Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aşkın veya sevginin bitmesi boşanma nedeni olmalı mı?

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-06-2007, 18:53   #1
avayhanuygur

 
Varsayılan Aşkın veya sevginin bitmesi boşanma nedeni olmalı mı?

Sevgili arkadaşlar bildiğiniz üzere günümüzün en büyük sosyal sorunlarından biri boşanma. Boşanma, önce sadece iki kişi arasında görünen ama daha sonra, çocuklar başta olmak üzere, eşlerin ailesi ile birlikte birçok insanın bir anda kendisini bu tatsız halka içerisinde bulduğu sosyal ve hukuki olgu. Geçmiş yıllarda bir boşanma görüşmesinde, davacı müvekkil, boşanmayı isteme nedenlerini sorduğumda; "İçimdeki aşk bitti. O artık sadece arkadaşım, bu yeterli değil mi gerçekten" diye sorduğunda aslında büyük ölçüde haklı olduğunu düşünmüştüm. Şimdi bu konudaki görüşlerinizi almak istiyorum. Gerçekten eşlerden birinin karşı tarafa olan aşkı veya sevgisinin bitmesi bir boşanma nedeni olarak kabul edilmeli mi? Yoksa aşkı biten eşi, çocukları ve aile birliğinin selameti için, bir ömür, arkadaşı gibi gördüğü (en iyi ihtimalle arkadaşı gibi) karşı cinsle karı-koca ilişkisini yürütmesi konusunda devletin gücünü kullanıp boşamamalı mıyız? Bu kaotik durum için ne dersiniz?
Old 18-06-2007, 19:48   #2
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Evlilik öncesi ilişkide, aşk ve sevgi şeklinde nitelendirdiğimiz olgunun temeli zaten arkadaşlık değilmidir?Asıl arkadaşlığın bitmesi beraberliği hangi aşamada olursa olsun bitirir.

Evlilik birliğinin kurulması ile taraflar aslında birbirlerinin zannettikleri gibi olmadıklarını farkederler. Dediğiniz gibi aşkın ya da sevginin bitmesi yani tarafların birbirlerine olan çekim güçlerini kaybetmeleri aşkın bitmesi şeklinde yorumlanıyorsa her eviliğin ömrü en fazla 1 aydır.

Evlilik öncesi 2 kişiden ibaret olan beraberlik evlilik sonrasında araya ailelerin de araya girmesi(Başka bir tabir bulamadım) ile kalabalıklaşır. Tarafların birbirleriyle ilişkilerini düzgün sürdürmeleri yanında karşı tarafın çevresi ile de ilişkileri sağlıklı yürütebilmeleri ilişkiyi daha uzun soluklu hale getirir. Çiftlerin ilişkilerinde bu çevreyi gerektiğinde ekarte ederek dengeyi sağlamaları gerekmektedir.

Bir diğer gereklilik de çiftlerin hayatlarındaki monotonluğu aşmak için sürekli birbirlerine ve müşterek hayata karşı yenilik arayış içinde olmalarıdır. Karşılıklı yapılacak ufak sürprizler, özellikle onure edici davranışlar tarafların birbirlerine olan bağlarını kuvvetlendirecektir.

Bir yazı okumuştum. "Partnerinizle aranızda öyle bir mesafe bırakın ki; tren geçecek kadar geniş olup da soğumayacak kadar dar, birbirinizi nefessiz bırakarak boğulmayacak kadar geniş." Yine aynı yazı "Sevdiğinizi serbest bırakın. Giderse korkmayın. Sizinse zaten size geri dönecektir. Dönmezse zaten sizin değildir." şeklinde devam ediyordu.

Dar anlamda aile 2 kişiden ibaret ise aşkın, sevginin ve de mutlaka aradaşlığın bitmesi durumunda beraberliğin sürmesi inadıyla tarafların birbirlerine katlanmaları gerekmez. Hiç kimse bir diğeri ile ömür boyu birlikte olmaya zorlanamaz.

Eğer ailede çocuklar varsa beraberliğin bitirilmesi konusunda biraz daha dikkatli davranmalıdır. Bu dikkat beraberliğin bitirilip bitirilmemesi noktasından çok ne şekilde bitirileceği ve çocukları enaz etkilemesi noktasında toplanmalıdır. Çocukların huzursuz bir ortamda yetişmesindense anne ya da babadan kısmen ayrı olarak yetişmesi daha iyidir. Zira çocuklarımızı dünyaya getirirken rızalarını almadık.Bari bu konuda kendilerine özen gösterelim.

Her beraberliğin kendine özgü bir yapısı vardır.Her evlilik kendine özgüdür. Bir kuralı her evliliğe ya da beraberliğe uygulamanız mümkün değildir. Ayrılırken aşırı dikkat etmekten önce birlikte olurken çok daha titiz davranmayı öneririm.

Birlikte olduğunuz insan(Her ne kadar eleştirse de) erkekse büyüyünce tıpkı babası, bayansa tıpkı annesi gibi olacaktır. Partnerinizin annesine ya da babasında bakıp "İlerde böyle bir insanla birlikte olabilir miyim ya da ona katlanabilirmiyim?" diye düşünün lütfen.

Yine de hayat güzel. Beraberlik, paylaşım güzel ve minik gayretlerle her beraberlik sorunsuz hale gelebilir. Karşınızdakine güven şart. Onu olduğu gibi kabullenmek şart.
Old 18-06-2007, 21:27   #3
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Bence devletin gücünü kullanıp boşanmayı engellemeliyiz. Zira aile, topulumu oluşturan en küçük birim olmanın yanında en önemli unsurdur. Sağlıklı bir toplum ise aile temellerinin kolay çekmemesi ile ayakta kalabilir. Aşkın bitmesi anlamsızdır. Aşk zaten tarifi olmayan anlamlandırılmamış bir duygudur. Evlilik birliği illa aşk üzerine kurulmaz. Kimi evlilikler mantık evliliğidir. Demekki evlilikte aşk şart olmadığına göre aşkım bitti eyvallah demekte olmamalı. Devlet gerekli tüm zecri tedbirleri alarak boşanmayı engellemelidir. Saygılarımla.
Old 18-06-2007, 21:49   #4
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Ayhan Bey;

İnsanoğlu var olalıdan beri en az çözümlenebilmiş dallardandır insan ilişkileri, hele ki aşksa söz konusu olan; pek izafi olur cevaplar..Sokrates'in "Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir" sözü gibi; bu konuda da üretilebilecek tek tez "hiçbir genel-geçer tez üretilemeyeceği"dir

Ancak somut olayda, şahsi fikrimi belirtmek isterim:Hani dilekçelerimizde/kararlarda yer alan "evliliğin çekilmez hale gelmesi, temelinden sarsılması" durumu söz konusu olmadığı sürece; en çok da çocuklar bakımından esaslı bir fedakarlık yapılmalıdır. Onlara olumsuzluk yansıtılmaması mümkün olduğu sürece -çocuklar için boşanmak ideası nasıl yaygın olduysa- , çocuklar için asgari standartta bir huzur ve istikrar sağlanabiliyorsa boşanma yolu tercih edilmemelidir bence.
Aşkın,heyecanın bitmesi; çocuk olmayan ve ki her iki yanında aynı hislerde olduğu bir evlilikte pek güçlü bir boşanma nedeni olmalıdır. Ancak çocuk olduğu veya taraflardan biri aynı hislerde olmadığı zaman en az bir şans daha verilmeli bence çocuklara/ karşı tarafa..

Bence boşanmaların günümüzde bu denli artmasında esas nedenler; günümüz şahsiyetlerinde "ego"nun ciddi anlamda ağır basması, fedakarlık yapmanın kişiliğinden taviz vermekle karıştırılması, fazla özgüven gibi nedenlerdir.

Yukarıda arz ettiğim nedenlerle ; evliliğin aşkı öldürmediğinin tespiti ile, asıl faillerin (karı/koca)aşkı bizzat öldürdüğünün kabulü ve dolayısıyla bu nedenle bu kişilerin hiç değilse egolarının törpülenmesi şeklinde bir tedbir ile cezalandırılmasını aşk adına bilvekale arz ve talep eylerim Saygılarımla..
Old 18-06-2007, 23:06   #5
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Sayın Osmaniye;

İzninizle mesajım hakkındaki yorumlu teşekkürünüze cevabımı-utanarak da olsa - burada yazacağım. Öncelikle yorumunuzun içtenliği ve iltifatınız için ben teşekkür ederim. Cevabımı burada yazmamın nedeni ise; bu konuda genel olarak her üyemizin yorumunu merak ettiğimden, yorumların ve cevapların tamamını bu sayfa üzerinden zenginleştirerek yapmak istememdir.

