Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ttk 644 sebepsiz zenginleşme

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-03-2009, 17:37   #1
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan ttk 644 sebepsiz zenginleşme

Sayın meslektaşlarım müvekkil şirket 06/2006, 09/2006 ve 12/2006 keşide tarihli 3 adet çek tanzim ediyor ve hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığı kardeşinin şirketine çekleri veriyor. Biz A'yız çeki verdiğimiz şirkete de B diyelim. B ise çekleri kredi borcunun teminatı olarak V bankasına veriyor. Fakat V Bankası çeklerin arkasını yazdırmayı unutuyor ve Şubat 2009'da A ya yani çek keşidecisine TTK 644 e göre sebepsiz zenginleşme davası açıyor.

Cevaplamanızı istediğim sorular şunlar

1-Zamanaşımı yönünden davanın reddi mümkün mü ? 1 yıllık süre ne zaman başlar
2-Davanın esasına ilişkin olarak benim sebepsiz zenginleşmediğimi nasıl ıspatlayabilirim.
3-Çekleri verirken A şirketi B şirketi ile protokol yapmış ve hiçbir şekilde A nın B ye borçlu olmadığı, çeklerin hatır ilişkisi içinde verildiğine dair ifadeler var. Bu protokol V Bankasına karşı delil olarak ileri sürülebilir mi?
4-A ve B şirket olup defterlerin kapanış tasdikleri yok, bu A nın V'ye karşı ıspat durumunu nasıl etkiler

Teşekkürler saygılar sunarım
Old 16-03-2009, 18:16   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Bir yıllık süre, çekin zamanaşımın dolmasından itibaren -6ayın hitamında ve/veya 6 aylık süre herhangibir nedenle kesilmişse- bu süreden itibaren işlemeye başlar.İcra takibinden bahis geçmediğine göre, olayda ilgili süre geçmiş gözüküyor.Zamanaşımı hususunu ayrık tutarsak TTK 644 davasında ispat yükü, senetle ispat çerçevesinde keşideciye düşer.İlgili protokolün 3 kişi bankayı bağlayacağını bu nedenle ispat yükü açısından bu davada kullanılabileceğini düşünmüyorum.


Alıntı:
Takip dayanağı bono teminat cirosu ile bankaya ciro edilmiştir. Banka keşideciyi takip etmektedir. Keşideci, hamille lehtar arasında düzenlenen ödeme protokoluna dayanarak borcun ifa edildiğini itirazen ileri sürmüş, merci hakimliği itirazı kabul etmiştir. Oysa, TTK.nun 690. maddesinin göndermesiyle bonolarda da uygulananan TTK.nun 601. maddesine göre "Ciro, "Bedeli teminattır," "bedeli rehindir." ibarelerini yahut terhini ifade eden diğer herhangi bir kaydı ihtiva ederse, hamil poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir. Poliçeden mesul olan kendileriyle ciranta arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri hamile karşı ileri süremezler.12. HUKUK DAİRESİE. 1991/5353K. 1990/7305
T. 5.6.1991
Old 17-03-2009, 10:19   #3
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Meslektaşım teşekkür ederim cevabınız için. Zamanaşımı konusunda da sizin gibi düşünüyorum. Fakat keşideci A 'nın B ile aralarında yaptığı protokolün V Bankasını bağlamayacağı konusundaki görüşünüzü biraz daha açmanızı istiyorum. Şöyle ki, koyduğunuz 12.HD'nin kararında kambiyo vasfını taşıyan bir bono var. Bu sebeple karar doğru. Fakat benim verdiğim örnekte ise çek artık kambiyo vasfını yitirmiştir. Bir de bu açıdan düşünürseniz ve cevap verirseniz mutlu olurum.
Old 17-03-2009, 12:09   #4
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

