|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
10-02-2007, 09:46 | #1 |
|
Kesin süreyle alakalı bir soru
Bir Celse hakim davalı vekiline vekaletnamesini sunması için kesin süre vermişti 10 gün.Ancak vekil bu 10 günlük süre içinde vekaletnamesini sunmadı.Bu celse vekaleti sundu ve hakim de kesin süre olmasına rağmen kabul etti. Ben itiraz ettim kesin süre var diye.Kesin sürenin sonuçlarına katlanmalı zira ihtarat yapılmıştır dedim.Ancak hakim vekilliğe karar verdi. Hakimin bu ara kararı doğru mu?
|
10-02-2007, 12:56 | #2 |
|
ancak esasla birlikte temyiz edebilirsiniz,
saygılar av. emin öztürk |
10-02-2007, 15:47 | #3 |
|
Kesin süre verilirken, ne yapılacağı açıkça belirtilmiş ve kesin sürenin sonuçları ihtar edilmiş ise (bunun duruşma tutunağında yazılı olması gerekir) kesin süreye rağmen işlem yapılamaz. İşlem yapılması usuli kazanılmış hak kuralına aykırılık teşkil eder. Bu konuda Baki Kuru'nun Hukuk Muhakemeleri Usulü C:4, Sh.3762 vd. ile 1.HD: 16/4/2002 T. 2148/4842 sayılı (YKD, C.29, s:6, sh: 865 vd.) ile 1.HD. nin 19/11/1997 T: 14149/14650 (YKD,C.24, s.2, sh.193 vd) kararlarına bakabilirsiniz.
|
10-02-2007, 15:59 | #4 |
|
Davalı vekilinin duruşmalara vekil sıfatıyla katılması mümkün değil mi, bu aşamadan sonra?
|
10-02-2007, 16:30 | #5 |
|
vekaletname verilmesi konusundaki kesin süre verilmesinde işlemlerin hızlandırılması amaçlanmaktadır. kesin sürenin dolduktan sonra vekaletnamenin verilmesi nedeniyle avukatın yaptığın işlemlerin geçersiz sayılmaması gerektiğine inanmıyorum. Çünkü aksi durum kişinin avukatla temsil hakkının sınırlandırılması anlamına gelmektedir. davanın her aşamasında vekaletname arz etme hakkı bulunmaktadır. kaldı ki kamu düzenini ilgilendiren hususlarda da kesin süre kat i şekilde uygulanmadığı yargıtay karalarında da sabittir.
|
10-02-2007, 18:43 | #6 |
|
Benzer bir durum benim başıma geldi ve bu konuda bir genel kurul kararı buldum. Şu anda ofiste olmadığım için belirtemiyorum ama özeti şöyle. Kesin sürenin verilmesinde makul bir süre verilmemiş ve bu süreden sonra diğer celseye kadar kesin süreye bağlı bir işlem yapılmayacağı durumlarda bu kesin süre hukuka uygun değildir. Bulduğum kararda, tanık birldirmek için 15 gün kesin süre verilmiş ve bu sürede tanık bildirilmemiş. Fakat takip eden celsede tanıklar hazır edilmiş. Yargıtay diyor ki, kesin süreye rağmen tanık birldirmemişse de, takip eden celsede tanıkları hazır etmek eylemli olarak kesin süredeki işlemi yapmış demek olduğundan tanıklar dinlenir. Zaten tanıkları kesin sürede bildirseydi de en erken o celse dinlenecekti. Bu sebeple kararı doğru buluyorum.
|
10-02-2007, 19:22 | #7 |
|
Kesin süreyle alakalı bir soru
Sayı Tünay ve MB ye katılıyorum. Kesin sürenin amacı davanın sürüncemede kalmasını önlemektir. Eğer işlem davanın sürüncamada kalmasına neden olmadı ise geçersiz sayılmaz.