Konu ile ilgili samimi duyarlılığınızdan ötürü teşekkür eder; ayrıca özellikle evliliğin temelinin sağlıklı arkadaşlıktan oluşması gerektiği görüşünüzde sizinle tamamen hemfikir olduğumu belirtirim. Osmaniye'ye sevgiler...(cinas yapalım )

Bir de eklemek istediğim bir durum daha var konu sevgiden, evlilikten açılmışken..Sevgi-saygı çok önemli kavramlar; ancak özellikle çocuk var ise ve taraflar fedakar ve olgun iseler, bunlar olmasa da -mış gibi davranılabilecek; dediğim gibi asgari huzur ve istikrar sağlamak yine de mümkün olacaktır. Ancak bence evlilikte ve dahi her nevi insan ilişkisinde (avukat-müvekkil, dostluk, anne-çocuk v.s.) EN ÖNEMLİSİ VE KAYBOLDUĞUNDA YERİ -MİŞ GİBİLERLE TELAFİ EDİLEMEZ OLAN "GÜVEN"DİR. Güven kaybolursa, saygı-sevgi hiçbir anlam ifade etmez. Zira ilişkinin sağlığıdır aslolan; bunu da en iyi "GÜVEN-EBİL-MEK" sağlar kanaatimce. Güven bitince huzursuzluk kaçınılmazdır, paranoyalar geliverir ard arda fütursuzca..Ama güveniyorsanız birine, sayarsınız da, seversiniz de..
Old 18-06-2007, 23:56   #6
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ahmet Yıldırım
Bence devletin gücünü kullanıp boşanmayı engellemeliyiz. Zira aile, topulumu oluşturan en küçük birim olmanın yanında en önemli unsurdur. Sağlıklı bir toplum ise aile temellerinin kolay çekmemesi ile ayakta kalabilir. Aşkın bitmesi anlamsızdır. Aşk zaten tarifi olmayan anlamlandırılmamış bir duygudur. Evlilik birliği illa aşk üzerine kurulmaz. Kimi evlilikler mantık evliliğidir. Demekki evlilikte aşk şart olmadığına göre aşkım bitti eyvallah demekte olmamalı. Devlet gerekli tüm zecri tedbirleri alarak boşanmayı engellemelidir. Saygılarımla.


Bilmiyorum bu mesaj samimi düşünceleriniz mi, yoksa olması gereken, ideal olan mı, yoksa genel tablodaki olumsuzluklara bakıp da oluşan bir düşünce mi?

Devlet tüm zecri tedbirleri alarak boşanmayı engellemelidir? Bunun devamında şöyle bir gelişme beklemek gerekir, iki kişiden birinin veya her ikisinin maddi veya manevi her türlü cebre birbiri üzerinde başvurması. (Ki hedef beklentilere uygun hale getirme ütopyası ise, eşlerin birbirlerini ıslah edebildikleri de görülmemiştir.)

Evliliklerin çeşitlilik nedeniyle hangi saik üzerine kurulduğunu bilmemiz olanaklı değil. Aynı şekilde tümünü tek potada eriterek ayrılığı engellemek de.

Boşanma kararını veren, kusurlu olup olmayışına göre boşanmanın sonuçlarına katlanmalıdır. Ama evlilik bir kez girilip ölene dek çıkılamayacak bir kafes/(kusurlu ya da kusursuz sorumluluk uzantısı bir cezaevi) olmamalıdır. İki kişi yanyana olmayı kendi seçimleriyle istemiyorsa, hangi mantık çerçevesinde hayır ayrılamazsınız diyebilir ya da hangi tedbirle onları birlikte yaşamaya zorlayabiliriz? Kaldı ki sorun da ikisi de istediğinde değil de, biri istediğinde çıkmaktadır, devlet de bunun için yeterince zecri tedbir almış zaten.

Şartlar gerektiriyorsa boşanma bir sağlık belirtisidir, boşanmaya külliyen karşı çıkmaksa, insanları ve nihayetinde toplumu sağlıksızlaştırmaktan başka anlama gelmiyor. Bireyin sağlığını kamunun sağlığı pahasına hiçe sayarsanız, sonuçta bundan zarar görecek olan yine toplum olur.

Hiç bir yasak varolanı yoketmez, yasaklarla birey değil, olsa olsa köle yetiştirilir. Bir köle bir efendi, yahut iki köle ilişkisinden de ne taraflara ve ne de topluma hayır gelmez.

Saygılarımla...
Old 19-06-2007, 20:11   #7
avasas

 
Varsayılan

evlendikten sonra boşanmayı yasaklayan hukuk sistemleri sözkonusudur. bu sistemler temellerini katolik hıristiyan teolojisinden alıyorlar. katolik mezhebine göre bir kere evlendikten sonra boşanmak mümkün değil. bu bağlamda katolik nikahı diye bir kavram da var. ayrılmanın güç olduğu ticari, sosyal, kurumsal birliktelikler için de katolik nikahı benzetmesi kullanılır. katolik mezhebinde evlendikten sonra boşanmanın yasak olması, dönemin ingiliz kralının (8. henry) mevcut eşinden boşanıp başka biri ile evlenmek istemesi ve katolik kilisesi'nin buna izin vermemesini gerekçe göstererek ingilizlere özgü yeni bir mezhep kurmasına da sebep olmuştur. anglikan kilisesi. görünürdeki sebep budur ancak iktisadi, sosyal ve siyasi sebepler vardır temelde. katolik hıristiyan ülkelerinde bile evlendikten sonra boşanamama kuralından dönülürken ya da bu yasağın kaldırılması yönünde düzenlemeler zorlanırken buna benzer önerilerle karşılaşmak şaşırttı beni. ki her şey bir tarafa bu tür bir boşanma yasağının herhangi sosyal/pratik yararı da sözkonusu olamaz. tarih boyunca bu yasak dolanılmıştır. bir çok sorunlara da yol açmıştır. özünde boşanma konusu tarafları ilgilendiren bir konudur ve hiçbir otorite, erk, devlet, kurum vs bu konuda taraf iradelerine ipotek koyamaz. bu herkesin birey olarak kendisinin karar vereceği bir konudur. yargının yetkisi haklılık haksızlık durumları ve mağdur edilenin haklarının korunması boyutunda sözkonusu olur.
Old 20-06-2007, 15:49   #8
Av.Eda.P

 
Varsayılan

birbirini sevmeyen iki insanın, bırakın evliliği sürdürmeyi, dost kalmaları bile zor.
Old 20-06-2007, 20:51   #9
cLaW

 
Varsayılan

Sebep(bahane) aranılıyorsa ; Evet sevginin ya da aşkın bitmesi bir boşanma sebebi olmalıdır..
Başlayan herşeyin bir sonu olduğunu bildiğimizden,aşk ve sevgi de bu 'şey' kavramına girdiğinden,belirli bir süreç sonunda düz mantıkla "herkes boşanacaktır" önermesine gelir yolumuz ve tıkanır.

''İlk günlerde duyduğum heyecanı,yürek çarpıntısını duyamıyorum''söylemi de bu bağlamda boşanma sebebi sayılabilir..

Ama gelin görün ki ; Medeni kanun hükümleri çerçevesinde düzenlenmiş,devlet tarafından tanınmış,korunmuş bir kavram olan ''aile'' birliğini,bu ilişki durdukça bayatladı,tazelemek gerek deyip bitirebilmek pek etik olmaz.
Old 21-06-2007, 18:39   #10
sahinaydın

 
Varsayılan Boşanma sebepleri: MKmd 166/5

MK md 161-166 arasında sayılan boşanma nedenlerine "sevginin ya da aşkın bitmesi" hükmünü eklemekten mi bahsediyoruz burada anlayamadım?
Aşk/Sevgi bittiği zaman sözkonusu maddelerde sayılan durumlardan daha farklı haller mi ortaya çıkmaktadır?
Aşk/Sevgi nin bitmesiyle, aşık eşin aşık ruh haliyle söylediği sözleri, yaptığı iltifatları, gösterdiği ilgiyi, artık söylemediği, iltifat etmediği, ilgi göstermediği gerekçeleriyle mi boşanma kararı verilecektir?
Aşk/Sevgi nin bitmesinin eşler (varsa çocuklar) arasında doğuracağı sonuçlara yanıt vermeden, bitince şunlar bunlar olur diyerek, tecrübelerle kurgulanan, hayellerle süslenen boşanma nedeni mi icat ediyoruz?
Anlayamadım
Aşk, sevgi bittiğinde,
saygı da kesin olarak biter mi?
yaşanılan günlere, aşka ve sevgiye, saygı duyularak bir ömür geçmez mi?
O kadar mı uzun yani?
Old 25-06-2007, 10:46   #11
av.semire nergiz

 
Varsayılan Aşk ve sevgi bittiyse geriye ne kalır?

