zilyetliğe dayalı tescil davası-kesin hüküm

Merhaba meslektaşlarım,

Muristen mirasçılarına kalan ve taksim edilmemiş parseli mirasçılardan birisi kadastro öncesinde zilyetliğe dayalı tescil davası açarak kendi adına tapuya tescilini yaptırıyor. Bu davada mirasçı bu yerin babasından geldiğini iddia etmiş, kardeşlerinden feragat beyanı almış ve Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş. Oysa dava konusu parsel babadan değil, dededen mirasçılarına intikal eden bir yer.

Daha sonra bu yerden kadastro geçmiş, diğer mirasçılar 10 yıllık zamanaşımı içinde bu yer hakkında tapu iptali ve tescili davası açsalar önceki zilyetliğe dayalı tescil kararı kesin hüküm sayılır mı? Önceki davada hazine davalı taraf. önceki karar tarafları aynı olmadığı için diğer mirasçılar yönünden kesin hüküm teşkil etmez diye düşünüyorum. Bilgilerinize ihtiyacım var.teşekkürler...

[quote=muzio]Merhaba meslektaşlarım,

Muristen mirasçılarına kalan ve taksim edilmemiş parseli mirasçılardan birisi kadastro öncesinde zilyetliğe dayalı tescil davası açarak kendi adına tapuya tescilini yaptırıyor. Bu davada mirasçı bu yerin babasından geldiğini iddia etmiş, kardeşlerinden feragat beyanı almış ve Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş. Oysa dava konusu parsel babadan değil, dededen mirasçılarına intikal eden bir yer.

Daha sonra bu yerden kadastro geçmiş, diğer mirasçılar 10 yıllık zamanaşımı içinde bu yer hakkında tapu iptali ve tescili davası açsalar önceki zilyetliğe dayalı tescil kararı kesin hüküm sayılır mı? Önceki davada hazine davalı taraf. önceki karar tarafları aynı olmadığı için diğer mirasçılar yönünden kesin hüküm teşkil etmez diye düşünüyorum. Bilgilerinize ihtiyacım var.teşekkürler...

Önceki davada davalı hazine ancak feragat beyanında bulunan kardeşler (yada onların mirasçıları)şimdi mirasçı olarak dava açan taraf değilmi-yanlış mı anladım?

Şöyle anlatayım.

. A
I I I
B C D
I I I
E F G

A Kök muris. A ve çocuklarından B vefat etmiş. E kadastro öncesinde zilyetliğe dayalı tescil davası açıyor. O davada taşınmazın ölen babaları B'den geldiği söyleniyor. E, kardeşleri F ve G'den feragat beyanı alarak bu yeri kendi adına tescil ettiriyor. Bu dava Hazine aleyhine açılmış, davadan C ve D'nin haberi yok. C ve D, dava konusu yerden kadastro geçtikten sonra bu yerin kök muris A'nın mirasçıları adına tescil edilmesi gerektiğinden bahisle tapu iptali davası açmak istiyorlar. Zilyetliğe dayalı tapu tescili davası, sonraki dava için kesin hüküm ifade eder mi? Bu konuda kafam karıştı.

Alıntı: Yazan muzio Merhaba meslektaşlarım, Muristen mirasçılarına kalan ve taksim edilmemiş parseli mirasçılardan birisi kadastro öncesinde zilyetliğe dayalı tescil davası açarak kendi adına tapuya tescilini yaptırıyor. Bu davada mirasçı bu yerin babasından geldiğini iddia etmiş, kardeşlerinden feragat beyanı almış ve Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş. Oysa dava konusu parsel babadan değil, dededen mirasçılarına intikal eden bir yer. Daha sonra bu yerden kadastro geçmiş, diğer mirasçılar 10 yıllık zamanaşımı içinde bu yer hakkında tapu iptali ve tescili davası açsalar önceki zilyetliğe dayalı tescil kararı kesin hüküm sayılır mı? Önceki davada hazine davalı taraf. önceki karar tarafları aynı olmadığı için diğer mirasçılar yönünden kesin hüküm teşkil etmez diye düşünüyorum. Bilgilerinize ihtiyacım var.teşekkürler...

Diğer mirasçılar hakkında olmasa da söz konusu taşınmaz açısından kesin hüküm oluşturur. Söz konusu davada hüküm tesisis taşınmazın sadece ilgili kişi açısından zilyetliğe dayalı tesciline karar verilmişse, ve karar aşamasında diğer mirascılarda bu haklarından feragat etmişlerse yapılacak birşey olmadığı fikrindeyim.

Zilyetliğe dayalı mülkiyet davalarında muris zilyetliğine de dayanıyorsunuz. Şöyle diyelim -burayı benden öncede zilyet sıfatıyla babam kullanıyordu-diyebiliyorsunuz. Bir taraftan cevaplarken kendimde şaşırdım; o zaman davayı sadece hazine adına açamazsınız-kök murisin mirasçıları da davaya dahil edilmelidir. Sizin olayınızda kardeşler değil bir üst mirasçılardan (C veD) bahsediyoruz. Bu durumda onlar açısından kesin hüküm ifade eder mi? Davaya dahil edilmeleri gerekirken ortada yoklar; Bence kesin hüküm ifade etmemesi lazım..
Bu konuda kaynaklarımı bi kontrol etmem lazım sn. meslektaşım-benzer bi dosyada epey araştırma yapmıştım..
Tabi zamanınız varsa..

Sayın Mlk,

İlginiz için teşekkürler. ben de bu konuda epey bir araştırma yaptım ama benim olayımla benzer Yargıtay kararı bulamadım.

Bir kararın kesin hüküm ifade edebilmesi için davaların hukuki sebeplerinin ve taraflarının aynı olması gerekiyor. Benim olayımda üst mirasçılar önceki davada taraf değiller ancak zilyetliğe dayalı tescil davaları gazete yoluyla ilan ediliyor.

Neticeyi paylaşabilirseniz çok memnun olurum.

Alıntı: Yazan muzio Sayın Mlk, İlginiz için teşekkürler. ben de bu konuda epey bir araştırma yaptım ama benim olayımla benzer Yargıtay kararı bulamadım. Bir kararın kesin hüküm ifade edebilmesi için davaların hukuki sebeplerinin ve taraflarının aynı olması gerekiyor. Benim olayımda üst mirasçılar önceki davada taraf değiller ancak zilyetliğe dayalı tescil davaları gazete yoluyla ilan ediliyor. Neticeyi paylaşabilirseniz çok memnun olurum.

Sayın meslektaşım, bir arazi üzerinde bir şahsın mülkiyeti belirlenmişse..., karar da kesinleşmişse..., bir de kadastro tespitinden sonra 10 yıllık hak düşürücü süre geçmişse.., Sonuç da olan olmuştur.