Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tek taraflı trafik kazası, destekten yoksun kalma tazminatı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-06-2012, 16:13   #1
mh_da

 
Varsayılan Tek taraflı trafik kazası, destekten yoksun kalma tazminatı

Merhabalar,

Müvekkile ait araç oğlunun sevk ve idaresinde iken tek taraflı trafik kazası meydana geliyor ve müvekkilin oğlu hayatını kaybediyor. Söz konusu aracın ZMSS'sı müvekkil adına düzenlenmiş.

Ölen müvekkilin oğlunun mirasçıları olarak da sadece anne ve babası var. Baba emekli anne de ev hanımı ve kanser tedavisi görmekte.

Sigorta şirketine karşı mirasçılar adına ancak destekten yoksun kalan 3.şahıslar sıfatı ile tazminat davası açmak istiyoruz.

1)ZMSS'nın aynı zamanda mirasçı ve destekten yoksun kalan babanın adına olması bir sorun teşkil eder mi?
2)Annenin kanser tedavisi görmesi tazminat miktarını nasıl etkiler?
3)Özellikle sigorta şirketine çekilecek ihtarnamede talep etmemiz gereken miktar "kişi başına ölüm/sakatlık" bedeli mi yoksa "kaza başına maddi zarar" bedeli mi olmalıdır?
4)Çekilecek ihtarnameye hangi belgeleri eklemek gerekir?

Cevaplarınız ve ilginize şimdiden teşekkür ederim, iyi çalışmalar!
Old 15-06-2012, 00:07   #2
aykutyigit

 
Varsayılan

1-Baba sigorta şirketine göre 3. kişi konumunda olmadığından destekten yoksun kalma tazminatı alamaz diye düşünüyorum.
2-?
3.Kişi başına ölüm bedeli üzerinden sorumludur.
4-http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=27128 4 nolu mesaj aydınlatıcı.
Old 15-06-2012, 08:18   #3
kapgan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mh_da
Merhabalar,

Müvekkile ait araç oğlunun sevk ve idaresinde iken tek taraflı trafik kazası meydana geliyor ve müvekkilin oğlu hayatını kaybediyor. Söz konusu aracın ZMSS'sı müvekkil adına düzenlenmiş.

Ölen müvekkilin oğlunun mirasçıları olarak da sadece anne ve babası var. Baba emekli anne de ev hanımı ve kanser tedavisi görmekte.

Sigorta şirketine karşı mirasçılar adına ancak destekten yoksun kalan 3.şahıslar sıfatı ile tazminat davası açmak istiyoruz.

1)ZMSS'nın aynı zamanda mirasçı ve destekten yoksun kalan babanın adına olması bir sorun teşkil eder mi?
2)Annenin kanser tedavisi görmesi tazminat miktarını nasıl etkiler?
3)Özellikle sigorta şirketine çekilecek ihtarnamede talep etmemiz gereken miktar "kişi başına ölüm/sakatlık" bedeli mi yoksa "kaza başına maddi zarar" bedeli mi olmalıdır?
4)Çekilecek ihtarnameye hangi belgeleri eklemek gerekir?

Cevaplarınız ve ilginize şimdiden teşekkür ederim, iyi çalışmalar!

Merhaba,

Tek taraflı trafik kazaları için Yargıtay 2008 yılına kadar ZMMS 'den üçüncü kişiyi(Sigorta ettiren dışında kalan,olayda oğul) yararlandırıyordu. Bu görüşünü 2008'de değiştirdi,artık, kazada aracı kullananın kusuruna göre ZMMS 'dan faydalanılabiliyor.Kullananın kaza yapmasına bir başka kişi/ler neden olmuşsa,bu durumda kusuroranına göre ZMMS na başvurulabilir diye düşünüyorum.
Old 15-06-2012, 08:51   #4
egemen48

 
Varsayılan

yargıtay son görüşünü belirledi,buna göre tek taraflı trafik kazalarında,sürücünün kusurunu ön plana tutmakta;eğer bütün kusur sürücüde ise,ki genelde tek taraflı kazalarda böyle olmakta,sigortanın sorumluluğu doğmamaktadır.
Old 15-06-2012, 16:13   #5
ElifŞimşek

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/690
Karar: 2010/4382
Karar Tarihi: 10.05.2010
 
