davanın müddeabihinin 13.993.635 lira olduğunu, sulh nedeniyle iki tarafın vekalet ücretinden sorumlu olduklarını, vakalet ücretinin 815.000 lira tuttuğunu, her iki taraftan da vekalet ücretini almadığını ileri sürerek Avukatlık Yasasının 165 inci maddesi ile BK.'nun 142 nci maddeleri hükümleri uyarınca 815.000 lira vakalet ücretinin davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, Kadıköy Asliye 1. Hukuk Mahkemesinde aleyhine açılan 1985/510 sayılı dava dosyasında müdeabihin değerinin 13.993.635 lira olduğunu; ancak 7.3.1986 tarihli makbuz ve ibraname başlıklı anlaşmaya göre, anılan davanın asıl davacısı (M.T.)'un gerçek alacağının, 2.500.000 lira olduğu saptanıp sulh olduklarını ve tarafların vakalet ücreti almayacaklarını bildirdiklerini, dava kabul edilse dahi hakiki borç miktarı olan 2.500.000 lira üzerinden vekalet ücretinin hesaplanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı avukatı dilekçede yazılı alacak miktarına göre değil, davanın sonucunda belirlenen veya taraflarca hesaplaşma yapılmak suretiyle belirlenmiş bulunan alacağın miktarına göre ücreti vekalete müstahak olacağından ve davacıya vekalet ücretinden dolayı herhangi bir ödeme yapıldığı da ileri sürülmemiş ve ispatlanmamış bulunduğundan dava tarihindeki avukatlık ücret tarifesine göre, davacının 2.500.000 lira için müstahak olduğu 169.500 liranın 7.1.1986 tarihinden itibaren % 30 yasal faiziyle davalıdan alınmasına, davalının (M.T.)'a rücu hakkının bulunmasına, fazla talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Avukatlık Yasasının 165 inci maddesi gereğince sulh ile sonuçlanan işlerde her iki taraf avukatlık ücretlerinin ödenmesi hususunda müteselsilen sorumludurlar. Olayda, davalı, davacının müvekkilinin hasmı olarak davacıya karşı müvekkilinin vekalet ücreti borcundan müteselsilen sorumludur. Davalının buradaki sorumluluğunun kapsamı, dava dışı müvekkilinin davacı avukatına karşı sorumlu bulunduğu tutara göre belirlenmek gerekir. Davacı avukatı, müvekkilinden dava sulh ile sonuçlansa dahi vekalet sözlemesinden doğan avukatlık ücretini ve ayrıca yargılama masrafı arasında bulunan ve davacı yararına karar altına alınması gereken vekalet ücretini isteyebilir. O halde davalı, davacıya karşı anılan bu iki tür vekalet ücretinin ödenmesinden sorumludur. Davacı ile dava dışı müvekkili arasında yazılı ücret sözleşmesi yoktur. Avukatlık Yasasının 163 üncü maddesi uyarınca davacı müvekkilinden ve bu davada davalıdan açılmış olan davanın müddeabihi üzerinden asgari avukatlık ücret tarifesi uyarınca hesaplanacak avukatılık ücretini isteyebilir. Bunun dışında Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesinin son fıkrasında avukatla iş sahibi arasında aksine yazılı sözleşme bulunmadıkça tarifeye dayanarak karşı tarafa yüklenecek avukatlık ücretinin vekile ait olacağı öngörülmüştür. Davacı ile müvekkil arasında böyle bir yazılı sözleşme bulunmadığına göre davacı, müvekkilinin hasmı olan davalıdan sulh anlaşması sonucu müvekkilin haklı çıktığı miktar üzerinden yargılama masrafı olarak müvekkili yararına takdir edilmesi gereken ücretin de kendisine ödenmesini isteyebilir. Davada her iki avukatlık ücreti dava edilmiştir. Mahkemece davacı