Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

amme alacağı ile haciz konulan hakedişe ilişkin.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-01-2010, 13:09   #1
er_han49

 
Varsayılan amme alacağı ile haciz konulan hakedişe ilişkin.

sulama birliği amme alacağı ile şeker fabrikasına şeker pancarı ekenlerin alacaklarına 6183 sayılı amme alacaklarının tahsili usulü ile haciz koyuyor. 3. kişi birliğin bu alacaklarına haciz konulması amacıyla şeker fabrikasına haciz yazısı yazmış.
SORU: ŞEKER FABRİKASI BU PARAYA 3. KİŞİ LEHİNE KESİNTİ YAPABİLİR Mİ?
İŞÇİ ALACAKLARI 3. KİŞİNİN ALACAĞININ ÖNÜNE GEÇER Mİ? NASIL?
TEŞEKKÜRLER
Old 10-01-2010, 17:29   #2
avbilgen

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım
Öncelikle soruyu tam anlayamadım. Anladım kadarıyla yanıtlamaya çalışayım. Amme alacağı diğer alacaklara garameten ortak olur. İşçi alacaklarının burada rüçhanlı alacağı bulunmamaktadır. Çünkü yasada sadece rehinli alacaklara ilişkin haklar saklı tutulmuştur. Rehinli alacaklarda dahi alacak gayrımenkulün veya aracın veya alacak konusunun aynından kaynaklanıyorsa öncelikle amme alacağı ödenir. Bu konuda 21.maddeyi incelemekte fayda var diye düşünüyorum. . İyi çalışmalar diliyorum.
(Amme alacaklarında rüçhan hakkı:
Madde 21 – Üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel o mal üzerine amme alacağı için de haciz konulursa bu alacak da hacze iştirak eder ve aralarında satış bedeli garameten taksim olunur.
(5479 Sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle eklenen cümle. Yürürlük;08.04.2006) Genel bütçeye gelir kaydedilen vergi, resim, harç ile vergi cezaları ve bunlara bağlı zam ve faizler için tatbik edilen hacizlerde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 268 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi hükmü uygulanmaz.
Rehinli alacaklıların hakları mahfuzdur. Ancak, gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan amme alacakları o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan evvel gelir.
(5479 Sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle değişen fıkra. Yürürlük;08.04.2006)Borçlunun iflası, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde amme alacakları imtiyazlı alacak olarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinin üçüncü sırasında, bu sıranın önceliğini alan alacaklar da dahil olmak üzere tüm imtiyazlı alacaklar ile birlikte işleme tabi tutulur.)
Old 11-01-2010, 08:34   #3
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Sayın Bilgen'in Görüşüne Katılıyorum, kanunun 21 maddesi hacze iştirak ve kamu alacağının rüçhan hakkına ilişkin düzenlemeyi öngörüyor incelemeniz kakımından anılan kanunun ilgili maddelerini aşağıya aktarayım, zaman bakımından uygun olmadığımdan daha detaylı yazamadım.
iyi çalışmalar

AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNAMME ALACAKLARINDA RÜÇHAN HAKKI :
MADDE 21 - Üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel o mal üzerine amme alacağı için de haciz konulursa bu alacak da hacze iştirak eder ve aralarında satış bedeli garameten taksim olunur. (Ek hüküm: 5479 - 30.3.2006 / m.4) "Genel bütçeye gelir kaydedilen vergi, resim, harç ile vergi cezaları ve bunlara bağlı zam ve faizler için tatbik edilen hacizlerde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 268 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi hükmü uygulanmaz."
Rehinli alacaklıların hakları mahfuzdur. Ancak, gümrük resmi, bina ve arazı vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan âmme alalcakları o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan evvel gelir.
Borçlunun iflâsı, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde âmme alacakları hakkında İcra ve İflâs Kanununun 206'ncı maddesindeki sıraya göre muamele yapılır. (Değişik son fıkra: 5479 - 30.3.2006 / m.4) Borçlunun iflası, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde amme alacakları imtiyazlı alacak olarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinin üçüncü sırasında, bu sıranın önceliğini alan alacaklar da dahil olmak üzere tüm imtiyazlı alacaklar ile birlikte işleme tabi tutulur


6183 Sayılı AATUHK 79 Maddesi.


MADDE 79- (Değişik: 5479 - 30.3.2006 / m.5) Hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılır. Tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı ve bu maddenin üç, dört ve beşinci fıkra hükümleri üçüncü şahsa bildirilir. Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri; amme borçlusunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bankaların şubelerine doğrudan veya mahallindeki tahsil dairesi aracılığı ile tebliğ edileceği gibi Maliye Bakanlığınca belirlenecek tutarın üzerindeki alacaklar için doğrudan bankaların genel müdürlüklerine de tebliğ edilebilir. Haciz bildirisi bankanın genel müdürlüğüne de tebliğ edilmiş ise tüm şubelerini kapsayacak şekilde beyanda bulunma yükümlülüğü bankanın genel müdürlüğüne aittir.

Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.

Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, takip işlemlerinin durdurulması hakkında kararı veren mahkeme tarafından çözümlenir. Davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız çıktığı tutarın %10'u tutarında ayrıca inkar tazminatına hükmedilir.

Bu Kanun uyarınca kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı dava açıp itirazında kısmen veya tamamen haksız çıkan üçüncü şahıs hakkında, menfi tespit davasının lehine sonuçlanması veya asıl amme borçlusunun takip konusu amme alacağını tamamen ödemiş olması halinde, bu Kanunun 58 inci maddesinin beşinci fıkrası hükmü uygulanmaz.

Üçüncü şahıs, haciz bildirisi üzerine yedi gün içinde alacaklı tahsil dairesine itiraz ettiği takdirde, alacaklı amme idaresi bir yıl içinde, üçüncü şahsın yaptığı itirazın aksini genel mahkemelerde açacağı davada ispat ederek, üçüncü şahsın İcra ve İflas Kanununun 338 inci maddesinin birinci fıkrasına göre cezalandırılmasını ve borçlu bulunduğu tutarın ödenmesine hükmedilmesini isteyebilir.

Menkul malların aynen teslimi mümkün olmadığı takdirde değeri ödenir. Üçüncü şahısların genel hükümler gereğince asıl borçluya rücu hakları saklıdır
Old 11-01-2010, 18:56   #4
er_han49

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarım dediklerinize katılıyorum ve doğru ama benim kafama takılan soru farklı!.izah etmeye çalışayım...
amme alacaklısı aynı zamanda başka birine borçlu konumda. kurum takip sonucu borçlunun 3. kişide olan parasına haciz yazıyor, kurumun alacaklısı icrai yoldan başlattığı takip sonucu ise 3. kişide olan ve kurum hesabına aktırılması gereken paraya "kurum bana borçlu sen kestiğin parayı bize öde" diye talepte bulunuyor. bu hukuken mümkün mü?
Old 12-01-2010, 21:17   #5
avbilgen

 
Varsayılan

Tahmin ettiğim gibi soruyu tam anlayamamışım. Son açıklamanızı da tam anlayamadım ama anladığım kadarıyla düşüncemi açıklayayım. Bu durumda kurumun alacaklarına daha doğrusu kuruma haciz yapılabilir mi sorusunu yanıtlamak gerekir. Sulama Birliği alacağının amme alacağı olduğunu belirtmişsiniz (bu kurumu ilkkez duydum yasal statüsü hakkında bilgim bulunmuyor) ,bu nedenle amme alacaklarına haciz konulamayacağından kurumun alacaklısı ,kurumun 3.kişideki alacağını haciz edemez diye düşünüyorum. Dilerim bu defa doğru anlamışımdır. İyi çalışmalar diliyorum.
Old 13-01-2010, 10:59   #6
er_han49

 
Varsayılan

sulama birlikleri; mahalli idareler kanununda belirlenmiş kamu tüzel kişiliği olan ve genel itibariyle Belediye kanunlarına tabi olan birliktir.
amme alacaklarına haciz konulamayacağına ilişkin karar veya kanun maddesi sunabilirmisiniz? teşekkürler
Old 14-01-2010, 22:39   #7
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
DOKUZUNCU DAİRE 1990 526 1988 2271 20/02/1990

KARAR METNİ
1580 SAYILI KANUNUN 133.VE DEVAMI MADDELERİNE DAYANILARAK KURULMUŞ OLAN KÖY BİRLİĞİNİN 6183 SAYILI YASA UYARINCA ÖDEME EMRİ DÜZENLEMEYE YETKİLİ OLMADIĞI HK.<

Uyuşmazlık; 1580 sayılı Kanunun 133 ve devam eden maddeleri hükümlerine dayanılarak kurulmuş olan birliğin ödeme emri düzenleyip düzenleyemeyeceğine ilişkin bulunmaktadır.
1580 sayılı Belediye Kanununun 133.maddesinde, belde ve köyler ile il özel idarelerinin kendilerine kanunlarla verilen mecburi veya ihtiyari vazifelerin bir veya birkaçını müşterek tesisat ve idare ile ifa için
birlik tesis edebilecekleri, 138.maddesinde de, birliklerin hükmi şahsiyete haiz amme müesseseleri olduğu, vazifelerini ifa ettikleri mahalli idarelerin bu vazaifi ifa hususunda haiz oldukları hukuk ve selahiyeti haiz bulundukları hükme bağlanmıştır.

Bu hükümlerde, köy ve belediyeler ile özel idarelerin kendi aralarında ya da müstakilen birlik oluşturabilecekleri ve birliklerin yerel yönetimlerin bir kısım işlevlerini yerine getiren kamu tüzel kişiliğine ha
iz kuruluşlar olduğu anlaşılmaktadır.

İlçe sınırları içerisinde sosyal, kültürel, zirai, sınai, ticari ve turistik amaçla birden çok köyün iştiraki ile meydana gelen Muğla İli Ula İlçesi köylerine Hizmet Götürme Birliğine, belediye ve özel idarenin katılımlarının olmadığı hususu ara kararımız üzerine gönderilen nizamnamenin tetkikinden anlaşılmaktadır.
Başka bir deyişle, söz konusu birlik sadece Ula İlçesine dahil köylerin iştiraki ile meydana gelmiş bulunmaktadır. Bu durumda Birlik, köye ait hak ve selahiyeti kullanabilme durumundadır.

Diğer taraftan 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 1.maddesi hükmüne göre, kamu alacağının bu Kanuna göre takip ve tahsil edilebilmesi için, alacağın Devlete, İl Özel İdarelerine ve belediyelere taalluk etmesi gerekmektedir. Köylere ait alacağın, Köy Kanunu hükümleri kapsamında bulunması nedeniyle Birliğin bu kanuna göre alacağını takip etme yetkisinden söz edilemez.

1580 sayılı Belediye Kanununun 135.maddesinde, her birliğin bir esas nizamnamesinin olacağı ve nizamnamede maddede sayılan hususların yer alacağı belirtilmiştir. Bu hükümler arasında Birliğin 6183 sayılı Kanundaki selahiyetleri kullanmasına imkan verecek yasal düzenleme bulunmamaktadır.

Bu sebeple, Birlik Tüzüğünün 14.maddesinin 11.bendi ile 28.maddesinde 6183 sayılı Kanunun uygulanacağı yolundaki hükmün geçerliliği yoktur.

Ayrıca, adı geçen birliğin işlemine yasal dayanak olarak aldığı 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 52.maddesinin 2.fıkrasındaki hüküm belediye sınırları içinde umuma ait yerlerdeki işgaller nedeniyle bele
diyeler tarafından tarh, tahakkuk ve tahsil edilebilecek harca ilişkin olup, uyuşmazlık konusu ada iskele ücretinin bu harçla ilgisi bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına yönelik temyiz isteğinin reddine karar verildi.

KARŞI OY:
İl İdaresi Kanununun 56., Köy Kanununun 47 ve 48.maddeleri, köylerin ve belediyelerin Kanunların kendilerine verdiği işleri, mahalli mahiyetteki işleri, yapmak için kendi aralarında birlik kurabileceklerini
açıklamıştır.
Belediye Kanununun 138.maddesi ise kurulan bu birliğin, hükmü şahsiyeti haiz, kamu kurumu olduğunu belirtmektedir. Birliğin başkanı birliğin oluş biçimine göre, bucak müdürü, kaymakam veya validir.
Söz konusu 138.maddede, Birliğin, görevlerini yaptıkları mahalli idarelerin bu görevleri yaptıkları sırada haiz oldukları hukuk ve selahiyete haiz oldukları yazılıdır.
Olayımızda, birliğin başkanı Kaymakamdır. Birlik başkanı olarak kaymakamın, 6183 sayılı Kanunun 1.maddesine göre, birliğin alacağını tahsil etme yetkisi olmaktadır.
Nitekim, Birlik Tüzüğünün XIV.maddesinin 11.bendinde ve XXVIII.maddesiyle birlik alacağının 6183 sayılı Kanuna dayanarak tahsil yetkisi ve görevi birlik başkanı kaymakama verilmiştir.

Bu nedenle, Birlik adına, başkanı sıfatıyla ödeme emri düzenlenmesinde kanuna aykırı bir durum bulunmamaktadır. Temyiz konusu kararın bozulması gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına karşıyız.

(DAN-DER; SAYI:80)

BŞ/YÖ
Old 15-01-2010, 18:19   #8
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan er_han49
sulama birlikleri; mahalli idareler kanununda belirlenmiş kamu tüzel kişiliği olan ve genel itibariyle Belediye kanunlarına tabi olan birliktir.
amme alacaklarına haciz konulamayacağına ilişkin karar veya kanun maddesi sunabilirmisiniz? teşekkürler

Her ne kadar bir kamu tüzel kişiliği haiz bir kurum ise de, 3 kişi nezdinde tespit ve usulne uygun 79 md hükümlerine göre tebliğ edilen ihbarname ile bu kurumun alacaklarının haczedilmesinde bir yasal engel mevcut değildir, alacak her ne kadar kamu alacağı niteliğinde ise de, alacaklının haklarını ihlal eden bir özelliği yoktur, bu nedenle alacaklının kamu kurumu sayılan bu idarenin üçüncü şahıslardan tespit etmiş olduğu alacağına haciz uygyulanabilir, hiç bir hukuki engelin olmadığı kanaatindeyim. zira alacak, 6183 sayılı kanunun birinci maddesinde sayılan vergi resim ve harçlardan değildir.
Old 15-01-2010, 19:08   #9
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Sulama Birliğinizin mevzuatını bilemiyorum.

Ama amme alacağı olabilmesi için ilk şart,
6183 sayılı AATUHK'nunda sayılanlardan olmadığını anlıyorum.

"Kanunun şümulü:

Madde 1 – Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait " olmayan, sulama birliğinin alacağının amme alacağı olarak tanımlanması kanunun 3. maddesindeki TERİMlere de uymadığını ve bu nedenle 6183 kapsamında olmadığını düşünüyorum.
Old 15-01-2010, 19:11   #10
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Sayın Yalçın Önder Sulama birliklerinin alacklarının da 6183 sayılı kanun kapsamında tahsil edilmesi gerekiyor, ancak 6183 sayılı kanununda sayılan kamu alacaklarından değildir, bu nedenledir ki, haczedilemezliği ya da tahsil önceliği söz konusu değildir. yukarıda da izah ettiğim üzere, üçüncü şahıs nezdinde tespit edilen alacağının haczedilmesinde hiç bir yasal engel yoktur.
Old 15-01-2010, 19:29   #11
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

sulama birlikleri, 6200 sayılı DSİ Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun, 1580 sayılı Belediyeler Kanunu 442. sayılı Köy Kanunu ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununda yer alan hükümlerle yönetilmekte olup Belirtilen bu düzenlemeler itibariyle, birliklerin kuruluşu Bakanlar Kurulu Kararı ile oluşmaktadır. bakanlar kurulu kararı ile oluşan birliklerin tüzüklerinde, bu kurumların alacklarının takip ve tahsili de 6183 sayılı kanun hükümlerice yapılmakta ise de bu alacaklar 6183 sayılı kanunda belirtilen hazineye kaydedilen vergi resim ve harçlardan olmadığı gibi, bu alacakların tahsili için tahsil daireleri yetkili kılındığından kendileri diret olarak ödeme emri düzenleyemez ve takip işlemlerini yürütemez. takip ve tahsil işlemleri ilgili yer olan ve 6183 sayılı kanunda sayılan vergi daireleri ya da mal müdürlükleridir. bütün bu düzenlemeler çerçevesinde sulama birliklerinin alacakları bir mal veya hizmet karşılığını teşkil eden alacaklardan olup vergi resim ve harçlardan değildir. Bu durumda alacaklıların bu kurumların üçüncü kişiler nezdinde olduğunu tespit ettiği alacaklarına haciz uygulnabilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
amme alacağına ilişkin haciz mystery_a Meslektaşların Soruları 5 25-02-2016 15:17
haciz konulan dosya alacağı haricen tahsilat av.mansur Meslektaşların Soruları 4 17-11-2009 23:16
amme alacağına ilişkin faiz sorusu sakgoz79 Meslektaşların Soruları 4 24-03-2008 16:57
amme alacağı? Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 1 18-08-2007 23:33
Amme Alacağı-Aracın Noter Satışı-Haciz Şerhi ad-hoc Meslektaşların Soruları 1 21-05-2007 20:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04934001 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.