TAZMİNAT DAVASI - DESTEKTEN YOKSUNLUK - TRAFİK KAZASI - DAVACILARIN DESTEĞİ OLAN SÜRÜCÜNÜN ARACI KULLANIRKEN TEK TARAFLI KAZA SONUCU ÖLDÜĞÜ - SÜRÜCÜNÜN TAM KUSURLU OLDUĞU - KİMSENİN KENDİ KUSURUNDAN YARARLANAMAYACAĞININ GÖZETİLMESİ GEREĞİ
ÖZET: Dava konusu olayda, davacıların desteği olan sürücü aracı kullanırken tek taraflı kaza sonucu öldüğü, tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. O halde, sürücünün ve dolayısıyla destek tazminatında bulunanların kendi kusurlarından yararlanamayacaklarının gözetilmesi gerekir.
(2918 S. K. m. 85, 91) (818 S. K. m. 44)
Dava: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Karar: Davacılar vekili, davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada desteklerinin öldüğünü ve aracın da hasar meydana geldiğini açıklayıp, fazlaya dair haklarını saklı tutarak davacı eş M. G. için 32.000 TL diğer davacılar Y., A. R. ve G. G. için 2.000’er TL olmak üzere toplam 40.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, kazada vefat eden destek K. G.'ün araçta yolcu değil, sürücü olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile, davacı Melahat için 32.000 TL, diğer davacı çocuklar için 2.000'er TL olmak üzere toplam 40.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının 18.000 TL.si için dava tarihi olan 17.04.2008 tarihinden itibaren, 22.000 TL. si için ıslah tarihi olan 14.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Kaza tespit tutanağında sürücünün S. G. olduğuna dair bilgiler şüpheye dayalı olup <sürücünün kim olduğu yaralı M. G.'ün beyanından anlaşılmış, daha sonra hastanede sürücünün K. G. olduğunu hastane polisine beyan ettiği> şerh edilmiştir. S. G. hakkında açılan Ceza davasında da (Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2005/357 E., 2006/265 K) sanık S.'in sürücü olmadığı gerekçesi ile beraatine karar verilmiştir. Ceza dosyasındaki sanık S. G. ile tanıklar N. G. ve M. G.'ün beyanları ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak kaza esnasında 68 DU 626 plakalı aracı kullanan sürücünün destek K. G. olduğunun kabulü gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 91/1. maddesinde, <işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur>, aynı yasanın 85/1 maddesinde, <bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı>, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, <işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.> hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, <sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder> şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarda açıklanan madde hükümlerinden; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer yandan; aynı kanunun 92. maddesinde, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı dışında kalan hususlar sıralanmış olup, 92/a maddesinde, <işletenin; eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler> 92/b maddesinde ise, <işletenin, eşinin, usul ve füruunun, kendisini evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürülebilecekleri taleplerin> Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamı dışında kaldığı belirtilmiştir. Keza, Bu maddeye paralel olarak Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının Genel Şartlarının A-3 maddesinde de ZMSS kapsamı dışında kalan hususları düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemelere göre destek zararı; ölenin değil üçüncü kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarardır. İşletenin yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı açıkça Karayolları Trafik Kanunun da düzenlenmediği gibi, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında da, bu yolda bir sınırlamaya yer verilmemiştir.
Hal böyle olunca; sürücünün ölümü nedeni ile onun desteğinden mahrum kalanların, işletenden ve onun sigortacısının destek tazminatı talebinde bulunabilecekleri ilke olarak benimsenmelidir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, zarar verici bir olay sonucu ölen sürücünün ekonomik desteğinden yoksun kalanların uğradıkları zarar, ölen sürücünün değil, destekten yoksun kalanların, bir başka ifade ile, işletene göre üçüncü kişi durumunda olanların üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarar olup, destekten yoksun kalanlar bu zararlarının tazmini için zarar sorumlusundan istemde bulunabilirler. Ancak, yansıma yolu ile zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmeleri hukuken mümkün bulunmayıp, sürücünün ve dolayısıyla destek tazminatında bulunanların, kendi kusurlarından yararlanamazlar.
Bu durumda, işletenin destek sağlayan kişiye karşı ileri sürebileceği def’ileri, destekten yoksun kalanlara karşı ileri sürebilecek olmasına göre işleten, zararın oluşumunda sürücünün de birlikte kusurlu olduğunu ileri sürerek BK.nun 44/1 maddesi gereğince, tazminatın sürücünün kusuru oranında indirilmesini isteyebilir. Zira trafik kazası sonucu ölenin desteğinden yoksun kalanların Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısına yöneltebilecekleri yansıma yolu ile oluşan zararla ilgili tazminat istemlerinin tutarı, işletene karşı ileri sürebilecekleri tutar kadar olmalıdır. Dairenin son uygulamaları da bu yöndedir.
Dava konusu olayda, davacıların desteği olan sürücü K. G. aracı kullanırken tek taraflı kaza sonucu öldüğü, tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. O halde, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında; sürücünün ve dolayısıyla destek tazminatında bulunanların kendi kusurlarından yararlanmaları mümkün olamayacağından, davacıların talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatından işletenin, dolayısıyla onun sorumluluğunu üstlenmiş olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Bozma kapsamına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 15-06-2012, 16:14   #6
ElifŞimşek