TK 644 vd.maddelerinde bu talebin tabi olduğu zamanaşımı süresi ile ilgili bir düzenleme yer almamakla ve doktrinde burada bir yasa boşluğu olduğu kabul edilmekle birlikte hakim fikir ve Yargıtay bu boşluğu BK.da düzenlenen sebepsiz zenginleşme talebine yönelik BK 66.maddesindeki 1 yıllık süreyi kıyasen uygulayarak doldurmaktadır(metnine şu an ulaşamadığım Yarg.11.HD.27.01.2003 tarih ve E.2002/8182,K.2003/794).Ancak Yargıtay'ın aksi yöndeki içtihadına rağmen zamanaşımı süresinin başlangıcı bakımından,çekler ibraz edilmemiş olduğundan dolayısıyla 6 aylık zamanaşımı süresi zaten işlemeye başlamamış olduğundan,1yıllık sürenin ibraz müddetinin bitiminden hesaplanması gerekeceği kanaatindeyim.Eğer çek ibraz edilmiş fakat 6 aylık süreye riayet edilmemiş ve müracaat hakkı yitirilmişse bu halde süre zamanaşımı süresinin bitiminden hesaplanmalıdır.Ancak sorunuzdaki çekler bakımından sebepsiz zenginleşmeye dayalı talep zaten (1 yıl nereden hesaplanırsa hesaplansın)zamanaşımına uğramış gibi gözükuyor.
Old 17-03-2009, 14:13   #5
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Alıntı:
....6 aylık zamanaşımı süresi zaten işlemeye başlamamış olduğundan..

"Dava konusu kambiyo senedi, çek niteliğinde olduğuna göre, sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarih, şayet çek ibraz edilmiş ise, ibraz günü, ibraz mevcut değilse ibrazı gereken son gün olarak kabul edilmelidir." (11. HUKUK DAİRESİ E. 2003/2615,K. 2003/9053)

Alıntı:
Fakat keşideci A 'nın B ile aralarında yaptığı protokolün V Bankasını bağlamayacağı konusundaki görüşünüzü biraz daha açmanızı istiyorum


"Poliçeden mesul olan kendileriyle ciranta arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri hamile karşı ileri süremezler" -- Bu kabul, kambiyo hukukundan doğan taleplere karşı geçerli olduğuna, sebepsiz zenginleşme davası zenginleşmeden kaynaklanan şahsi talep hakkı doğurduğuna, bu davada keşideci sebepsiz zenginleşmediğini, çeki bedelsiz olarak hatır çeki olarak devrettiğini ispatlayabilme olanağına sahip bulunduğuna ve bu ispatı elindeki yazılı belgeyle yapabileceğine göre...daha önceki görüşümü salt kambiyo hukukundan doğan ve geçerli müracaat hakkını kapsayan talep ve takiplere hasrediyorum.
Old 17-03-2009, 15:17   #6
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan sebepsiz zenginleşme

üstad, çek keşidecisi ile lehdar arasındaki çekin hatır ilişkisi için verildiğine dair protokol hamil V Bankasını bağlar mı, bu konuya cevap verirseniz mümkünse kararlar verirseniz mutlu olurum. teşekkür ederim.
Old 17-03-2009, 17:49   #7
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Öncelikle zamanaşımı konusunu neden doğrudan atlayıp esasa geçtiğinizi merak ettim, ilk itirazı mı kaçırdınız?


Alıntı:
...bu ispatı elindeki yazılı belgeyle yapabileceğine göre...

Sorunuzun yanıtını zaten vermiştim.

Kolay Gelsin
Old 17-03-2009, 18:17   #8
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Hayır zamanaşımı definde bulundum, öncesinde de yetki itirazında bulundum. fakat hukuki bilgi olarak merakım var... saygılar
Old 18-03-2009, 00:54   #9
Tuğçe AYMEN

 
Varsayılan

Her ne kadar sizin sorunuz açısından zamanaşımı süresi herhalükarda dolmuş olsa da sayın Ömeroğlu'nun ifadesine katıldığımı belirtir ve bu hususun gözden kaçırılmaması için tekrardan vurgulamak isterim. TTK m. 644'e dayanılarak açılacak sebepsiz zenginleşme davası madde metninde de belirtildiği üzere iki şekilde karşımıza çıkabilir. Ya müruruzaman sebebiyle ya da senede dayanan hakların muhafazası için kanun hükmünce yapılması gerekli muamelelerin ihmal edilmiş bulunması dolayısıyla senetten doğan borçların düşmüş olması durumunda karşımıza çıkar.

Nitekim sizin sorunuzda ikinci durum gerçekleşmiş ve çeklerin arkasına kaşe vurdurulmadığından bu çekler açısından müracaat borçlularına karşı müracaat hakkı düşmüştür. Bunun sonucu olarak TTK. m.644'e göre açılacak olan sebepsiz zenginleşme davasının süresi de ibraz müddetinin dolmasından itibaren 1 yıl olarak hesaplanmalıdır. Farzedelim ki çeke kaşe vurulmuş olsaydı bu durumda da önce 6 aylık zamanaşımı süresinin dolması beklenecek ardından da 1 yıllık süre işletilekti.

