Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İtİrazin İptalİnİn SÜreden Reddİ Ve Kesİn HÜkÜm

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-07-2010, 07:33   #1
ilkzerya

 
Varsayılan İtİrazin İptalİnİn SÜreden Reddİ Ve Kesİn HÜkÜm

Merhaba arkadaşlar,

İtirazın iptali davaları hakkında esasa ilişkin verilen kararlar kesin hükümdür. Ancak itirazın iptali davası süresinde( 1yıl içinde) açılmadığından dolayı red olunmuşsa sonuç ne olur? Yine kesin hüküm karşımıza çıkar mı? Ayni alacak ve taraf için alacak davası açılırsa itirazın iptali davası süreden rededildiğinden dolayı kesin hüküm olarak karşımıza çıkar mı? Bence esasdan bir inceleme olmadığından dolayı alacak davası açılmasına engel olmamalı. Ancak bu konuda herhangi bir yargıtay kararı bulamadım. Elinizde bir bilgi var ise yorum yaparsanız sevinirim.
Old 13-07-2010, 08:40   #2
SUCCEED

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY


15. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/1784

K. 2004/4153

T. 14.9.2004

• İLAMSIZ İCRA YOLU İLE TAKİP ( Alacaklının Bir Yıllık Sürenin Geçmesi İle İtirazın İptali davası Açmaması - Bir Daha Aynı Alacaktan Dolayı İlamsız İcra Yolu İle Takip Yapamayacağı )

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇILMAMASI ( Bir Yıllık Sürenin Geçmesi - İlamsız Takip Düşeceğinden Alacaklı Aynı Alacaktan Dolayı Yeniden İlamsız Takip Yapamayacağı )

• İLAMSIZ TAKİBİN DÜŞMESİ ( Alacaklının Bir Yıllık Sürenin Geçmesi İle İtirazın İptali davası Açmaması - Genel Hükümlere Göre Zamanaşımı süresi İçinde Alacağını Dava Etmek Hakkının Saklı Olduğu )

2004/m. 67

ÖZET : İİK.nun 67/I. maddesindeki, bir yıllık sürenin geçmesi ile itirazın iptali davası açılmamışsa ilamsız takip düşeceğinden alacaklı aynı alacaktan dolayı yeniden ilamsız takip yapamayacaktır. Bir yıllık süreyi geçiren alacaklının, genel hükümlere göre zamanaşımı süresi çinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı alacaklı, U 1. İcra Müdürlüğü'nün 2003/110 sayılı dosyası ile 14.1.2003 tarihinde davalı Şahin aleyhine ilamsız icra takibine girişmiş, borçluya ait 64.FA.904 plakalı aracın parça ve işçilik bedeli olarak 4.9.2000 tarihli faturaya dayalı 214.695.000 TL. asıl alacak, 346.680.000 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 561.375.000 TL.nın tahsilini talep etmiştir. Borçlunun takibe itirazı üzerine duran takip nedeniyle itirazın iptali ve takibin devamı için süresinde iş bu dava açılmıştır.
Davalı borçlu tarafından dosyaya ibraz olunan belgelerden davacının daha önce 27.6.2001 tarihinde 4.9.2000 tarihli olan aynı faturaya dayanarak borçlu aleyhine U 2. İcra Müdürlüğü'nün 2001/3756 sayılı dosyası ile yine ilamsız icra takibine giriştiği, borçlunun 11.7.2001 tarihli itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının itiraz üzerine duran ilamsız icra takibine karşı İİK.nun 67/VI. maddesine göre 6 aylık yasal süresi içinde itirazın kaldırılması yoluna başvurmadığı gibi İİK.nun 67/I. maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içinde itirazın iptali davası da açmamıştır. İİK.nun 67/I.maddesindeki bir yıllık sürenin geçmesi ile ilamsız takibin düşeceği kuşkusuzdur.
İİK.nun 67/IV. maddesindeki altı aylık süre içinde itirazın kaldırılmasını istememiş olan alacaklı bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yolu ile takip yapamayacağı gibi, bir yıllık sürenin geçmesi ile itirazın iptali davası açılmamışsa ilamsız takip düşeceğinden alacaklı aynı alacaktan dolayı yeniden ilamsız takip yapamayacaktır. Davacı alacaklının 14.1.2003 tarihinde aynı alacakla ilgili olarak yaptığı ikinci icra takibine karşı yapılan itirazın iptali için açılan dava dinlenemez. Bir yıllık süreyi geçiren alacaklının, genel hükümlere göre zamanaşımı süresi içinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır ( İİK. madde 67/V ). Bu itibarla açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeyerek yazılı şekilde itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve %40 icra inkar tazminatına hükmolunması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 14.9.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-07-2010, 09:44   #3
ilkzerya

 
Varsayılan

öncelikle yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim. söz konusu yargıtay kararını okudum. ancak benim olayımda başka bir meslektaşımız süresi geçtiği halde itirazın iptali davası açmış ve süreden davası rededilmiş. bu durumda red önümüze kesin hüküm olarak gelebilir mi? bence gelmemesi lazım. çünkü esasa ilişkin bir karar yok. bu konuda sizinde görüşünüzü almak isterim
Old 13-07-2010, 10:10   #4
SUCCEED