Anlaşmalı boşanma davalarını takip ettiğim çift duruşma salonunda bekliyordu.Duruşma başladı ve hakim taraflara döndü "ikiniz de pırıl pırıl gençlersiniz neden bu kararı aldınız" diye sordu.Aslında bu soru her iki tarafça da cevaplandırılması çok çok zor olan bir soru idi.Ben de bu evliliğe dair çok şey bildiğimden verecekleri cevapları gerçekten merak ettim.Acaba nereden ve nasıl başlayacaklardı, neleri seçip anlatacaklardı? merakla bekledim.Onlar da epey bir düşündükten sonra çok kırık ve kırgın bir ses tonuyla "karşılıklı aşk ve sevgimiz bitti" dediler.Hakim de boşanmalarına karar verdi.Bu açıklamanın üzerine söylenecek çok söz yok diye düşünüyorum.Evliliğin temeli aşk ve sevgidir ya da öyle olmalıdır.Ama toplumumuzda aşksız sevgisiz kurulan ya da aşksız ve sevgisiz sürdürülen o kadar çok evlilik var ki aslında bu çoklar bize daha çok normal gelmeye başladı.Halbuki bir evliliğin sürdürülebilir olup olmadığını da en iyi bilenler bizzat bunu yaşayanlardır.Bitti diyorlarsa bitmiştir demek ve kabul etmek lazım.Kamu gücünü kullanıp yüreklere yaşamlara hükmetmek ne kadar adil olabilir ki?
Old 25-06-2007, 10:53   #12
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ahmet Yıldırım
Bence devletin gücünü kullanıp boşanmayı engellemeliyiz. Zira aile, topulumu oluşturan en küçük birim olmanın yanında en önemli unsurdur. Sağlıklı bir toplum ise aile temellerinin kolay çekmemesi ile ayakta kalabilir. Aşkın bitmesi anlamsızdır. Aşk zaten tarifi olmayan anlamlandırılmamış bir duygudur. Evlilik birliği illa aşk üzerine kurulmaz. Kimi evlilikler mantık evliliğidir. Demekki evlilikte aşk şart olmadığına göre aşkım bitti eyvallah demekte olmamalı. Devlet gerekli tüm zecri tedbirleri alarak boşanmayı engellemelidir. Saygılarımla.
Devletin alacağı zecri tedbirleri gerçekten çok merak ettim? Biraz açarsanız sevinirim.
Old 26-06-2007, 19:02   #13
sahinaydın

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av. semire nergiz toz
Aşk ve sevgi bittiyse geriye ne kalır?
vefa, saygı, sadakat, şefkat, ... vb.
Saygılar,
Old 27-06-2007, 11:46   #14
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sahinaydın
vefa, saygı, sadakat, şefkat, ... vb.
Saygılar,
Sevgi olmazsa bunların hiç biri olmaz,emin olun.
Old 27-06-2007, 16:53   #15
suskun_juliette

 
Varsayılan

Evliliğin Temel Nedeni Ortadan Kalktığında Evliliği Sürdürmenin Bir Anlamı Yoktur.Öyleyse En Baştaki (Yani Evliliğin Kuruluşundaki Niyet=Aşk) Neden Mi Yoksa Daha Sonrasında Koşullarla Oluşan Sebepler Mi(çocukları kastediyorum) Esas ALınır Bu Kişilerin Seçimidir.Aşk Evliliğin Sebebiyse Aşk Elini Ayağını Çektikten Sonra Acımadan Bitirmeli..Aşk Ölmüşse Bir Kere..Ölüyü Diriltmek Fanilerin İşi Değil..
Old 27-06-2007, 17:02   #16
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Herkes nedense modern (!) çağın bağrından sesleniyor gibi geldi bana Zira ülkemizde sevgi evliliğinden çok saygı, güven, hatta menfaat esasıyla ayakta duran evlilikler ve kimi zaman da temelsiz, belki kısmet denip başlanan(görücü usulü gibi) ama çok da güzel devam edebilmiş evlilikler de var. Herkesi kendimiz gibi düşünmeyelim bence..Sonradan oluşsa da, başlangıcında aşksız olan o kadar evlilik var ki...Sevgi bitince herşey biter dersek; inanın o kadar az evli insan kalırdı bence..Sabır, fedakarlık; zaten çok sevdiğinize, deli gibi aşık olduğunuza karşı gösterildiğinde çok da anlam taşımıyor bence. Sevginiz azalsa dahi; CİDDEN ÇEKİLEMEYECEK HALE GELENE KADAR sabretmek, yıpranmadan/yıpratmadan olabilecekse; asıl fedakarlık budur özellikle çocuklar için. Sevginin yerini nefret almadığı sürece; tekrar oluşana kadar yerini haniş vekaleten de olsa alabilecek duygular var bence; güven,arkadaşlık, destek olma/verme, saygı gibi.. saygıRomantik bir film senaryosu yazmıyoruz; gerçek hayat bunlardan ibaret bence.Bir bakın istatistiklere; aşk evlilikleri diğer evliliklere oranla daha çok hüsranla sonuçlanıyor.Neden acaba? ....Saygılarımla...
Old 27-06-2007, 23:09   #17
spinoza

 
Varsayılan

Evlenme, kişilerin karşılıklı iradeleri sonucunda oluşur ve gene karşılıklı anlaşma sonucunda taraflar boşanma yoluna gidebilirler. Bu sözleşmeyi diğerlerinden ayıran farksa aile birliğinin önemidir. Kişiler arasında aşk bitebilir. Bu olağan bir şeydir fakat herkes bu yolu uygularsa ortada evlilik namına bir şey kalmaz. Boşanma bu kadar kolay bir şey olmamalıdır. Kişiler bu yola giderken iyice düşünüp karar vermelidir, özellikle de ortada çocuk varsa! Kişiler arasındaki aşk bittiği zaman tarafların birbirlerine karşı hoşgörüleri azalır. Bunun sonucunda da tartışmalar meydana gelebilir. Elbette ki tarafları mutsuz etmemek adına boşanma yoluna gidilmelidir ama fikrimce aradaki aşk bitti diye de evlilik bitirilmemelidir.
Old 28-06-2007, 09:24   #18
tuval2310

 
Varsayılan

aşk bitmişse bitmiştir..
Hele ki taraflardan biri bunu açıkca dile getirmiş,diger tarafı kırmışsa bu saatten sonra artık saygı mefhumu da kalkar ortadan..kalbi kırılan taraf üzüntüsünün de etkisiyle pek mantıklı olmayan şeyler yapacak,_o da digerinin canını acıtmak isteyecek belki_karşı taraf daha da yıpranacak beraberinde bu ilişki de bir çıkmaza sürüklenecektir..bir de üstüne boşanma davası açılırsa işler daha da karışacak ve bence artık ortada kurtarılmaya değer bir evlilik kalmayacaktır..zaten bence taraflardan birinin boşanmak istemesi artık o evliligin bittiginin faraziyesidir..
sizler benden daha iyi bilirsiniz aile mahkemeleri koridorunda çıkan olayları..bir kez dava açıldı mı artık bazı şeyler için çok geçtir..taraflar 'zorla' barıştırılsa bile birbirlerine tahammül katsayıları coktan azalmış oldugundan gelecekte aynı veya benzer sorunlar baş gösterecektir...
Old 07-07-2007, 15:24   #19
kdrkktn

 
Varsayılan

aşk bitmişse herşey bitmiştir mantığı zalimce değil mi biraz..?evlilik geçici hevesler üzerine bina edilebilecek bir ilişki değildir...eğer aşık idiyse o bitmez.!dolayısıyla unutulmamalıdır ki evcilik oynamıyoruz ; evlilik yapıyoruz.
Old 07-07-2007, 18:18   #20
medenikal

 
Varsayılan

Aşk sevginin anahtarıdır.

Birlikteliğin demlenmesi, temelin sağlamca oturması karşılıklı sevgiyle açıklanır.İşte aşk buna hizmet eder.Kurma görevi vardır.Sevgi bağını kurma görevi.

Aşk yağmursa eğer ,yeşerttiği gelincik bahçesi sevgidir.

Sevgiye çıkan yolun merdivenidir aşk.

Aşk sadece koordinatları bilmektir.Koordinatlara girip Yaşamak ise sevgiyle olur.

Aşk bir yol çizme arayışı ,sevgi ise son istasyondur.İstasyondan başka bir istasyona geçmek sevginin iflası demektir.Sevgide beslenmek ister.Beslemezsen solar ve mutsuz kılar.Tektaraflı olmaz bu besleme.

Her AŞK bu istasyona ulaştırmaz.

Sevgi istasyonuna ulaşmak için; sen de anahtarı iradenle teslim edeceksin.

Aşk kısıtlıdır.Geçicidir.Sevgi ise içinde saygı kavramını da içerir.Saygı biterse ,sevgide bitmiş demektir.Bitmiş olan varedilemez.Edilmesi insanı mutsuz kılar.Tektaraflı yükümlülük ile irade uyuşması olmaz. Yeni istasyonlara bilet alınır..............
Old 09-07-2007, 10:37   #21
ecesaka

 
Varsayılan

"Aşk bittiği için" boşanmak istiyorsa çiftler, "demek ki ellerinde aşktan başka bir şey kalmamıştı" diye de düşünebiliriz... Elbette aşk geçicidir. Ancak saygı, alışkanlık vs. duygular üzerine kurulu değil midir evlilikler? Taraflar aşk bitti bahanesine sığınarak boşanma talep ettiklerinde, bunu da kabul etmek gerek diye düşünüyorum... Çünkü zaten bir sonraki adımda "şiddetli geçimsizlik" nedeniyle gelmeyecekler mi yeniden hakim önüne?
Old 09-07-2007, 14:30   #22
tükenmez kalem

 
Varsayılan

Bana göre birlikte yaşama iradesini yitirdikten sonra sebep bulmak kolaydır. Aşk bitti, sevgi bitti, para bitti, güvensizlik belirtileri gösteriyo... bu liste uzar gider. Aile kurumunun özünde "ortak yaşam" niyeti yatmaktadır. Eğer taraflardan herhangi biri bu niyeti yitirdiyse zaten herşey için çok geçtir.
Old 14-07-2007, 13:56   #23
erkanaga

 
Varsayılan

Aşk bitti gibi bir soyut kavramın boşanmaya sebebi olması ''evlilik kutsaldır, aile kutsaldır.''gibi ilkelerimizle kesinlikle bağdaşmamaktadır.
Eğer bazı arkadaşların dediği gibi gerçekten aşkın bitmesi ortak yaşamı çekilmez hale getiriyorsa o zaman ortak hayatın çekilmezliği sebebiyle boşanma davası açılmalıdır zaten ortak hayatın çekilmezliği gibi genel bir kural aşkın bitmesi sebebini de içermektedir diye düşünüyorum.
Old 16-07-2007, 14:02   #24
medenikal

 
Varsayılan

Aşk geçicidir.Bir büyülenmedir.Ayakların tabandan çekilmesi,gerçeklerin var oldukları şekilde değil,görünmek istenen şekilde duyumsanmasıdır.Bir narkoz etkisine yol açmasıdır.

Sırf aşkla yapılan evlilikler ,uzun vadeli olmadığı gibi;aşksız evliliklerde uzun vadeli olmaz.(Evlilik vardır.Ama sadece fiiliyatta)Aşk yerini bir zaman sonra sevgiye dönüştürür.Aşk biterse evlilik bitmez.Sevgi biterse fiili olarak bitmiştir demektir.Saygı da kalmazsa her halde bitiktir.Saygı varsa belki canlandırılabilir.
Old 20-07-2007, 20:10   #25
g_bedirkurum

 
Varsayılan

sayın uygur;
kanaatimce konuyla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum izninizle,
evlilik birliği taraflara başta sadakat olmak üzere bir çok yükümlülüğü beraberinde getiren "kutsal" bir kurum...ve bu birliği gerçekleştirmek için temeline sevgi ve saygı katmak gerekiyor, aşk olmasa da.Eğer sevginin bittiğini, bir taraf diğer tarafa sarih ya da zımni bir şekilde beyan ediyorsa taraflar arasında evlilik birliğinin gereklerinin yerine getirilmesi hayli zor olacaktır kanımca.Gerekleri yerine getirilmeyen bir evlilik birliği de temelden sarsılmış olacaktır...çocukların durumuna gelirsek; sarsılmış bir evlilik birliği içerisinde tartışmayla büyümeleri onların psikolojisi için de zararlı...evlilik bir sabır işidir ama asla tahammül değil.saygılarımla
Old 21-07-2007, 11:43   #26
spinoza