yararına sadece, sulhla neticelenen davanın yargılama giderleri arasında bulunan ve davacının müvekkilinin sulh ile belirlenen alacak miktarı üzerinden hesaplanmış olan 169.500 lira vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa dava bunun dışında davalıdan vekalet sözleşmesinden doğan ve yazılı üctret sözleşmesi bulunmadığından avukatlık ücret tarifesine göre, dava edilen miktar üzerinden hesaplanacak avukatlık ücretini de talebe yetkilidir. Mahkemece bu yönler gözardı edilerek, sadece 169.500 lira vekalet ücretine hükmedilmesi yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 9.11.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Sulh anlaşmasının nasıl yapılacağına bağlı olarak sonuç değişecektir. Davacı talebinin bir kısmından feragat eder ve davalı da bu haliyle talebi kabul eder ya da davacının davasını tamamen kabul eder. Üçüncü bir yol olarak da sizin dediğiniz şekilde dava konusuz kalır. Siz olayda davalı vekili olduğunuzdan davayı reddettirme şansınız kalmadığından müvekkilinizin sulh olması sizin için haklı istifa nedenidir. Müvekkiliniz sulh anlaşmasını mahkemeye sunduğu anda istifa beyanınızı zapta geçirtir ve haklı istifa nedeniyle alacak davası açarak red ihtimali ortadan kaldırıldığından davanın reddi halinde karşı taraf lehine hükmedilecek vekalet ücretini de isteyebilirsiniz. Ya da istifa etmez ve yalnızca müvekkilinizin size ödemek zorunda olduğu vekalet ücretini isteyebilirsiniz. Henüz duruşmaya vakit varsa müvekkilinize ücretin ödenmesi konusunda bir ihtar çekerek süresi içerisinde bir ödeme yapılmazsa yine haklı neden oluşacağından istifa edebilirsiniz. Müvekkilinize karşı vekalet ücretine ilişkin alacak davası açacaksınız. Bu durumda Av. Kanunu 164. maddesi hükmü gereğince ücretiniz tespit edilecektir. Eldeki dava nisbi vekalet ücreti gerektirdiğinden nisbi vekalet ücreti talep edilebilir.

Not: Yukarıdaki karar davacı vekili yönünden verilmiş bir karardır. Bu nedenle kendi durumunuzu buna göre değerlendirmelisiniz.
Old 06-03-2007, 17:36   #3
averman

 
Varsayılan

[ Avukatlık Kanunun 165.maddesine göre sulh anlaşması sonucu avukat vekalet ücretine hak kazanır.Burada avukatlık ücretinin hesabı eğer bir sözleşme yok ise dava değeri üzerinden nispi olarak hesaplanacaktır.Ancak Avukatlık Kanunu 164/4.fıkraya göre bu tür uyuşmazlıklarda davada avukatın emeğine göre dava değerinin %5 ile %15 arasında avukatlık ücretine hükmedilebilir denmektedir.Vekalet ücretinizi talep ederken bu maddeyi de dikkate alabilirsiniz.İyi çalışmalar
Old 18-04-2007, 19:16   #4
advokat34

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım bu konuda yazmayı unuttuğum önemli bir husus var. Bu konuda da düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Sözettiğim bu davada kardeşimle beraber karşılıklı vekiliz. Aynı büroda kardeşim işveren bense çalışan konumunda olarak çalışıyoruz. Davalı müvekkilim vekalet ücretini ödemediği için kendisi hakkında yasal yollara başvurduğumda, kardeşimle karşılıklı vekillik durumumuz bir sıkıntı yaratır mı? Ne yapmamı önerirsiniz?
Old 09-08-2016, 21:33   #5
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi kararı.
YARGITAY 13. Hukuk Dairesi
2015/2867 E.
2016/8817 K.