İspatla ilgili sorunuza gelince TTK m. 644'e göre açılacak olan dava, BK m.61 vd na göre açılan sebepsiz zenginleşme davasına göre farklılık göstermektedir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere bu davanın açılabilmesi için hamilin çek bedelini tahsil edememiş olmasından dolayı bir zarara uğramış olması ve bunun karşılığında da keşidecinin zenginleşmiş bulunması gerekli ve yeterlidir. Bu durumun ispatı ise HAMİLE düşer. Kısaca sizin sebepsiz olarak zenginleşmediğinizi ilk etapta ispat etmenize gerek yoktur. Bunun ispatını hamil yapmalıdır.
Old 18-03-2009, 14:33   #10
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan keşke ıspat yükü karşıda olsaydı fakat ıspat yükü keşidecide

T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi

E:2007/6282
K:2008/1117
T:13.02.2008

KIYMETLİ EVRAK HUKUKU
ÇEK NİTELİĞİNİN YİTİRİLMESİ
HAMİLİN HAKLARI
NEDENSİZ ZENGİNLEŞME

Özet
Süresinde ibraz edilmemesi sebebiyle kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilmiş ise de; çek hamili keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak davası açabilir. Bu davada keşidecinin sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlaması gerekir.

Old 18-03-2009, 14:36   #11
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Arkadaşlar mümkün olduğunca Yargıtay kararları ile birlikte görüşlerimizi açıklarsak daha faydalı olur.
Old 19-03-2009, 04:32   #12
Tuğçe AYMEN

 
Varsayılan

Arkadaşlar mümkün olduğunca Yargıtay kararları ile birlikte görüşlerimizi açıklarsak daha faydalı olur.
Sayın Yeshilim,
Açıklamalarımı Yargıtay kararlarıyla destekleyerek yapmak yerine kanun maddelerine dayandırmanın daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Uygulamada bazen yargıtay kararları kanun maddelerinin de önüne geçmektedir. Maalesef ki bizler de yazdıklarımızı hep yargıtay kararları ile destekleme çabasına girmekteyiz. Ancak çok değerli bir hocam iyi bir hukukçu olabilmek için herşeyi sorgulamak gerektiğini belirtmişti. Örneğin bir yargıtay kararı her zaman doğru olmayabilir. Nitekim bunun örneklerini görmek çok da zor olmasa gerek. Dolayısıyla bir yargıtay kararını okuduğumuzda, bunu sorgulamadan hemen kabul eymemeliyiz.
Somut olayda yargıtay tarafından keşideciye yüklenen ispat yükü esasında hamilin üzerine düşmektedir. "Bir sebepsiz zenginleşmenin varlığını,davacının yani hamilin ispat etmesi gerekir. Bu hususta, bir zenginleşmenin varlığının kabulüne yeterli vakıaların varlığını göstermek kafidir. bunları çürütmek için, davalının mevcut hukuki ilişkileri açığa kavuşturması gerekir." (Fırat ÖZTAN, Kıymetli Evrak Hukuku, s.927). Diğer yandan çekin hatır olarak verildiği düşünüldüğünde keşidecinin sebepsiz zenginleştiğinin ispatı mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla bırakın önce hamil sizin sebepsiz olarak zenginleştiğinizi ispat etsin.
Old 19-03-2009, 04:41   #13
Tuğçe AYMEN

 
Varsayılan

Esasında şunu da vurgulamak gerekir ki süresinde ibraz edilmemiş bir çek "Yazılı Delil Başlangıcı" niteliğindedir. Oysaki süresinde ibraz edilmeyerek müracaat hakkı yitirilmiş olan bir çek nedeniyle hamil tarafından sebepsiz zenginleşme davası açıldığında, bu davada ispat yükünü keşideciye vermek yazılı delil başlangıcı niteliğindeki çeke senet niteliğini vermek anlamına gelecektir. Bir noktada hamilin işlemlerini süresinde yapmamasının sonucu olarak açtığı sebepsiz zenginleşme davasında da ispat yükünün kendisinde olması gerekecektir.
Old 20-03-2009, 15:00   #14
Av. Tevrat DURAN

