Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Renklerlerle Örtünmüş Bir İzleme Merakı; MAHKİM

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-09-2007, 12:06   #1
hilmiseker

 
Varsayılan Renklerlerle Örtünmüş Bir İzleme Merakı; MAHKİM

Koridora çıktığınızda tasarım sanatının desteğini almış bir afiş sizi karşılıyor. Her kattaki duyuru panolarına asılı afilili bu afişlerden birine yaklaştığımızda “MAHKİM” adlı bir oluşumun kurulduğunu haber alıyoruz.
MAHKİM, kendisini, mahkeme kararlarının toplanıp hukuki bakımdan değerlendirilmesini, değerlendirme sonuçlarının alınacak kararlarla, ilkin Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanıyla paylaşılmasını, gerekirse değerlendirme kararının HSYK’ ya ileterek yargıyı olumsuz deneyimlerden arındırmayı sağlayan bir izleme kurulu biçiminde tanımlıyor.
Bunca denetim olanağı varken bunlara MAHKİM’in eklenme isteği, bu oluşuğun panolar aracılığıyla yansıyan renkli ve masum yüzünü kuşkulu hale getiriyor. Oluşan kuşkuları giderme isteği, bizi bu kurumu sorgulamaya zorluyor.
İlkin, bu oluşumun her türlü art niyetlerden arî olarak, yargının demokratik işleyişine, verilmek istenen bir katkının parçası olabileceğini düşünüyoruz. Amaç gerçekten yargının demokratik denetime katkının bir ayağı olmak ise hukuk dizgesinin bu kalkışmayı konusuz bırakacak ziyadesiyle yanıtı bulunmaktadır. Savunma demokratik hukuk devletlerinde, yargı şeması içinde adalet için çaba gösteren bileşenin adıdır. Yargının ortağı bu bileşenin, yargıcı ve deneyimlerini hedefleyen denetimlerin parçası olma isteği, sınırlarında kalmak koşuluyla yasal ve meşrudur. Yargının demokratikleşmesi ya da kamu gücünü kullananların denetlenmesi hukukun öteden beri arzusudur. Bu arzunun gerçekleştirilmesini sağlayacak aygıtları sisteme sağlayan hukuk, toplum adına yapılacak denetimin, kendisinin salık verdiği araçlarla ve öznelerle yapılmasını istemektedir.
Savunmanın tanımlanan görevini etkin biçimde yapabilmesine olanak sağlayacak yeteri donanıma sahiptir. Savunma hakkı ile kanun yolunun etkin kullanılmasına yarayacak araçlar, aktüel araçlarla gün geçtikçe takviye edilmektedir. Hukukun savunmaya verdiği bu olanaklardan etkin olarak yararlanmasını engelleyen herhangi bariyerin varlığından bihaberiz. Bu araçların yardımıyla, savunmanın yargıcı ve etkinliklerini denetleyerek, onları kendi sınırlarında tutması pek ala olanaklıdır.
Yargıçları ve etkinliklerini denetlemenin olanakları bunlarla sınırlı değildir. Yargı kendisini her açıdan denetleyecek, “dört beşlik” bir denetim ağıyla çevrelenmiştir. Yargıcın, eylediklerini kontrol altına alabilecek güce erişmiş olan mekanizma, yargıcı etik kurallarla sınırlamaya ve hukukun içinde tutmaya ziyadesiyle muktedirdir. Hukuktan adalet veya adaletten hukuk üretmeyen yargıçtan, yolda yürürken simit yiyen yargıca değin oldukça geniş bir uzamı, etkinlik alanı olarak tanımlayan bu kurum işler vaziyettedir. Bu ağın en küçük bir devinimle ya da istenildiğinde derhal ve etkin bir biçimde harekete geçerek, dokunulmazlık duvarını tuzla buz ettiği ilânı gerekmeyen malumdur.
Yargıcın karşılaşabileceği yaptırım portföyü oldukça zengindir. Hukuk, bireye karşılaştığı bir haksızlık karşısında, tazminat davasından tutun, ceza ve disiplin uyuşmazlığı yaratma olanağına değin oldukça geniş olanaklar tanımayı ihmal etmemiştir. Kamu gücünü kullanan ve en olmadık yetkilerle donatılan yargıcın, bu kadarlık sorumlulukla yetkilerinin sınırlanmasına kimsenin söyleyecek sözünün olmaması gerekir. Bireyi yargı karşısında nesne olmaktan özne olmaya vardıran da bu yapılanma biçimidir.
Yargıç delil serbestîsinin egemen olduğu yargılama yöntemlerinde, son kertede vicdanıyla da hareket edebilen kimsedir. Vicdanı sorumluluk, denetimin zaman ve mekânla olan bağını koparmaktadır. Zaman ve mekândan soyut (vicdani) sorumluluk, bilinen denetimlerin beklide en etkilisidir. Bu denetim biçiminde denetleyen vicdanlardır ve bu hesabı görülmesini önleyecek hiçbir yargılama engeli tanımıyoruz. Yargıç envayi denetim tekniğiyle örülü bu alanda, adaletten hukuk veya hukuktan adalet üretirken sonsuza değin kendisini izleyen sorumluluklarla yaşamasını bilen bir kimliğin adıdır.
Denetimi mükemmel olan bu alanda, bunca söze rağmen yargıcı ve etkinliklerini yeniden büyüteç altına almayı haklı kılacak başka bir neden var mıdır? Bunun yanıtını yine renklerle bezenmiş afişin dış dünyaya verdiği mesajın satır aralarında aramaya devam edelim. Denetim isteği anlatılara rağmen kabul edilebilir olması, aklımıza şu ihtimalleri getiriyor. Bunlarda ilki, Baroya göre yasal ve meşru denetim düzeneği işlevsel değildir. İkincisi İşlevseldirler ancak, görevlerini yerine getirmekte akim kalmaktadırlar. Üçüncüsü yargıyı denetleyenlerle ilgili bir güven sorunu yaşanmaktadır. Dördüncüsü kanun yolu etkin kullanılamamakta veya denetim departmanı ya görevini yapmamakta ya da yerine getirmekte yetersiz kalmaktadır.
Tüm bunlar doğru değilse, geriye duyurunun iyi bir şekilde kaleme alınmama ihtimali kalmaktadır. Duyuru metninin iyi hazırlandığı ve amacını karşıladığı savlanıyorsa; bu durumda ya metin iradeyi doyuran bir debiyle kaleme alınmıştır veya duyuru ile niyetler arasında bağ tamamen kopmuştur. Yazının iradeyi yansıttığı savlanıyorsa, bu söylemlerimizin doğrulanması anlamına gelir. İrade ile metin arasında herhangi bir kopuş savunulmadığına göre, yazanların bu aşamadan itibaren yazı ile muhatabın arasından çekilmesi gerekir.