Ama her iki biçimde de yargıtay kararları anımsıyorum. Saygılar |
11-02-2007, 00:44 | #8 |
|
Bu konuda hiç yargıtay kararı okumadım. Bence, hakim vekaletnamenin sunulması için kesin süre vermişse bu süre makul bir süre olmalıdır. Bu süre içinde vekaletname sunulmayıp daha sonraki duruşmada yada duruşmalarda vekaletname sunulması durumunda hakimin vekilliğe karar vermesi gerekir. Ancak bu karar geriye dönük olamaz. Yani itirazı süreye bağlı hususların süresi geçmiş ise artık bunlara itiraz edlemez.
|
11-02-2007, 01:29 | #9 |
|
Genel hatlarıyla, Sayın tünay, muzaffererdoğan ve mehmet sirn'e katılıyorum.
Vekalet ibrazı için tarafa kesin süre verilmiş ve ancak bu kesin süre içinde vekalet ibraz edilmemiş ise; vekilin daha sonra vekalet sunma hakkı yine de mevcuttur, aksi kabul edilemez. Ancak vekilin vekalet ibraz etmeksizin yaptığı tüm işlemler, ileri sürdüğü defi/itirazlar yok hükmünde olmalı, karşılık davası varsa ve tarafınızca takip edilmedi ise müracaata bırakılmalı ve esasen sizin itirazınız da bu cihete yönelik olmalıdır, kanaatindeyim. |
11-02-2007, 02:16 | #10 |
|
vekaleti sunmak, bir durumu yaratmak ya da ortadan kaldırmakla ilgili değil; durumun varlığını ispatla ilgilidir.Avukatın vekil tayin edilip edilmediğinin mahkeme tarafından bilinmesidir aslolan. hatta bence,aynı mahkemede görülen seri davalarda sadece tek dosyaya vekalet sunmak yeterli olmalıdır. bu itibarla, zaten kesin süre verilmesi işlevsel olarak hatalı bir işlem.
şahsi kanaatim itirazınızın yerinde olmadığıdır. esas,usule feda edilemez. Saygılarımla |
11-02-2007, 02:17 | #11 |
|
Kesin süreyle alakalı bir soru
Sayın D'arc size katılamıyorum
Siz tartışmayı sürenin dışına çıkarıp vekalet sözleşmesinin geçerliğine getirmişsiniz Eğer ifadede hata yoksa; Hukukumuza göre vekalet sözleşmesi şekle bağlı değildir ve vekil edenin vekalete ilişkin olarak yapılan işlemlere onay vermesi ile tüm işlemler geçerlik kazanır.bu azledilmiş bir vekil için yeni vekaletname çıkarmakla da olanaklıdır. Sanırım ifadede veya bende bir hata var Saygılar |
11-02-2007, 03:11 | #12 |
|
Sayın muzaffererdoğan,
Demek istediğim şey, anladığınız şey değildi. Asil tarafın vekili olarak duruşmaya giren ve ancak o duruşmada vekalet ibraz etmeyen avukatın eylemi vekaletsiz iş görmedir sanırım. Vekaletsiz olarak girdiği duruşmada, diyelim ki, ilk itirazda bulundu veya karşılık dava açısından taraf olarak hazır bulundu. Hakimin verdiği ve neticelerini ihtar ettiği kesin mehle rağmen de vekaletini sunmadı. Bu halde ilk itiraz veya karşılık davanın akıbeti ne olacaktır? Hükümsüz kalacaktır, işlem yok hükmündedir kanaatindeyim. Kesin mehilden sonra dosyaya ibraz edilen vekalet ile ancak o tarihten sonrası için, asili, vekil olarak temsil edebilicektir. Vekaletsiz iş görmelere, daha sonra verilecek onay, işlemleri geçerli hale getirirse de bu, ancak asıl ve vekil arasında ve dava dışı durumlarda geçerli olabilir, HUMK. ve kesin mehil anlamında bu mümkün değildir kanaatindeyim. Saygılarımla. |
11-02-2007, 11:06 | #13 |
|
Yargıtay bu konuda ölçüleri belirtmiştir bir çok kararında. Buna göre, kanunun kesin olark belirtmediği süreler kural olark kesin değildir. Ancak hakim bir süreyi kesin olarak tayin edebilir. Ve bu sürede yapılmayan işlemler karşı taraf için usuli kazanılmış hak doğurur. Burada tartışılacak konu kesin süre verilirken neyin esas alınacağıdır. Eğer kesin süre sonunda işlemlere devam ediliyorsa kesin süre kesindir. Yok bu arada başkaca bir işlem yapılmamışsa (örneğin daha önce de söylediğim gibi duruşmaya kadar bekleniyorsa) kesin süre bu noktaya kadar verilmelidir.
