Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tmk 166/son'a göre açılan boşanma davasından sonra 166/1 e göre dava açılabilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-02-2012, 17:33   #31
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan rancho
Sayın kadirpolat, çok teşekkür ederim. Tam da aradığım tarzda bir karar. Aksi kararlar da var ama en iyisi temyiz edip sonucunu beklemek gibi görünüyor bu karardan sonra..

Sayın rancho,

Karara takılmayın. Ben o kararı, sayın Ergin'in sunduğu kararın aksine olan bir karar olduğu için sundum. Ben asıl vurgulamak istediğim MÖHUK 59.md.

Yabancı mahkeme kararının kesinleşmesi ile kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleşmesi ile olur diyor. Yani siz kararı burada yani ülkemizde tanıttığınızda yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarih itibariyle etkileyeceği hususu söz konusu.
Old 08-02-2012, 17:35   #32
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
Sayın rancho,

Karara takılmayın. Ben o kararı, sayın Ergin'in sunduğu kararın aksine olan bir karar olduğu için sundum..

Benim sunduğum karar ile sizin sunduğunuz karar aynı mahiyetttedir. Birbirinin aksi yönde değildir.
Old 08-02-2012, 17:46   #33
rancho

 
Varsayılan

Russelsham Sulh Hukuk ( Aile ) Mahkemesine açılan ve 10.01.2006 tarihinde kesinleşen boşanma davasının kabulü yönündeki hükmün tenfizine ilişkin Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/354 Esas, 2007/262 Karar sayılı hükmünün 14.04.2008 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur.

----------------------
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde " ... Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği..." Hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur.

-Sayın Ergin,
-Yukarıdaki alıntılara baktığımızda kararda bir çelişki olduğunu söyleyebilir miyiz o halde??
Old 08-02-2012, 17:53   #34
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan rancho
Russelsham Sulh Hukuk ( Aile ) Mahkemesine açılan ve 10.01.2006 tarihinde kesinleşen boşanma davasının kabulü yönündeki hükmün tenfizine ilişkin Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/354 Esas, 2007/262 Karar sayılı hükmünün 14.04.2008 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur.

----------------------
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde " ... Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği..." Hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur.

-Sayın Ergin,
-Yukarıdaki alıntılara baktığımızda kararda bir çelişki olduğunu söyleyebilir miyiz o halde??

Bence gayet uyumlu duruyorlar. Üstteki mesajlarımda bu hususa vurgu yapmıştım zaten.
Old 08-02-2012, 17:53   #35
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Benim sunduğum karar ile sizin sunduğunuz karar aynı mahiyetttedir. Birbirinin aksi yönde değildir.

Sayın Ergin, Sizin sunduğunuz yargıtay kararı 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun 42. maddesine dayanak yapıyor. Yani Mülga olmuş bir madde. o dönemde kesin hüküm etkisine denk gelen bir madde yoktu.

Benim dayandığım içtihat 5718 sayılı MÖHUK 59 da dayanıyor. Yürülüğe daha sonra girmiş ve halen yürülükte.

Bakın madde gerekçesini de sunuyorum

Madde 59 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Kesin hüküm ve kesin delil etkisi” başlıklı yeni bir maddedir.
Türk mahkemelerince hakkında tanıma kararı verilen yabancı mahkeme kararının sahip olduğu kesin delil veya kesin hüküm etkisinin Türk hukuku bakımından hangi andan itibaren hüküm doğuracağı uygulamada bazı tereddütlere yol açmaktaydı. Düzenlenen yeni 58 inci madde ile tanınan yabancı mahkeme kararının kesin hüküm veya kesin delil etkisinin, yabancı mahkeme kararının kendi hukukuna göre kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği belirtilerek konuya açıklık getirilmiştir.
Old 08-02-2012, 17:56   #36
rancho

 
Varsayılan

Yani evlilik birliği 2008 de son buluyor ama sonuçlarını 2006 dan itibaren doğurmaya başlıyor öyle mi? Çelişkinin babası bence..
Old 08-02-2012, 18:00   #37
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan rancho
Yani evlilik birliği 2008 de son buluyor ama sonuçlarını 2006 dan itibaren doğurmaya başlıyor öyle mi? Çelişkinin babası bence..

