Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

5999 sayılı Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun-Geçici 6. md.

Yanıt
Konu Notu: 3 oy, 4,67 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-06-2010, 13:04   #1
Avukat halil

 
Varsayılan 5999 sayılı Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun-Geçici 6. md.

KAMULAŞTIRMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN


Kanun No. 5999


Kabul Tarihi: 18/6/2010


MADDE 1-4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"Kamulaştırmasız el koyma sebebiyle tazmin
GEÇİCİ MADDE 6- Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.
Tazminat müracaatı üzerine, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının malikin müracaat ettiği tarihteki tahmini değeri; bu Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre teşkil edilen kıymet takdir komisyonu marifetiyle, taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak ve bu Kanunun 11 inci ve 12 nci maddelerine göre hesaplanmak suretiyle tespit edilir. Tespitten sonra, bu Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre teşkil olunan uzlaşma komisyonunca, müracaat tarihinden itibaren en geç altı ay içerisinde 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliğ edilen bir yazı ile, tahmini değer bildirilmeksizin, talep sahibi uzlaşma görüşmelerine davet edilir.
Uzlaşma; nakdi ödeme, idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması suretiyle yapılabilir.
Uzlaşma görüşmeleri, hukuki veya fiili engel bulunmadığı takdirde davete icabet tarihinden itibaren en geç altı ay içerisinde sonuçlandırılır ve uzlaşmaya varılıp varılmadığı, malik veya temsilcisi ile komisyon üyeleri tarafından imzalanan bir tutanağa bağlanır. Bu tutanak ile uzlaşma görüşmelerine ilişkin bilgi ve belgeler, açılacak davalarda taraflar aleyhine delil teşkil etmez. Uzlaşmaya varılması halinde, üzerinde uzlaşılan hakkın türünü, tanınma şart ve usullerini, nakdi ödemede bulunulacak ise miktarını ve ödeme şartları ile taşınmazların tesciline veya terkinine dair muvafakati de ihtiva eden bir sözleşme akdedilerek bu sözleşme çerçevesinde işlem yapılır ve uzlaşma konusu taşınmazlar resen tapuya tescil veya terkin edilir.
Uzlaşılan nakdi tazminat bedeli, bütçe imkanları dahilinde, sonraki yıllara sari olacak şekilde taksitli olarak da ödenebilir. Taksitli ödeme süresince, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre ayrıca kanuni faiz ödenir.
İdare ve malik arasında uzlaşma sağlanamadığı takdirde, uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği veya ikinci fıkradaki sürenin uzlaşmaya davet olmaksızın sona erdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde malik tarafından sadece tazminat davası açılabilir. Dava açılması halinde, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının müracaat tarihindeki değeri, ikinci fıkranın birinci cümlesindeki esaslara göre mahkemece tespit ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine ve malike tazminat ödenmesine hükmedilir. Tescile veya terkine ilişkin hüküm kesin olup tarafların hükmedilen tazminata ilişkin temyiz hakkı saklıdır.
Kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden bu madde uyarınca ödemelerde kullanılmak üzere, ihtiyaç olması halinde, idarelerin yılı bütçelerinde sermaye giderleri için öngörülen ödeneklerden yüzde iki pay ayrılır. Kesinleşen alacakların toplam tutarının ayrılan ödeneğin toplam tutarını aşması halinde, ödemeler, sonraki yıllara sari olacak şekilde, garameten ve taksitlerle gerçekleştirilir. Taksitlendirmede, bütçe imkanları ile alacakların tutarları dikkate alınır. Taksitli ödeme süresince, 3095 sayılı Kanuna göre ayrıca kanuni faiz ödenir. İdare tarafından, mahkeme kararı gereğince nakdi ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yolları da teklif edilebilir ve bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılabilir.
Bu maddenin tazminata ilişkin hükümleri, vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı açtıkları tazminat davası süre bakımından dava hakkının düştüğü gerekçesiyle reddedilmiş olanlar hakkında da uygulanır. Evvelce açtıkları davalar sonunda tazminat almaya hak kazanmış veya süre dışındaki sebeplerden dolayı davaları reddedilmiş olanlar hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz. Ancak, gerek iç hukuka ve gerekse milletlerarası hukuka göre evvelce açtıkları davalar sonunda hak kazanmış oldukları tazminat henüz ödenmemiş olanlara, idare tarafından nakdi ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yolları teklif edilebilir ve bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılabilir.
Vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler. Uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar dava bekletilir; uzlaşılamaması halinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edilir.
Bu madde uyarınca ödenecek olan tazminatın tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacakları haczedilemez."
MADDE 2-Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3-Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Herkese Merhaba
Kamulaştırma Kanununda değişiklik yapılmış, 5999 sayılı kanun ile geçici 6. madde eklenmiştir.5999 sayılı kanun,1983 yılı öncesi kamulaştırmasız el atılan taşınmazların tazminat taleplerini karşılamak ve 20 yıllık hak düşürücü süreyi ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.
Fakat ilgili kanun değişikliği soru işaretlerini beraberinde getirmiştir.Aklıma ilk gelen sorulardan bir kaçı.

1- İlgili kanun değişikliği ile tazminat taleplerinin karşılanacağı belirtilmiş fakat taşınmazın niteliğinin (arsa,tarla) el atma tarihindeki niteliği ne ise o yönde bir bedel tespiti yapılacağı belirtilmiştir.Peki el atma tarihinde tarla olan şu anda imar görmüş ve arsa niteliği taşıyan taşınmazların durumu ne olcaktır?

2-Şu an arsa olan Taşınmazların tarla olarak bedel tespiti yapılması halinde 30-40 yıllık bir kullanım bedeli (Ecrimisil) kanun değişikliğinde düzenlenmemiştir.Bu durum haksızlığa neden olacağı gibi,Avrupa insan Hakları Mahkmesine başvuruların önüne geçemeyecek,durum eskisi gibi devam edecektir.Bu yönüyle değişiklikte göz önünde bulundurulursa,Mahkemelerce nasıl bir yol izlenebilecektir?


Kanun değişikliği ile beraber uygulamanın nasıl yol alacağı ve yukarıda belirttiğim soruların tartışılması amaçlı konuyu açtım.Meslek ustalarının cevabını merakla bekliyorum.Saygılarımla
Old 10-07-2010, 22:12   #2
avukat 1071

 
Varsayılan

Sayın Üstadım, Tazminat talep edilmesi halinde,kamulaştırmasız el konulan taşınmazın müracaat tarihindeki tahmini değeri; (2942 sayılı kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre teşkil edilen kıymet takdir komisyonu marifetiyle, taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak ve bu Kanunun 11 inci ve 12 nci maddelerine göre hesaplanmak suretiyle ) tespit edilecektir.Burada tereddüt edilecek bir sorun olmadığı düşüncesindeyim. Taşınmaza el konulduğu zamanki vasıfları itibariyle müracaat tarihindeki değeri belirlenecektir.Üzerine yapılan tesis veya masrafların dikkate alınmaması hakkaniyeti uygundur. Zaten belirlenen bu miktar da hak sahibi ile pazarlık yapmak için tespit edilmektedir. Hak sahibi bu miktarı kabul etmediği takdirde tazminat davası açabilecketir.Geçmişte dava açmış ve süre yönünden reddedilmiş ise yine dava açma hakkı vardır. Selam ve sevgilerle...
Old 21-02-2012, 10:39   #3
orhan6591

 
Varsayılan

Bence Anayasa Mahkemesi'nin 38. maddedeki hak düşürücü süreyi iptal etmesinden önce dava açamayan, ancak daha sonra 5999 sayılı yasa gereğince dava açabilecek duruma gelen mal sahiplerine dair 'kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılacak tazminat' davalarında bedel tespiti, taşınmazın el koyma tarihindeki nitalikleri esas alınmak şartıyla hesaplanmalı. bence, yasa koyucu idareleri maddi anlamda yıpratmamak için 5999 sayılı yasa kapsamında dava açabilecek kişilere hak vermiş; ancak, bedeli ise el koyma tairihine göre hesapla demiş ki çok yüksek tazminatlar çıkmasın. Lütfen bu durumu tartışmaya açalım.
Old 21-02-2012, 10:51   #4
orhan6591

 
Varsayılan

5999 sayılı yasanın geçici 6. maddesi gerekçesinde aynen "Maddenin ikinci fıkrasında, uzlaşma görüşmelerine başlanmadan önce, Kamulaştırma Kanunu’nun 8 inci maddesine göre teşkil olunan kıymet takdir komisyonunca, el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının tahmini değerinin tespit edileceği ve bu tespit yapılırken de fiilen elkoymanın çok uzun bir süre önce yapılmış olabileceği, elkonulan taşınmazın o tarihteki niteliği ile ödemenin yapılacağı tarihteki niteliğinde farklılıklar bulunabileceği ve elkoymadan sonra yapılan imar hizmetleri ile diğer kamu hizmetleri sebebiyle taşınmazın değerinde çok fazla bir artış meydana gelmiş olabileceği hususları gözetilerek taşınmazın tazmin talebinde bulunulan tarihteki niteliği yerine elkoyma tarihindeki niteliğinin esas alınması ve böylece denkleştirmeye gidilmek suretiyle, tazmin talebinde bulunulan tarih itibarıyla değer tespiti yapılacağı öngörülmüştür. Ayrıca, kamulaştırmasız elkoyma sebebiyle elkoyma tarihinden itibaren söz konusu taşınmazdan malikin faydalanamamış olduğu da gözetilerek, tespit edilen bu değere, elkoyma tarihinden itibaren her yıl için gerçekleşen yıllık enflasyon oranında ilâvede bulunulmasının gerektiği ve bu suretle de bir denkleştirmede bulunulacağı bu fıkrada tanzim olunmuştur." denilmektedir.
Old 02-03-2012, 17:55   #5
harkan