Konumuza dönersek, vekalet sunulması için kesin süre verilmiş ve yeni bir ara kararı yok ve duruşma günü verilmişse, vekaletname sunulması için verilen süre makul değildir. Madem ki duruşmaya kadar bir başka işlem yoktur vekaletname duruşmaya kadar sunulabilir. Ama vekaletname sunulması ara ararında başka bir ara krarıyla vekaletin sunulmasından sonra karşı tarafa ya da süre verilen trafa bir işlem yüklenmişse kesin süre kesindir. |
11-02-2007, 13:47 | #14 |
|
Sayın Av.MB tarafından ileri sürülen hususlar yani kesin mehil verilmesinin yerindeliği ancak temyiz incelemesinde, kesin mehlin usuli bakımdan uygun olup olmadığı yönünden, itiraz edilecek ve incelenebilecek hususlardır.
Dava sırasında, Sayın trianri'nin itiraz edebileceği cihetler, daha öncelikli olarak, kesin mehile bağlanan ya da kesin mehilden etkilenen işlemler hakkında olmalıdır. Kaldı ki; mevcut halde kriterler belli ise, kesin mehle dair hakim kararının önemi veya hükmü nedir? Biz kriterlere göre kesin mehlin kesin olup olmadığına dair kendi kararımızı verip, kesin mehille bağlı olduğumuzu düşünmeksizin işlemimize devam mı edeceğiz diye bir soru da aklıma gelmiyor değil! Saygılarımla. |
11-02-2007, 19:14 | #15 |
|
Kesin sürede amaç davayı hızlandırmaktır,kesin süre sonunda vekalet sunulmamış ise avukat duruşmalara giremez. Ancak vekalet verildiği andan itibaren vekil olarak duruşmalara girer,hakim de vekilliğine karar vermek zorundadır.
|
13-02-2007, 09:20 | #16 |
|
Sunduğum karar, fikir edinmenizi sağlayabilir.
T.C. YARGITAY HUKUK DAİRESİ 13 Esas No. 1999/5884 Karar No. 1999/6686 Tarihi 05.10.1999 1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/163 KESİN SÜRE KESİN MEHİL DELİLLERİN İBRAZI İÇİN TARAFLARA TANINAN KESİN MEHİL MEHİLİN GEÇERLİ OLMASININ ŞARTLARI 10 GÜNLÜK KESİN MEHİL ÖZET VERİLEN KESİN MEHİL, HUMK. NUN 163. MADDESİ HÜKMÜNE VE AMACINA UYGUN BİR MEHİL OLMADIĞINDAN, ANILAN MADDENİN SONUÇLARINI DOĞURMAZ. DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR : Davacı, davalıyı taşınmazını satması için vekil tayin ettiğini, davalının taşınmazı 12.000 DM'a satmasına rağmen alıcıyı 7000 DM'a aldığını söylemesi konusunda uyardığını, bunun üzerine vekillikten azlettiğini ancak davalı tarafından kendisinin korkutularak tapuda devir işlemini yapmaya zorlandığını belirterek 5000 DM karşılığı 991.340.000 TL. nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir. Davalı; davacıya ait taşınmazı bedelini ödeyerek haricen satın alıp 3. bir şahsa sattığını, bunun üzerine davacının rızası ile tapuda ferağ işlemini yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece kesin süre içerisinde delil bildirilmediğinden isbat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, bu hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde davasına dayanak yaptığı delilleri açıklamıştır. Mahkemenin 23.3.1999 günlü celsesinde her ne kadar taraflara delil ve belgelerini ibraz etmeleri