Yabancı ülkede görülen dava, hangi tarihte kesinleşmiş ise o tarih itibariyle hüküm doğuruyor. Hangi durumda? Tanıma davası yapılıp da yabancı mahkeme kararının tanınması şartlarının tespiti halinde.

Sayın Ergin'in kamu düzenine aykırılık halinde ne olacak? sorusuna vereceğim cevap da budur. Yani tanıma şartlarının tespiti halinde tanıma olur.
Old 08-02-2012, 18:01   #38
rancho

 
Varsayılan


Madde 59 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Kesin hüküm ve kesin delil etkisi” başlıklı yeni bir maddedir.
Türk mahkemelerince hakkında tanıma kararı verilen yabancı mahkeme kararının sahip olduğu kesin delil veya kesin hüküm etkisinin Türk hukuku bakımından hangi andan itibaren hüküm doğuracağı uygulamada bazı tereddütlere yol açmaktaydı. Düzenlenen yeni 58 inci madde ile tanınan yabancı mahkeme kararının kesin hüküm veya kesin delil etkisinin, yabancı mahkeme kararının kendi hukukuna göre kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği belirtilerek konuya açıklık getirilmiştir.
[/quote]
Sayın Polat, madde gerekçesini eklemeniz konuya çok açıklık getirdi gerçekten.
Old 08-02-2012, 18:18   #39
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
Sayın Ergin, Sizin sunduğunuz yargıtay kararı 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun 42. maddesine dayanak yapıyor. Yani Mülga olmuş bir madde. o dönemde kesin hüküm etkisine denk gelen bir madde yoktu.

Benim dayandığım içtihat 5718 sayılı MÖHUK 59 da dayanıyor. Yürülüğe daha sonra girmiş ve halen yürülükte.

Bakın madde gerekçesini de sunuyorum

Madde 59 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Kesin hüküm ve kesin delil etkisi” başlıklı yeni bir maddedir.

Türk mahkemelerince hakkında tanıma kararı verilen yabancı mahkeme kararının sahip olduğu kesin delil veya kesin hüküm etkisinin Türk hukuku bakımından hangi andan itibaren hüküm doğuracağı uygulamada bazı tereddütlere yol açmaktaydı. Düzenlenen yeni 58 inci madde ile tanınan yabancı mahkeme kararının kesin hüküm veya kesin delil etkisinin, yabancı mahkeme kararının kendi hukukuna göre kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği belirtilerek konuya açıklık getirilmiştir.

2675 S.K.nun 42 inci maddesini aşağıya alıntıladım. Gerekçeyi nereden aldınız merak ettim.Ortada bir yanlışlık var ama anlamadım.

Alıntı:
KANUN NO: 2675
MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN (Mülga)
Kabul Tarihi: 20 Mayıs 1982

TANIMA
MADDE 42 - Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 38 inci maddenin (a) ve (d) bentleri uygulanmaz.İhtilafsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tabidir.
Yabancı mahkeme ilamına dayanılarak Türkiye'de idari bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır.
Old 09-02-2012, 15:58   #40
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
2675 S.K.nun 42 inci maddesini aşağıya alıntıladım. Gerekçeyi nereden aldınız merak ettim.Ortada bir yanlışlık var ama anlamadım.


Üstad sayın Avukat Cengiz Aladağ'ın THs de yer alan makalesinden alıntı olup, bu konuda bir çok hukuk proğramında yer alan gerekçelerde de aynı ifadeler yer almakta. Örneğin corpus ta.

Sayın Ergin, ortada bir şaşkınlığa yada hayrete yol açacak durum yok. Durum bundan ibaret yani
Old 09-02-2012, 16:41   #41
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
Üstad sayın Avukat Cengiz Aladağ'ın THs de yer alan makalesinden alıntı olup, bu konuda bir çok hukuk proğramında yer alan gerekçelerde de aynı ifadeler yer almakta. Örneğin corpus ta.

Sayın Ergin, ortada bir şaşkınlığa yada hayrete yol açacak durum yok. Durum bundan ibaret yani

Sayın Polat, 5718 madde 59 uncu maddenin gerekçesinde

Alıntı:
o dönemde kesin hüküm etkisine denk gelen bir madde yoktu.

dediğiniz ve mülga 2675 S.K.nun 42 inci maddesinde de aynı ibare yer aldığı için şaşırdım.
Old 09-02-2012, 16:53   #42
simurganka

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan rancho
Arkadaşlar 3 yıl evlilik birliği tesis edilemediğinden dolayı açtığımız boşanma davası son davanın TR'de tanıma zamanından dolayı reddedildi. Şimdi biz tekrar 166/1 genel evliliğin temelinden sarsılmasına dayalı dava açsak reddedilir mi sebebi konusu aynı diye? Taraflar 6 yıldır ayrı yaşıyor çünkü.. teşekkürler..
Sayın Rancho,
Aynı şekilde biz de bir boşanma davası açtık. Davamız kabul edildi ve şu an yargılaması devam ediyor. Aynı sebebe dayanarak dava açmanız üstatların da dediği gibi davanın reddini gerektirmez. Hatta ilk açtığımız dava dilekçesini neredeyse tekrarladık. Ek olarak uzun yıldır ayrı yaşamalarını belirttik. Boşanma hususunda reddedilen davamızda dayandığımız vakıalar devam ediyorsa boşanmak isteyen tarafı evlilik birliği içinde zorla tutmanın bir mantığının da olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta sebepler aynı olabilir. İlk davanızda davanız reddedilmiş de olabilir. Ama MK uyarınca yeni dava açmanıza engel oluşturmaz bu durum. Tarafların evlilik birliğini bu süre zarfında tekrar tesis edememeleri de ilk davanızdaki dayanak noktalarınıza destek olur diye düşünüyorum.
Saygılarımla...
Old 10-02-2012, 09:14   #43
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Polat, 5718 madde 59 uncu maddenin gerekçesinde


dediğiniz ve mülga 2675 S.K.nun 42 inci maddesinde de aynı ibare yer aldığı için şaşırdım.

Sayın Ergin, sizin de belirttiğiniz gibi gariplik var ama sanırım bundan sonra anlamamız gereken şey, "Tanıması yapılan yabancı mahkeme kararının kesin delil etkisi, yabancı mahkemenin kesinleştiği tarih" olarak kabul edilmeli.
Bilmem siz de aynı fikir de misiniz?
Old 10-02-2012, 10:30   #44
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın ____, verdiğiniz örnek ilk davanın açılması sonrasında gerçekleşen veya öğrenilen bir olaydır. Aynı dönemde ve davadan önce gerçekleşen olaylar için farklı davalar açılamayacağı görüşümü koruyorum. Örneğin "eşim beni hem dövdü hem aldattı" diyen biri için iki ayrı dava değil tek dava açılır. Fakat iki ayrı sebep gösterilebilir.

Öte yandan soruyu soran arkadaşımız, ilk davadan sonra tarafların uzun süre bir araya gelememiş olmalarının evlilik birliğini temelinden sarstığı sonucuna ulaşmaya çalışıyor.
Yani soruya örnekleme gerekirse: Zinadan açtığı dava derdestken, zinanın aynı zamanda evlilik birliğini temelinden sarstığı gerekçesiyle yeni bir dava açılabilir mi?


Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Sayın ___de "derdestlik olmaz" demiş ama aslında bu başlı başına bir tartışma konusu... Bence taraflar (davacı-davalı sıfatlarıyla birlikte) aynıdır ve davanın konusu da boşanmadır. Hukuki sebepler, hakim için bağlayıcı değildir ve hatta dava dilekçesinde açıkça yazılmamış olmasının bir yaptırımı yoktur, hakim kendiliğinden uygun yasa maddesini bulup uygulamakla yükümlüdür.
Eğer hukuki sebepleri farklı boşanma davaları arasında derdestlik olmaz ise bir kişinin eşi aleyhine terk, zina, evlilik birliğinin temelinden sarsılması, evlilik birliğinin kurulamaması vb. nedenlere dayalı birçok davayı aynı anda açabileceğini kabul etmiş oluruz. Bana HUMK ve HMK'nın amacına pek uygun görünmüyor...

Sayın KIRMIZI,

Bilindiği gibi Derdestlik, aynı davanın açılmış olması halinde söz konusu olur. Bir başka deyişle "tarafları, dava sebebi ve dava konusu" aynı ise derdest dava vardır demek mümkündür.

Dava sebebinin ise, davanın dayanağı olan maddi vakıalar olacağı Türk hukukunda çoğunlukça kabul edilmektedir. Bu bakımdan Boşanma davaları bakımından da, diğer davalarda olduğu gibi davanın sebepleri farklı farklı olabilir.

Davanın konusunun ise, netice-i talep dediğimiz "istem sonucu" olduğu Türk hukukundan çoğunlukça kabul görmektedir.

O halde örneğin, geçimsizlik nedeni ile Boşanma davası söz konusu ise, geçimsizlik nedenine konu edilen "maddi vakıalar", dava sebebi sayılacak, istem sonucu olan "boşanma talebi" ise dava konusu olacaktır.

Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan yeni maddi vakıaların açılacak ikinci davada ilk davaya nazaran dava sebebinin de farklı olmasına neden olacağı açıktır. Yani ikinci davadaki dava sebepleri (yeni maddi vakıalar) ilk davadan farklı ise, zaten desdest bir davadan bahsetmek mümkün olmayacaktır.

İkinci davada ilk davadaki aynı maddi vakıalara dayanarak boşanma talebi dile gtirilmişse bu durumda ancak derdestlik sözkonusu olacaktır.

Bu bakımdan geçimsizlik nedeniyle görülmekte olan boşanma davası sürerken eşlerden birisi zina ederse zina dava sebebi ile açılacak dava ilk davanın aynısı sayılamaz, çünkü zina yeni bir dava sebebidir.
Old 10-02-2012, 11:27   #45
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
Sayın Ergin, sizin de belirttiğiniz gibi gariplik var ama sanırım bundan sonra anlamamız gereken şey, "Tanıması yapılan yabancı mahkeme kararının kesin delil etkisi, yabancı mahkemenin kesinleştiği tarih" olarak kabul edilmeli.
Bilmem siz de aynı fikir de misiniz?

Aksi kanıtlanıncaya kadar aynı fikirdeyim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
fikri sınai haklara göre dava açılabilir mi sebepsiz zenginleşme Meslektaşların Soruları 0 27-11-2011 09:26
6100 S. Kanuna göre X Bakanlığına izafeten kısmi dava açılabilir mi? Av. Fatma B Meslektaşların Soruları 4 11-10-2011 16:15
MK 724' e göre Maliye Hazinesine karşı dava açılabilir mi? Pelweşin Meslektaşların Soruları 8 30-07-2011 21:40
reddedilen boşanması davasından sonra açılan boşanma davası garani Meslektaşların Soruları 14 13-04-2011 10:47
İİK.76.Md.ne Göre Açılan dava Ve Vekalet Ücreti MALİ Meslektaşların Soruları 1 01-12-2008 18:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07071996 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.