Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

çek iptal davası icra takibini engellermi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-04-2007, 13:19   #1
avturker

 
Varsayılan çek iptal davası icra takibini engellermi?

Sevgili meslektaşlar,
Hamiline yazılmış bir çek ciro edilmeksizin 3. bir kişiye veriliyor. İlk ciranta olduğunu iddia eden kişi çekin çalındığı iddiasıyla çek iptal davası açıyor. İlan süresinde çekin hamili mahkemeye çekleri ibraz ediyor. Tabiki bu arada ödeme yasağı var.
Benim sorum; bu halde çek ibraz süreleri ve zamanaşımı işlermi, dava lehimize neticelendiğinde bu çekleri kambiyo senedi olarak icraya koyabilirmiyiz, yada dava sonuçlanmadan koyabilirmiyiz?
Old 23-04-2007, 13:55   #2
Av.ZAFER İŞERİ

 
Varsayılan

Üstadım;

Mahkemenin tedbir mahiyetinde vermiş olduğu "ödeme yasağı" sebebiyle cebri icraya devam olunamayacaktır. Ancak bu durum elbette süreleri de kesecektir. Burada kastım elbette ibraz süresi değil. Şayet ödeme yasağı kararından evvel cebri icra aşamasına başlayıp tamamlayabilseydiniz durum lehinize olurdu. Ancak çek iptali davalarında tensiple birlikte matbu olarak ödeme yasağı verildiği için buna yetişmek neredeyse imkansız. Saygılarımla.
Old 23-04-2007, 14:01   #3
avturker

 
Varsayılan

Sayın İşeri, öncelikle teşekkür ederim.
'Burada kastım elbette ibraz süresi değil.' demişsiniz. Çek bankaya ibraz edildiğinde ödeme yasağı olduğundan arkasına hiç bir şey şerh edilmemiş.Bu halde ibraz süresi geçmişmi oluyor, yani yine kambiyo senedi olmayacakmı? Yani benim için önemli olan kambiyo senedi olarak icraya koyup koyamayacağım. Son bir şey daha; karşılıksız çek şikayet hakkımızda etkilenmez değilmi, mantıken olmaması lazım karşılıklımı değilmi bilmiyoruz çünkü.
Şimdiden teşekkürler...
Old 23-04-2007, 14:15   #4
Av.ZAFER İŞERİ

 
Varsayılan

Değerli üstadım,

Çekin süresinde ibrazı önemli. Zira bu ibraz akabinde ödememe sebebinin çekin arkasına yazılması gerekmekte. Karşılığı bulunmadığından ya da ..... mahkemesinin ödemeden men kararı sebebiyle ya da keşidecinin ödemeden men talimatı sebebiyle diye.

Şimdi bu durumda mahkeme tarafından gönderilmiş bir yazı varsa, ödemeden men kararı verilmiş olduğu için karşılğının da hesapta bulundurulması gerekmeyeceğinden karşılıksız çek keşide etme suçu oluşmayacaktır. Ancak bildiğiniz üzere TTK hükümlerine göre de keşideci ödememe talimatı verebilir. Bu durumda çek karşılığının hesapta bulunup bulunmamasına bakılarak cezai yargıya devam olunacaktır.

Süresinde ibraz edilmeyen çek, kambiyo senedi özelliğini kaybedecektir. Ancak adi senet hükmünde delil olarak kullanılabilir. Saygılarımla,
Old 23-04-2007, 17:19   #5
Ahmet Turan

 
Varsayılan

HGK KARARI
Hukuk Genel Kurulu 2002/19-443 E, 2002/474 K.


Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, kaybedildiği ileri sürülen ve hakkında ödeme yasağı bulunan çeke dayalı icra takibinin iptali istemine ilişkindir.

Davacı vekili, davacı tarafından hamiline olarak keşide edilen çekin, dava dışı Nadir Ö.'in elinde iken çalınma suretiyle kaybedildiğini; Nadir Ö.'in, çekin zayi olduğunun tespiti ve iptali istemiyle dava açtığını, o davada, çekin ibrazı halinde ödenmemesi yolunda ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalının, ne şekilde elde ettiği belli olmayan bu çeke dayalı olarak davacı hakkında icra takibi yaptığını, çekin zayiinden sonra bedelinin ne şekilde ödeneceği konusunda davacı keşideci ile dava dışı Nadir Ö. arasında yeni bir ödeme planı düzenlendiğini, o nedenle çek bedelinin iki defa ödenmesi ihtimalinin doğduğunu ileri sürerek, söz konusu çeke dayalı olarak girişilen icra takibinin iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı davaya cevap vermemiştir.

