Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ilamlı icra-Menfi tespit

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-10-2012, 20:26   #1
Av.MB

 
Varsayılan ilamlı icra-Menfi tespit

ilamlı icraya karşı menfi tespit davası açtık. Zira icradan sonra bize borcu olan 3.kişi borcu ödedi. Biz de alacaklıya muhtıra gönderdik ve icrayı kaldır-kapat dedik. Ancak icraya devam etti. Açtığımız menfi tespit davasında tazminata hükmedilir mi. Çünkü İİK md.72 borç olmayan taleplere karşı açılan davalardır. Oysa biz ilamlı icrada borçluyuz. Ancak borç ödendiği için bu davayı açtık. Karıştırıyormuyum yoksa, yardımınızı talep ediyorum.
Old 10-10-2012, 15:09   #2
yılmazkan

 
Varsayılan

İlamlı icraya karşı menfii tespit davası açılmaz. Ancak, ilamın zamanaşımına uğradığı, imhal ya da itfa edildiğine dair icra hukuk mahkemesine itirazda bulunabilir (İİK 33). İcra hukuk mahkemesince ilamın icrası geri bırakılabilir. Böyle bir geri bırakma kararı olmaksızın ilamlı borç ödenmişse bu kez sizin de değinmiş olduğunuz İİK 72/7.maddesi uyarınca istirdat davası açılabilir.
Old 10-10-2012, 17:21   #3
Av.MB

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, ilamlı icraya karşı değil ilamın gereğini-borcu- 3. kişinin ödediğini ispat etmeye çalışıyoruz. Böyle bir davanın genel mahkemede açılamayacağına dair yasal dayanağınız nedir. Bir yanlışlık mı yaptık acaba.
Old 10-10-2012, 17:55   #4
yılmazkan

 
Varsayılan

Borcu size borcu olan 3.kişi bile ödemiş olsa bu İİK 33 anlamında bir itfa(ödeme)dır. Menfii tespit davası sizin de bildiğiniz gibi borcun olmadığını tespit davasıdır. Sizin ise borçlu olduğunuz bir ilamla tespit edilmiştir. Bu aşamada yine İİK 33'de düzenlenmiş olan itiraz yoluna başvurmak gerektiğini düşünüyorum.
Old 11-10-2012, 12:19   #5
Av.Ömer Faruk

 
Varsayılan

yılmazkan üstada ilave olarak icra ve iflas kanunu 33.madde anlamında bir itiraz yapılabilmesi için icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine müracaat etmek gerekir.
İcranın geri bırakılması:

Madde 33 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 06.03.1965 RG NO: 11946 KANUN NO: 538/17) (YÜR. TAR.: 06.06.1965) (KOD 2) (KOD 1)
İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile (DEĞİŞİK İBARE RGT: 21.02.2004 RG NO: 25380 KANUN NO: 5092/11) (KOD 3) icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir.

anladığım kadarıyla 7 günlük süre geçmiş, bu durumda icra dairesine dosya bedelini yatırıp i.i.k 72 gereğince istirdat davası açılmalı ve mahkemeden veznedeki paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmesi talep edilerek mahkemeden bu yönde alınacak karar icra dosyasına ibraz edilerek alacaklının veznedeki parayı almasının önüne geçilmiş olacaktır. Selamlar...
Old 11-10-2012, 12:25   #6
Av.MB

 
Varsayılan

Arkadaşlar biz ilamlı icrada borcumuz yok demiyoruz. İlamlı icra ödenmiştir diyoruz ama alacaklı dosyayı kapatmıyor. Borcun ödendiğini ispat etmeye çalışıyoruz. Borcu biz ödesek İİK md.33 eg öre başvuru yapacağız. 3. şahıs ödemiş, çek vermiş ve ödenmiş biliyoruz bunu ama makbuz almamış.
Old 11-10-2012, 13:06   #7
Av.MB