 
Varsayılan

madde gerekçesinde "Ayrıca, kamulaştırmasız elkoyma sebebiyle elkoyma tarihinden itibaren söz konusu taşınmazdan malikin faydalanamamış olduğu da gözetilerek, tespit edilen bu değere, elkoyma tarihinden itibaren her yıl için gerçekleşen yıllık enflasyon oranında ilâvede bulunulmasının gerektiği ve bu suretle de bir denkleştirmede bulunulacağı bu fıkrada tanzim olunmuştur." denilmektedir."

bu halde 5999 sayılı kanun ve 6111 sayılı kanunun geçici 2. maddesi uyarınca artık kamulaştımasız el atma olgusundan kaynaklı ecrimisil davaları açılamayacak mıdır?
Old 05-03-2012, 14:01   #6
Avukat halil

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan harkan
madde gerekçesinde "Ayrıca, kamulaştırmasız elkoyma sebebiyle elkoyma tarihinden itibaren söz konusu taşınmazdan malikin faydalanamamış olduğu da gözetilerek, tespit edilen bu değere, elkoyma tarihinden itibaren her yıl için gerçekleşen yıllık enflasyon oranında ilâvede bulunulmasının gerektiği ve bu suretle de bir denkleştirmede bulunulacağı bu fıkrada tanzim olunmuştur." denilmektedir."


Sayın Meslektaşım Bahsettiğiniz durum ilgili maddenin tasarı halinde meclise sunulmuş hali,fakat madde bu şekilde geçmedi.Yukarıda yazılı husus,madde metninden çıkarıldı.
Old 19-03-2012, 22:10   #7
avukat 1071

 
Varsayılan 5999 için cevap

Türkiye cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Bedelini ödemeden vatandaşın malına el atmamalıdır. Eğer herhangi bir sebeple el atılmış ise hukuka uymayan bu işlemin yol açtığı zararın idarece karşılanması gerekir.. Yasama Organı da bunun yönteminin belirlenmesine dair kanun çıkarmıştır. Malına haksız el atılan vatandaş makul bir süre içinde bunun telafisi için gerekli adımları atmalıdır. Eğer malımızın bedelini bekliyorsak, mülkiyet hakkına saygı bekliyorsak makul bir süre içinde hakkımızı aramak da boynumuzun borcudur. Yıllar sonra hak aramak aklımıza gelmiş ise bazı mağduriyetlerimiz olabileceğini kabul etmeliyiz. Yıllar sonra da olsa mağduriyetlerin telafisinin düşünülmesi hukuk devletine yakışmaktadır. Araziye yıllar önce el konulmuş, üzerine tesisler yapılmış, yahut imar geçirilmiş yer kıymetlenmiş olabilir. Başvuru günündeki koşullara göre değerlendirme yapmak ta bu yüzden hakkaniyete uygun düşmeyecektir. Elkoyma sebebiyle açılacak tazminat davlarında uzman bilirkişilerle mahallinde keşif yapılacaktır. Bu konular bilirkişi heyeti tarafından değerlendirilecektir. Bilirkişi heyeti el konulanın, el konulduğu tarihteki evsafına göre, başvuru tarihinde ulaştığı değeri, altın fiyatları, döviz fiyatları, enflasyon oranları, çevredeki emsal rayiçler, mevduat faizleri, vs. göre denkleştirici adalet ilkeleri ışığında belirleyecektir. Artık bu şekilde değeri belirlenen taşınmaza bir de ecrimisil istenmesinin hukuku uygun olmayacağı kanaatindeyim. Saygılarımla….
Old 20-03-2012, 11:36   #8
harkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat 1071
Türkiye cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Bedelini ödemeden vatandaşın malına el atmamalıdır. Eğer herhangi bir sebeple el atılmış ise hukuka uymayan bu işlemin yol açtığı zararın idarece karşılanması gerekir.. Yasama Organı da bunun yönteminin belirlenmesine dair kanun çıkarmıştır. Malına haksız el atılan vatandaş makul bir süre içinde bunun telafisi için gerekli adımları atmalıdır. Eğer malımızın bedelini bekliyorsak, mülkiyet hakkına saygı bekliyorsak makul bir süre içinde hakkımızı aramak da boynumuzun borcudur. Yıllar sonra hak aramak aklımıza gelmiş ise bazı mağduriyetlerimiz olabileceğini kabul etmeliyiz. Yıllar sonra da olsa mağduriyetlerin telafisinin düşünülmesi hukuk devletine yakışmaktadır. Araziye yıllar önce el konulmuş, üzerine tesisler yapılmış, yahut imar geçirilmiş yer kıymetlenmiş olabilir. Başvuru günündeki koşullara göre değerlendirme yapmak ta bu yüzden hakkaniyete uygun düşmeyecektir. Elkoyma sebebiyle açılacak tazminat davlarında uzman bilirkişilerle mahallinde keşif yapılacaktır. Bu konular bilirkişi heyeti tarafından değerlendirilecektir. Bilirkişi heyeti el konulanın, el konulduğu tarihteki evsafına göre, başvuru tarihinde ulaştığı değeri, altın fiyatları, döviz fiyatları, enflasyon oranları, çevredeki emsal rayiçler, mevduat faizleri, vs. göre denkleştirici adalet ilkeleri ışığında belirleyecektir. Artık bu şekilde değeri belirlenen taşınmaza bir de ecrimisil istenmesinin hukuku uygun olmayacağı kanaatindeyim. Saygılarımla….