için 10 gün kesin mehil verilmiş ise de bu mehil yargılamanın süratle yapılması amacına uygun olarak verildiği taktirde hüküm ifade eder. 23.3.1999 tarihli celsede kesin mehil veren mahkeme duruşmayı 6.5.1999 gününe ertelemiştir. Oysa ki duruşma gününe kadar verilen süre içerisinde delilerin listesinin verilmesi ve ona ait belgelerin ibraz edilmesi dışında herhangi bir işlem yapılacağına ilişkin bir ara kararı da yoktur. Hal böyle olunca müteakip duruşma gününe kadar tarafların 10 günlük süre içerisinde delil ve belgeler bildirmeleri dışında başka bir işlem öngörülmesine göre burada verilen 10 günlük sürenin makul ve yerinde bir süre olduğunu kabule hukuken olanak yoktur. Çünkü mahkeme zaten delillerin toplanmasına 6.5.1999 günlü oturumdan sonraki dönemde başlayacaktır. O nedenle mahkemece verilen kesin mehil HUMK 163. maddesi hükmüne ve amacına uygun bir mehil olmadığından anılan madde sonuçlarını doğurmaz. Davacı müteakip 6.5.1999 günlü celsede delillerini bildirmiş olduğuna göre iddiası kapsamında delilleri toplanmalı, davalının karşı delilleri de değerlendirilmeli, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına ( BOZULMASINA ), peşin harcın istek halinde iadesine, 5.10.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
13-02-2007, 16:11 | #17 |
|
teşekkürler Mehmet Yılmaz karar için.ayrıca samsun'da olduğunuzu görünce daha da mutlu oldum...
|
14-02-2007, 12:38 | #18 |
|
kesin mehil
kıymetli meslektaşlarım.bir konuya açıklık getirmek lazım.vekalet için kesin süre verilmiş olması,bu süreden sonra vekaletname ibraz eden vekilin davaya vekil sıfatıyla katılmasını engellemez.
Ancak kezin süre içinde vekalet ibraz etmemiş ise,vekalet ibraz edinceye kadar vekaletsiz iş görme kapsamında yaptığı işlemlere ya vekil edeninden onay alınacak,ya da bu durumun geçerli olmadığı ve karşı taraf için kazanılmış hak sayılan durumlarda ise vekilin vekalet ibraz edinceye kadar geçen sürede yaptığı işlemler yok sayılacaktır.Mesela husumet,yetki,zaman aşımı v.b. itirazlar yapılmış ise bu itirazlar yapılmamış sayılacaktır.Bundan doğan sorumluluk vekaletnameyi geç ibraz eden vekil ile müvekkili arasında ayrı bir uyuşmazlık konusudur. Aksi durumda,kesin süre sonunda vekalet ibraz etmeyip sonradan ibraz eden vekilin vekilliğinin kabul edilmemesi avukatın ve savunduğu kişinin haklarını kısıtlama niteliğindedir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Maaş Hacziyle Alakalı | elfbs | Meslektaşların Soruları | 14 | 13-12-2013 15:15 |
kesin süre | Neslihan | Meslektaşların Soruları | 30 | 27-12-2012 08:26 |
Müteselsil suç ile alakalı yargıtay kararları | 8xy | Ceza Hukuku Çalışma Grubu | 9 | 09-05-2008 09:06 |
Sosyal Güvenlik Kanunu 1 yıl süreyle ertelenecek | faruksa | Hukuk Haberleri | 2 | 21-12-2006 15:52 |
kira tespiti davasıyla alakalı | elfbs | Meslektaşların Soruları | 5 | 16-12-2006 07:36 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |