|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
27-02-2008, 22:52 | #31 |
|
Bu tarz bir uygulamayı talep eden yönünden de bu şekilde arkalı önlü belgeyi kabul eden merci yönünden de hayretle karşılıyorum. Bu tip uygulamaların adaletin saygınlığını düşürdüğünü düşünüyorum.
|
27-02-2008, 23:06 | #32 |
|
Vekaletname arkasına tanzim edilen yetki belgesinin, adalete ve saygınlığına gölge düşürdüğü yönündeki görüşe katılamıyorum. Hiç denemedim ama adaletin saygınlığının bu gibi bir uygulamayla zedelenmeyeceğini düşünüyorum. Kişisel olarak hiç böyle bir işlem yapmadım, ama icranın bazı kalabalık dosyaları arasında kolaylık sağlayabileceğini dahi düşünüyorum. En önemli sorunumuz, zaman zaman usul için esası feda etmek olabiliyor. Ancak asıl kabul edilemez olanı, usul derken esası ötelemek olmalı.
Yetki belgelerinden harç alınmayacağı ise açık. Neden harçlandırılmadığı için vekilliğin kabul edilmediğine vb. bir yazılı red kararı istemiyor ve memur muamelesini şikayet yöntemini denemiyorsunuz? Kalıcı bir çözüm sağlar ve bölgenizdeki meslektaşlara da kendinize de yarar sağlayacak bir yol açmış olursunuz Saygılarımla... |
27-02-2008, 23:21 | #33 | |||||||||||||||||||
|
ayrıca soldan 3 santim bıraktığınız belgede sağdan da üç santim bırakırsanız. (Delmek için mecbursunuz.) gazete sütunu gibi bir sayfa elde edersiniz. (Bu arada sormadan söyleyeyim. Word'üm soldan 3 santime varsayılan olarak ayarlıdır. ) |
28-02-2008, 17:09 | #34 |
|
yukarıya yazdığım yazıyı okuduğumda bir cümle ancak bu kadar anlaşılmaz olur dedim kendime, öncelikle özür dilerim. yanında çalışmış olduğum ve örnek aldığım avukatlardan birisinin uygulamasıydı.
başlık tevkilnameydi, vekaletnamedeki gibi bir ifadeyle başlayan "müvekkillerimin leh ve aleyhine açılmış veya açılacak bilumum .................... yetkili olmak üzere Av.faruk'u tevkil ediyorum. altında da tevkil yetkisi kullanılmış müvekkillerin isimlerini sıralamış. hangi vekaletnameden fotokopi alırsak arkasınada bu tevkilnamenin çıktısını alıyoduk ve avukat tevkilnameyi imzalıyordu. yaklaşık 2 yıl çalıştım. istanbulda ki her adliyenin her kalemine bu vekaletname girmiştir. bir defa bile tevkili kabul etmeyen birisine rastlamadığım gibi, ikinci bir suret harcı isteyen yada ikinci bir baro pulu isteyen bir şahısla karşılaşmadım. Belki onlarda ne olduğunu anlamadılar, sonuç olarak az kağıt harcamaktan başka benim için her dosyada bir baro pulu ve bir suret harcı kazandırdığını düşünüyorum |
02-03-2008, 12:55 | #35 |
|
yetki belgesi vekaletname değildir o yüzden vekaletnamenin kuralları bu belge içinde geçierlidir diye bir genişletici yorumda yapılamaz (kanunilik ilkesi gereği) ayrıca alınan harç vekalet tasdik harcıdır yetki belgesinin aslı olunca zaten harç söz konusu olmayacaktır fakat fotokopisi olunca bu sorun ortaya çıkabilir fakat yukarıda da belirttiğim gibi VTH özel bir harç türüdür yetki belgesini kapsadığını iddia etmek kanuni bir yorum olmayacaktır nitekim benim bulunduğum mahkemelerde ne tastik harcı ödüyorum nede pul kullanıyorum saygılarımla
|
02-03-2008, 14:17 | #36 |
|
Değerli meslektaşlarım
Bazı yazışmaların beni çok rahatsız ettiğini beyan etmek istiyorum.Doğrusu bu soruları yada beyanları yazanlar avukat mı ve hatta avukatlık bürosunda ki katip mi ya da bazen karşılaştığımız gerçekte avukat olmayan kişilermi ya da bizler hukukçumuyuz avukatmıyız ya da evrak takip memurumuyuz iyice düşünmek gerekir.Bir avukat beyanlarında mümkün olduğunca hukuki kavramlara ve hukuki dayanaklara atıf yaparak sözcüklerin anlamına ve sonuçlarına dikkat etmelidir. Her talep için avukatın icra dairesine gelmesinin talep edilmesinde başkaca nedenler olduğu kanaatinde ise bu kanaatimizin ne olduğunu da açıkça dile getirmeliyiz.Karnımızdan konuşmanın anlamı yoktur ve bugün çektiklerimizin nedeni budur.Oysa avukatlık hak arama sanatı ve becerisidir.Avukat profesyonel hak arayıcısıdır. İstedim oldu şeklikdeki uygulamaların son bulması için gerçekten bir yerden başlamak gerektiğine ben de katılıyorum.Ama farkı şu ki müvekkiller açısından da istedikleri şeyleri ille olduramayacağımızı da kabul etmek gerekir.Her şey bizim ve müvekkillerimizin keyfince olmayacaktır.Yasa ve hukuk kuralları daha önemlidir. Asıl avukat ne demek bunu hiç anlamadım.Olayda bir de sahte avukatmı var.Patron avukat dense anlarım ama asıl avukatı anlamadım hiç de şık bulmadım.Bu yasaya aykırı talebi kabul etmeyen icra dairesini de doğrusu kutluyorumMeslektaşlarımın keyfi ve yasaya aykırı uygulamaları kişisel menfaatlerine uygun olarak talep etmelerini de yadırgadığımı beyan etmek isterim.Askeplion rumuzlu arkadaşımızın haklı tepkisine de dikkat çekmek isterim.En azından ücretli avukat konumunda olan meslektaşlarımız kendilerini müvekkil ve patronlarının menfaatleri ile bu derece de özdeşleştirmemeli. Yetki belgesi düzenlenmesine ilişkin külfet beyanınıda anlayamadım.Bu külfet 3.45 ytl ve bir kağıt ile 2 dakikadan ibaret.Artı harca tabi değil ve harca tabi olsa da bunlar müvekkilin ödemesi gereken bedeller.Tabi biz müvekkilden masraf almadan yada alınan masrafları gerçekten harcamadan iş yapmak derdinse isek başka.Harç konusunuda dava konusu yaparsınız bakanlığa ya da komisyona başvurursunuz ya da baronun devreye girmesini istersiniz öyle ya da böyle neticelenir.Ona göre tavır alırsınız Sevgili meslektaşım Faruk vekalet pulundan kurtulmak için bulduğun formül gerçekten çok yaratıcı ama doğrumu bilemiyorum.Pul paralarının sağlıklı olarak değerlendirildiğine inanmadığım için tasarrufunuzu eleştirmiyorum. Ağırlıklı olarak ceza işi yaptığım için orijinal bazı davalar geliyordu.Bunlardan bazılarında icra müdürleri huzurlarında açılmayan taleplere ilişkin olarak görevi kötüye kullanmaktan yargılanıyordu.Sanık olarak avukatlarda vardı.Açıkça söyleyeyeimki bazı davalarda avukatlar dilekçe göndermediklerini daireye bizzat getirdiklerini bazıları yazıların kendilerine ait olmadığını bazıları talebi ortağının açtığını ama vekalet koymayı unuttuğunu bazıları ise dosyadan hiç haberi olmadığını stajyerinin usulsuzluğü olduğunu beyan ediyordu.Kısacası bu tarz birkaç dosya da memur veya avukatın müdafi olarak görev yapmıştım.Yapılan usule aykırılıklar bizleri gerçekten çok zor durumda bıraktığı gibi olmadık terslikler ortaya çıkıyor. . Bu durumun uygulamada istisnası olduğunu belirten meslektaşımada katılmıyorum.Toplu icra takibi yapan büroların takip elemanları vasıtasıyla, avukatın daireye gelmeden iş halletmesi de usul ve yasaya aykırıdır. 30.000 dosyası olan bir büroda, vekaletteki avukatın tek tek her dosyaya talep açıp karar alması mümkün değildir diyerek hukuk ve yasaya aykırı tasarruflara göz yumulamaz.ne yazık ki uygulamada şahsi menfaat sağlayarak .İcra daireleri de bu tip bir bürolara kolaylık sağlamaktadırlar. Sayın Aybüke Kağan CMK görevlendirmelerinde vekalet ilişkisi yoktur ki vekalet pulu olsun.Uygulamada bazı hakimlerin istediğini gördüm.Özelikle CMK görevlendirmesindeki tevkillerde ama bu soruna ilişkin barodan aldığım bir mütala mahklemeye de takdim edilerek sorun çözülmüştür.İsterseniz bilahare takdim edebilirim . Herkese iyi çalışmalar |
03-03-2008, 00:00 | #37 |
|
avukat katibi de talebi verebilir
İcra müdürlüğüne hitaben yazılan, antetli ve hatta kaşeli bir talebi (dilekçeyi) kabul etmeyen İcra memuruna nasıl hak verilir ki...
