İpotek takibinin ve ipoteğin iptali

İyi çalışmalar, müvekkil şahsen sorumlu olmadığı müşterek müteselsil sıfatıyla imzaladığı bir tarım kredisi nedeniyle iki adet taşınmazını ipotek ettirmiş. Banka, hem ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla hem de ilamsız takip yoluyla asıl borçlu ve müvekkilimle beraber diğer 2 kefile de başvurmuş.
Yalnız ödeme emrinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ibaresi mevcut değil. Sadece şöyle bi ibare mevcut
'NOT: Borçlulara ayrıca ilamsız takip yoluyla başvurulmuştur.'
1. sorum: bu kaydın olmaması nedeniyle takibi iptal ettirebilir miyim? başvuru yolu süresiz şikayet şeklinde mi olmalı?
2. sorum: Kredi sözleşmesindeki borç miktarı 13.800.000 (99 YILI) . ancak ipotek belgesinde ipotek bedeli 41.400,00 TL üstelik iki ayrı taşınmazı için de duurm bu. Yani her bir taşınmazında rakam 41.400,00 TL olarak gösterilmiş bu da toplamda 82.800,00 TL eder.13.800,00 TL lık kredi borcuna istinaden 82.800,00 TL lık ana para ipoteği nasıl kurulabilir* Bunu iptal ettirmenin bir yolu var mıdır?

ustadim,
oncelikle, kefiller aleyhine alacak "kat" edilmis mi? noterden, kefil aleyhine alacagi kat etmeden takibe girismislerse bunun itirazi mumkundur.
kefaletin suresi belki kredi sozlesmesinde yazilidir? faiz vesair hususlarda degisiklikler belki asil borcluya teblig edilerek tahakkuklar yapilmistir.
velhasil nasil olmus da bu kadar artmis? bu hususlar kat mektubunda teblig edilmemis ise kefilin kefaleti sinirli kalacaktir.
İpotek akit tablosuna baktiniz mi? eger ayni akit, kredi sozlesmesine referans ile, 2 ayri tapu uzerinde yazilmadi ise, burada bir hata var gibi.. 41milyar idi o tarihte.. fekki bildirilinceye kadar ust sinir ipotegi koymuslar sanirim.
bakiyesi icin de ilamsiz yapiyorlar. ipotek borclusu ucuncu sahis, bu fazladan sorumlu degil, ust siniri asiyor, buna itiraz edip takibi durdurmak lazim.
takip talebine ipoetk aktinin bir ornegini eklemedilerse de hemen merciden odeme emrini iptal ettirebilirsiniz.
bir ufak dikkat noktasi da takip talebindeki yol seciminde gereksiz bir bicimde ipotegin paraya cevrilmesi yanina "haciz" ilave etmislerse bu da odeme emrini iptal ettirir.
ipotek takibinde degil de, ilamsiz takipte "...ipotek dışında kalan miktar için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla genel haciz yoluyla takip talebi.." yapmaları gerekirdi ve ilamsiz dosyasinda ipotek dosyasindan bahsetmeleri gerekirdi. sikayet edin. suresiz sikayet taskin haciz gerceklestiyse olur diye biliyorum.
bir gayrimenkul satildiginda borc kapanacak gibi ise belki mercii olaya bakar, aksi halde vezneye para girdikten sonra diger islemleri durdurmak hakki dogacaktir.
pazar pazar aklimda kalanlarla yazdim.
basarilar dilerim.
av vedat gurer

Takipte daha sonrasında tahsilde tekerrür etmemek kaydını ekleyebilir. İtirazınız salt bu nedenle olacaksa, yani borcun miktarına itirazınız yok ise salt bu nedenden ötürü ilamsız takibe itiraz etmeyiniz.

Borçlar yasasının 487. maddesi açık;

II:MÜTESELSİL KEFALET:

Madde 487 - Kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhde etmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel kefil aleyhinde takibat icra edebilir.

Bu babın hükümleri, bu nevi kefalete de tatbik olunur.


Bankalar kullandırdığı kredi borcuna karşılık kredinin %200-300 fazlası olacak şekilde ipotek alırlar, yada taşınmazın ekspertiz değerinin belirttiğim fazlası kadar ipotek alırlar. Bu halde banka isterse taşınmaz üzerinde trilyonluk ipotek dahi alabilir. Bu sizin açınızdan irdelenmesi gereken bir husus değil. Yani sizin bu hususu tartışma yapma hakkınız yok.


Bu halde kefil olan müvekkiliniz aleyhinde icra takibi (rehin vermiş olsa da) yapılabilir.


Eğer ki ipotek miktarı borçtan fazla ise bu halde asıl kredi borçlusu hakkında ilamsız yol ile takip yapılamayacaktır. İİK 45. madde bunu ifade eder. Ancak ipoteğin miktarı ne olursa olsun bu halde kefiller aleyhinde ilamsız takip yapılabilmesini engelleyen bir durum yoktur.


Banka sözleşmelerindeki kefalet sözleşmeleri müteselsil kefalet sözleşmeleridir, yani BK 486 da yazılı adi kefalet değildir.Bu da unutulmamalıdır.


Yargıtayın bir kısım kararlarında kefalette miktar yazılı olmasa dahi sözleşme miktarınca kefalet miktarının kabul edildiği varsayılır denilmektedir. Zira Banka kredi sözleşmelerindeki kefalet akitleri sözleşme içerisinde sözleşmenin ayrılmaz bir eki olarak düzenlenmekte, ayrı bir sözleşme olarak yapılmamaktadır. Bunun da dikkate alınması gereklidir.