 
Varsayılan

Tuğçe Hanımın ifade ettiği ıspat yükünün kime ait olacağı konusunda Yargıtayın kökleşmiş içtihatları var. TTK 644. maddeye dayalı sebepsiz zenginleşme davalarında sebepsiz zenginleşmediğini ıspat yükü çek keşidecisine aittir. Fakat bunun çek keşidecisi ile lehdarı arasındaki sözleşme ile V Bankasına karşı ıspat yoluna gidilip gidilemeyeceğinin izahını yapmak gerekir. Bu konuda arkadaşların yardımı özellikle Yargıtay kararları ile mümkün olabilecektir. Soyut değil somut düşünmek gerekir.
Old 20-03-2009, 17:24   #15
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi


Esas: 2001/5211
Karar: 2002/1612
Karar Tarihi: 01.03.2002


ÖZET : Çek on günlük yasal süre içinde bankaya ibraz edilmediğinden davacı hamilin kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybettiği anlaşılmaktadır.Kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiş olan hamilin, alacağına kavuşabilmesi için aralarında temel ilişki bulunan keşideciye karşı, çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanıp, tanık dahil diğer delillerle alacağını kanıtlaması, ya da sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde alacağını talep etmesi gerekmektedir.


(2004 S. K. m. 67) (6762 S. K. m. 720, 730, 644)


Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


Karar: Davacı vekili, davalının keşide ettiği 400.000.000.TL tutarındaki çekin bankada karşılığını bulundurmadığını, ancak çekin arkasını yazdırmayarak borcun ödenmesini beklediklerini, bu arada altı aylık süre geçtiğinden çekin kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, borcun ödenmemesi üzerine girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.


Davalı vekili, davacının haksız ve kötüniyetli olarak zamanaşımına uğramış çek'e dayalı takip yaptığını, İcra Tetkik Merciinde açtığı itirazın kaldırılması davasının reddedilerek kesinleştiğini, davacıya borçlu bulunmadıklarını, temel ilişkiye dayanan bir alacak olmadığını beyan ederek davanın reddini ve %40 tazminata hükmedilmesini istemiştir.


Mahkemece, icra takibine konu çekin vasfını kaybedip adi havale niteliğinde olduğu, buna dayanarak yapılan takibin haklı olabilmesi için aradaki ilişkinin açıklanıp geçerli delillerle kanıtlanması gerektiği, davacının taraflar arasındaki temel ilişkiyi ve alacağı açıklayıcı beyanda bulunmadığı ve delil de göstermediği, yapılan takibin de haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine ve %40 tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.


Dava konusu çek on günlük yasal süre içinde bankaya ibraz edilmediğinden TTK.nun 720.maddesi gereğince davacı hamilin kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybettiği anlaşılmaktadır.Kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiş olan hamilin, alacağına kavuşabilmesi için aralarında temel ilişki bulunan keşideciye karşı, çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanıp, tanık dahil diğer delillerle alacağını kanıtlaması, ya da TTK.nun 730/14.maddesi yollamasıyla çeklerde uygulanması gereken aynı yasanın 644.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde alacağını talep etmesi gerekmektedir.


Somut olayda davacı, davalıdan alacaklı olduğunu ve davalının oyalaması sebebiyle dava konusu çeki süresinde muhataba ibraz edemediğini ileri sürmek suretiyle temel ilişkiden söz ettiğine göre, yukarıda açıklandığı üzere davacıya iddiasını kanıtlama olanağı tanınıp, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmadığı gibi, İİK.nun 67/2. maddesinde, alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olması halinde aleyhine tazminata hükmolunacağı öngörülmüş olduğu dikkate alınmadan davacının takibinde haksız olduğu gerekçesiyle "haksız takip tazminatına" karar verilmesi de kabul şekli itibariyle isabetli değildir.


Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 1.3.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 20-03-2009, 17:27   #16
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi


Esas: 2005/8811
Karar: 2006/5123
Karar Tarihi: 09.05.2006


ÖZET: Sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanarak ancak ciro yolu ile çeki eline geçiren hamilin dava açması mümkündür. Başka bir ifadeyle lehtar ile keşideci arasında temel ilişki bulunduğundan bunlar arasındaki bir davada TTK. nun 644. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Zira lehtarın keşideciye karşı açacağı davada zamanaşımına uğramış olan çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanması ve alacağını her türlü delille kanıtlaması olanağı mevcuttur. Kuşkusuz bu durumda ispat külfeti alacak iddiasında bulunan lehtardır. Aksi düşüncenin kabulü ispat külfetinin keşideciye geçmesine yol açar ki bu da temel ilişkide alacaklı olduğunu iddia eden kişinin iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu kuralına ters düşer.