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/1350
Karar: 2010/4387
Karar Tarihi: 10.05.2010
 
TAZMİNAT DAVASI - DESTEĞİN KAZA SONUCU ÖLÜMÜ - DESTEK TAZMİNATINDA BULUNANLARIN KENDİ KUSURLARINDAN YARARLANMALARININ MÜMKÜN OLAMAYACAĞI - ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTACISININ SORUMLULUĞUNA KARAR VERİLMESİNİN İSABETSİZ OLUŞU
ÖZET: Dava konusu olayda, davacıların desteği olan işletenin (aynı zamanda sürücü) aracını kullanırken yaptığı kaza sonucu öldüğü, tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. O halde işleten (aynı zamanda sürücü) ve dolayısıyla destek tazminatında bulunanların kendi kusurlarından yararlanmaları mümkün olamayacağından, davacıların talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatını üstlenmiş olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir.
(2918 S. K. m. 85, 91, 92) (818 S. K. m. 44) (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları (ZMSS) A.1, A.3)
Dava: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Karar: Davacılar vekili, davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada desteklerinin öldüğünü ve aracında hasar meydana geldiğini açıklayıp, fazlaya dair haklarını saklı tutarak davacı eş Ü. için 13.246,17 TL, çocuk Gökhan için 512,13 TL, çocuk Ü. için 6.623,08 TL ve diğer çocuklar M., Ö. ile H. için 6.623,08 TL ye toplam da ise 40.251,02 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacı H.Ö.'in davasının reddine, diğer davacıların davasının kabulü ile; davacı eş Ü. için 13.246,17 TL, çocuk G. için 512,13 TL, diğer çocuklar M., Ö., H. ve Ü. için ayrı ayrı 6.623,08'er TL olmak üzere toplam 40.250,62 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp bu davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 91/1. maddesinde, , aynı yasanın 85/1 maddesinde, , aynı yasanın 85/son maddesinde ise, hükümlerine yer verilmiş. Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de. şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer yandan; aynı kanunun 92. maddesinde. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı dışında kalan hususlar sıralanmış olup, 92/a maddesinde, 92/b maddesinde ise. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamı dışında kaldığı belirtilmiştir. Keza, bu maddeye paralel olarak Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının Genel Şartlarının A-3 maddesinde de ZMSS kapsamı dışında kalan hususlar açıklamıştır.
Bu yasal düzenlemelere göre destek zararı; ölenin değil üçüncü kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarardır. İşletenin yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı açıkça Karayolları Trafik Kanununda düzenlenmediği gibi, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında da, bu yolda bir sınırlamaya yer verilmemiştir.
Hal böyle olunca; işletenin ölümü nedeniyle onun desteğinden mahrum kalanların, trafik sigortacısından destek tazminatı talebinde bulunabilecekleri ilke olarak benimsenmelidir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, işletenin (aynı zamanda sürücü olan) kendi kusurundan yararlanmaması gerektiğidir. Yansıma yolu ile zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendilerine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmeleri hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Bu durumda, destek tazminatı talebinde bulunulması halinde, davalı zarar sorumlusunun ölenin de birlikte kusuru olduğunu ileri sürerek BK’nun 44/1 maddesi gereğince tazminatın kusur oranında indirilmesini talep etmesi mümkündür. Zira destekten yoksun kalma zararının giderilmesi isteminde bulunulması halinde birlikte kusurun varlığı esasın itibariyle istemde bulunanın değil, ölenin davranışına göre belirlenir. Dairenin son uygulamaları da bu yöndedir.
Dava konusu olayda, davacıların desteği olan işletenin (aynı zamanda sürücü) aracını kullanırken yaptığı kaza sonucu öldüğü, tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. O halde, yukarda açıklanan ilkeler ışığında; işleten (aynı zamanda sürücü) ve dolayısıyla destek tazminatında bulunanların kendi kusurlarından yararlanmaları mümkün olamayacağından, davacıların talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatını üstlenmiş olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.
Old 15-06-2012, 16:19   #7
ElifŞimşek

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/5655
Karar: 2009/8351
Karar Tarihi: 14.12.2009
 
TAZMİNAT DAVASI - DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI İSTEMİ - SÜRÜCÜNÜN VE DESTEK TAZMİNATINDA BULUNANLARIN KENDİ KUSURLARINDAN YARALANMALARININ MÜMKÜN OLAMAYACAĞI - DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATINDAN İŞLETENİN SORUMLULUĞUNUN OLMADIĞI - HÜKMÜN ONANDIĞI
ÖZET: Dava konusu olayda, davacıların desteği olan sürücü S…’in aracı kullanırken tek taraflı kaza sonucu öldüğü, tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. O halde, yukarda açıklanan ilkeler ışığında; sürücünün ve dolayısıyla destek tazminatında bulunanların kendi kusurlarından yaralanmaları mümkün olamayacağından, davacıların talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatından işletenin, dolayısıyla onun sorumluluğunu üstlenmiş olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumluluğunun olmadığı nazara alınarak davanın reddine karar verilmiş olmasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanması gerekir.
 