 
Varsayılan

aşk bitti diyerek evliligi bitirmek gerçekten mantıklı değildir. Çünkü o zaman herkes aramızda aşk bitti diyerek evliligini sonlandırma yoluna gidecektir. Evlilik kişiler arasında yapılan bir sözleşmedir ve konu aşk ile sınırlı değildir. Önemli olan aradaki sevgi ve saygının korunmasıdır. Fakat eşlerden birisi kusurlu bir davranışta bulunmuşsa bunun adı aşk bitti olarak değil de aradaki kusurun söylenmesiyle hallolunmalıdır.
Old 21-07-2007, 14:24   #27
gözyaşım

 
Varsayılan

aşk ve sevgi bitmiş ve sadece çocuklar için yaşanan bir evlilik sadece işkenceye dönüşüyor ve bundan nasibini de çocuklar alıyor zaten.

ben çocuklarım için çekiyorum bu eziyeti denilmesi zaten başlı başına yetmiyor mu boşanmaya.ben kendi hayatımdan biliyorum kim ne derse desin eğer sevgi yoksa evlilikte gerisi yalan ve aldatmaca bir an önce ayrılmak hem çocukların hem eşlrin açısından en doğru karar gibi geliyor bana

saygılarımla

gözyşım
G.T.
Old 21-07-2007, 22:59   #28
tuval2310

 
Varsayılan

hepimizin malumu ilişki iki kişi arasındadır ve 'karşılıklı' birlikte olma iradesi bu ilişkinin kurucu unsurudur..taraflardan birinin boşanma davası açması yada dava açmak için bahaneler araması artık bu iradenin ortadan kalktıgını gösterir..
evillik elbette ki salt aşk üzerine kurulu değildir..aşk elbetteki geçicidir..
ancak taraflardan biri bu ilişkinin bitmesini istiyorsa,hakimin 'hadi siz evinize gidin,aşkın bitmesinin boşanma sebebi olması mantıklı değil' demesi hiç bir şeyi halletmez.boşanmak isteyen tarafın beyninde birden şimşekler çakıp tekrardan birlikte yaşamak,bu ilişkiyi sürdürmek isteyecegini sanmıyorum..
Şahsi görüşüm taraflardan biri 'herhangi' bir sebeple ayrılmak istiyorsa_boşanmak demiyorum,çünkü sadece evlilik için degil genel olarak konuşuyorum_o ilişki artık çekilmez bir hal almıştır,çok yakın zamanda da şiddetli geçimsizlik baş gösterecektir..
velhasıl kelam zorla güzellik olmaz..
Old 23-07-2007, 22:42   #29
Adli Tip

 
Varsayılan

Yetki ve usulde parelellik ilkesi aklıma geldi İdare Hukukundaki...
devlet zorla evlen diyemiyorsa, sadece şu saiklerle evlenilebilir, şu sebeple evlenilemez diyemiyorsa, şu sebepten ayrılamazsın ya da zorla evli kalacaksın da diyememeli...

aşık olduğun için evlendiysen aşk bitince ve sen sırf bu sebeple ayrılmak istiyorsan zaten ayrılmışsındır, o boşanma davası da eda değil tespit davasıdır.
Old 24-07-2007, 14:10   #30
*sinequanon*

 
Varsayılan

Duygularımızdan arınmış,olayın manevi kısmını görmeden,basit olarak bakarsak;evlilik bir akitse ve her iki taraf da akti feshetmek istiyorsa önlerinde hiç bir engel olamaz.

Bence birbirlerini sevmeyen iki insan aynı evde sürekli birbirini görür halde yaşıyorsa o evden kavga eksik olmayacaktır.Kaldı ki sevgi bir ihtiyaçsa her iki taraf da bunu dışarıda arar hale gelecektir.Böyle bir yapıya aile demek de mümkün olmaz,bu yapıda çocuk yetiştirmek de.

Saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay, aşırı ibadeti boşanma nedeni saydı obaykan Hukuk Haberleri 16 01-09-2010 18:14
Şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası av.sıla Meslektaşların Soruları 4 31-05-2007 16:26
Kocaya 'yazılı hakaret' boşanma nedeni Seyda Hukuk Haberleri 5 17-01-2007 15:54
tecavüz ve baskı boşanma nedeni Fatma KAPUÇAM Hukuk Haberleri 0 08-12-2006 11:59
Yargıtay: Dayağa sessiz kalmak da boşanma nedeni... ahmetsacit Hukuk Haberleri 1 08-08-2006 08:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07208395 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.