Yerel mahkemenin, icra takibine konu çek hakkında verilen zayi nedeniyle iptal kararının kesinleştiği, böyle bir çeke dayalı olarak icra takibi yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne,icra takibinin iptaline yönelik olarak verdiği karar, Yüksek Özel Daire'ce yukarıdaki gerekçeyle, bozulmuş; mahkeme, gerekçesini tekrarla önceki kararında direnmiş; direnme kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Yukarıda açıklanan dava nedeniyle doğru bir sonuca varılabilmesi için uygulanacak hukuk kurallarının nelerden ibaret olduğunun açıklanması gerekir.

T.K.nun 697 maddesi uyarınca çekler, kanunen emre yazılı senetlerdendir. Çek, nama, emre yada hamile yazılabilir.Hamile yazılı senetlerde, hak sahipliğinin (alacaklılık, temsil yetkisini haiz olmak) senet vasıtasıyla ispatı, "hamile teşhis kaydı"nın sonucu olarak, yalnızca senedin ibrazı suretiyle olur.Muhatap, emre yazılı senetlerde, hamilin meşrû hamil olup olmadığını cirolar arasında bulunması gereken teselsülün tetkikiyle tespit edebilir. (TTK.713) Lehtarlardan başlıyarak son hamilde nihayet bulan cirolardan ilki lehtarın imzasını ve daha sonrakiler ise, bir evvelki cirodaki lehtarın imzasını taşımak suretiyle devam ediyorsa, ciro silsilesi muntazam sayılır.

Hamile yazılı çeklere gelince; burada muhatabın araştırma mükellefiyeti adeta kaldırılmış gibidir.TK.nun 703 maddesi hükümlerine göre hamile yazılı çek, menkul mülkiyetinde olduğu gibi tarafların anlaşmaları ve zilyetliğin devri ile bir başkasına devredilebilir. (M.K.687) Hamile yazılı bir çekin cirosu esas itibariyle devri gösteren bir ispat vasıtası olarak anlam taşıyabilir fakat hakkı devredici bir fonksiyonu yoktur. Hamile yazılı çekte, hak sahipliği senedi elinde bulundurmakla tesis edildiğinden, böyle bir cironun ayrıca hak sahipliğini teşhis fonksiyonu da mevcut değildir. Hamile yazılı çekteki cirolar arasındaki muntazam bir ciro zincirinin varlığı önem taşımaz.Bu gibi çeklerde mündemiç olan hak, muntazam ciro zinciriyle değil, sadece, senedin verilmesiyle intikal eder. (Prof.Dr.Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku 2.Bası s.1148 vd.Y.12.H.D. 15.9.1992 gün E.2520, K.10324, Y.11.H.D.27.6.1994 gün E.1710, K.5517)

Bazen senede dayanılarak gerçekleştirilen "Alacaklılığın ıspatı" keyfiyeti gerçeğe uymayabilir.TK.nun 564 maddesi uyarınca iptal kararı uyarınca hak sahibi hakkını senetsiz olarak da öne sürebilecektir.Mahkemeden alınan iptal kararı yalnızca hak sahipliğinin tanısına (teşhisine) olanak verir.Yasa uyarınca hasımsız alınması gereken iptal kararı ilgilinin borçluluğunu saptamaz ve kesin hüküm teşkil etmez.Borçlu,iptal kararına karşın iptal kararını alan kişinin hak sahibi olmadığını öne sürebilir. Alınan iptal kararının ibrazı üzerine çek bedelini ödeyen keşideci (Borçlu) kaybolduğu iddia edilen çekin sonradan yetkili hamil tarafından ibraz edilmesi halinde TK. 558/2 ve 599 maddelerindeki şartların oluşması durumunda ödeme def'inde bulunamayacak ve çek bedeli ibraz eden hamile bir daha ödemek zorunda kalacaktır. (Y.11.H.D. 10.5.1979 gün ve E.480, K.2529)

Diğer taraftan Yasa gereği çekin borçlusu muhatap banka olduğundan, çek süresinde muhataba ibraz edilmezse, hamilin çeke dayalı olarak istemde bulunma olanağı olmıyacaktır.

Bu genel açıklamadan sonra somut olaya dönersek; dava dışı Nadir Ö. hamiline yazılı çekin meşru hamili bulunduğunu, çekin çalındığını ileri sürerek TK. 669 vd. maddeleri uyarınca ödeme yasağı konulmasını ve çekin iptaline karar verilmesini istemiş, mahkeme 27.12.1999 tarihinde çeke ödeme yasağı koymuş buna muhatap bankaya bildirmiş ve yapılan ilanlar sonucu çekin mahkemeye ibraz edilmemesi üzerine zayi karar verilmiştir.

