Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Mali müşavir ücreti görevli mahkeme

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-03-2010, 12:10   #1
avukat1980

 
Varsayılan Mali müşavir ücreti görevli mahkeme

Değerli meslektaşlarım;muhasebe ücretine ilişkin uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesi mi,yoksa sulh-asliye hukuk mahkemesi mi görevlidir?
Old 13-03-2010, 12:28   #2
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1977/10-196
K. 1978/772
T. 27.9.1978
• PRİM İTİRAZ KOMİSYONU KARARININ İPTALİ ( Bir Sözleşme Konusu Olacak Edimin Yerine Getirilmesi )
• HİZMET SÖZLEŞMESİ ( Bir Hizmetin Konu Edilmesi )
• ESER SÖZLEŞMESİ ( Belirli İş Sonucunu Meydana Getirmek Önemli )
• İŞİN MEYDANA GELMESİ ( Sözleşmenin son Bulması )
• MALİ MÜŞAVİRİN DURUMU ( İş verene Hizmet Sözleşmesiyle Bağlı Olması )
818/m.313
1475/m.1
ÖZET : Hizmet iş sözleşmesi bir hizmeti konu eder. Eser sözleşmesinde ise birişi, belirli iş sonucunu meydana getirmek önemlidir. Bu ikinci halde,iş meydana geldiğinde sözleşmenin son bulması amaçlanmıştır. Malimüşavir, işverene, hizmet sözleşmesiyle bağlıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki Prim İtiraz Komisyonu Kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Sekizinci İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 29.3.1974 gün ve 2702 - 814 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesinin 15.7.1974 gün ve 2486 - 3679 sayılı ilamı ile, "Bir sözleşme konusu olacak edimin yerine getirilmesi, o alanda uzman olmayı gerektirse bile bu durum, ilişkiyi eser sözleşmesi olarak nitelendirmeyi zorunlu kılmaz. çünkü hizmet sözleşmesine konu olan edimlerin dahi uzmanlığı gerektirdiği haller çoktur. Ayrıca işçinin hizmet çerçevesi içinde bağımsızlığını saklı tutmasını engelleyen hüküm de yoktur. Bu bakımdan sözü edilen iki tür sözleşmeyi birbirinden ayırmada hizmet sözleşmesinin bir hizmeti konu edinmiş olmasını eser sözleşmesinde ise bir işi, belirli iş sonucunu meydana getirmenin önemli bulunduğunu gözönünde tutmalıdır. Nitekim bu iki tür sözleşmenin benzer yönlerini bırakıp birbirinden ayrıldıkları noktaları daha belirgin biçimde ortaya koyabilmek için birincisine ( faaliyet sözleşmesi ikincisine de ( iş sonucu sözleşmesi adları verilmesi öğreti alanında öngörülmektedir. Olayda işveren ile mali müşavirler arasındaki ilişki de belirli bir iş sonucu ve dolayısı ile o noktada sözleşmenin son bulması amaçlanmış olmadığı açık ve seçik olarak bellidir. mali müşavirlerin her ay muntazaman muhasebe fişlerini kontrol etmek, dış ülkelerden gelen iş mektuplarını değerlendirmek gibi sürekli bir faaliyeti yüklenmiş bulunmaları karşısında işverene hizmet sözleşmesiyle bağlı olduklarını kabul etmek gerekir." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece eski kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davacı vekili

Hukuk Genel Kurulu kararı:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki kağıtlara, dayandığı gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı Bozulmasına 27.9.1978 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/1857
K. 1998/6257
T. 4.6.1998
• VEKALET SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( Vekilin Özen Yükümlülüğünü Yerine Getirmemesi Nedeniyle )
• VEKİL EDENE KARŞI VEKALETİ ÖZEN İLE İFA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
• ÖZEN BORCU ( Vekilin Vekaleti İfada )
• MALİ MÜŞAVİRİN ÖZEN BORCUNU YERİNE GETİRMEMESİ ( Sözleşmenin Haklı Nedenle Feshi )
818/m.390/11
ÖZET : Taraflar arasındaki sözleşme vekalet sözleşmesidir ve vekil ( davacı ) Borçlar Kanununun 390/11. maddesi uyarınca vekil edene karşı vekaleti özen ile ifa yükümlülüğü altındadır.

Davacının genelge hakkında davalıya bilgi vermemiş olması, sözkonusu vergilerin bizzat davalı tarafından ödeneceğini ikaz etmemiş olması özen yükümlülüğünün ihlalidir. Davalının, özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen mali müşavir ile sözleşmeyi sürdürmesi beklenemez. Bu halde sözleşmenin haklı bir nedenle fesh edildiğinin kabulü gerekir.

DAVA : Dava dilekçesinde itirazın iptali ile takibin devamına + %40 icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi,içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalıya ait işletmenin muhasebesini tutma, mali tablolarını hazırlama, SSK ile ilgili yükümlülükleri yerine getirme ve beyannameleri hazırlama konusunda sözleşme yaptıklarını, davalının hakir bir nedeni olmadan sözleşmeyi feshettiğini, sözleşme hükümleri uyarınca ücretin tamamının ödenmesi gerektiğini ileri sürerek sözleşmenin feshini takip eden süreye isabet eden aylık 12.500.000 lira itibariyle toplam 100.000.000 lira ücretin tahsilini istemiştir.

Davalı cevabında, 1996 yılının Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarına ait geçici vergilerin davacının kusuru sonucu gecikme cezası ile birlikte ödemek zorunda kaldığını, davacıyı uyardığında, "bu vergileri siz takip edip yatırmak zorundasınız, ben hatırlatmak zorunda değilim." cevabını aldığını, tüm vergi ödemelerinin ödeme günlerini ve miktarlarını takip ve tesbit edecek olsa idi özel bir eğitim ve bilgi isteyen bu işlerin yürütülmesi için bir muhasebeci ile anlaşmasına ve ücret ödemesine gerek kalmayacağını savunmaktadır.

Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde, geçici vergilerin geç ödenmesinde davacının kusuru bulunmadığını, 30.6.1996 tarihinde yürürlüğe giren "Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Başkanlığının" mecburi Meslek kararlarına ilişkin Genelge ile davacının müşteri adına ( vergi dairesine ) ödeme yapmak üzere para almasının yasaklandığı, bu nedenle sözkonusu verginin bizzat davalı tarafından ödenmesi gerektiğini bildirmiştir.

Mahkemece, bilirkişi incelemesinde açıklanan verilere göre sözleşmenin haksız feshedildiği sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davacı serbest Muhasebeci - Mali müşavirdir.

Davalı ile yaptığı sözleşmede davacı tarafından üstlenilen iş; davalıya ait "İşletmenin ( eczanenin ) muhasebesini tutmak ve mali tablolarını hazırlamak, SSK ile ilgili yükümlülüklerini getirmek, beyannameleri hazırlamak" olarak tanımlanmıştır.

1996 yılı Temmuz ayı dönemine kadar tahakkuk ettirilen geçici vergilerin davacının nezareti altında vergi dairesine ödendiği anlaşılmaktadır.

Taraflar arasındaki sözleşmenin 16. maddesinde "sözleşmenin müşteri tarafından feshi halinde meslek mensubunun ücretinin tamamı iş sahibince ödenir. Şu kadar ki; meslek mensubunun bu duruma kendi kusur ve ihmali ile yol açmış olmasının yetkili adli mercilerce tesbit edilmiş olması kaydıyla ücret geri ödenir." hükmü yer almaktadır.

Uyuşmazlık, sözleşmenin feshinin haklı nedenlere dayanıp dayanmadığı, özellikle; 30.6.1996 tarihinde yürürlüğe giren ve serbest muhasebeci mali müşavirlerin, vergi dairesine ödeme yapmak üzere müşteriden para kabul etmeyi, başka bir anlatım ile verginin bizzat davacı mali müşavir tarafından müşteri adına ödenmesini yasaklayan genelge hakkında müşterisine ( davalıya ) bilgi verme ve geçici vergi ödeme tarihlerinin hatırlatılması yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı, davalıya ait işletmenin "muhasebesini tutmak" işini üstlenen serbest muhasebeci mali müşavirdir. Taraflar arasındaki sözleşme vekalet sözleşmesidir ve vekil ( davacı ) Borçlar Kanununun madde 390/11 uyarınca vekil edene karşı vekaleti özen ile ifa yükümlülüğü altındadır.

Taraflar arasındaki sözleşmede bilgi vermeye ve ikaz etmeye dair doğrudan veya dolaylı bir hüküm bulunmamış olsa bile sözleşmenin niteliği bilgi verme ve ikaz etme yükünün sözleşmeye dahil sayılmasını haklı gösterebilir ve bilgi verme ve ikaz etme yükümü, vekilin sözleşme ile üstlendiği üzeri yükümlüğünden de doğabilir.

Serbest muhasebeci ve mali müşavir olan davacının bu görevi için devletin diploma, ruhsat ve bazı koşulları öngörmüş olması özel hukuka yansıyan bir garanti niteliğindedir. Bu hal, vekilin özen borcunu ağırlaştırmaktadır. Bununla birlikte, davacı mali müşavirin, davalı ( vekil eden ) tarafından bilinmesi koşulu ile mali müşavirler odası denetleme kurulu üyesi olması, aynı odanın disiplin kurulu üyeliği görevinde bulunması davalının güvenini artırdığı ölçüde onun özen borcunu da artırmaktadır.

Davacının anılan genelge hakkında davalı'ya bilgi vermemiş olması, genelge nedeni ile söz konusu vergilerin bizzat davalı tarafından ödeneceğini ikaz etmemiş olması özen yükümlüğünün ihlalidir. Davalının özen yükümlüğünü yerine getirmeyen mali müşavir ile sözleşmeyi sürdürmesi beklenemez. Bu halde, sözleşmenin haklı bir nedenle fesh edildiğinin kabulü gerekir.

Davacı vekili 18.8.1997 tarihli dilekçesinde, geçici vergi ile ilgili her ay yapılması gerekli ödemenin iş sahibine bildirildiğini ileri sürmüştür. Davalı tanıkları, davacının geçici vergi ödemelerinde gerekli uyarıda bulunmadığını beyan etmişlerdir. O nedenle, davacının sözkonusu genelgeyi davalıya ilettiğinin ve geçici vergi ile ilgili uyarıda bulunduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Davanın bu nedenle reddi gerekir.

SONUÇ : Bu itibarla; yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.6.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.
Bu durma göregenl hükümler çerçevesinde dava konusunun değerine göre sulh hukuk veya asliye hukuk mahkemesinde açılacak
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Mali Müşavir Ücret Sözleşmesine Dayalı İcra Takibinde İmzaya ve borca İtiraz Derya DEMİR Meslektaşların Soruları 8 14-12-2009 05:05
vekalet ücreti davalarında görevli mahkeme av.aler Meslektaşların Soruları 5 27-10-2008 16:19
Görevli mahkeme? Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 2 30-05-2007 13:36
Soybağının Reddine İlişkin Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması - Görevli Mahkeme seyitsonmez Meslektaşların Soruları 3 05-01-2007 10:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07082510 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.