(2918 S. K. m. 85, 91, 92) (818 S. K. m. 44)
Dava ve Karar: Davacılar vekili dava dilekçesiyle, davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası ile sigortalı olan araç ile kaza yapan davacıların murisi sürücünün öldüğünü açıklayıp, fazlaya dair haklarını saklı tutarak davacılar için 7.000 YTL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyerek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesiyle, kusur oranında poliçe limiti ile sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacıların murisi olan sürücü tam kusurlu olduğundan zararın teminat dışı bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, <FONT face=Arial>şletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur>, aynı yasanın 85/1 maddesinde, , aynı yasanın 85/son maddesinde ise, hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de,
Old 15-06-2012, 16:20   #8
ElifŞimşek

 
Varsayılan

Yukarıdaki kararı bir türlü bütün halinde koyamadım. Sorunun ne olduğunu bilmiyorum ama en azından sizi ilgilendiren kısmı ve dosya numarası vs. ekleyebildiğim kısımda görülebilmekte. İşinize yaraması ve davanızda yardımcı olması dileğiyle. Saygılar...
Old 03-07-2012, 11:35   #9
mh_da

 
Varsayılan

Peki bu karara ne dersiniz?


T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2011/17-787
Karar: 2012/92
Karar Tarihi: 22.02.2012


DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI DAVASI - DESTEĞİN İŞLETENİ OLDUĞU ARAÇTA SÜRÜCÜNÜN TAM KUSURU İLE MEYDANA GELEN TRAFİK KAZASI - DESTEKTEN YOKSUN KALAN ÜÇÜNCÜ KİŞİ SIFATIYLA ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTACISI HASIM GÖSTERİLEREK DAVA AÇILABİLECEĞİ

ÖZET: Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla tam kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten tam kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğu ve davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri, oyçokluğu ile kabul edilmiştir. Yerel mahkemece, davacıların, desteklerinin işleteni olduğu araçta, sürücünün tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu, vefat etmiş olması nedeniyle, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek dava açabileceğinin kabulü ile işin esasının incelenmiş olması, sonucu itibariyle doğru olup; bu kararda direnilmesi uygundur.

(818 S. K. m. 41, 44, 45, 51) (2918 S. K. m. 85, 86, 91, 92, 105) (YHGK. 15.06.2011 T. 2011/17-142 E. 2011/411 K.) (YHGK. 21.04.1982 T. 1979/4-1528 E. 1982/412 K.) (YİBK. 06.03.1978 T. 1978/1 E. 1978/3 K.) (YHGK. 30.11.2005 T. 2005/4-648 E. 2005/691 K.) (17. HD. 09.03.2010 T. 2010/85 E. 2010/2094 K.)

Dava: Taraflar arasındaki <destekten yoksun kalma tazminatı> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen asıl alacak yönünden davanın kabulüne, faiz başlangıç tarihi ve oranına ilişkin fazla talebin reddine dair 16.07.2009 gün ve 2008/747 E., 2009/459 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 09.03.2010 gün ve 2010/85 E., 2010/2094 K. sayılı ilamıyla;

(...Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin işleteni olduğu aracın, davalı nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın başka bir kişi tarafından kullanılması sırasında meydana gelen kazada yolcu olan işletenin hayatını kaybettiğini ileri sürerek, ıslah dilekçesi ile toplam 100.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

Davalı vekili, davacıların zararının sigorta teminatı kapsamında olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu zararın araç işleteninin zararı değil, davacıların zararı olduğu, davacıların zarar gören 3. kişi konumunda oldukları gerekçesi ile, davanın kabulüne, toplam 100.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı sigorta şirketi vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 91/1. maddesinde, işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mail sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur, aynı Kanunun 85/1. maddesinde, <bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarar olacağı>, aynı Kanunun 85/son maddesi de ise, <işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurdan kendi kusuru gibi sorumludur.> hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1 maddesinde de, <sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasın sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na göre işletene düşen hukuki sorumluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder> şeklinde ifade edilmiş, 86. maddesinde ise, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilememiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur hükmü ile işletenin ve dolayısıyla onun sorumluluğunu üstlenen zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluktan kurtulma halleri düzenlenmiştir.