söylediğiniz gerekçelerle düşünürsek, ne devlete karşı ne de özel kişilere karşı ecrimisil davasının açılmaması gerekir, o halde hukuk düzeninden ecrimisil tazminatını kaldırmış oluyorsunuz..)))
Old 23-03-2012, 08:47   #9
denizizm

 
Varsayılan

ecrimisil ile ilglii görüşlerinizi yazabilirmisiniz?el atma davasından sonra ecirmisil davası açtık el atma davasının tarihinden ititbaren geriye dönük 5 yıl için.şu halde dava kabul görmez mi ? ayrıca " İdare ve malik arasında uzlaşma sağlanamadığı takdirde, uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği veya ikinci fıkradaki sürenin uzlaşmaya davet olmaksızın sona erdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde malik tarafından sadece tazminat davası açılabilir" bu madde kapsamında idare tarafımızca taşınmaza el atılmamıştır yanıtı karşısında bu yanıttan itibarn 3 ay içerisinde dava açılması zorunlu mu yoksa burda sadece idarenin tarafları uzlaşmaya davet edip sonrasında düzenlenen uzlaşmazlık tutanağı olduğu takdirde bundan itibaren başlanması gereken süre mi söz konusudur?
Old 25-03-2012, 11:54   #10
avukat 1071

 
Varsayılan

Üstadım,
Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 3 emsal kararını bilgilerinize sunuyorum.Kamulaştırma ile ilgili " kamulaştırma nasıl yapılır " sitesinde doğru bilgiler verilmektedir. Sevgi ve saygı ile..
Av. Mehmet Ali GÖLCÜKLÜ

i5.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/10836
Karar: 2011/12722
Karar Tarihi: 11.07.2011


ÖZET: Dava, kamulaştırmasız elatılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın tamamı 1/1000'lik uygulama imar planında park, yol vs. gibi kamu hizmetlerine ayrılmış olup, davalı idarece vaki elatma nedeniyle fiili imar uygulamasına geçtiği kabul edilerek taşınmazın tüm bedeline hükmedilmesi gerekir.

(2942 S. K. m. 10, 11) (3194 S. K. m. 10)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız elatılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.

Mahkemece, kamulaştırması el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline, ecrimisil isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin, ikisi teknik ve birisi de mahalli olmak üzere üç kişiden oluşan bilirkişi kurulunca düzenlenen rapor ile tesbit edilmesinde ve ecrimisil isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Bu itibarla davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Dava konusu taşınmazın tamamı 1/1000'lik uygulama imar planında park, yol vs. gibi kamu hizmetlerine ayrılmış olup, davalı idarece vaki el atma nedeniyle fiili imar uygulamasına geçtiği kabul edilerek taşınmazın tüm bedeline hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle sadece el atılan yer bedeline hükmedilmesi,

Doğru görülmemiştir.

Sonuç: Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyize

başvurma harcının davacıdan alınmasına, davalı idareden peşin alınan temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine ve aşağıda yazılı kalan onama harcının alınmasına, 11.07.2011 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

5.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/10257
Karar: 2009/16575
Karar Tarihi: 24.11.2009



ÖZET: Olayda, ecrimisile hükmedilebilmesi için taşınmazın bulunduğu mevkideki diğer arsaların dava tarihinden geriye doğru ecrimisil istenen süre içinde kiraya verilip verilmedikleri, veriliyor iseler nasıl ve ne şekilde kiralandıklarının taraflardan delilleri sorulmak suretiyle tespit edilmesi, varsa emsal kira sözleşmeleri ibraz ettirilerek yalnız bu yönden mahallinde keşif yapılıp alınacak rapor doğrultusunda hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden varsayıma dayalı olarak ve farklı yöntemle ecrimisil hesabı yapan rapor esas alınarak eksik inceleme ile ecrimisile hükmedilmesi isabetsizdir.