Ben İzmir İcra dairelerinde sürekli taleplerimi , sekreterimle yolladığım dilekçelerle yapıyorum. "Haziron" sıfatıyla haciz yapabilen takip elemanı, bir talebi (dilekçeyi) veremiyecek? Temel konularda, takipden feragat, haczin fekki vs. talebinizi işleme koymaması anlaşılabilir. Avukat olmanız nedeniyle, yetki belgesi almamak istememenize ise hak veremiyorum... |
03-03-2008, 10:04 | #38 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Konu başlığı ile soru ilgisiz olmuş biraz. |
03-03-2008, 12:15 | #39 |
|
Sayın Abdullah Bey'in (Marlon35) yorumuna katılamıyorum.Avukatın yanında çalıştığını gösteren kimlik belgesi olması şartıyla sekreterin dilekçeyi götürmesi ile bir avukatın başka bir avukata ait dilekçeyi götürmesi farklı şeylerdir.Avukatlık kanunu m.46 sekreter aracılığıyla işlerin takibini mümkün kılmaktadır.Burada bütün sorumluluk avukata aittir.Ancak buradaki sorun bir avukatın başka bir avukata ait dilekçeyi götürmesi sorunudur.Ayrıca sekreterin hazurun sıfatıyla haciz yapması da bana biraz garip geldi.Orada haczi yapan sekreter değildir ki...
|
03-03-2008, 15:41 | #40 |
|
Avukatlık Kanunu'nu unutmaytınız.
Avukatlık Kanunu Madde 46 – (Değişik : 2/5/2001 - 4667/32 md.)
Avukat, işlerini kendi sorumluluğu altındaki stajyeri veya yanında çalışan sekreteri eliyle de takip ettirebilir, fotokopi veya benzeri yollarla örnek aldırabilir. Bu maddeye göre bırakın avukatı, sekreteri (avukatın yanında çalıştığını ispatlamak kaydıyla) aracılığı ile bile icra dosyasına dilekçe, talep gönderebilir. İcra Müdürü dilekçeyi havale ederken üzerine "filanca tarafından getirilmiştir" yazabilir. |
03-03-2008, 18:11 | #41 |
|
By law ve av.murat meselenin en can alıcı yönlerini son derece basit ve güzel olarak ortaya koymuşlar
ayrıca "Haziron" sıfatıyla haciz yapabilen takip elemanı,diye bir hukuksal kavram yoktur.takip elemanını takip elemanını bırakın avukatın bile haciz yapma yetkisi yoktur.iik md.80 haczi icra memurunun yapabilecegini belirtir.saygılarımla. |
04-03-2008, 10:29 | #42 |
|
Sevgili meslektaşım , bir avukat olarak mesleğin sorumluluğunu ve saygınlığını unutmadan lütfen dosyalara vekaletname veya yetki belgesi sununuz , külfet - maliyet mazeretleri hoş değil , talep dilekçesini dosyaya koymanız tabi ki mümkündür ancak dosyadan belge almanız , işlem yapmanız vekaletname veya yetki belgeniz olmadan mümkün değildir. Bu yetki ve sorumluluklarınızı hatoırlayınız ki bir daha b,r avukat olarak , İcra memur veya müdürleri tarafından uyarılmayınız.
Sevgiler saygılar... |
25-02-2010, 23:45 | #43 | |||||||||||||||||||||||
|
Katibin talep götürmesi kısmına katılmıyorum... Dilekçe veya talep sahibinin bizzat müracaatı şarttır. |
25-02-2010, 23:55 | #44 | |||||||||||||||||||||||
|
Sn. Köylüoğlu, bu güzel yorum ve değerlendirmeniz için teşekkür ediyorum. Umarım tüm meslektaşlarınızın ve hak arayanların önyargılardan kurtulduğu, karşılıklı saygı içerisinde ve yasal mevzuata uygun şekilde işlerin yürütüldüğü bir "adalet" temennisiyle iyi çalışmalar dilerim. |
26-02-2010, 00:03 | #45 | |||||||||||||||||||||||
|
Şunu belirtmeliyim ki; İşini düzgün yapmak isteyenlerin sizin gibi düşünenlerle işi malesef çok zor. Yani sizin bu maddenize göre: "Avukata ne gerek var, icraya gider katip talep açar" öyle mi? Yada nerede, kim tarafından hazırlandığı imzalandığı belli olmayan bir talebi ibraz eder, öyle mi? Evet diyorsanız haklısını, suç sizin değil, sizi öyle alıştıranların... |
17-04-2010, 17:45 | #46 |
|
Aradan geçen zaman içerisinde bu başlıktaki sorunların çözülüp çözülmediğini bilmiyorum. Ancak takip yetkisiyle ilgili olarak bir de yasal gerekçelerle açıklamada bulunmak istedim.
