Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Boşanma Davası Sırasında Davalının Ölmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-03-2009, 14:12   #1
Kemosabe

 
Varsayılan Boşanma Davası Sırasında Davalının Ölmesi

İyi günler değerli meslektaşlarım;açılan boşanma davası devam ederken davalı vefat etmiştir.Bu durumda davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilecektir.Boşanma davası vefat edenin şahsını ilgilendiren bir dava olduğundan bu davaya mirasçılar devam edemeyecektir.Ancak yargılama giderleri konusunda nasıl bir karar vereceğiz?Davacı dava tarihi itibari ile dava açmakta haklıdır.Yargılama giderlerinin davacının üzerinde mi bırakılması gerekir?Yoksa davalının mirasçılarından mı yargılama giderlerini almamız gerekir?Kararın kesinleştirilmesi nasıl olacak?Davalının mirasçılarına da kararı teblğ edecek miyiz?Kararda mirasçıların gösterilmesi gerekir mi?Belirttiğim konularda değerli cevaplarınızı bekliyorum.Saygılarımla.
Old 20-03-2009, 14:22   #2
Av.Melih Eryaman

 
Varsayılan Davaya devam mümkün...

Değerli Kemosabe,


Yeni Medeni Kanun'un getirdiği bir hüküme göre, boşanma davasına "davalının kusurunun ispatlanması ve bunun sonucunda tarafların birbirininin yasal mirasçısı olmamalarının sağlanması ile ölüme bağlı tasarruflardan doğan haklarını -aksi tasarruftan anlaşılmadıkça- kaybetmeleri için" davacının mirasçılarından birinin dahi devam etmesi mümkün..


VII. Miras hakları
Madde 181- Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.

Boşanma davası devam ederken, ölen davacının mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve davalının kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.


Bu durumda maddede belirtilen sonucu almak için davaya devam devam edip etmeme tercihi davayı açanın -varsa- mirasçısına (veya mirasçılarına) kalıyor.

Bu maddenin uygulanması (yani seçimlik hakkın kullanılması) için mirasçılarına tebligat yapılması düşünülebilir. Aksi halde, mirasçılar davadan haberdar olmayabilirler. Bu da hakkın kaybına sebep olabilir.
Bir başka anlatımla, (örneğin) çocuklar, annelerinin açtığı davadan habersiz olurlarsa, davalı baba mirasçılığa hak kazanır, çocukların miras payı azalır. Ancak çocukların haberleri olup davayı takip ederlerse, babanın haksızlığını ispatlayıp miras paylarını (yasanın 181. maddesinin tanıdığı hakkı kullanmak suretiyle) adalete uygun tutarda alabilirler.

Saygılar.
Old 20-03-2009, 14:38   #3
Kemosabe

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;burada davacı değil davalı vefat etmiştir.
Old 20-03-2009, 15:40   #4
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/3103
K. 2004/6104
T. 11.5.2004
GÖREV ( Dava Konusu Olayda Yerel Mahkemenin Aile Mahkemelerinin Görevli Olup Olmadığı Hususunda Araştırma Yapmasının Gerekli Olması )
KUSUR ( Davacı Mirasçıların Davada Eşlerin Kusur Nisbetinin Belirlenmesi Yönünde Taleplerinin Bulunması ve Delil Göstermiş Olmaları )
DELİLLERİN TOPLANMASI ( Somut Olayda Davalıya Usulüne Uygun Önel Verilmesi ve Gösterildiği Takdirde Taraf Delillerinin Toplanması ve Sonuca Gidilmesinin Gerekmesi )
4721/m.181,118,395
4787/m.4
ÖZET : Davacı mirasçıları davayı Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesinde yazılı eşlerin kusur nisbetinin belirlenmesi yönünden talep edeceklerini beyan etmiş ve delil göstermişlerdir. Bu konuda davalıya da usulüne uygun önel verilmesi, gösterdiği taktirde taraf delillerinin toplanması sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden davacılar vekili ve karşı taraf vekili geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre evlilik birliği ölümle sona erdiğinden davacı mirasçılarının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Davacı mirasçıları davayı Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesinde yazılı eşlerin kusur nisbetinin belirlenmesi yönünden talep edeceklerini beyan etmiş ve delil göstermişlerdir.Bu konuda davalıya da usulüne uygun önel verilmesi, gösterdiği taktirde taraf delillerinin toplanması sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazıl şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3-4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere ( MK. md. 118-395, 5133 S.K.md.2-3 ) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici l. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın 2. bentte yazılı nedenle BOZUMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 375.000.000 lira vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Türk Medeni Kanununun 166/son maddesiyle ilgili davada öncelikli koşul, üç yıllık fiili ayrılık süresinin geçmesi ve bu sure içerisinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamasıdır. Boşanma kararı verilebilmesi için eşlerin kusur durumlarının araştırılması söz konusu değildir.

Önceki dava reddedilmiş, bu davada davalı kadının kusurlu olmadığı kabul edilmiş ve karar kesinleşmiştir. Davacı koca, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca açtığı bu davada üç yılık fiili ayrılık süresinin dolması nedenine dayanmış, davalı kadının kusurlu olduğuna ilişkin bir iddiaya yer vermemiştir. Ölümü üzerine davaya devam eden mirasçılarının, kocanın boşanma nedeni yapmadığı olaylara dayanarak kadının kusurlu olduğunu kanıtlama olanakları bulunmamaktadır. Kusur durumuna ilişkin tanıkların dinlenmesi sonuca etkili olmayacaktır.Bu nedenle yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.
Old 20-03-2009, 16:39   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

TMK.nun 181/2 maddesi davacının ölümü halinde mirasçıların davaya devam etmesini ve sağ olan davalının kusurunun ispatını öngörmüştür. Oysa somut olayda davacı değil davalı ölmüştür.

Bu durumda ; davaya devam sözkonusu olmayıp, " ölüm nedeniyle konusu kalmayan dava hk.da bir karar verilmesine yer olmadığına " karar verilecektir.
(Yukarıda örnek olarak verilen kararlar davacının ölümü ile ilgili olup somut olaya uygun değildir)

Ölüm ile evlilik kendiliğinden sona erer. Bunun için mahkeme kararına ihtiyaç yoktur. Davacı ölüm kaydını nüfusa ibraz ile evlilğin kendiliğinden sona ermesini sağlayacaktır.Davanın kazanan veya kaybeden tarafı mevcut değildir. Burada kusur araştırılmasına gidilmeyeceği, mirasçılara bir edim yüklenemeyeceği, mirasçıların kararda gösterilmeyeceği, kararın kendilerine tebliğ edilmeyeceği,yargılama giderlerinin davanın tarafları üzerinde bırakılması gerektiği , avukatlık parası tayin edilmeyeceği kanısındayım
Old 20-03-2009, 16:53   #6
halit pamuk

 
Varsayılan

Kanaatimce olayın nitelendirilmesini "davanın konusuz kalması hali" olarak nitelendirip buna göre de yargılma giderlerini sorumlu olanı belirlemek gerektiğini düşünüyorum. Yani davanın ölüm nedeniyle konusuz kalması durumunda karar verilmesine yer olmadığı kararı ile birlikte dava tarihinde haksız olan tarafı yargılama giderleri ile sorumlu tutmak gerekir. Burada taraflardan biri öldüğüne göre davalının mirasçıları (davacının haklı olduğu düşünüldüğüne göre) sorumlu tutmak gerektiğini düşünüyorum.

Baki Kuru da "boşanma davası gibi yalnız öleni ilgilendiren davalarda taraflaradan birinin ölmesi durumunda mahkeme, konusuz kalan dava hakkınnda bir karar verilmesine gerek bulunmadığına karar verirken bundan başka davanın açıldığı tarihte haksız olan tarafı(veya mirasçılarını) yargılama giderine mahkum etmelidir" düşüncesindedir. (Baki Kuru,Hukuk Muhakemeleri Usulü- Altıncı Baskı, Cilt 3 s.3039)
Old 20-03-2009, 20:30   #7
Kemosabe

 
Varsayılan

Değerli üyeler;ilgi ve alakanızdan dolayı çok teşekkür ediyorum.Saygılarımla.
Old 21-03-2009, 09:01   #8
halit pamuk

 
Varsayılan

Bu arada, kararda mirasçıların gösterilmesi ve kararında mirasçılara tebliğ edilerek kesinleştirilmesi gerekir, zira, yargılma giderleri ile ilgili kısmı mirasçılar temyiz edebilir. (Baki Kuru,Hukuk Muhakemeleri Usulü- Altıncı Baskı, Cilt 1.s.907)
Old 21-03-2009, 10:51   #9
hilallal

 
Varsayılan

Manavgat'taki bir dosyamızda sorunuzdaki gibi boşanma davası sırasında davalı ölmüştür. Hakim "TMK md.181/2'deki belirtilen "davacının" mirasçılarının dava açmasını ve mahkemizce sadece davacı tarafa bu hakkı tanıyan yasa maddesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu nazara alınarak yasa maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açılmasına" karar verdi.Sonucunu merakla bekliyoruz...
Old 27-12-2010, 21:55   #10
Erkan Uygun

 
Varsayılan

benim aklıma bişey takıldı.davacı tarafın maddi ve manevi tazminat talepleri konusunda nasıl bir karar verilecek.tmk 25/4 ışığında nasıl bir cevap verebiiriz.maddi ve manevi tazminat talepleri tefrik edilebilir mi
Old 28-12-2010, 01:29   #11
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Boşanma ile ilgili maddi ve manevi tazminat davaları ölümle konusuz kalır. Bu istekler hakkında da boşanmada olduğu gibi olumlu olumsuz bir karar verilemez. Bu hak mirasçılara geçmez.TMK.nun 24. maddesi boşanmadaki olaylar dışındaki kişilik haklarına saldırı ile ilgilidir.
Diye düşünüyorum.
Old 03-01-2012, 16:44   #12
ayse1728

 
Varsayılan

boşanma davası devam ederken davalı yan vefat etti. davalı tarafın kusuru sabit. boşanma konusunda hüküm kurulmayacak tarafların 2 tane çocuğu var bütün mal mülk de ölen davalının babasının adına kayıtlı. maddi manevi tazminat ve yargılama giderleri bakımından da davayı mirasçılara yöneltmek mantıksız. neticede mirasçılar çocuklar. yapılacağim bir şey yok mu? çocukları istemiyorlar ekonomik olarak yardım etmiyorlar ve müvekkilim evhanımı. dededen talep edebileceğim her hangi bir şey yok mu?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
davacının dava sırasında ölmesi leisure Meslektaşların Soruları 1 12-06-2008 17:44
boşanma davası sırasında haciz işlemleri Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 6 01-05-2008 14:58
Boşanma Davası sırasında Ortak Konutta Kim Kalacak,Şiddetten Korunma? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 5 22-03-2008 11:50
Boşanma kararı kesinleşmeden davalının ölmesi av.cgoksen Meslektaşların Soruları 5 22-01-2008 17:14
Eve Gelmesini Istemiyorum-Boşanma Davası Sırasında Tedbir ve Evin Tahsisi Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 25-10-2007 17:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04101300 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.