Amaç geleceğin hukukunu oluşturma girişiminin paydaşı olmaksa, yargısal deneyimleri bir araya getirerek onlardan sonuçlar çıkarmak ve tüketicilerle paylaşmaya ömrünü adamış, haline münasip kurumlar bulunmaktadır. Türk yargısı kendi deneyimlerinin her türünü bir arada topladığı hatta bundan iyi ya da kötü dersler çıkardığı katalogu bulunmaktadır. Bunların göz ardı edilerek özel bir arşiv yaratma çabası hem bu işi yapmakla ödevli kurumların olması, hem kendilerinin bu konuda köklü bir deneyime sahip olmaları, bu amacı konusuz bırakmaktadır. İzleme sonuçlarının değerlendirilmesiyle yetinilmeyip soluğun gerektiğinde Ankara’da da alınabileceğine dair not bu oluşumun sevimli yüzünü kuşkulu hale getirmektedir.
Seçimlik olanaklar sunan bunca denetim olanağına rağmen, alternatif denetim odağı olma isteği, asıl denetim öznelerinin etkisizleşmesi veya bu alanı boşaltmalarıyla kabul edilebilir. Denetleyenler kendilerine tahsisli zeminden ayrılmadıklarına göre, alternatif olma düşüncesi temelini yitirmektedir. Muhatapların niyetleri tarayacak optik bir yetenekleri bulunmamaktadır. Niyetlerin yansıma biçimi kaleme alınan metindir. Mevcut metnin, İyi niyetle yola çıkıldığını gösterecek ustalıkla kaleme alınma zorunluluğu vardır. Bizi bu yazıyla baş başa bırakanlar, yazıyla olan iletişimin kötü neticelerinden, bizi korumanın sorumluluğuyla hareket etmek durumundadırlar. Yanlış algıda, birinci derecede sorumluluk bu algıyı yaratmada kusuru olanlardır. Roma’dan bu yana hiç kimse kendi kusurundan yararlanarak hak elde edememiştir.
Metni kaleme alanların yargıçlar için gerektiğinde Ankara’ya gitmenin ne anlama geldiğini ve yaratacağı ruh halini bilmek durumundadırlar. Yargıca göreviyle eş zamanlı olarak sorumluluğunun hatırlatılması statik hesabı kötü yapılmış bir etkileme biçimidir. İnceltilmiş ve örtülü söylemlerle kuşatılan yargıcın ensesinde yasal ve meşru olmayan bir nefes hissetmesi,iç huzurunu bozar. Kafalarda izlenmenin yarattığı ve beklenen akıbet ruhlarda med cezirler yaratır. Yaratılan sarsıntı, bizi adalete götüren yolun üzerinde konumlanan her kim veya neler varsa önüne katar. Alt üst eder. Mantığı ile ruhu arasındaki iletişimi kurmakta güçlük çeken yargıç, sonunda başka amaçlara hizmet eden bir nesneye dönüşür. Oluşan sonuçlardan, bu sonucun oluşumunu tetikleyenlerin sorumlu olmadıklarını hiç kimse garanti edemez.
Bunca yapılanmaya karşın denetim savı ile ortaya çıkmak, “aba altında sopa göstermenin” aktüel bir görünümü olmaktan kendisini kurtaramamaktadır. Bu yetki demokratik rejimlerde yasal ve meşru kaynaklardan beslendiği sürece manidardır. Hukuktan beslenmeyen ve hukukla yollarını ayırma potansiyeli taşıyan veya böyle bir görüntü yaratan denetim istekleri gayrimeşrudur. Herkes bilir ki, hukuk meşruluk debisi sıfır sonuçlara değer atfetmez.
Yargıç ve etkinliklerinin, meşruluğu tartışmalı bir oluşumun iki dudağı arasından çıkacak sözlerle değerlendirilmesine izin vermek, yargıcı yarını olmayan bir belirsizliğe terk eder. Toplum sinir uçları açık bu uzamın, görevlendirdiği otoritelerden gayri kimselerce denetlenmesine tahammül etmemektedir.
Yargıcın kurumlarla ilişkisinde bağımsızlığını tehlikeye sokacak bu uygulamanın her fırsatta yargının kurucu ögesi olduğunu haykıran diğer ayağından gelmesi oldukça anlamlıdır. Yargıç kendi içinden çıkan bir elle, Aşil’inden vurulmaktadır. Sıradan olmayan bu yara, daha derin ve acı vericidir. Yarası kendinden menkul yargının, yoluna devam edecek takati olur mu? Bilinmez.
Baronun işlevi gayet yalındır. İlkin her meslek kuruluşu gibi mesleki dayanışma ve gelişimin olanaklarını araştırmak sonra da dikey kesitte konuşlanan otoritelerin karşısına bir baskı odağı olarak çıkabilmektir. Bu görev ve kimlik tanımının hiç bir yerinde, yargıyı yasal olmayan yöntemlerle etki altına alma yetkisi bulunmamaktadır. Etik kuralları belirleyen TBB Genel Kurul Kararlarının hemen tümü yargıya işlerlik kazandırılması amacına özgülenmiştir. Yargının demokratikleşmesi ve demokratik yollardan denetimi Baronun her fırsatta dile getirilen söylemlerdir. Baronun bireysel ve kurumsal sorunlarını elinin tersiyle bir kenara itip, yargıyı denetlemekte ısrar fikrinin orijinalleri karşısında yaşam şansı bulunmamaktadır.
Bireysel hak ve özgürlükleri korumak, demokratik bir yargı oluşturmak elbette yargıçların tekelinde değildir. Yargının üçüncü ayağı olduğuna içtenlikle katıldığımız bu kurumun, denetleme görevini asıl sahiplerine bırakması anılan tehlikelerinden dolayı zorunludur. Denetimle ödevli bunca otorite varken durumdan vazife çıkaracakların da denetim sofrasına çağırma potansiyelini tetikleyen bir misyonla ortaya çıkmak, yargıcın etkinlik alanını risklere oksijen taşıyan bir yapı haline getirir. Aneorobik yaşama zorlanan yargı, karanlıkta kalma ve izlenmenin yarattığı karmaşık ruh haliyle kendisi adalete muhtaç hale gelir.
Her şeye rağmen koridorlara asılı ve akıllara George Orwell’ in “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” romanından enstanteleri anımsatan bu afişi hiçbir yargıcın hak etmediğini düşünüyoruz. Bu oluşuklar aracılığıyla yargının kuşatılmasını ve yargıçların yaşam alanlarının daraltılmasını kesinlikle red ediyoruz.
Geri beslemesi zayıf bu oluşumun, önünde sonunda bir “izleme merakına” dönüşme riski, yargıçlarda giderilmesi mümkün olmayan kaygılara yol açar. Böyle bir merakın, yargının demokratik yapılanmasına ve temel hak ve özgürlüklerin gelişmesine neler katacağı ve karşılığında neleri alıp götüreceğinin, bu oluşuğu deneyimlerle yaşamımıza monte etmeye kalkışanların sağlam kafayla bir kez daha düşünmelerini bekliyoruz.
Old 25-10-2007, 08:57   #2
askars