Avukat arkadaşlardan bir kısmının, Katiplerinin avukatın dilekçesini ibraz edeceği bu hakka sahip olduğu yolundaki düşünceye katılmak mümkün değildir. Şöyle ki; Uygulamada İcra işlemleri için yeni bir meslek dalı oluşturulmuştur. Malesef bazı avukat arkadaşlarımız bu meslek dalını oluşturmuş bulunuyorlar. Adı da "Avukat Katipliği"dir. Ne güzel avukatlık ortaklıklarına da ne gerek var değil mi? Halbu ki; 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Yalnız Avukatların Yapabileceği İşler" başlıklı "Madde 35.(Değişik: 26/2/1970-1238/1 m.) Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir." maddesi açıktır. İcra Müdürlükleri nezdinde (Yargıtay içtihatları ile icra müdürlüğü işlemleri de "adli işlem" dir) herhangi bir yazılı veya sözlü hukuki talebi açmak, asil veya vekilin bizzat (yada muhabere kanalıyla, yada elektronik imza ile uyap üzerinden) yapabileceği bir iştir. Ancak ne hikmetse bazı Avukat arkadaşlarımız talebini veya dilekçesini bürosunda yazıp katibi veya sekreteri ile gönderip işlem yapılmasını beklemektedir. Bunu kabul etmeyen icra müdürlerini ise suç işleyen yada zorluk çıkaran olarak nitelendirmektedir. Halbu ki bu şekilde icra müdürlüklerinde talep açılması zorlaması kanun dışı işleme görevli memuru zorlamaktır. Yine bu zorlamaya gerekçe olarak ise 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 46. maddesi gösterilmek istenmektedir. "İşlerin Stajyer veya Sekreterle Takibi, Dava Dosyalarının İncelenmesi ve Dosyadan Örnek Alma" başlıklı "Madde 46. (Değişik: 2/5/2001-4667/32 m.) Avukat, işlerini kendi sorumluluğu altındaki stajyeri veya yanında çalışan sekreteri eliyle de takip ettirebilir, fotokopi veya benzeri yollarla örnek aldırabilir. Avukatın onanmasını istemediği örnekler harca tabi değildir." Buradaki sekreter eliyle takip ettirme işi ancak fotokopi evrakı alma veya masraf ödemesi yapıp makbuzunu alma, müzekkere cevaplarının dönüp dönmediği yönünde bilgi almak üzere fotokopi veya suret alma gibi Avukatlık yetkisinin devri anlamına gelmeyecek şekilde olmalıdır. Sekreter veya katibe bağlı bulunulan baronun sekreter kartı vermesi de bu kanuni hakkı sağlamaz. Sekreter aracılığıyla talep açılmaya kalkılırsa bu hukuken mümkün değildir. Yapılabilen icra müdürlükleri varsa da bunun kanunsuz olduğu ortadadır. Ancak; Avukatların bir kısım adli işlerini yanlarında çalıştırdıkları avukatlar aracılığıyla (birlikte vekaletname çıkartmak veya tevkil yetkisi vermek vs. surette) yapabilmeleri şu an kanuni olan mevcut durumdur. Bunun dışında katip veya sekretere yetki verilebilmesi, onun aracılığıyla talep açılabilmesi yönünde bir kanuni düzenleme yapılabilir ve o zaman "Avukat Katipliği" mesleği de zannımca adli işlemler yönünden hukuki zeminde ve lıyakat şartı gerektiren bir meslek olabilir. O mesleği icra eden binlerce insan açısından böyle bir düzenlemenin yapılması da sevindirici olacaktır. Bugün olduğu gibi, erken kalkan da "Avukat Katibi" olamamalı tabii, en azından bundan sonra bu mesleğe kabul için, örneğin Liselerin Adalet Bölümü yada Adalet Yüksek Okulu mezunu olmaları, hukuk eğitimine sahip olmaları gerekmelidir. Herkese iyi çalışmalar dilerim. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hakimin reddi talebinin reddi veya kabulü halinde bu kararın temyizi | ultrantalya | Meslektaşların Soruları | 17 | 24-03-2021 16:26 |
Bağkur'dan emeklilik talebinin reddi | hukukcu15 | Meslektaşların Soruları | 2 | 20-01-2008 11:24 |
Alacaklı vekilinin taahhüd karşısındaki sorumluluğu | ad-hoc | Meslektaşların Soruları | 2 | 27-09-2007 11:54 |
Yetki itirazının reddi kararından sonra dava davalı vekili tarafından takip edildiğinden karar düzeltme talebinin reddi | dark | Hukuk Soruları Arşivi | 6 | 01-12-2006 00:58 |
Tedbirin talebinin reddi | Viyola | Meslektaşların Soruları | 3 | 03-08-2006 08:14 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |