Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

bonoda çift imza konusunda acil yargıtay kararı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-09-2007, 20:49   #1
Av.Turan

 
Varsayılan bonoda çift imza konusunda acil yargıtay kararı

bilindiği üzere yargıtay içtihatlarına göre şirket tarafından ciro edilen bonoların altında iki imza olması durumunda yargıtay ikinci imzanın kefil sıfatıyla atıldığını kabul etmektedir. bu konuda acil yargıtay kararına ihtiyacım var. yardımcı olacak meslektaşlara şimdiden teşekkür ederim.
Old 06-09-2007, 22:19   #2
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

Y.12.HD. 28.09.2001-2001-13727-2001/149941.....
sadece numarası mevcut maalesef....saygılarımla....

sonradann ek:zinhar sitede olmaması imkanzsızdı zaten....::))
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=14503....
Old 07-09-2007, 01:18   #3
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/22495
Karar: 2004/26960
Karar Tarihi: 27.12.2004
ÖZET : Takip dayanağı bono, borçlu şirketin münferit temsilcisi K. tarafından şirket kaşesi üzerine ve açığa imza atılmak suretiyle düzenlendiği anlaşılmaktadır. TTK 'nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında uygulanması gereken aynı kanunun 589. maddesi gereğince, şirketin münferit temsilcisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu diğer imzanın kendisini sorumluluktan kurtaracağı düşünülemez. Senet üzerinde iki adet imza bulunması nedeniyle ve bu imzanın şikayetçi tarafından inkar edilmediği de gözetilerek imzalardan birinin K. adına atıldığının kabulü gerekir. Mahkemece yukarıda belirtilen nedenlerle şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
(6762 S. K. m. 589, 690)
Dava: Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Takip dayanağı bono, borçlu şirketin münferit temsilcisi K. tarafından şirket kaşesi üzerine ve açığa imza atılmak suretiyle düzenlendiği anlaşılmaktadır. TTK 'nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında uygulanması gereken aynı kanunun 589. maddesi gereğince, şirketin münferit temsilcisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu diğer imzanın kendisini sorumluluktan kurtaracağı düşünülemez. Senet üzerinde iki adet imza bulunması nedeniyle ve bu imzanın şikayetçi tarafından inkar edilmediği de gözetilerek imzalardan birinin K. adına atıldığının kabulü gerekir. Mahkemece yukarıda belirtilen nedenlerle şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUM K. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.12.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 07-09-2007, 07:12   #4
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/13191

K. 2004/16885

T. 28.6.2004

• BONODA BORÇLUNUN ÇİFT İMZASI BULUNMASI ( Şirket Yanında Gerçek Şahıs Olarak da Bono Metninde İsminin Yazıldığı - İmzalarından Birisinin Şirket Diğerinin de Şahsı Adına Atıldığının Kabulü Gereği )

• ŞİRKET TEMSİLCİSİ ( Bonoda Şirket Yanında Gerçek Şahıs Olarak da İsminin Yazıldığı - İmzalarından Birisinin Şirket Diğerinin de Şahsı Adına Atıldığının Kabulü Gereği )

İMZA İNKAR TAZMİNATI ( Borçlunun Bonoda Şirket Yanında Gerçek Şahıs Olarak da İsminin Yazıldığı - İmzalarından Birisinin Şirket Diğerinin de Şahsı Adına Atıldığının Kabulü Gereği )

2004/m.169/a


DAVA : 1 ) Takip dayanağı bonolarda muteriz borçlunun iki adet imzasının bulunduğu ve ayrıca şirket yanında gerçek şahıs olarak da bono metninde isminin yazıldığı görülmektedir. Çift imza atma zorunluluğu bulunmadığından muteriz borçlunun imzalarından birisinin temsilcisi olduğu şirket adına diğerinin de gerçek şahıs adına atıldığının kabulü gereklidir.
2 ) Karar tarihinde yürürlükte bulunan 4949 sayılı kanunla değişik İİK.nun 169/a maddesi uyarınca alacaklı aleyhine % 20 oranı aşar şekilde % 40 oranında inkâr tazminatına hükmedilmesi isabetsizdir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Mahkemenin vade tarihindeki tahrifat iddiası hakkındaki itirazı yasal olmayan gerekçeyle reddi doğru değil ise de; aleyhe temyiz olmadığından bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
Takip dayanağı bonolarda muteriz borçlunun iki adet imzasının bulunduğu ve ayrıca şirket yanında gerçek şahıs olarak da bono metninde isminin yazıldığı görülmektedir. Çift imza atma zorunluluğu bulunmadığından muteriz borçlunun imzalarından birisinin temsilcisi olduğu şirket adına diğerinin de gerçek şahıs adına atıldığının kabulü gereklidir. Mahkemece anılan hususa yönelik itirazın reddine karar vermek gerekirken, çift imza bulunduğu gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Ayrıca, karar tarihinde yürürlükte bulunan 4949 sayılı kanunla değişik İİK.nun 169/a maddesi uyarınca alacaklı aleyhine % 20 oranı aşar şekilde % 40 oranında inkâr tazminatına hükmedilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.6.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 07-09-2007, 07:57   #5
Av.Mehmet SAVRUN

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 12


Esas No.
2005/1847
Karar No.
2005/2823
Tarihi
15.02.2005


2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/170
6762-TÜRK TİCARET KANUNU ( TTK )/688


KAMBİYO SENEDİ VASFI
BONODA ŞİRKET KAŞESİ ÜZERİNDEKİ İMZADAN AYRI İKİNCİ BİR İMZASI
BULUNAN ŞİRKET TEMSİLCİSİ
BORÇTAN ŞAHSEN SORUMLULUK


ÖZET
BİR BELGENİN KAMBİYO SENEDİ VASFI TAŞIMASI İÇİN SENEDİ TANZİM EDEN KİŞİNİN İMZASININ BULUNMASI ZORUNLUDUR. PUL ÜZERİNDE VE AÇIKTA BİRDEN FAZLA İMZANIN BULUNMASI KOŞUL OLARAK KABUL EDİLMEMİŞTİR. BONODAKİ ŞİRKET KAŞESİ ÜZERİNDEKİ İMZADAN AYRI OLARAK İKİNCİ KEZ ATILAN İMZA ŞİRKET TEMSİLCİSİNİ ŞAHSEN DE SORUMLU KILAR. BU DURUMDA ONUN YÖNÜNDEN ŞİKAYETİN REDDİ GEREKİR


Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

TTK'nun 688/7. maddesi gereğince takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını taşıması için (...senedi tanzim edenin imzasını) ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede, sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiştir. Pul üzerinde ve açıkta birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir. Somut olayda, borçlu İ'nin takip konusu belgedeki imzayı inkar etmediği görülmektedir. Adı geçenin, borçlu bölümünde ayrıca isminin yazılı olmaması onu yukarıda açıklanan yasa maddesi uyarınca sorumluluktan kurtarmaz. Şirket kaşesi üzerindeki imzadan ayrı ikinci bir imzası da bulunduğuna göre borçtan şahsen sorumlu olduğunun kabulü gerekir. O halde, onun yönünden de şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 08-07-2009, 20:18   #6
kapgan

 
Varsayılan

Son karara göre, örneğin bir bonoda (ki ticari teamül gereği genelde böyle yapılıyor)tüzel kişi şirket adı yazılıp yan yana iki imza atılırsa,kişi ismi yazmasa da eğer biliyorsak kimin imza attığını,onun da adını takibe yazsak hukuka uygun oluyor.Acaba bu konuda aksi yönde karar var mı? Bu durumun ticari örf ve adete göre çözümlenmesi gerekitği v.b. konularda?
Old 14-12-2010, 12:36   #7
mete25

 
Varsayılan Çift Kaşe Çift İmza

Alıntı:
Yazan kapgan
Son karara göre, örneğin bir bonoda (ki ticari teamül gereği genelde böyle yapılıyor)tüzel kişi şirket adı yazılıp yan yana iki imza atılırsa,kişi ismi yazmasa da eğer biliyorsak kimin imza attığını,onun da adını takibe yazsak hukuka uygun oluyor.Acaba bu konuda aksi yönde karar var mı? Bu durumun ticari örf ve adete göre çözümlenmesi gerekitği v.b. konularda?

Bende yeni bir soru sormak istiyorum.Yargıtay Çift imza olduğunda şirket yetkilisinin ismi yazmasa bile şirket yetkilisinin sorumlu olduğunu kabul ediyor diye biliyorum.
Old 23-01-2011, 21:21   #8
mgokalp

 
Varsayılan

Bu konudaki paylaşılan kararlar dışında hgk kararı var mı acaba? Paylaşan olursa sevinirim..
Old 01-06-2016, 14:20   #9
nsazak

 
Varsayılan

Peki, aynı elden iki imza ve üzerilerinde aynı şirket kaşesi varsa?
Old 01-06-2016, 14:24   #10
nsazak

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2011/12-480
Karar: 2011/598
Karar Tarihi: 05.10.2011


TAKİBİN İPTALİ DAVASI - BONO BORÇLUSUNUN TÜZEL KİŞİ OLMASI - SENETTE ATILAN HER İKİ İMZA DA ŞİRKET KAŞESİ ÜZERİNE ATILMASI - BONONUN ÖN YÜZÜNDE BULUNAN HER İKİ İMZANIN BORÇLU TARAFINDAN ATILMASI - İKİNCİ İMZANIN AVAL ŞERHİ OLMADIĞI

ÖZET: Dava, icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Temsile yetkili olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzalayan kişi ile temsil yetkisini aşar biçimde poliçe imzalayan kişiler, poliçeden dolayı kişisel olarak sorumlu olurlar. Bono borçlusunun tüzel kişi olması halinde, yetki belgesinde firmayı temsile yetkili şahısların bonoyu imzalamış olmasına ve usulünce kaşe basılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu durumda, poliçeden doğan sorumluluk doğrudan doğruya temsil edilen tüzel kişiye aittir. Şirket yetkilisi tarafından da olsa senede atılan ikinci imza, şirket kaşesi olmadan atılmış ise, burada keşideci sıfatı söz konusu olmayacağından, bu imza aval olarak kabul edilir ve bu imza sahibi borçtan şahsen sorumlu olur. Senette atılan her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık aval olgusundan söz edilemez.

(6762 S. K. m. 590, 612, 613, 688) (2004 S. K. m. 170/A)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki <takibin iptali> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 06.08.2009 gün ve 2009/521 Esas, 2009/793 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15.03.2010 gün ve 2009/24166 Esas, 2010/5912 Karar sayılı ilamı ile;

(...TTK.nun 688/7. maddesi gereğince bonoda tanzim edenin imzasının, metni örter şekilde yani metnin altına atılması zorunludur. Senede aynı şahıs tarafından birden fazla imza atılmış ise, bu durum senedin geçerliliğine etki etmez. Bonoda sorumluluğun tek imza ile doğduğu dikkate alındığında, birden fazla atılan imzaların sahiplerinin durumuna göre, asıl borçlu veya aval veren olarak nitelemek mümkündür. Sadece imzadan ibaret aval de mümkündür. Muhatap veya keşideci imzaları dışında bononun ön yüzüne konan her imza aval beyanı sayılır. Bu açıklamalar karşısında sorumluluğun doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunlu olmadığından aval olarak değerlendirilir.

Takip konusu bonoda keşideci; Algrup Görsel İletişim Sis. San. Tic. Ltd. Şti. olup, şirket yetkilisinin şirketi temsilen atacağı tek imza ile şirket, senetteki borçtan sorumlu olur. Ancak zorunlu olmadığı halde şirket temsilcisinin bono üzerine attığı ikinci imza, kendisini avalist konumuna sokacağından ve de sadece imza etmek yeterli olacağından (borçlu isminin yazılması zorunlu unsur olmadığından) bonodaki borçtan aynen keşideci gibi sorumludur. Takip konusu bononun ön yüzünde yer alan (2) adet imza ile bono, keşideci şirket ve avalist Y. G. açısından geçerli olup, bu durumda iş bu senetteki imzalardan birinin şirket, diğerinin ise şirket yetkilisi Y. G. adına atıldığının kabulü gerekir. Kaldı ki bu imzalara da adı geçen karşı çıkmamıştır.

O halde borçlunun isteminin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI

Dava, icra takibinin iptali istemine ilişkindir.

Davacı/borçlu Y. G. vekili, müvekkilinin, dava konusu icra takibinin borçlusu Algrup Görsel İletişim Sis. San. ve Tic. A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanı ve murahhas temsilcisi olup, 18.222.75 TL bedelli ve 31.10.2008 vadeli bir adet senedi adı geçen şirketi temsilen ve şirket kaşesi altında imzalayarak davalı şirkete verdiğini, ancak davalı şirket tarafından bu senedin tahsili için başlatılan İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2009/6348 Esas sayılı icra takibinde, müvekkilinin, borçlu (aval veren) olarak gösterildiğini, takip konusu senet üzerindeki her iki imza müvekkiline ait olmakla birlikte bu imzaların, şirketi temsilen ve şirket kaşesi altına atılmış imzalar olduğunu, bu nedenle müvekkilinin aval veren sıfatıyla senet borcundan şahsen sorumlu olmadığını belirterek, icra takibinin İİK. nın 170/A-II maddesine göre müvekkili yönünden iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı/alacaklı Muğlalılar Saç San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, bononun ön yüzüne davacı/borçlu tarafından konulan ikinci imzanın aval olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı/alacaklı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçeyle bozulmuştur.

Yerel mahkemece önceki kararda ısrar edilmiş, hükmü, davalı vekili temyize getirmiştir.

Uyuşmazlık, takibe konu senette, keşideci Algrup Görsel İletişim Sis. San. ve Tic. A.Ş. kaşesi altına adı geçen şirketin yönetim kurulu başkanı ve murahhas temsilcisi olan davacı tarafından, atılan ikinci imzanın, davacıyı avalist konumuna getirip getirmediği, borçtan şahsen sorumlu olup olmayacağı, noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle, aval kavramı üzerinde durulması gerekmektedir.

Aval, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 612. maddesine göre, poliçede yazılı bulunan borcun ticari senetler hukukuna göre tekeffül edilmesini sağlayan hususi bir kefalettir. Bu kefaleti veren şahsa, aval veren denir (Doğanay, İsmail, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 2. Cilt, 4.Bası, s.1911).

Aval, üçüncü bir şahıs tarafından veya poliçeye imza koyan diğer bir şahıs tarafından verilebilir. TTK’nun 613/3 maddesine göre aval beyanından, hangi şahsın borcunun tekeffül edildiğinin açıkça anlaşılamadığı hallerde, avalin, keşideci hesabına verildiğinin kabulü gerekir.

TTK’nun 612/2. maddesindeki üçüncü şahıstan maksat, henüz senette imzası bulunmayan kimselerdir. Poliçe borçlusu olan muhatap ile keşidecinin aval vermelerinde, itimat bakımından, hiçbir fayda yoktur. Çünkü birisi poliçenin <kabul> ile asıl borçlusu olan kimse, diğeri de <keşideci> muhatabın ödemeden imtinaı halinde senette yazılı meblağı en sonunda ödemek zorunda kalacak şahıstır (Doğanay, İsmail, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 2. Cilt, 4.Bası, s.1913).

Avalin ne şekilde verileceği TTK.nun 613/3 maddesinde açıklanmıştır. Buna göre aval şerhi, ancak poliçe veya alonj (ek) üzerine kimin hesabına verildiğinin yazılmasıyla mümkün olur. Fakat bununla beraber, isim yazılmadan da aval verilen (kefalet edilen) şahsın poliçedeki vasfı tasrih edilmek -mesela ilk ciranta, keşideci, muhatap gibi- suretiyle verilen aval muteberdir. Ayrıca, her türlü aval şerhinin altının da aval veren (avalist) tarafından imzalanmış olması gerekir (Doğanay, İsmail, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 2. Cilt, 4.Bası, s.1914).

Poliçenin yüzüne, keşideci veya muhatap müstesna olmak üzere poliçe borçlularının veya üçüncü şahısların sadece imza etmeleri halinde, imza eden şahıs aval vermiş sayılır. (TTK m. 613/2). Bu, yasal bir karinedir.

Bono veya emre muharrer senet, senedi tanzim edenin imzasını ihtiva eder (TTK m. 688/7). Borçlu sıfatıyla senedi imzalayan kişinin gerçekte adının farklı olması, o senedi geçersiz hale getirmez. Önemli olan husus, senet altındaki imzanın, o senedi keşide eden (düzenleyen) borçluya ait olmasıdır. Kambiyo senetlerinde sorumluluğu tesbit eden husus, borçlunun (keşidecinin) imzasıdır. İmzanın, <borçlu> veya <kefil-aval veren> sıfatlarından hangisi ile atılmış bulunduğunun da senette belli edilmesi gereklidir (Doğanay, İsmail, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 2. Cilt, 4.Bası, s.2086).

TTK’nun 688/7. maddesi ile 613/7. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, bononun geçerli olması için, tek imza yeterlidir ve senet ön yüzüne atılan ikinci imza aval şerhi sayılır. Ne var ki, bononun ön yüzüne keşideci tarafından iki imza atılmış olsa dahi, bu imzalar TTK.nun 613. maddesine göre aval olarak kabul edilemez. Ancak, keşideciden başka bir kişi tarafından aval veya benzeri sözler kullanılarak imzalanmışsa aval olarak sayılır.

Keşidecinin el yazısıyla atılmış imzasının senedin ön yüzünde ve senet metninin altında bulunması gereklidir. Kanunen keşidecinin imzası yeterli olmakla birlikte keşidecinin kim olduğunun tespiti ve özellikle keşidecinin tüzel kişi olması durumunda keşideci ünvanının poliçede yer alması, poliçenin kimin tarafından verildiğinin tespiti bakımından önemlidir. Zira, poliçede imzası bulunanın borçlu olarak mı yoksa bir başka kişi adına temsilen veya vekaleten mi imzalamış olup olmadığının tespiti ancak ad ve soyadı veya ünvan ile sıfatın belirtilmiş olması ile mümkündür.

Temsile yetkili olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzalayan kişi ile temsil yetkisini aşar biçimde poliçe imzalayan kişiler, poliçeden dolayı kişisel olarak sorumlu olurlar (TTK.m.590). Bono borçlusunun tüzel kişi olması halinde, yetki belgesinde firmayı temsile yetkili şahısların bonoyu imzalamış olmasına ve usulünce kaşe basılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu durumda, poliçeden doğan sorumluluk doğrudan doğruya temsil edilen tüzel kişiye aittir.

Hemen vurgulanmalıdır ki, şirket yetkilisi tarafından da olsa senede atılan ikinci imza, şirket kaşesi olmadan atılmış ise, burada keşideci sıfatı söz konusu olmayacağından, bu imza aval olarak kabul edilir ve bu imza sahibi borçtan şahsen sorumlu olur. Senette atılan her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık aval olgusundan söz edilemez.

Açıklanan bu maddi hukuk kuralları, somut olay ortaya konularak değerlendirildiğinde;

Davacı/borçlu vekili tarafından dosyaya sunulan 11.04.2007 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi örneğine göre, davacı/borçlu Y. G.’in, münferit imzası ile, keşideci Algrup Görsel İletişim Sis. San. ve Tic. A.Ş. ni üç yıl süreyle temsil ve ilzama yetkili olduğu ve takip konusu bononun ön yüzünde bulunan her iki imzanın da keşideci şirket kaşesi üzerine davacı/borçlu Yaşar G. tarafından atıldığı, bu hususun davacı vekilince de kabul edildiği dikkate alındığında atılan ikinci imzanın aval şerhi olmadığı belirgindir.

O halde, Yerel Mahkemenin aynı gerekçeye dayalı direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yerel Mahkeme kararının, yukarıda direnme kararında gösterilen nedenlerden dolayı ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bonoda çift keşideci, tanzim yerinin birden fazla olması... Av.Mehmet Saim Dikici Meslektaşların Soruları 48 09-05-2013 14:11
Yargıtay kararı -Acil- uSaRe01 Meslektaşların Soruları 5 25-07-2012 15:36
mk 199 kapsamında tassaruf yetkisinin sınırlandırılması konusunda yargıtay kararı av. burçin Meslektaşların Soruları 10 09-07-2007 10:21
Acil.. Yargıtay Kararı Heybe Hukuk Meslektaşların Soruları 1 31-05-2007 00:40
Şirket temsilcisinin çift imza ile borçlanması hukukçu42 Meslektaşların Soruları 2 20-09-2006 14:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03314495 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.