(2942 S. K. m. 11)

Dava: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün durulmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş, olmakla duruşma için belirlenen 07.04.2009 günü temyiz eden davalı idare vekili Av. R.O. ile aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av. İ.E.'nin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak temyiz isteminin süresinde olduğu görülüp, taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra, Dairemizin geri çevirme kararı üzerine gelen dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.

Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde kamulaştırmasız el atılan yer bedelinin davalı idareden tahsili ile davalı idare adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

Ecrimisile hükmedilebilmesi için taşınmazın bulunduğu mevkideki diğer arsaların dava tarihinden geriye doğru ecrimisil istenen süre içinde kiraya verilip verilmedikleri, veriliyor iseler nasıl ve ne şekilde kiralandıklarının taraflardan delilleri sorulmak suretiyle tespit edilmesi, varsa emsal kira sözleşmeleri ibraz ettirilerek yalnız bu yönden mahallinde keşif yapılıp alınacak rapor doğrultusunda hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden varsayıma dayalı olarak ve farklı yöntemle ecrimisil hesabı yapan rapor esas alınarak eksik inceleme ile ecrimisile hükmedilmesi,

Sonuç: Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine ve temyiz harcının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davalı idare yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 625.-TL vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 24.11.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

5.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/1877
Karar: 2008/3458
Karar Tarihi: 20.03.2008


ÖZET: Arsa vasfındaki taşınmazın ecrimisiline hükmedilmesi için taşınmazın el atılan bölümünün kiraya verilip verilemeyeceğinin, kiraya verilmesi durumunda, ne için kiralanacağı hususlarının belirlenmesi gerekir.

(2942 S. K. m. 11)

Dava: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Ancak;

Arsa vasfındaki taşınmazın ecrimisiline hükmedilmesi için taşınmazın el atılan bölümünün kiraya verilip verilemeyeceğinin, kiraya verilmesi durumunda, ne için kiralanacağı hususlarının belirlenmesi bakımından taraflardan delilleri sorulup varsa emsal kira sözleşmeleri ibraz ettirilerek bu yönden mahallinde keşif yapıldıktan sonra alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurmak gerekirken varsayıma dayanan bilirkişi raporuna göre ecrimisile hükmedilmesi,

Doğru görülmemiştir.

Sonuç: Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine, 20.03.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 25-03-2012, 12:58   #11
denizizm

 
Varsayılan

yanıtınız ve ilgliniz için teşekkür ederim.ancak yargıtay kararlarında sorumun cevabını bulamadım.ilk yargıtay kararı kanun değiştikten sonra görülmüş bir davaya ait ancak karar içeriğinde neden ecrimisil talebinin kabul görmediğine dair bir veri yok. ben sitedeki açıklamalardan hala ecrimisil bedelinin talep edilip edilemeyeceğini merak ediyorum.diğer kararlar da 2009 ve 2008 yılına ait.o nedenle sorularıma yanıt bulamadım.tekrar ilginiz için teşekkürler.
Old 28-03-2012, 14:37   #12
orhan6591

 
Varsayılan

Bence geriye dönük 5 yıllık ecrimisil istenebilir. hatta bu ecrimisil bedeli büyük ihtimalle taşınmazın kamulaştırma bedelinden bile daha fazla çıkacaktır. nitekim kamulaştırma bedelki taşınmazın fiilen el koyma tarihi+buna göre güncellemeye bağlı olarak tespit edilecektir. ecrimisil ise günümüz değerlerine göre
Old 01-02-2013, 18:50   #13
nazanoz

 
Varsayılan

Arkadaşlar kamulaştırmasız el atma durumunda ecrimisil istenemez yargısı çok büyük bir yanılgıdır. 5.Hukuk Dairesi Esas: 2011/14430 Karar: 2011/21163 Karar Tarihi: 14.12.2011 ve aynı dairenin 2012/5783 E. ve 2012/12892 K. 14.06.2012 tarihli ilamları tartışmaya son noktayı koymuştur bence.
Old 16-05-2013, 07:48   #14
Av. Yasin Yıldız

 
Varsayılan

HALEN PLAN BÜTÇE KOMİSYONUNDA OLAN TASARI METNİNİN 16. MADDESİ AŞAĞIDADIR. BU DEĞİŞİKLİKLE VEKALET ÜCRETLERİNE DE GÖZ DİKMİŞ OLDULAR. HAYIRLI UĞURLU OLSUN...

MADDE 16- 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Kamulaştınlmaksızın kamu hizmetine ayrılan taşınmazların bedel tespiti

GEÇİCİ MADDE 6- Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 31/12/2012 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, bedel talep edilmesi halinde bedel tespiti, idare adına tescili, terkini ve diğer işlemleri bu madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır.

İdarenin daveti veya malikin müracaatı üzerine, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının İdarenin daveti veya malikin müracaat ettiği tarihteki tahmini değeri; bu Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre teşkil edilen kıymet takdir komisyonu marifetiyle, taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak ve bu Kanunun 11 inci ve 12 nci maddelerine göre hesaplanmak suretiyle tespit edilir. Tespitten sonra, bu Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre teşkil olunan uzlaşma komisyonunca, idarenin daveti veya malikin müracaat tarihinden itibaren en geç altı ay içerisinde 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliğ edilen bir yazı ile, tahmini değer bildirilmeksizin, talep sahibi uzlaşma görüşmelerine davet edilir.

Uzlaşma; idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması suretiyle veya bunların mümkün olmaması halinde nakdi bedel üzerinden yapılabilir.

Uzlaşma görüşmeleri, hukuki veya fiili engel bulunmadığı takdirde davete icabet tarihinden itibaren en geç altı ay içerisinde sonuçlandırılır ve uzlaşmaya varılıp varılmadığı, malik veya temsilcisi ile komisyon üyeleri tarafından imzalanan bir tutanağa bağlanır. Bu tutanak ile uzlaşma görüşmelerine ilişkin bilgi ve belgeler, açılacak davalarda taraflar aleyhine delil teşkil etmez. Uzlaşmaya varılması halinde, üzerinde uzlaşılan hakkın türünü, tanınma şart ve usullerini, nakdi ödemede bulunulacak ise miktarını ve ödeme şartları ile taşınmazların tesciline veya terkinine dair muvafakati de ihtiva eden bir sözleşme akdedilerek bu sözleşme çerçevesinde işlem yapılır ve uzlaşma konusu taşınmazlar resen tapuya tescil veya terkin edilir.

Uzlaşılan bedel malik veya temsilcisinin talebi üzerine, bütçe imkanları dahilinde, sonraki yıllara sari olacak şekilde taksitli olarak da ödenebilir. Taksitli ödeme süresince, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre ayrıca kanuni faiz ödenir.

İdare ve malik arasında uzlaşma sağlanamadığı takdirde, uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde malik veya idare tarafından bedel tespiti davası açılabilir. Dava açılması halinde, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının dava tarihindeki değeri, ikinci fıkranın birinci cümlesindeki esaslara göre mahkemece bu Kanunun 15 inci maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle tespit ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine hükmedilir. Tespit edilen bedel, bu maddenin 8. fıkrasına göre idarece ödenir. Tescile veya terkine ilişkin hüküm kesin olup tarafların hükmedilen bedele ilişkin temyiz hakkı saklıdır.

Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.

Kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden bu madde uyarınca ödemelerde kullanılmak üzere, ihtiyaç olması halinde, merkezi yönetim bütçesine dahil idarelerin yılı bütçelerinde sermaye giderleri için öngörülen ödeneklerden (Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçelerinin güvenlik ve savunmaya yönelik mal ve hizmet alımları ile yapım giderleri için ayrılan ödeneklerin) yüzde ikisi, belediye ve il özel idareleri ile bağlı idareleri için en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının, diğer idareler için en son kesinleşmiş bütçe giderleri toplamının en az yüzde ikisi oranında yılı bütçelerinde pay ayrılır. Kesinleşen alacakların toplam tutarının ayrılan ödeneğin toplam tutarını aşması halinde, ödemeler, sonraki yıllara sari olacak şekilde, garameten ve taksitlerle gerçekleştirilir. Taksitlendirmede, bütçe imkanları ile alacakların tutarları dikkate alınır. Taksitli ödeme süresince, 3095 sayılı Kanuna göre ayrıca kanuni faiz ödenir. İdare tarafından, mahkeme karan gereğince nakdi ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yolları da teklif edilebilir ve bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılabilir.

Bu maddenin bedele ilişkin hükümleri, vuku bulduğu tarih itiban ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı açtıkları tazminat davası süre bakımından dava hakkının düştüğü gerekçesiyle reddedilmiş olanlar hakkında da uygulanır. Evvelce açtıklan davalar sonunda tazminat almaya hak kazanmış veya süre dışındaki sebeplerden dolayı davalan reddedilmiş olanlar hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz. Ancak, gerek iç hukuka ve gerekse milletlerarası hukuka göre evvelce açtıkları davalar sonunda hak kazanmış olduklan tazminat henüz ödenmemiş olanlara, idare tarafından nakdi ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yollan teklif edilebilir ve bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılabilir.

Vuku bulduğu tarih itiban ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler. Uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar dava bekletilir; uzlaşılamaması halinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edilir. Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunlann uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya karan kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır. Karan kesinleşen davalara ise, bu maddenin sadece sekizinci fıkrası uygulanır.

Bu madde uyannca ödenecek olan bedelin tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacakları haczedilemez.

Bu madde hükümleri 2981 sayılı Kanuna göre yapılan imar uygulamalarından doğan bedele ilişkin uyuşmazlıklarda da uygulanır. Ancak 2981 sayılı Kanun gereği yapılan imar uygulamalanndan doğan bedele ilişkin alacaklann tahsilinde uygulama tarihinden başlayarak 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun genel hükümleri uygulanır."
Old 04-06-2013, 15:43   #15
AV.SERHAT ŞAHİN

 
Varsayılan 6487 Sayili Kanun Tbmm'den Geçti

Alkol Yasası olarak ta bilinen; 6487 sayılı Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı KHK’da değişiklik yapılması hakkında Kanun TBMM’den geçmiş ve onay için Cumhurbaşkanlığı’na gönderilmiştir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nu değiştiren maddeleri şöyle;

BAZI KANUNLAR İLE 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun No. 6487 Kabul Tarihi: 24/5/2013
………
MADDE 21- 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine ayrılan taşınmazların bedel tespiti
Fıkra
GEÇİCİ MADDE 6- Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır. 1
İdarenin daveti veya malikin müracaatı üzerine, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının idarenin daveti veya malikin müracaat ettiği tarihteki tahmini değeri; bu Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre teşkil edilen kıymet takdir komisyonu marifetiyle, taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak ve bu Kanunun 11 inci ve 12 nci maddelerine göre hesaplanmak suretiyle tespit edilir. Tespitten sonra, bu Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre teşkil olunan uzlaşma komisyonunca, idarenin daveti veya malikin müracaat tarihinden itibaren en geç altı ay içinde 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliğ edilen bir yazı ile, tahmini değer bildirilmeksizin, talep sahibi uzlaşma görüşmelerine davet edilir. 2
Uzlaşma; idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması suretiyle veya bunların mümkün olmaması hâlinde nakdi bedel üzerinden yapılabilir. 3
Uzlaşma görüşmeleri, hukuki veya fiili engel bulunmadığı takdirde davete icabet tarihinden itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır ve uzlaşmaya varılıp varılmadığı, malik veya temsilcisi ile komisyon üyeleri tarafından imzalanan bir tutanağa bağlanır. Bu tutanak ile uzlaşma görüşmelerine ilişkin bilgi ve belgeler, açılacak davalarda taraflar aleyhine delil teşkil etmez. Uzlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde uzlaşılan hakkın türünü, tanınma şart ve usullerini, nakdi ödemede bulunulacak ise miktarını ve ödeme şartları ile taşınmazların tesciline veya terkinine dair muvafakati de ihtiva eden bir sözleşme akdedilerek bu sözleşme çerçevesinde işlem yapılır ve uzlaşma konusu taşınmazlar resen tapuya tescil veya terkin edilir. 4
Uzlaşılan bedel, bütçe imkanları dâhilinde sonraki yıllara sâri olacak şekilde taksitli olarak da ödenebilir. Taksitli ödeme süresince, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre ayrıca kanuni faiz ödenir. 5
İdare ve malik arasında uzlaşma sağlanamadığı takdirde, uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği tarihten itibaren üç ay içinde malik veya idare tarafından bedel tespiti davası açılabilir. Dava açılması hâlinde, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının dava tarihindeki değeri, ikinci fıkranın birinci cümlesindeki esaslara göre mahkemece bu Kanunun 15 inci maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle tespit ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine hükmedilir. Tespit edilen bedel, bu maddenin sekizinci fıkrasına göre idarece ödenir. Tescile veya terkine ilişkin hüküm kesin olup tarafların hükmedilen bedele ilişkin temyiz hakkı saklıdır. 6
Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir. 7
Kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden bu madde uyarınca ödemelerde kullanılmak üzere, ihtiyaç olması hâlinde, merkezi yönetim bütçesine dâhil idarelerin yılı bütçelerinde sermaye giderleri için öngörülen ödeneklerinin (Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçelerinin güvenlik ve savunmaya yönelik mal ve hizmet alımları ile yapım giderleri için ayrılan ödeneklerin) yüzde ikisi, belediye ve il özel idareleri ile bağlı idareleri için en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının, diğer idareler için en son kesinleşmiş bütçe giderleri toplamının en az yüzde ikisi oranında yılı bütçelerinde pay ayrılır. Kesinleşen alacakların toplam tutarının ayrılan ödeneğin toplam tutarını aşması hâlinde, ödemeler, sonraki yıllara sâri olacak şekilde, garameten ve taksitlerle gerçekleştirilir. Taksitlendirmede, bütçe imkanları ile alacakların tutarları dikkate alınır. Taksitli ödeme süresince, 3095 sayılı Kanuna göre ayrıca kanuni faiz ödenir. İdare tarafından, mahkeme kararı gereğince nakdi ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yolları da teklif edilebilir ve bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılabilir. 8
Bu maddenin bedele ilişkin hükümleri, vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı açtıkları tazminat davası süre bakımından dava hakkının düştüğü gerekçesiyle reddedilmiş olanlar hakkında da uygulanır. Evvelce açtıkları davalar sonunda tazminat almaya hak kazanmış veya süre dışındaki sebeplerden dolayı davaları reddedilmiş olanlar hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz. Ancak, gerek iç hukuka ve gerekse milletlerarası hukuka göre evvelce açtıkları davalar sonunda hak kazanmış oldukları tazminat henüz ödenmemiş olanlara, idare tarafından nakdi ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yolları teklif edilebilir ve bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılabilir. 9
Vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler. Uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar dava bekletilir; uzlaşılamaması hâlinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edilir. Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır. Kararı kesinleşen davalara ise, bu maddenin yalnızca sekizinci fıkra hükümleri uygulanır. 10
Bu madde uyarınca ödenecek olan bedelin tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacakları haczedilemez. 11
24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlar da dâhil olmak üzere her türlü alacak ve bedeller, borçlu idarelerce, ipotek veya uygulama tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunda belirtilen kanuni faiz oranı uygulanmak suretiyle güncellenerek ilgililerine ödenir. Bu hüküm devam eden davalarda da uygulanır. Bu fıkra uyarınca yapılacak ödemeler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır. 12
4/11/1983 tarihinden bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazların idare tarafından kamulaştırılması hâlinde kamulaştırma bedeli ve mahkemelerce malikleri lehine hükmedilen tazminat ile bu davalara ilişkin mahkeme ve icra vekalet ücretleri de, idarelerce bu maddenin sekizinci fıkrasına göre bütçelerden ayrılacak paydan ve aynı fıkrada belirtilen usule göre ödenir ve işlem yapılır. Bu alacaklar için de bu maddenin on birinci fıkrası, bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan her türlü davalarda ise yedinci fıkra hükümleri uygulanır. Bu fıkra hükmü, bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” 13

MADDE 22- 2942 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 7- Mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlak Kanununun 16 ve 17 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanunun mülga 16 ve 17 nci maddeleri uyarınca mahkemelerce idare adına tescil kararı verilen kamulaştırmalarda tebligatlar ve diğer kamulaştırma işlemleri tamamlanmış sayılır. Bu kamulaştırma işlemleri sebebiyle hiçbir hak ve alacak talebinde bulunulamaz; kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davaları açılamaz; açılmış ve devam eden davalar bu madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.”
Old 04-06-2013, 15:46   #16
AV.SERHAT ŞAHİN

 
Varsayılan

Kanun 22. ve 23. madde gerekçelerinde her ne kadar Anayasa mahkemesinin iptal kararı dikkate alınarak düzenleme yapıldığı iddia edilse de; Anayasa Mahkemesinin 22.02.2013 tarihli resmi gazetede yayınlanan 01.11.2012 tarih ve 2010/83 E 2012/169 K sayılı iptal kararının tam aksine düzenlemeler yapıldığı görülmektedir.

Anayasa Mahkemesi iptal kararında geçici 2. maddenin tamamı iptal ederek geçici 6. maddenin 1983 ve sonrası kamulaştırmasız el atma işlemlerinde uygulanmasının Anayasa’nın 2 inci 35 inci ve 46. maddelerine açıkça aykırılık teşkil ettiğini hiçbir duraksamaya yer olmadan açık ve net bir biçimde tespit etmiş iken ANAYASA MAHKEMESİNİN İPTAL KARARI YOK SAYILARAK AYNI DÜZENLEME YENİDEN YAPILMIŞTIR.
BU YASA İLE, BELEDİYELER TARAFINDAN HİÇBİR BEDEL ÖDENMEKSİZİN VATANDAŞIN TAPULU ARAZİLERİ GASP EDİLMİŞ; VATANDAŞIN DAVA AÇMA HAKKI ELİNDEN ALINMIŞ VE UZLAŞMA MÜESSESİ İLE VATANDAŞ BELEDİYELER ÖNÜNDE DİLENCİ POZİSYONUNA DÜŞÜRÜLMÜŞ OLMAKTADIR.

BU YASANIN 21. VE 22. MADDELERİNİN CUMHURBAŞKANI TARAFINDAN ONAYLANMASI DURUMUNDA; ÇOK BÜYÜK BİR İHTİMALLE ANYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN İPTAL EDİLECEKTİR.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Hüseyin Kılıç Hukuk Haberleri 2 07-07-2010 16:22
Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 2 16-01-2004 17:11
4822 Sayılı Kanun Gecici Birinci Maddesindeki Düzenleme Borcun Yenilenmesi Sayılır Mı oya Meslektaşların Soruları 0 09-04-2003 19:27


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05576205 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.