 
Varsayılan

Arkadaşlar Y. 11. HD E:2004/5023-K:2005/1472 der ki," ilamlı icrada, borcunu icra dairesine ödemeden önce, ilamın verildiği tarihten sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olduğunu ileri sürerek alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açabilir"
Old 11-10-2012, 13:36   #8
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Yargıtay 3. H.D. 2005/1244 E. 2005/1666 K. 22.02.2005 T. : "...Uygulama açısından ise; nafaka alacağına ilişkin icra takibi, kesinleşmiş ilama dayandığına ve bu karar ancak iade-i muhakeme yoluyla geçersiz hale gelebileceğine, bunun dışında ise nafakanın kaldırılması yönünde yeniden alınmış bir kesin hükmün varlığının aranacağına ve ayrıca nafaka borcunun itfa, imhal veya ibra edildiği yönünde bir iddia ve delil de bulunmadığına göre kesin hükme dayalı icra takibinde menfi tespit (İİK. m. 72) istemiyle açılan davanın kabul edilemeyeceği dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır..."

Yargıtay 19. H.D. 2005/4045 E. 2005/12129 K. 06.12.2005 T. : "...Davalı vekili, iddiaya konu mahkeme kararının kesinleştiğini ve ilamlı icra takibine girişildiğini, kesin hükmün varlığı sebebiyle bu davanın açılamayacağını, ilamlı icra takibine ait itirazların 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması gerektiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalı alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davasının kesinleşmesi üzerine davacılar aleyhine ilamlı icra yolu ile takibe girişildiği, ödeme emrinin davacılara 2.8.2004 gününde tebliğ edildiği, bu davanın ise 12.8.2004 gününde açıldığı, davacıların kesinleşen mahkeme hükmünde belirlenen miktarda borçlu olmadıklarını kanuni koşullarının oluşması halinde ancak yargılamanın iadesi yolu ile talep edebilecekleri, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde İİK. nun 39. maddesine göre icra mahkemesine başvurulabileceği gerekçeleri ile kanuni şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacıların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle..."
Old 11-10-2012, 13:40   #9
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.MB
Arkadaşlar Y. 11. HD E:2004/5023-K:2005/1472 der ki," ilamlı icrada, borcunu icra dairesine ödemeden önce, ilamın verildiği tarihten sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olduğunu ileri sürerek alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açabilir"


Evet...

Yargıtay 11. H.D. 2004/5023 E. 2005/1472 K. 21.02.2005 T. : "...2- Dava, ilama dayalı takip borcunun tamamına ilişkin menfi tespit istemine ilişkindir.

İlamlı icra nedeniyle borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kalan borçlunun, 72'nci madde uyarınca, istirdat davası açmak hakkı bulunduğuna ilişkin İİK.nun 33/son madde hükmünden, borçlunun ilamlı icrada menfi tespit davası açamayacağı sonucuna varılmamalıdır. Zira, aynı Kanun'un 41'nci madde hükmündeki genel yollama, 72'nci maddenin tümünü de kapsar. Menfi tespit davası, bir eda davası olan istirdat davasının öncüsü olup, menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu açıktır. Buna göre, icra mahkemesince icranın geri bırakılması talebi reddedilen veya icranın geri bırakılması yoluna hiç başvurmamış olan borçlu, ilamlı icrada, borcunu icra dairesine ödemeden önce, ilamın verildiği tarihten sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olduğunu ileri sürerek, alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açabilir. Alacaklı, İcra mahkemesinin icranın geri bırakılması talebinin reddi kararına dayanarak, menfi tespit davasına karşı kesin hüküm itirazında bulunamaz. Çünkü, icra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Buna karşılık, borçlu, hükmün verildiği tarihten önceki dönemde borcun ödenmiş olduğunu ileri sürerek, istirdat davası veya menfi tespit davası açamaz. Çünkü, borçlunun bu iddialarını dava sırasında ileri sürmesi gerekirdi, aksi halin kabulü, maddi anlamda kesin hükme (HUMK.nun 237'nci maddesi) aykırı düşer.(Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, İstanbul, 2004, Sh.817,818)

Somut olayda, davacı yukarıda yapılan iddia özetinden de anlaşılacağı üzere, davacı, davalı olduğu o dava sırasında yaptığı ve dava sonunda aleyhine hükmedilen 1.250.000.000 lira, belgeli harici ödemenin o davanın davacı, işbu davanın davalı vekilince o dava dosyasında yansıtılmadığını ileri sürerek, menfi tespit isteminde bulunmasına ve o ilamı temyiz ettiğini iddia etmemiş olmasına, takip dosyası içeriğinden de temyiz ettiğinin anlaşılmamasına göre, o ilamın verilmesinden önceki dönemde yaptığı ödemeye ilişkin menfi tespit isteminde bulunamayacağının ilke olarak kabulü gerekir.

Ne var ki, davalı vekili, yukarıda yapılan savunma özetinden de anlaşılacağı üzere, 1.250.000.000 liranın toplam alacağından düşülerek, bakiyesine hükmedilmesi gerektiğini yanıt dilekçesinde kabul etmiş olup, bu kısmi kabulü çerçevesinde, mahkemece belirlenecek borç miktarı gözetilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takip alacağının tamamına ilişkin davanın kabulü doğru olmamıştır.."
Old 11-10-2012, 13:59   #10
Av.MB

 
Varsayılan

Ben galiba şunu anlatamadım. Biz ilamlı icraya konu ilama konu borcun olup olmadığını tartışmıyoruz. Biz ilam borcunu icradan sonra ödediğimizi iddia adiyoruz. Oysa sunulan kararlar ilama konu borcun hiç olmadığı yönündeki başvurularla ilgili kararlar. Biz borç yani ilam doğrudur ama biz bunu icradan sonra ödedik. Bunun tespitini istiyoruz.
Old 11-10-2012, 16:47   #11
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Selamlar,
Anladığım kadarıyla aleyhinize bedele hükmedilen ilgili ilam takibe konulmuş, ne var ki bir 3. kişi size olan borcuna mahsuben sizin ilamlı takipteki borcunuzu alacaklıya haricen ödeyerek aslında sizin borcunuzu itfa etmiş.

Şimdi, ilamdan sonraki ödeme iddiaları kural olarak İcra Hukuk Mahkemesine ve belirli belgelerle ispatlanmak kaydıyla yapılabilir.Sizin elinizde resmi bir belge veya imzası ikrar olunmuş bir belge yoksa bu yola başvurmamız etkisiz olacaktır. Bu durumda borcun 3. kişi tarafından haricen ödendiğinde dair itiraz ile menfi tespit davası açabilirsiniz.Eğer savınızı kanıtlayabilirseniz davalı alacaklı alacağı kalmadığı halde takibe devam ettiğinden kötüniyetli sayılacak ve %20 icra tazminatı ile mahkum olacaktır. Eğer dava reddedilirse bu durumda tazminat ile siz yükümlü tutulacaksınız.
İİK 72'deki "borç olmayan taleplere karşı açılan davalar" demektesiniz, ama alacağğın hiç doğmaması ile söndüğüne dair savlar da aynı mahiyette "itiraz" nedenleridir.
Old 11-10-2012, 16:51   #12
Av.MB

 
Varsayılan

Bülent bey tam anlattığınız gibi. Ama bu durumda menfi tespit davası açılamaz yazınca ilk yorumcu arkadaşım ben de tereddüte düştüm. Başka ne davası açabilirdim !
Old 11-10-2012, 16:59   #13
Av.MB

 
Varsayılan

Bu davada davalı davaya cevap vermedi. Elimizdeki belgeler: Davalıya yapılan çek ödemesi, 3. kişinin parayı bu icra dosyası için ödedim yazısı, çek tarihinde ilamla bağlantılı davalardan feragat etmesi. Davalı ile 3.kişi arasında başka bir ilişki yok ve davalı bu durumda parayı bunun dışında başka bir sebeple aldığını kendisi ispat etmelidir. Ancak konuştuğum bir kaç arkadaş sen bu davayı açamazsın, davalı ben bu parayı bunun için almadım derse parayı ödeyen 3. kişi ancak istirdat davası açabilir dediler. Doğrusu kafam karıştı.
Old 20-12-2013, 10:01   #14
Av. Öznur Aktürk

 
Varsayılan

Yeni bir başlık açmamak adına buradan devam etmeyi uygun gördüm.


Sayın Meslektaşlar,


Müvekkilim adına, eski eşine karşı velayetin değiştirilmesi, bunun kabul edilmemesi halinde çocukla şahsi ilişkinin yeniden tesisi talepli bir dava açtık.
Söz konusu terditli davamızda velayetin değiştirilmesi talebimiz reddedildi ve şahsi ilişkiye ilişkin talebimiz hakkında herhangi bir karar verilmeyerek davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmedildi. Kararı temyiz ettik ve şahsi ilişki tesisi talebine dair bir karar verilmemiş olduğu gerekçesiyle karar bozuldu.
Yeniden yapılan yargılamada, bozmaya uyuldu ve bu kez yeniden şahsi ilişki düzenlenerek davacı vekili olarak lehimize vekalet ücreti takdir edildi.
Ancak davalı vekili, bozulmuş olan ilk ilama dayanarak vekalet ücretinin tahsili için ilamlı icra takibine girişmiş bulunmaktadır.
Bu aşamada İcra Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak icra emrinin iptalini talep etmekle beraber, ayrıca genel mahkemede menfi tespit davası da açılabileceği kanaatindeyim.
Değerli görüşlerinizi esirgemezseniz memnun olurum.
Old 15-07-2014, 12:45   #15
sevda mert

 
Varsayılan

ilama karşı menfi tespit davası açarken görevli mahkeme neye göre belirlenir? ilamı veren mahkeme sulh hukuksa ilam kat mülkiyetinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkinse menfi tespit davasının da kat mülkiyetinden kaynaklanan uyuşmazlık olduğunun kabulü ile görevli mahkeme sulh hukuk mu olmalıdır ?
Old 15-07-2014, 13:28   #16
AV.POYRAZ

 
Varsayılan

yargıtay ilk kararı bozduğu için ; bozma ilamı ile birlikte İcra hukuk mahkemesine başvuru yapılarak , takibin iptalini talep edebilirsiniz ve İcra hukuk mahkemesi iptal kararı verir.
Old 15-07-2014, 13:32   #17
AV.POYRAZ

 
Varsayılan

görevli mahkemeyi tespit ederken ilamın içeriğini oluşturan alacağa bakılır, dediğiniz gibi kat mülkiyetinden kaynaklı ise sulh mahkemesi, kira sözleşmesinden kaynaklı ise sulh hukuk mahkemesi, kambiyodan. ticari işten kaynaklı ise ticaret mahkemesi, adi alacaktan kaynaklı ise asliye hukuk vs..... eski ilamları da yeni HMK ya göre değerlendirmek gerektiğini de unutmayalım. genel görevli mahkeme Asliye hukuk mahkemesi olup, sulh hukuk ve asliye ticaret mahkemelerinin görevleri sayılmıştır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
icra takibinden feragat ve menfi tespit davası AVUKAT1753 Meslektaşların Soruları 2 10-05-2012 11:52
icra takibinden önceki menfi tespit davası av.aybeg Meslektaşların Soruları 4 07-08-2010 18:37
ilamlı icra-menfi tespit davası-şikayet tiryakim Meslektaşların Soruları 4 10-04-2010 17:33
icra hukuk mahkemeleri ve menfi tespit davası asyadan Meslektaşların Soruları 11 16-02-2010 13:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05045199 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.