 
Varsayılan

İtirazın iptali davası maddi hukuk ve takip hukuku anlamında hak düşürücü süreye tabiidir.Borçlu tarafından yapılan itirazın öğrenilmesinden yada alacaklıya tebliğinden itibaren bir sene içerisinde açılması gerekir.Bir senelik süreden sonra açılan dava reddolunur ve alacaklı artık takibe devam edemez.Ancak alacaklının genel hükümler çerçevesinde alacak davası açma hakkı saklıdır.
Old 13-07-2010, 13:06   #5
halit pamuk

 
Varsayılan

Dava esastan redededilmemiş bu nedenle kesin hükümden bahsedemeyiz:

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi

Esas : 2004/6100
Karar : 2004/13542
Tarih : 01.01.2004

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı, davalıya ait inşaat halindeki dairenin bitirilip ancak 1999 tarihinde teslimi konusunda davalı ile haricen alım satım sözleşmesi yaptıklarını,toplam olarak 40.000 DM. ödediği halde, dairenin tapusunun verilmediğini ileri sürerek ödünç olduğu 40.000 DM.in karşılığı olan 24.800.000.000 Tl. alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacının daha önce aynı nedenle açtığı davanın reddedilerek kesinleştiğini öne sürerek kesin hüküm bulunduğundan bahisle davanın reddini dilemiştir.

KARAR

Mahkemece davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Usule ilişkin nihai kararlar, dava konusu uyuşmazlığın esası hakkında maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler. Başka bir ifadeyle dava şartlarının oluşmaması veya yerine getirilmemesindenötürü bir davanın reddolunması, şartlar gerçekleştiğinde davanın açılmasına engel değildir.

Dava konusu olayda davacının daha önce davalı aleyhine açtığı itirazın iptali davası haricen taşınmaz satışına dayanan alacaklar için bedelin geri alınmasının icra dairelerinden istenemeyeceği, dolayısıyla icra takibine konu olmayan alacak nedeniyle itirazın iptali davası açılamayacağı gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu karar davanın esasına ilişkin olmayıp, dava şartlarının yerine getirilmemesi nedenine dayanmaktadır. Bu nedenle Gönen Asliye Hukuku Mahkemesinin esas 1999/421, karar 2000/60 sayılı itirazın iptali isteminin reddine ilişkin hükmü, bu dava bakımından HUMK.nun 237 maddesinde öngörülen kesin hüküm niteliğini taşımaz. O halde mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kesin hüküm nedeniyle davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 4.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-07-2010, 14:16   #6
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ilkzerya
öncelikle yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim. söz konusu yargıtay kararını okudum. ancak benim olayımda başka bir meslektaşımız süresi geçtiği halde itirazın iptali davası açmış ve süreden davası rededilmiş. bu durumda red önümüze kesin hüküm olarak gelebilir mi? bence gelmemesi lazım. çünkü esasa ilişkin bir karar yok. bu konuda sizinde görüşünüzü almak isterim

Hak düşürücü süreye riayet edilmediği için dava süre yönünden reddedilmiştir. Maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Genel hükümlere göre alacak davası açılabilir veya dava kamilen ıslah edilerek tahsil davasına dönüştürülebilir.


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

E:1997/19-761
K:1997/999
T:26.11.1997

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI 'SÜRE

İİK.nun 67. maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasının, bir yıllık süre içinde açılmaması halinde, bu nedenle reddine karar verilmesi zorunludur. Bu davanın, davayı ıslah istemi olmaksızın, alacak (tahsil) davası olarak görülüp karara bağlanması, hukuken kabul edilemez

2004 s. İİK m. 67
1086 s. HUMK m. 74
YİBK, 28.11.1956 gün ve 15/15 s.

TaRaftar arasınbaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yarğılama sonunda; (Adana Asliye Tiçaret Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 27.12.1995 gün ve 1995/633-1098 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Ondokuzuncu Hukuk Dairesi'nin 20.6.1 996 gün ve 1996/3445-6376 sayılı ilamiyle; (...Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu, bu konuda daha önce davalı hakkında icra takibi yaptıklarını, davalının bu takibe itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açtıklarını ancak bu davanında takip edemedikleri için açılmamış sayılmasına karar verildiği ve 21 .6.1995 tarihinde bu kararın kesinleştiğini beyanla yeniden aynı takibe karşı yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı cevabında, İİK.nun 67. maddesine göre itirazın iptali davasının bir süre içerisinde açılması gerektiği, davacının daha önce açtığı itirazın iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verildiği, itirazlarının davacıya 4.3.1 992 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına göre, aynı takiple ilgili bu ikinci davanın bir senelik sürede açılmadığı gerekçesiyle reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalı hakkında yaptığı icra takibine itiraz edilmesi üzerine, davacının 14.1.1993 tarihinde ilk itirazın iptali davası açtığı, bu dava takip edilmeyerek 23.5.1995 tarihinde HUMK.nun 409 /son maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacının bu defa aynı itirazın iptali için bu davayı 12.7.1995 tarihinde açtığı bu davanın İİKnun 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık sürede açılmadığı, bu sürenin zamanaşımı değil hak düşürücü süre olduğu, herhangi bir nedenle kesilmesi veya durmasının söz konusu olmadığı bu süreyi geçiren davacının koşulları varsa tahsil davası açması gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