 
Varsayılan

Sayın Hilmi Şeker, belli ki yargıçsınız ya da yargıç idiniz.Ancak yargı sizin yazınızda da defalarca yazmanıza karşın; pek de inanmadığınız izlenimi edindiğim üç ögeden oluşmaktadır ve bunlardan biri de savunmadır.Savunmanın elinde var olan olanaklardan söz etmenize rağmen; bu olanakların nasıl işlediği ya da işletildiği noktasına değinmekten özenle kaçındığınızı görüyorum.Ancak yargıç kendine dahi adil olabilmelidir diye düşünüyorum.Kaldı ki; kendine adil olamayanın, adaletin temininde hep eksik yönlerin bulunacağı gerçeği yadsınamaz.O halde sizden bu yazınız çerçevesinde, yargıçları da mercek altına aldığınız bir yazıyı yazmanızı beklediğimi, sadece sorunlarınızın değil; bu kez kararlarınızla yarattığınız sorunlar dahil olmak üzere, kendinizi de eleştirmenizi ve Baronun iyiniyetli olduğu noktasında bir an dahi tereddüt duymadığım işbu oluşumu hakkında öylece yorumda bulunmanızı salık veriyorum.Umarım adil olursunuz!Saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Stajyerlere Sınav Uygulama Merakı Ve ... metin karadag Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 0 21-04-2002 20:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03842902 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.