BK.nun 44. maddesi hükmüne göre ise, zarar gören taraf zararın doğmasına veya zararın artmasına sebep olmuş ise hakim zarar ve ziyan miktarını tenkis yahut zarar ve ziyan hükmünden sarfınazar edebilecektir.

Diğer yandan aynı kanunun 92. maddesinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı dışında kalan hususlar sıralanmış olup, 92/a maddesinde işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltilebileceği talepler 92/b maddesinde ise işletenin eşinin usul ve fürunun kendisini evlat edinme ilişisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamı dışında kaldığı belirtilmiştir. Keza bu maddeye paralel olarak Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-3 maddesinde teminat kapsamı dışında kalan hususlar düzenlenmiştir.

Talep edilen destek zararı, ölenin değil 3. kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarardır.

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerde işletenin yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmaları mümkün değildir. BK.nun 44/L maddesi hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine dayanmaktadır. Zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına kendisine katlanmalıdır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 51/2. maddesi hükmüne göre de öncelikle haksız fiil sorumlusuna zararın tümü yüklenmiş bulunmaktadır. Diğer bir deyişle, nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri de etkilediği kabul ediliyorsa desteğin kusurlu davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansır.

Hal böyle olunca Borçlar Kanunu'nun 44. maddesi hükümlerine göre işletenin destek sağlayan kişiye karşı ileri sürebileceği defileri, destekten yoksun kalanlara karşıda ileri sürebilecek olmasına göre işleten dolayısı ile sigorta zararın oluşumunda sürücünün de birlikte kusurlu olduğunu ileri sürebilecektir.

Somut olayda ise, yukarıda da belirtildiği şekilde davacıların murisi ve desteği olan işleten, kendisine ait araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen kazada ölen kişi konumunda olsa da üçüncü kişi sayılamaz. Davacılar, bu olay sebebiyle doğrudan bedensel bir zarar görmemişlerdir. Davacılar, yansıma yolu ile oluşan zararlarının tazminini istemekte iseler de; zararı doğuran olay işletenin ölümü olduğundan, buna dayalı olarak destek zararlarının tazmininin davalı sigortadan istenmesi mümkün değildir.

Ö halde, mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

Davacılar, murislerinin işleteni olduğu başka bir kişinin kullandığı araçta yolcu olarak bulunmakta iken, meydana gelen trafik kazasında, ölümü nedeniyle desteğinden yoksun kaldıkları iddiasıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı şirket aleyhine eldeki davayı açmışlardır.

Davalı sigorta şirketi, zararın sigorta teminatı dışında kaldığını savunmuştur.

Yerel mahkemece, davacıların zarar gören üçüncü kişi konumunda oldukları, davanın işletenin zarar görmesine değil; davacıların zararına dayalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle ve özellikle, davacılar üzerinde doğan zararın, dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarar olduğu; yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmalarının mümkün olmadığı, BK.nun 44/1. maddesine göre hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı, davalı sigortacıdan talepte bulunulmayacağı gerekçesiyle, bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Direnme kararını, davalı vekili temyize getirmiştir.

Bozma ve direnme kararlarının kapsamı itibariyle; davalı şirketin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu araçta, işleten davacılar murisinin yolcu olarak bulunduğu sırada, şoförün tam kusuruyla meydana gelen trafik kazasında öldüğü; eldeki tazminat davasının, ölenin mirasçıları tarafından destekten yoksun kalmaya dayalı olarak açıldığı, davacıların üçüncü kişi konumunda oldukları, işletenin yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda açık bir düzenleme bulunmadığı, yerel mahkeme ile özel daire arasında uyuşmazlık konusu değildir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şoförün tam kusuru ile gerçekleşen trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan işletenin ölmesi üzerine mirasçılarının, davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısından, destekten yoksun kalma tazminatı isteyip isteyemeyecekleri noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle uyuşmazlığa ilişkin hukuki kavram ve kurumlar ile ilgili mevzuatın irdelenmesinde yarar vardır:

İşleten ve araç işleticisinin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)'nun 85. maddesinde düzenlenmiştir.

<İşleten Ve Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin Hukuki Sorumluluğu> başlıklı bu maddede:

<Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.