İİK.nun 67/1. maddesi hükmüne göre itirazın iptali davasının; itirazın davalıya tebliği tarihinden itibaren 1 sene içerisinde açılması gerekir. Davacı tarafından önce açılan davanın HUMK.nun 409. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmakla anılan dava hukuki sonuçları ile birlikte ortadan kalktığından ve bu davanında 1 yıllık yasal süre geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından, itirazın iptali davası olarak görülmesi olanaksız ise de, Yargıtayın yerleşik uygulaması da gözetilerek alacak davası olarak görülüp sonuçlandırılması gerektigi düşünülmeden yazılı şekilde reddinde isabet görülmemiştir ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri cevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece onceki kararda direnilmistir. Temyiz Eden : Davacı vekili

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının suresınde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava hukuksal nitelikçe İİK.nun 67. maddesine davalı itirazın iptali davasıdır.

Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık İİK.nun 67. maddesine göre 1 yıllık süre içerisinde açılmamış bir itirazın iptali davasının yargı lamasının alacak davası olarak görülüp sonuçlandırılmasının mümkün olup olmadığının belirlenmesinde toplanmaktadır.

Hemen belirtelim ki İİK.nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davası, açılış şekli ve süresi ile doğurduğu hukuki sonuçlar bakımından alacak (tahsil) davasından farklılıklar içermektedir. En önemlisi itirazın iptali davası İcra İflas Hukununun kendine özgü kuralları içerisinde açılır, özellikle icra takip hukuku ile sıkısıkıya bağlantılıdır. 0 nedenle, İİK.nun 67. maddesine gore itirazın iptali davası açılabilmesi için;

1- İlamsız takip yapılmış olması

2- Borçlunun bu takibe itiraz etmesi

3- Alacaklının, itirazın kaldırılması için İcra Tetkik Merciine başvurmaması

4- İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren 1 yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması şeklinde yasal koşulların gerçekleşmesi gerekir. Hemen belirtelim ki, bu süre hakim tarafından dogruca araştırılır. İtirazın iptali davası bu bir yıllık süre içinde açılmamış ise surenin gecmis olması nedenıyle davanın reddine karar verilmesi zorunludur. Görüldüğü üzere davanın açılabilmesi koşulu süreye bağlanmış olup Hakim, süre geçtikten sonra açılmış bir itirazın iptali davasını tahsil davasına dönüştürüp görmesi hukuken kabul edilmez (HUMKmd. 74). Ayrıca böyle bir kabul, açılmış bir davada korunması gereken menfaatler dengesi kuralına da aykırılık oluşturacağında duraksama olmamalıdır. Öte yandan her dava, açıldığı tarihte tesbit edilen durum ve koşullar esas alınarak hüküm kurulur (28.11.1956 T. 1956/15 E. 1956/15 K. sayılı Yargıtay Tevhidi İçtihadi). Davacı dava dilekçesinde açıkça istemini 'itirazın iptali davası olarak belirtilmiştir. Ayrıca dava dilekçesindeki açıklamalarda kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde ve özellikle bir yoruma hacet kalmaksızın, davanın itirazen iptali davası olduğunu göstermektedir. Şu~durum karşısında, davayı ıslah, istemi olmaksızın salt dava ekonomisi kurallarına dayanılarak itirazın iptali davasının alacak (tahsil) davası olarak görülüp karara bağlanması kabul edilemez. Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararı onanmalıdır.

S o n u ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 26.11.1997 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Kaynak:YKD - 1999/3 - Sayfa:305
Old 07-01-2021, 19:54   #7
lawislife

 
Varsayılan

İtirazın iptali davası açma süresi geçmiş olan dosyada alacakli davayı açmamıştır. Borçlu taraf takibin düşmesini icra dairesinden mi talep etmelidir yoksa icra mahkemesine dava mi açmalıdır?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hakim kesin süreden sarfinazar edebilir mi? Av. Caner Meslektaşların Soruları 3 25-02-2010 11:34
Maaş haczi şikayetinin süreden reddi... avturker Meslektaşların Soruları 6 20-01-2009 18:26
GeÇİt Hakki Kesİn HÜkÜm filizsongur Meslektaşların Soruları 4 27-02-2008 09:44
İhalenİn Feshİ Davasi Ve Kesİn HÜkÜm Etkİsİ? mslmklvz Meslektaşların Soruları 1 09-10-2006 23:54
Trafİk İŞ Kazasi Sonucu Sulh Aktİ Ve Kesİn HÜkÜm mslmklvz Meslektaşların Soruları 6 24-08-2006 20:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04749894 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.