Davacı; davalı şirkette veteriner hekim olarak çalışan davalılardan ...'ın iş akdinin haksız feshedilmesi sebebiyle 9 yıl 6 ay 2 günlük fiili hizmet süresi için işçilik alacaklarının tahsili istemiyle 23.01.2012 tarihinde davalının avukatı olarak Gönen Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/39 Esas sayılı dosyası üzerinden harca esas dava değeri 39.683,15 TL göstermek suretiyle davalı şirkete karşı belirsiz alacak davası açtığını, davalıların avukatlık ücretini ödememek amacına matuf olarak mahkeme dışında sulh olarak davalı ...'in noterde verdiği 03.02.2012 tarihli ibraname ile 12.500,00 TL karşılığında diğer davalı şirketin ibra edildiğini, 10.02.2012 tarihinde davalı ...'in feragati sonucu açılan davanın reddine karar verildiğini, ancak feragatin tarafların aralarında anlaşması sonucu gerçekleştiğini, niteliği itibarıyla sulh olduğunu, 19.03.2012 tarihinde vekillik görevinden azledildiğini, davalı ... ile yazılı avukatlık sözleşmesi yapılmadığını, görevini özenle yerine getirdiğini, görev yapılan davada akdi ve yasal avukatlık ücreti bulunduğunu ileri sürerek Avukatlık Kanunu'nun 164/4., 165. maddeleri gereğince bu ücretlerin hesaplanarak, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı Şirket, diğer davalının feragat beyanının sulh olarak nitelendirilemeyeceğini, davada firmalarına husumet yöneltilemeyeceğini; diğer davalı ise davacı avukatın 6 ay gibi bir süre dava açmakta geciktiğini ve eski işvereninin baskılarına dayanamayarak 03.02.2012 tarihli noterde düzenlenen ibraname ile 12.150,00 TL karşılığında ibraname verdiğini, sonrasında da mahkemeye sunduğu 10.02.2012 tarihli feragat dilekçesiyle davadan feragat ettiğini, yapılan işlemin sulh değil feragat olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 1.944,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmiş; Hüküm, davacı ile davalı ... Et Gıda Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dava, vekâlet ücreti alacağının tahsili isteğine ilişkindir. Tüm dosya kapsamına göre, davacı avukatın görevini özenle yerine getirdiği, yargılama devam ederken dosyanın tarafları olan davalıların anlaşarak sulh oldukları, davalı veteriner hekimin davasından feragat ettiği, davacı vekil ile vekil edeni davalı veteriner hekim arasında yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmadığı sabit olup, bu hususlar mahkemenin de kabulündedir.
İhtilaf sulh olunan miktardadır. Davalı ..., sulh olunan miktarın 12.150,00 TL olduğunu savunmuş, buna ilişkin noter ibranamesi ve banka dekontlarını dosyaya sunmuştur. Davacı ise bilirkişi raporunda dahi hak kazanılamadığı kanaatine varılan cezai şart ile birlikte tarafların 100.098,81 TL üzerinden sulh olduğunu iddia etmiş, temyiz dilekçesinde ise harca esas değer olan 39.683,15 TL üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Mahkemece, dosyada mevcut deliller ışığında tarafların ibranamede belirtilen miktarın üzerinde sulh olduklarına dair hiçbir somut delil bulunmadığı gerekçesiyle Mahkemenin 2012/39 Esas sayılı dosyasında tarafların 12.150,00 TL üzerinden sulh oldukları kanaatine varılarak davada kazanılan bölüm olarak vekâlet ücretinin hesaplanmasında bu miktar esas alınmıştır.
Bir davada görev yapan avukat, vekil edeninden aralarındaki sözleşmeye göre kararlaştırılan miktarı, şayet ücret kararlaştırılmamış ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesine göre belirlenecek miktarı ücret olarak talep etmek hakkına sahip olduğu gibi, ayrıca yargılama sonunda haklı çıkılan kısım üzerinden hasma yüklenen vekâlet ücretini de talep etmek hakkına sahiptir. Vekil eden, avukatına belirlenen bu iki kalem ücreti ödemekle yükümlüdür.
Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesinde; "...Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir..." hükmü düzenlenmiştir.
Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinde "... Sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar." hükmü mevcuttur. Yasanın bu hükmüne göre, avukatın ücretinden vekil edenin hasmının sorumlu olabilmesi için, avukatın takip ettiği davanın taraflarının aralarındaki ihtilafı sulh yolu ile ve her ne şekilde olursa olsun anlaşarak sonuçlandırmaları ve takipsiz bırakmaları gerekir. Sulhun, anlaşmanın duruşmada olması veya yazılı bir metne dayanması gerekmez. Olayların gelişiminden böyle bir sonucun olduğunun anlaşılması yeterlidir. Ayrıca asıl borç avukatın vekil edenine ait olup, yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk nedeniyle avukata ödeme yapan hasım bunu asıl borçlu olan avukatın vekil edenine, sulh sözleşmesinde, anlaşmalarında aksine bir hüküm yok ise rücu hakkının olduğu da gözden kaçırılmamalıdır.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, davacının vekil edeni davalı veteriner hekim ile vekil edenin hasmının anlaşarak uyuşmazlığı sona erdirdikleri sabit olup, mahkemenin de kabulündedir. Yukarıda da değinildiği üzere, taraflar arasındaki ihtilaf davacı avukat tarafından takip edilen dosyalarda tarafların sulh olmaları halinde avukatın vekâlet ücretinin hangi meblağ üzerinden hesaplanacağı noktasındadır.
Dairemizin uygulamalarına göre, sulh olunan miktar belli değilse mahkemece gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, sulh olunan miktar tespit edilemezse vekil ile vekil eden arasında varsa yazılı sözleşme hükümleri gereğince, sözleşme yok ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesi gereğince harcı ödenen dava değeri üzerinden vekâlet ücreti hesaplanmalıdır. Mahkemece, davalı veterinerin hesabına yatırılan meblağ sulh miktarı olarak kabul edilmiş ve bu meblağ üzerinden vekâlet ücreti hesaplanmıştır. Davacı gerçek sulh olunan miktarın bu meblağ olmadığını, davalı veterinere sağlanan menfaatin harca esas alınan miktar olduğunu ileri sürmektedir. Somut olayda davalı veterinerin hesabına gönderilen paranın gerçek sulh miktarı olduğunun kabulüne olanak yoktur. Zira davalıların daha fazlası için anlaşıp bu miktarın bir kısmının hesaba yatırılıp kalan kısmın haricen tahsil edilme olasılığı her zaman mevcuttur. Davalılar arasında davacı avukatın da imzasının bulunduğu bir sulh sözleşmesi bulunmadığına göre eldeki davada gerçek sulh miktarının tespit edildiğinden bahsedilemez. Bu durumda davacı avukat ile vekil edeni arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmadığına göre vekâlet ücretlerinin Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesine göre belirlenmesi gerekir. O halde davacıya ödenecek olan akdi vekâlet ücretinin, iş mahkemesi sıfatıyla açılan dava için harçlandırılmış olan dava değerinin %10'u ile %20'si üzerinden mahkemece takdir edilerek, tespit edilecek bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir. Yine, Avukatlık Kanunu'nun 164/son maddesi gereğince davacıya ödenecek hasma yüklenen vekâlet ücretinin hesaplanmasında ise, iş mahkemesi sıfatıyla bakılan dosyada harçlandırılmış olan dava değerinin esas alınması gerekir. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre araştırma yapılmadan yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

2-Bozma nedenine göre davacı ve davalı şirketin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı şirketin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 33,20 TL harcın davalı-...ne, 229,50 TL harcın davacıya iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
iBRA VE VEKALET ÜCRETİ Av. O. TEKGUL Meslektaşların Soruları 4 09-07-2007 16:51
VEKALET ÜCRETİ MATRAHI ne olmalıdır? Jeanne D'arc Meslektaşların Soruları 17 14-06-2007 18:36
Vekalet Ücretİ Av. O. TEKGUL Meslektaşların Soruları 4 19-02-2007 12:46
Ölen Avukatin Vekalet Ücretİ yazoglu Hukuk Soruları Arşivi 20 03-10-2006 07:45
İcra Vekalet Ücretİ ilker kırgıl Meslektaşların Soruları 2 11-07-2006 01:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05798006 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.