Motorlu araç ölüme veya yaralanmaya sebebiyet vermiş ise, kazaya karışan aracın başkalarına devir ve temliki veya üzerinde bir hak tesisini önlemek amacıyla olaya el koyan Cumhuriyet Savcılıklarınca, aracın tescilli olduğu tescil kuruluşuna trafik kaydı üzerine şerh düşülmesi İçin talimat verilir. Kaza anı ile Cumhuriyet Savcılığınca trafik kaydı üzerine şerh düşülmesi arasında geçen süreler içinde kötü niyetle yapılan araç tescilleri hükümsüz sayılır. Şerhin konulduğu tarihten itibaren bir ay içerisinde; şerhin kaldırıldığına veya devamına ilişkin mahkeme kararı ibraz edilmediği takdirde bu şerh hükümsüz sayılır.

İşletilme halinde olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir.

İşleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibi, hakimin takdirine göre kendi aracının katıldığı bir kazadan sonra yapılan yardım çalışmalarından dolayı yardım edenin maruz kaldığı zarardan da sorumlu tutulabilir. Ancak, bu durumda işletici teşebbüs sahibinin sorumlu kılınabilmesi için kazadan kendisinin sorumlu olması veya yardımın doğrudan doğruya kendisine veya araçta bulunanlara yahut kazaya taraf olan üçüncü kişilere yapılması gerekir.

İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur,>

hükmü yer almaktadır,

Bu düzenlemenin hukuki nitelikçe hangi sorumluluğa ilişkin bulunduğuna gelince;

Özellikle endüstri devrimiyle birlikte ortaya çıkan teknik buluşlar ve makineleşme zarar tehlikesini arttırmış ve artan bu zarar tehlikesini önlemek için kusura dayanan sorumluluğun her zaman yeterli olmayacağı öngörülerek tehlikeli faaliyette bulunanların sebep oldukları zararları gidermesi kabul edilmiştir (Fikret Eren, a.g.e, s. 449 vd.).

Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahıslan, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).

2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.

Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.

Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, <Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender'e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007>, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.

Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK'nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.

Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.

Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun <Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar> başlıklı 92. maddesinde:

<Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar,

a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,

b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,

c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,

d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,

e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,

f) Manevi tazminata ilişkin talepler.>

hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.

Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı KTK'nun 92/b maddesinde yer alan <İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna> ilişkin hükümdür.

Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.

Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.

Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.

Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92.madde kapsamında yer almamakla sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.

Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E, 2011/411 K sayılı ilamında, mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün mirasçılarının açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında da, Kanunun kapsam dişiliği düzenleyen 92. maddesinde, araç şoförünün desteğinden yoksun katanların isteyebileceği tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilerek zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edebilecekleri kabul edilmiştir.

Öte yandan, 2918 sayılı Kanunun 92/a maddesinde yer alan <İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna> ilişkin hükmü üzerinde de durulmalıdır.

Vurgulamakta yarar vardır ki, bu hüküm işletenin eyleminden sorumlu olduğu kişilere yönelik kendi zararına dayalı talepleri noktasında önem arz etmektedir. Salt sigorta şirketinin dava edildiği ve üçüncü kişinin zararının söz konusu olduğu durumlarda bu hükmün uygulama alanı bulamayacağı açıktır.

Eldeki davada, işletenin kendisine ait araçta yolcu olarak bulunduğu sırada sürücünün tam kusuruyla ölümü sonucu onun desteğinden yoksun kalınması davanın sebebini teşkil etmekte; işletenin yakınları davalı sigortacıdan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında destekten yoksun kalma tazminatı istemektedir.

Hemen burada destekten yoksun kalma tazminatının hukuki niteliği üzerinde de durulmalıdır:

Destekten yoksun kalma tazminatı, 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)'nun 45/11. maddesinde düzenlenmiş olup; <Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.> şeklinde hükme bağlanmıştır.

Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.

Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK'nun 45/11. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.

818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.

O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.

Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kafan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).

Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de:

<Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu>

hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E. 2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.

Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu'nun 45/111. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. 411 K. sayılı ilamı),

Yeri gelmişken, davacıların açıklanan sıfatı ve hukuki konumları karşısında, davacılar üzerinde doğan zararın niteliği belirlenmelidir:

Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdikleri zarar; işletenin ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte işleten üzerinde doğan bir zarardan ayrı ve salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Böyle bir zararın işletenin kendisinin sahip olacağı hakla bir ilişkisi olmadığı gibi, doğrudan İşletenin zararıyla bağlı ve onunla sınırlı bir zarar da değildir. İşletenin ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlar üzerinde oluşmuştur. Buradaki zarar, mirasçıların salt bu sıfatla devraldıkları murislerinin uğradığı ve ondan intikal eden bir zarar da değildir.

Hal böyle olunca; aracı kullanan şoförün tam kusuruyla meydana gelen kazada, aynı zamanda onun eyleminden sorumluluğu nedeniyle kendisi de tam kusurlu kabul edilen işletenin ölümü nedeniyle talep edilen destek zararının, ölenin değil üçüncü kişi durumundaki destek tazminatı isteklilerinin zararı olduğu kabul edilmelidir.

