Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Şikayetten Vazgeçmenin Sonucu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-01-2011, 15:12   #1
mahzen

 
Varsayılan Şikayetten Vazgeçmenin Sonucu

Herkese iyi çalışmalar dilerim..
Ceza davasında şikayetten vazgeçilmiş olması aynı konuda hukuk davası açmaya yani tazminat talep etmeye engel midir?

Ceza davasının sonuçlanmasından itibaren ne kadar süre içerisinde bu dava açılabilir? cevap yazan meslektaşlarıma şimdiden teşekkürler.
Old 03-01-2011, 15:19   #2
detay82

 
Varsayılan

Bahsettiğiniz konu T.C.K md. 73/7 de düzenlenmiştir.
MADDE 73 - (7) Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.

Şikayetten vazgeçerken şahsi haklardan vazgeçildiği de belirtilmişse artık hukuk davası açılamaz.

Süreyle ilgili soruya gelince de, hukuk davası açacağınız hakkın zamanaşımı süresi, eylem suç oluşturduğundan uzamış zamanaşımına tabi olacaktır.
Suçun ceza zamanaşımı ne kadar ise eylemin gerçekleştiği günden itibaren hesaplayacaksınız.

Saygılarımla.
Old 03-01-2011, 16:16   #3
mahzen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.ismaildeger
Bahsettiğiniz konu T.C.K md. 73/7 de düzenlenmiştir.
MADDE 73 - (7) Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.

Şikayetten vazgeçerken şahsi haklardan vazgeçildiği de belirtilmişse artık hukuk davası açılamaz.

Süreyle ilgili soruya gelince de, hukuk davası açacağınız hakkın zamanaşımı süresi, eylem suç oluşturduğundan uzamış zamanaşımına tabi olacaktır.
Suçun ceza zamanaşımı ne kadar ise eylemin gerçekleştiği günden itibaren hesaplayacaksınız.

Saygılarımla.


Yanıt için teşekkürler sayın meslektaşım....
Ayrıca; dikkatinizi çekmek istediğim bir husus daha var...CMK 231/8; " (8) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md)Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;

a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,

b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,

c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine,

karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur. "

şeklinde düzenlenen bu hükümde belirtilen zamanaşımını ile ilgili düzenlemeyi de dikkate aldığımızda, karardan itibaren 5 yıllık süre içinde ,şikayetten vazgeçen ve hakkında HAGB kararı verilen sanık için zamanaşımı süresinin o denetim süresi içinde işlemeyeceği sonucunu mu çıkarmamız gerekiyor?
Old 03-01-2011, 16:48   #4
detay82

 
Varsayılan

Konuya direkt uyan bir karar ya da yasa maddesi bulamadım. Ancak aşağıdaki kararı yorumladığımda hiç kararın niteliğine bakmadan direkt yasadaki dava zamanaşımına bakılacağını anlamaktayım.

TCK daki dava zamanaşımı süresi;
Dava zamanaşımı
MADDE 66 - (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 08.07.2005 RG NO: 25869 KANUN NO: 5377/8) (KOD 1)
(5) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.


T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/13096
Karar: 2009/18071
Karar Tarihi: 12.11.2009
MANEV
İ TAZMİNAT DAVASI - ZARARLANDIRICI EYLEMİN SUÇ NİTELİĞİ VARSA O SUÇ İÇİN CEZA YASASININ ÖNGÖRDÜĞÜ DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN UYGULANACAĞI - UZAMIŞ ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN DİKKATE ALINMAK SURETİYLE İŞİN ESASININ İNCELENMESİ GEREĞİ
ÖZET: Zararlandırıcı eylemin suç niteliği varsa o suç için Ceza Yasasının öngördüğü dava zamanaşımı süresi uygulanır. Bu nedenle; mahkemece, uzamış zamanaşımı süresi dikkate alınmak suretiyle işin esası incelenmek ve sonucu dairesinde hüküm kurulmak gerekir.
(818 S. K. m. 60)
Dava: Dava dilek
çesinde 2.000 TL manevi tazminatın, olay tarihinden işleyecek faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Karar: Davacı vekili dilekçesinde; davalı tarafından davacının çalıştığı kuruma 11.10.2005 tarihinde davacı ile ilgili, haksız şikayette bulunulduğu ve davacıya yersiz olarak uyarı cezası verildiği, davalının şikayetinde; davanın ruh halinin bozuk olduğu, dengesiz insan olduğu, potansiyel suçlu ve sabıkalı olduğunu ilan ederek davacıyı küçük düşürdüğünü, davacının avukat olan davalıyı baro yönetim kuruluna bu olay nedeniyle şikayeti üzerine, uyarı cezası aldığını belirterek, yaşanan bu olayların yarattığı üzüntü nedeniyle 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevabında, zamanaşımı nedeniyle ve esas yönünden davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının 20.1.2006 tarihli dilekçe ile davalı hakkında Ankara Barosuna şikayet dilekçesi verdiği, davanın ise 16.12.2008 tarihinde açıldığı, BK.60. maddesine göre 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa, Borçlar Kanunu
’nun 60. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre; tazminat davası ceza kanunları gereğince süresi daha uzun zamanaşımı süresine tabi cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş olursa o zamanaşımı uygulanır. BK. mad. 60/2 uyarınca, ceza davası zamaşımının uygulanabilmesi için, ceza davasından tazminat istenmesi gerekmediği gibi, eylemi işleyen hakkında ceza davasının açılmış ya da mahkumiyet kararı verilmiş bulunması da gerekli değildir. Yalnızca haksız eylemin suç niteliğini taşıması yeterlidir. O halde zararlandırıcı eylemin suç niteliği varsa o suç için Ceza Yasasının öngördüğü dava zamanaşımı süresi uygulanır.
Bu nedenle; mahkemece, uzamış zamanaşımı süresi dikkate alınmak suretiyle işin esası incelenmek ve sonucu dairesinde hüküm kurulmak gerekirden, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.11.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Saygılarımla.
Old 03-01-2011, 17:03   #5
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mahzen
Yanıt için teşekkürler sayın meslektaşım....
Ayrıca; dikkatinizi çekmek istediğim bir husus daha var...CMK 231/8; " (8) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md)Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;

a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,

b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,

c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine,

karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur. "

şeklinde düzenlenen bu hükümde belirtilen zamanaşımını ile ilgili düzenlemeyi de dikkate aldığımızda, karardan itibaren 5 yıllık süre içinde ,şikayetten vazgeçen ve hakkında HAGB kararı verilen sanık için zamanaşımı süresinin o denetim süresi içinde işlemeyeceği sonucunu mu çıkarmamız gerekiyor?

Değerli meslektaşım Sn. mahzen,

Öncelikle bir noktayı açıklığa kavuşturalım. Bahsettiğiniz CMK.m.231/8'de yer verilen ifade dava zamanaşımına ilişkindir ve TCK. m.66 ile ilgilidir. Bu maddede belirtilen sürelerde hüküm kurulamaması halinde kamu davasının düşmesine karar verilecektir. Oysa, sorunuza konu olan, hukuk yargılaması için de geçerli olacak zamanaşımı ceza zamanaşımıdır ve TCK.m.68'de düzenlenmiştir. Burada ise hükmün belirtilen sürelerin geçmesinden sonra infaz edilemeyeceği düzenlenmiştir.

Bu çerçevede ben, ceza mahkemesinde HAGB kararı verilmesinin, maddede dava zamanaşımının duracağı öngörüldüğünden, hukuk mahkemesinde dava açılabilmesine ilişkin ceza zamanaşımının işlemesine engel olmayacağı kanısındayım. Yani bu cezai olaydan dolayı hukuk mahkemesinde tazminat davası açılması halinde, zamanaşımı suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır ve HAGB'den etkilenmeyecektir. (diye düşünüyorum.)

Saygılarımla.
Old 03-01-2011, 19:06   #6
avukatlutfi

 
Varsayılan

Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar
MADDE 73. - [1] Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
[2] Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar.
[3] Şikâyet hakkı olan birkaç kişiden birisi altı aylık süreyi geçirirse bundan dolayı diğerlerinin hakları düşmez.
[4] Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz.
[5] İştirak hâlinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikâyetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar.
[6] Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez.
[7] Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikâyetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsî haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
iş kazası sonucu yaşı küçük işçinin ölümü acil! HEATHER Meslektaşların Soruları 3 15-06-2013 17:48
İstihkak davası devam ederken haciz tutanağında istihkak iddiasından vazgeçmenin hukuki sonucu kerem polat Meslektaşların Soruları 1 30-09-2010 22:43
şikayetten vazgeçmenin tazminat davasına etkisi Nuriye Değer Meslektaşların Soruları 4 05-09-2010 20:07
şikayetten vazgeçmenin hükmü-acil avenginakbaba Meslektaşların Soruları 1 29-05-2007 17:15
Şikayetten Vazgeçmenin Ceza Yargılamasında Ki Yeri. Av.Fahri ALİMOĞLU Hukuk Sohbetleri 2 10-08-2006 23:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03526306 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.