(2004 S. K. m. 67) (6762 S. K. m. 644) (818 S. K. m. 61)


Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


Karar: Davacı vekili, müvekkiline verilen borç para karşılığında davalı tarafça keşide edilen çekin müvekkilince dava dışı S.' a ciro edildiğini, çekin süresinde bankaya ibraz edildiğini karşılığı çıkmayınca çek bedelinin müvekkili tarafından dava dışı şahsa verilerek çekin alındığını, söz konusu çek zamanaşımına uğradığı için girişilen genel haciz yolu ile takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürmüş ve TTK'nun 644.maddesi gereğince sebepsiz zenginleşen davalının itirazının iptali ile % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.


Davalı vekili, davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsili gerektiğini savunmuştur.


Mahkemece davalının sebepsiz zenginleşmediğini usulen ispatlayamadığı gerekçesiyle çek bedeli olan asıl alacak bakımından itirazın iptali ile takibin 3.400.000.000. TL'ye takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına hükmolunan miktarın % 40'ı oranındaki inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.


Dava zamanaşımına uğramış olan çeke dayalı ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.


Çekin zamanaşımına uğraması halinde kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilir. Böyle bir durumda arada temel ilişki varsa zamanaşımına uğramış çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacağın varlığı tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Arada temel ilişki bulunmaması halinde ise TTK'nun 644. maddesinde düzenlenmiş olan sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanılarak talepte bulunulabilir.


Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere TTK. nun 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanarak ancak ciro yolu ile çeki eline geçiren hamilin dava açması mümkündür. Başka bir ifadeyle lehtar ile keşideci arasında temel ilişki bulunduğundan bunlar arasındaki bir davada TTK. nun 644. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Zira lehtarın keşideciye karşı açacağı davada zamanaşımına uğramış olan çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanması ve alacağını her türlü delille kanıtlaması olanağı mevcuttur. Kuşkusuz bu durumda ispat külfeti alacak iddiasında bulunan lehtardır. Aksi düşüncenin kabulü ispat külfetinin keşideciye geçmesine yol açar ki bu da temel ilişkide alacaklı olduğunu iddia eden kişinin iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu kuralına ters düşer.


Mahkemece belirtilen yönler gözetilmeksizin olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.


Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.05.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 20-03-2009, 18:10   #17
Av. Tevrat DURAN

 
Varsayılan

Sİnerjİ Groupun Bu Mesajinin Davamiza Bİr Katkisi OlduĞunu DÜŞÜnmÜyorum. Burada Sanirim Sorulan Soru: Ttk 644 E GÖre AÇilan Davada KeŞİdecİnİn Sebepsİz ZengİnleŞmedİĞİnİ Lehdardan AlacaĞi Bİr Yazi İle Hamİle KarŞi İlerİ SÜrÜlÜp SÜrÜlmeyeceĞİ. Bİr De KeŞİdecİ İle Lehtar Arasindakİ Hatir İlİŞkİsİnİn Ispata Etkİsİ Ne Olacak
Old 05-04-2012, 00:48   #18
harkan

 
Varsayılan

Sn İbrahim Yiğit'in 1. no'lu mesajda sorduğu

3-Çekleri verirken A şirketi B şirketi ile protokol yapmış ve hiçbir şekilde A nın B ye borçlu olmadığı, çeklerin hatır ilişkisi içinde verildiğine dair ifadeler var. Bu protokol V Bankasına karşı delil olarak ileri sürülebilir mi?

sorunun cevabı nedir acaba?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
sebepsiz zenginleşme mi? iözkurt Meslektaşların Soruları 4 28-06-2012 17:34
sebepsiz zenginleşme mubah Meslektaşların Soruları 1 24-11-2008 01:28
sebepsiz zenginleşme sakgoz79 Meslektaşların Soruları 6 06-03-2008 17:09
sebepsiz zenginleşme avslh Meslektaşların Soruları 9 04-02-2008 13:33
Sebepsiz Zenginleşme Av.Murat Bölükbaş Meslektaşların Soruları 2 16-05-2007 11:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08388996 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.