Burada üzerinde durulması gereken diğer bir husus ta; kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olan araç şoförünün eylemlerinden sorumlu tutulan ve bu nedenle tam kusurlu olduğu kabul edilen işletenin, bu kusurunun, zorunlu trafik sigortacısı aleyhine açılan davanın davacıları olan, üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlara karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğidir.

Bilindiği üzere, kural olarak zarar gören, sürücünün trafik kazasının oluşmasında kusurlu bulunması durumunda 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 41.maddesine göre sürücüye, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85/1 maddesi hükmünce de motorlu araç işletenine karşı dava açabilecektir. Sürücü ile araç işletenin sorumluluğu BK md 51 anlamında dayanışmalıdır.

Kural bu olmakla birlikte, dava açanların sıfatı, davanın hukuksal niteliği ve dayanağı, kusur durumunun davaya etkisinin belirlenmesinde etkilidir.

Eldeki davada da talep, destekten yoksun kalma tazminatı olduğuna göre, bu tazminatın yukarıda açıklanan özellikleri gözetilerek işletenin kusurunun davacıların haklarına ve dolayısıyla da taleplerine etkili olup olmayacağı da davanın bu niteliği gözetilerek çözüme kavuşturulmalıdır.

Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendileri üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.

Şu hale göre; işleten murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.

Eldeki davada da; davacıların desteği, işleteni olduğu araçta, sürücünün tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu vefat etmiş; davacılar, destekten yoksun kalan sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek, destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat isteminde bulunmuşlardır.

Davacıların üçüncü kişi konumunda oldukları hem mahkeme, hem de özel dairenin kabulünde olduğu gibi, işletenin yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da, uyuşmazlık konusu değildir.

Davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.

Bu nedenledir ki, Özel Dairenin davacıları üçüncü kişi kabul etmesine karşın, zararlarını ve buna bağlı tazminat haklarını muris üzerinde doğmuş bir hak olarak kabul etmesi ve bu kabul şekline göre vardığı sonuç çoğunlukça kabul görmemiştir.

Sonuç itibariyle:

Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla tam kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten tam kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğu ve davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri, oyçokluğu ile kabul edilmiştir.

Şu hale göre, yerel mahkemece, davacıların, desteklerinin işleteni olduğu araçta, sürücünün tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu, vefat etmiş olması nedeniyle, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek dava açabileceğinin kabulü ile işin esasının incelenmiş olması, yukarıda açıklanan değişik gerekçelerle, sonucu itibariyle doğru olup; bu kararda direnilmesi uygundur.

Ne var ki, Özel Dairece tazminat miktarına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, DİRENME UYGUN OLUP; davalı vekilinin tazminat miktarına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 17. HUKUK DAİRESİ'NE GÖNDERİLMESİNE, 22.02.2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)
Old 03-07-2012, 13:37   #10
av.salih gülgeldi

 
Varsayılan

Öncelikler sigorta şirketine KTK uyarınca bir talepte bulunun ve 8 iş günü içinde bir ödeme yapmazsa temerrüte düşecektir. HGK son kararına göre artık sürücü %100 kusurlu olsa da zmms den yararlanır. Sizin olayınızda baba işleten olduğunda 3.kişi sayılmayacağını düşünmekteyim. Ama ne olursa olsun anne destekten yoksun kalma tazminatı alabilir. HGK son kararında işleten ölüyor ve onun miraşçıları tazmınat alıyor.Ama sizin olayınıda işleten 3.kişi değildir.
Old 04-07-2012, 12:56   #11
ElifŞimşek

 
Varsayılan

Sayın mh da eklemiş olduğunuz Yargıtay kararı daha çok yeni bir karar olup, bundan önceki tüm kararların aksine olan bir karardır ve sanıyorum destekten yoksun kalma tazminatı davalarında Yargıtayın yeni görüşüdür. Birçok sigorta şirketinin vekilliğini yapmaktayız. Bu tür dava ve dosyalarımızın mevcudu oldukça fazla. Artık dosyalarda karşı tarafın vekilliğini yapan meslektaşlarımız bu kararı koymaktadırlar
Old 29-08-2012, 22:40   #12
mslmklvz

 
Varsayılan

2007 yılında açmış olduğumuz bir davada;Müvekkillerin varisi sürücü tam kusurlu olduğu bir kazada vefat etti.Mirasçıları adına zorunlu trafik sigortasına dava açtık.Mahkemece kabul edilen davamız Yargıtay tarafından da geçen ay itibariyle onanmıştır.
Davalı sigorta şirketi karar düzeltme yoluna gitmiştir.Eğer karar kesinleşirse artık sürücü tamamen kusurlu olsa da ZMMS tazminat ödeyecektir.
Kararın gerekçesinde;Sigortacının sorumluluğunun miras hukuku değil sigorta hukuku kapsamında olduğunu,yansıma kusur olamayacağını,ölenin kusurundan mirasçılarının sorumlu tutulamayacağı şeklindedir.
Old 31-08-2012, 12:19   #13
mh_da

 
Varsayılan

Sigorta şirketine yapmış olduğumuz yazılı başvuru, bu tür durumlarda dava açılmasının beklenmesi yönünde almış oldukları talimat gereği reddedildi. Bilgilerinize...
Old 12-11-2012, 12:00   #14
kmaral

 
Varsayılan Çok faydalandım teşekkür ederim...

Bu yeni Yargıtay kararına göre tekrar dava açmaya karar verdik. Daha önce Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin kusur oranına bakarak reddettiği bir davamız açılmamış sayılmış idi. Tekrar açmaya karar verdik...
Old 12-11-2012, 14:41   #15
Erkan Uygun

 
Varsayılan

Benim de bu konu ile ilgili derdest bir davam var. Mahkeme tahkikat aşamasına geçti. Sigorta şirketine başvuru yapmak sonuç vermiyor. Çünkü talebi reddiyorlar.

2918 sayılı KTK’nun 92/b maddesine göre, işleten ve sürücü yakınlarının (eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşlerinin) “mallarına” gelen zararlar sigorta kapsamı dışında bırakılmış ise de “canlarına” gelen zararlar söz konusu olduğunda Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortasından yararlanacakları kabul olunmuştur.Çünkü, anılan yakınlar, destekten yoksunluk ve bedensel zararlar yönünden “üçüncü kişi” konumunda olup, bu tür zararlar onların “kendi zararları”dır ve tazminat isteme hakları, miras veya herhangi bir yolla başkalarından geçen bir kazanım değil, kişiliklerine sıkı sıkıya bağlı bağımsız bir haktır.

Bu sebeplere dava açmakta bir sakınca yoktur.
Old 05-07-2013, 12:13   #16
av__emrah

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım meydana gelen tek taraflı trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı açacağız. Fakat müvekkil aynı zamanda %96 vücut fonksiyon kaybına uğramıştır. Yani &96 özürlü olarak kazadan kurtulmuştur. Açacağımız destekten yoksun kalma tazminatının yanında ayrıca bedensel zararı da talep edebilir miyiz? Her iki talebimizi de aynı davayla isteyebilir miyiz?
Old 18-05-2015, 16:35   #17
Av.e.aktan

 
Varsayılan

Emrah bey davanızı açtınız mı nasıl sonuçlandı. benzer bir dava açmak istiyorum.sigorta başvuruyu reddetti .Müvekkil tek taraflı olarak trafik raporuyla tam kusurlu( ama rücu şartları yok) kaza yapıyor, %96 kalıcı sakatlığı var . emin olamadım.
Old 18-05-2015, 16:40   #18
av__emrah

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.e.aktan
Emrah bey davanızı açtınız mı nasıl sonuçlandı. benzer bir dava açmak istiyorum.sigorta başvuruyu reddetti .Müvekkil tek taraflı olarak trafik raporuyla tam kusurlu( ama rücu şartları yok) kaza yapıyor, %96 kalıcı sakatlığı var . emin olamadım.

Sayın Meslektaşım davayı açtım. Dosya halen derdest. Dosya tazminat hesabı için bilirkişiye gitti fakat henüz dönmedi. Bilirkişi raporu geldiğinde paylaşırım. Fakat anladığım kadarıyla olaylarımız birbirinden farklı. Bizim olayımızda aracı kullanan müvekkilin oğlu ve müvekkil de araçta yolcu olarak bulunuyor. Oğlunun ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı açtık, müvekkilin sakatlığı için de bedensel zarar talep ettik. İyi Çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tek taraflı trafik kazası-Destekten yoksun kalma Hammerfall Meslektaşların Soruları 13 30-11-2012 18:17
trafik kazası, asli kusur, tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı Av. Yasin Yıldız Meslektaşların Soruları 2 09-06-2012 21:41
Trafik Kazası Destekten Yoksun Kalma,manevi Tazminat av.yağmur deniz Meslektaşların Soruları 6 01-07-2011 13:00
trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı selimaksu Meslektaşların Soruları 3 25-09-2008 18:56
iş kazası destekten yoksun kalma tazminatı(acil) avukat_12 Meslektaşların Soruları 5 21-01-2008 22:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,16673803 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.