Çek hamili olan Yücel A., süresi içinde 10.1.2000 tarihinde hamili bulunduğu çeki muhatap bankaya ibraz etmiş, banka tarafından "Hesap bakiyesi müsait olmadığından ödeme yapılmamıştır" şerhi verilerek çek hamil Yücel'e iade edilmiş ve bu kişi tarafından keşideci-borçlu Y... Ltd.Şti. hakkında icra takibi yapılmıştır.Dava dışı Nadir Ö. ile davacı şirket arasında zayi kararının iptalinden sonra bir ödeme planı yapılmış ise de, dava tarihine kadar çek bedeli ödenmemiştir.Zira B.K.83 ve 96 maddesi uyarınca edimin amacı fiilen gerçekleşmemiş, henüz para borcu ödenmemiş olduğundan gerçekleşmiş bir ifadan söz edilemiyecektir. O halde TK.nun 558/2 maddesi uyarınca zayi belgesi alan Nadir Ö.'e iyiniyetle yapılmış bir ödeme olmadığından, keşideci-borçlunun borcundan kurtulduğu söylenemez.

Bu durumda ortada çeke dayalı iki ödeme talebi ortaya çıkmıştır.Bunlardan Yücel A. hamiline yazılı çeki süresinde bankaya ibraz ettiğinden ve çeki elinde bulundurduğundan yasa gereği meşru hamil durumundadır. Dava dışı Nadir Ö. ise mahkemeden aldığı ve aksi sabit oluncaya kadar geçerli zayi belgesine göre keşideciye karşı talep hakkı olan kişi durumundadır.Bir çekten dolayı iki meşru hamil olamıyacağından gerçek hak sahibinin tespiti öncelik alacaktır.O halde mahkemece yapılacak iş;davalı Yücel A.'ya Nadir Ö.'i hasım göstermek suretiyle bu şahsın aldığı çekin iptaline ilişkin ilamın iptalini talep etmek ve dolayısıyla meşru hamilin kim olduğunu açacağı bu dava ile kanıtlamak üzere önel verilmeli, açılacak dava bu dava ile birleştirilmeli ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.Mahkemece açıklanan yönler gözden kaçırılarak yazılı şekilde direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan direnme kararı bu gerekçelerle bozulmalıdır.


13. Hukuk Dairesi 2004/12112 E, 2005/2233 K.
Davacı, davalıdan 1998 yılında araba satışı nedeni ile iki adet çek aldığını, çekleri bankaya ibraz ettiğinde tedbir konulmuş olduğunu öğrendiğini, yaptığı icra takibinin davalının itirazı nedeniyle iptal edildiğini ileri sürerek iki çek bedeli olan 1.600.000.000.TL'nin tahsilini istemiştir.

Davalı, Davacı ile ticari ilişkisinin olmadığını, çekleri kaybettiğini bu nedenle tedbir koydurduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, çekin Necdet Bulut adına keşide edildiği, çek arkasındaki Recep Gökçe cirosundaki imzanın Recebe ait olmadığının anlaşıldığı bu nedenle ciro silsilesinde kopukluk olduğunu dolayısı ile davacının yetkili hamil olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacının 31.12.1997 keşide tarihli çekle ilgili talebinin incelenmesinde; Bu çekin keşidecisi Sezai Kaya olup hamiline düzenlenmiş ve Fazıl Aslan'ın cirosu ile davacıya geçmiştir. Ciro Silsilesinde kopukluk olmayıp davacı yetkili hamildir. Ancak Finike Asliye Hukuk Mahkemesinin 5.1.1998 tarih ve 1998/3 sayılı ihtiyati tedbir kararı ile ödeme yasağı konması üzerine ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmesinden sonra dava açılıp açılmadığı araştırılmalı, ihtiyati tedbir kararından sonra yasal sürede dava açılmadığı anlaşılırsa ihtiyati tedbirin kararının HUMK.nun 109. maddesi gereğince kendiliğinden kalktığı gözetilmesi, dava açılmışsa bu dava sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Old 23-04-2007, 22:04   #6
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

TTK m. 730/1/b.20 atfı ile çekler hakkında da uygulama imkanı olan

TTK m. 675’e göre, “Elden çıkan poliçe getirilirse mahkeme, istirdat davası açmak üzere dilekçe sahibine münasip bir mühlet verir. Dilekçe sahibi bu mühlet içinde dava açmazsa, mahkeme, poliçeyi mahkemeye getirmiş olana geri verir, muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır.


Çekin süresinde ibraz edilmesine engel hallerin varlığı halinde nasıl davranılması gerektiği TTK m. 723’de belirtilmiştir.

TTK m. 723 – “Kanunen muayyen olan müddetler içinde çekin ibrazı veya protesto yahut buna muadil tesbitin yapılması; bir devletin mevzuatı veya her hangi bir mücbir sebep gibi aşılması imkansız bir mani yüzünden mümkün olmamışsa bu muameleler için muayyen olan müddetler uzar.

Hamil mücbir sebepleri gecikmeksizin kendi cirantasına ihbar etmeye ve bu ihbarı çeke yahut bir alonja işaretle beraber altına yerini ve tarihini yazarak imzalamaya mecburdur. 635 inci madde hükümleri burada da tatbik olunur.

Mücbir sebeplerin ortadan kalkmasından sonra hamil çeki gecikmeksizin ödeme maksadı ile ibraz ve icabında protesto veya buna muadil tesbiti yaptırmaya mecburdur.

Mücbir sebepler; hamilin ibraz müddetinin bitiminden önce olmak şartiyle, mücbir sebep keyfiyetini kendi cirantasına ihbar ettiği günden itibaren on beş günden fazla devam ederse çekin ibrazına ve protesto keşidesine yahut buna muadil tesbite lüzum kalmaksızın müracaat hakkı kullanılabilir.

Hamilin veya çeki ibraza veya protesto çekmeye yahut buna muadil tesbit yaptırmaya memur ettiği kimsenin sırf zatlarına ait olaylar mücbir sebeplerden sayılmaz.

Ancak, TTK m. 669’a göre “ödemeden men kararı” verilmiş olması, bankanın kendisine ibraz edilmiş çek üzerinde hiçbir işlem yapmayacağı sonucu doğurmaz.

TTK m. 720 “Vaktinde ibraz edilmiş olan çekin ödenmemiş olduğu ve ödenmeden imtina keyfiyeti:

1. Resmi bir vesika ile (Protesto);

2. Muhatap tarafından, ibraz günü de gösterilmek suretiyle, çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla;

3. Bir takas odasının, çek vaktinde teslim edildiği halde ödenmediğini tesbit eden tarihli bir beyanı ile; sabit bulunduğu takdirde hamil; cirantalar, keşideci ve diğer çek borçlularına karşı müracaat haklarını kullanabilir.”

Çek Kanunu m. 5’e göre, “Çekin ibrazında karşılığının tamamen ödenmemesi veya çek hamili tarafından kısmi ödemenin kabul edilmemesi halinde, ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir; çekin ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır.”

İfade edildiği üzere, çekin karşılığı bulunmadığı için ödenmemesi ile TTK m. 669 nedeniyle ödenmemesi birer ödememe sebebidir. Her ikisinde de bankaya ibraz vardır. Banka her iki halde de “ödememe sebebini” çek üzerine yazmakla yükümlüdür.
Çek ibraz süresi içinde ibraz edilmez ise, hamil keşideci dahil bütün müracaat haklarını kaybeder (TTK m. 720). Bu durumda hamilin elinde kalan çek adi senet haline gelmez. Sadece temel ilişkinin ispat edilmesi halinde ödemenin yapılmadığı konusunda yazılı delil başlangıcı niteliğindedir.

3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’da 4814 sayılı Kanun (RG. T. 08.03.2003 ve S. 25042) ile yapılan değişiklik sonucunda 16b maddesi eklenmiş bu maddenin 2. fıkrasında, “Çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle şikayet hakkı, 8 inci maddede belirtilen miktarın yatırılması için öngörülen sürenin dolduğu tarihte; ihtiyati tedbir kararı veya ödeme yasağı nedeniyle süresi içinde ibrazında çek hakkında işlem yapılmaması halinde ise, ihtiyati tedbir kararının veya ödeme yasağının kalktığı tarihte doğar.” hükmü getirilmiştir.

YUKARIDA VERİLEN KANUN HÜKÜMLERİ ÇERÇEVESİNDE SORUYU VE CEVAPLARI TEKRAR DEĞERLENDİREBİLİRİZ.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kira alacağının icra takibi ile istenmesi icra hukuk mahkemesinde tahliye davası ayşebetul Meslektaşların Soruları 22 08-06-2015 12:43
bonoda lehtar olanla icra takibindeki alacaklı kişi farklıysa takip iptal olurmu? levent baştan Meslektaşların Soruları 12 21-03-2009 13:30
Sezer'den kısmi iptal davası ahmetsacit Hukuk Haberleri 0 04-08-2006 09:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09691000 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.